T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/249

KARAR NO  : 2022/475      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Davacınıntaşınmazlarınınsu altında kaldığından bahisle uğranılan zarara karşılıktazminat istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı      : T.İ

Vekili        : Av. S. Ç

Davalı       : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekili        : Av. M. Ç

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili,müvekkilininMuş İli, Bulanık İlçesi, ... Mahallede kâin ..../...,...,.../...,.../..., .../... ve.../... ada/parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu; tarla niteliğindeki bu taşınmazların .... Göl alanı içinde kaldığını, su taşkınına uğradığını ve taşınmazların tamamının kullanılmaz hale geldiğini,DSİ'nin "yerüstü ve yeraltı sularının tek ve çok amaçlı kullanımı, toprak erozyonunun ve taşkın zararlarının önlenmesi" ile yükümlü kılındığını oysa DSİ tarafından yapılan barajda su taşkınını önlemesi gerekirken, bu önlemi almadığını, davalınınyükümlülüklerini yerine getirmediğindenmüvekkilinin uzun zamandan beri taşınmazlarından faydalanamadığını ifade ederek, dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız el atmadan doğantazminat ve ecrimisil bedeli olarak, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. BulanıkAsliye Hukuk Mahkemesi 15/01/2016 tarih ve E.2014/93, K.2016/34sayı ile, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5.Hukuk Dairesi 10/04/2019 tarih ve E.2017/32020, K.2019/6959 sayı ile hükmü onamış ve karar kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki kanıt ve belgeler özellikle mahkememizce yapılan keşiften dava konusu taşınmazların 135 uluslararası öneme sahip sulak alanlardan biri olan Muş Ovası Sulak Alanları kapsamında kalan ... Gölü alanında kaldıkları, bölgenin Doğa Kuruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındığı, dava dilekçesine ekli ilgili kurumdan alınan müzekkere cevabından ve keşif tutanağındaki mahkeme gözleminden de anlaşılacağı üzere, söz konusu alanın sazlıklarla kaplı olduğu, 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında sulak alanların kurutulması ve doldurulmasının yasak olduğu, ayrıca taşınmazlara davalı idarece fiilen el atılmadığı, bu anlama gelecek nitelikte davalı idare tarafından dava konusu taşınmazlarda herhangi bir tesis ve işlemin yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kuramlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 28.10.201 3tarih ve 2013/13796/17749 E.K. Sayılı ilamı)

Yukarda yapılan açıklamalar doğrultusunda dava konusu taşınmazlara davalı idare tarafından fiilen el atılmadığı, ilgili kanunların uygulanmasından kaynaklanan tasarruf kısıtlamalarından kaynaklanan veya davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin tazminat davalarının idari yargıda görülmesi gerektiğinden, mahkememizce yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

 

3. Davacı vekili bu defa, müvekkilinin maliki olduğutaşınmazların, idarenin kusuru nedeniyle sular altında kaldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 471.767,32 TL zararın Bulanık Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyleidari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Van 4. İdare Mahkemesi 09/03/2022 tarih ve E.2021/1944 sayı ile,  uyuşmazlığıngörüm ve çözümünde adli yargının görevli bulunduğu gerekçesiyle 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar bakılan davanın incelenmesinin ertelenmesinekarar vermiştir. Kararınilgili kısımları şöyledir:

 

"...mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle idari yargı yerlerinde tam yargı davası açılabilmesi için, mülkiyet hakkına konu taşınmazdaki kısıtlama nedeniyle ortaya çıkan zarar sonuç ya da sonuçlarının genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemeden, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklaması gerektiği, idarenin eylemi nedeniyle taşınmazdaki kısıtlamanın fiilen ortaya çıkması, malikin taşınmaz üzerindeki fiziki kısıtlama nedeniyle mülkiyet hakkını ona tanınan yetkiler kapsamında kullanamaması durumunda ise bu nedenle doğan uyuşmazlığın adli yargı yerlerinin görevine girdiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Muş ili, Bulanık İlçesi, ... Mahalle'de bulunan ve tapunun .../..., .../..., .../..., .../..., .../..., .../... ada/parsel numaralarında, kayıtlı davacının maliki olduğu taşınmazların idarenin kusuru nedeniyle sular altında kaldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 471.767,32-TL zararın tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı,Mahkememizin 09/09/2021, 15/10/2021, 24/11/2021 tarihli ara kararları ile davacının mülkiyet hakkında oluştuğu iddia edilen kısıtlamanın hangi hukuki durumdan kaynaklandığının sorulduğu, cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden davaya konu taşınmazların 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı sınırları dışında olduğu, taşınmazların bir kısmının Muş İli, Şorgöl-Bulanık Ovası Doğal SİT Alanı içerisinde kaldığı, idarece taşınmazlara herhangi bir müdahalede bulunulmadığı, taşınmazların sulak alan içerisinde kalması nedeniyle sular altında kaldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davaya konu taşınmazlar bakımından davacının mülkiyet hakkının genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemeden, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklanan bir kısıtlamanın bulunmadığı, davacının fiili müdahalesi ve elatması nedeniyle oluştuğu açık olduğundan işbu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.

 

6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

 

7. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin, 2577 sayılı Kanun'un 12. ve 13. maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Kanun hükümlerinin gereğidir.

8. 15 Temmuz 2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 4 sayılı"Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"nin"Onuncu Bölüm"ündeDevlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Kararnamenin "Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri" başlıklı 121. maddesinin 1. fıkrasınınilgili bentleri şöyledir:

" (1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri şunlardır:

a) Taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek.

b) Sulama tesislerini kurmak, sulama sahalarında mevcut parsellerin tamamını veya aksamını gösterir harita ve planları yapmak veya yaptırmak ve icabı halinde kadastrosunu yaptırmak.

c) Sulak alanları ıslah etmek, erozyon ve rüsubat kontrolü ile ilgili etüt ve planlama işlerini yapmak veya yaptırmak, kendi tesislerini korumaya yönelik erozyon kontrolü maksatlı ağaçlandırma çalışmaları yapmak.

ç) (a) ve (b) bentlerindeki faaliyetlerle ilgili olmak şartıyla sudan ve zaruret halinde yardımcı diğer kaynaklardan enerji istihsal etmek.

...

g) Bu maddede belirtilen tesislerin çalıştırma, bakım ve onarım dâhil işletmelerini yürütmek.

ğ) Bu maddede belirtilen işlerle ilgili olmak üzere rasat, tecrübe, istatistik, araştırma ve her türlü istikşaf işlerini yapmak; ezcümle toprağın cins ve karakterini, yetiştirilecek mahsul nevilerini ve elde edilecek zirai, iktisadi faydaları ve verimlilik derecelerini tespit etmek; bu mevzularda gerekirse ilgili bakanlık ve kurum ve kuruluşlardan faydalanmak, amenajman planları hazırlamak ve bunları temin edecekleri fayda ve ele alınmalarındaki zaruretlere göre seçmek, sıralamak ve Bakanlığa teklif etmek.

h) Bu maddede belirtilen işlerin her türlü etüt ve projelerini yapmak veya yaptırmak.

ı) Tesislerin yapılması hususunda her türlü mali imkânları araştırmak ve icabı halinde ortaklıklar kurulmasını Bakanlığa teklif etmek ve Cumhurbaşkanı kararı ile uzun vadeli iç ve dış istikrazlar yapmak..."

 

B. Yargı Kararları

 

9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

 

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından,tazminat istemi yönünden oluşan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

11. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dava,davacının... Göl alanı içinde kalan ve su taşkını nedeniyle zarar gören taşınmazlarına ilişkin olarak, davalı idarenin yükümlülüklerini yerine getirmediğindenbahisleuğranılan zararın tazmini istemiyleaçılmıştır.

 

13. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yukarıda bir örneğine yer verilen yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

14. Dava dosyalarının incelenmesinden, dava konusu taşınmazlarınuluslararası öneme sahip sulak alanlardan biri olan Muş Ovası Sulak Alanları kapsamında bulunan ... Gölü alanında kaldığı,bölgenin Doğa Kuruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındığı, keşif tutanağındaki mahkeme gözlemine göre söz konusu alanın sazlıklarla kaplı olduğu, taşınmazlara davalı idarece fiilen el atıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmış, davalı idarenin yükümlülükleri kapsamında gerekli önlemleri almadığı, su taşkınının ve zararın bu nedenle oluştuğu iddia edilerekdava açıldığı görülmüştür.

 

15. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu davanın idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden ya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

 

16. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Van 4. İdare Mahkemesinin 09/03/2022 tarihlive E.2021/1944 sayılı başvurusununreddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININGÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Van 4. İdare Mahkemesinin 09/03/2022 tarihli ve E.2021/1944 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

31/10/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİİLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                               Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

          TOPAL                 AĞIRMAN                 SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                            Mahmut                           Bilal

                                            ARSLAN                        BALLI                      ÇALIŞKAN