T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 527

            KARAR NO : 2015 / 569

            KARAR TR   : 28.09.2015

ÖZET : Adli yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

Davacı            : C.K.

Davalılar         : 1.EGO Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av.M.B.

                         2.Ankara B.B.B.

Vekili              : Av. N.K.

 

O L A Y         : Davacı dava dilekçesinde özetle; sahibi bulunduğu otobüs hattına ilişkin UKOME kararı olmadan davalı idare tarafından, sadece Genel Müdür oluru ile usulsüz olarak alınan 21.05.2014 tarih ve 24270 sayılı karar uyarınca sözleşmesinin feshedildiğini belirterek; davalıların hukuka, yasalara ve eşitlik ilkesine aykırı anayasal hakların kullanılmasını engelleyen kararları uyarınca ödenemeyen Durak Katılım Payı nedeniyle, haksız ve kötüniyetli 21.05.2014 tarih ve 24270 sayılı yazı ile bildirilen sözleşmenin feshine ilişkin kararının uygulanmasının durdurulması için, yürütmenin durdurulmasına, ilgili kararın iptaline karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 2.İdare Mahkemesi: 09.01.2015 tarih ve 2014/1146 Esas, 2015/13 Karar sayılı kararı ile; “Dava dosyasının incelenmesinden, davacı ile davalı idare arasında imzalanan "Ankara Şehiriçi Toplu Taşımında Kiralanacak Olan Süreli Hatlarda Çalışacak Özel Toplu Taşıma Araçları Sözleşmesi"nin 12.maddesi (b) bendinde "İşleticinin araç başına her ay EGO'ya 1500 tam bilet tutarı ücreti durak katılım payı olarak ödemek zorundadır" hükmünün bulunduğu, Sincan - Ankara hattında faaliyet gösteren davacıya ait 06 BE 1095 plakalı araca yönelik durak katılım payı ödenmediğinden bahisle özel toplu taşıma araçları sözleşmesinin feshine ilişkin 21/05/2014 tarih ve 24270 sayılı davalı idare işleminin tesis edilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı ile davalı idare arasında imzalanmış olan sözleşme özel hukuk sözleşmesi, dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmeden kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğinde olduğundan bu davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olmadığı, adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine” karar vermiş, karar davacıya 05.02.2015 tarihinde, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 10.02.2015 tarihinde, davalı EGO Genel Müdürlüğü’ne 05.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, yasal süresi içerisinde temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı gerekçelerle; adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesi: 10.03.2015 gün ve 2015/408 Esas, 2015/372 Karar sayılı kararı ile aynen: “01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 6100 Sayılı HMK nun 2. ve 4. Maddesi gereğince, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi, belirlendiğinden, davanın konusunun idari işlemle ilgili yürütmenin durdurulması talebinin idare mahkemesinin görevine girdiği, İdare mahkemesinde açılan dava derdest olduğundan, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davaya bakmak görev ve yetkisinin Ankara, İdare Mahkemesine ait olduğuna, kararın kesinleşmesine müteakip HMK'nun 20.maddesi gereğince iki hafta içerisinde talep halinde, dosyanın görevli ve yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar vermiş, karar davacıya 28.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalıya tebliğ edildiğine ve kararın kesinleştiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı anlaşılmakla, bu husus mahkemesinden sorulmuştur. Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesi 06.07.2015 tarih ve 2015/408 Esas sayılı yazı cevabında; gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmediğini, kesinleşmesini beklemeden uyuşmazlığın çözümü bakımından Başkanlığımıza gönderildiğini bildirmiştir.

Davacı adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almıştır.

2247 sayılı Yasanın 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi ve 14.madde kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından konusu, tarafı ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; Ankara 2.İdare Mahkemesi’nin 09.01.2015 tarih ve 2014/1146 Esas, 2015/13 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, verilen kararın taraflara tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde temyiz edilmediğinden kesinleştiği, bu kez adli yargı yerinde dava açıldığı, Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 10.03.2015 tarih ve 2015/408 Esas, 2015/372 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın davacıya 28.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalılara tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamaması üzerine, Mahkememizce bu husus mahkemesinden sorulduğu, Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.07.2015 tarih ve 2015/408 Esas sayılı yazı cevabı ile; gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmediğini, kesinleşmesi beklenmeden uyuşmazlığın çözümü bakımından Başkanlığımıza gönderildiğinin bildirildiği görülmüştür. 

Olayda, davacı tarafından görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasanın 14.maddesi kapsamında Mahkememize başvurulmuş olmasına karşın, Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı henüz kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen “kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine” koşulu geçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN