Davacı : İ.U.K. Davalılar : 1-Karayolları Genel Müdürlüğü 2-Çalışma Bakanlığı O L A Y : Davacı, Karayolları Genel Müdürlüğü teşkilatında 1954 yılından beri istimlak memuru ve istimlak amirliği görevlerinde çalıştığını, 4/10195 Sayılı kararnameye tabi olarak yaptığı bu görevin işçilik hizmeti olduğunu beyan ederek işçiliğinin tayin ve tesbiti için Çalışma Bakanlığına müracaat ettiğini, Bakanlığın işçi olmadığı yolundaki kararı üzerine, Danıştay’a açtığı dava sonucunda bu işlemin iptal edildiğini ve işçi olduğuna karar verildiğini, bu karar gereğince işçi haklarının da kendisine verilmesi için Danıştay ilamını Karayolları Genel Müdürlüğüne ibraz ettiğini ve bunun üzerine Genel Müdürlük tarafından kendisinin işçi statüsüne geçirildiğini, ancak diğer işçilere en fazla 56 lira yevmiye verildiğinden kendisinin 57 lira olan yevmiyesi müktesep hak kabul edilerek yevmiyesinin 57 lirada dondurulduğunu, oysa ki aynı işi yapan diğer 16 istimlak amirinin 4/10195 sayılı kararname uyarınca o sırada 85 lira yevmiye aldıklarını, Anayasa ve Toplu İş sözleşmesine aykırı bu işlemin düzeltilmesi için Konya İş Mahkemesine açtığı davanın önce kabul edildiğini, fakat sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyularak davasının reddedildiğini, böylece hüküm uyuşmazlığı doğduğunu ileri sürerek bu uyuşmazlığın giderilmesini istemektedir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesinin, Başkan Ahmet H. Boyacıoğlu, Üye Mesut Akan, Hilmi Yazıcı, Kazım Yenice, Hakkı N.Baykal, İbrahim Vidinli, Şerafettin Özbek’in katıldığı 8.12.1973 günlü oturumda, dosya özetini kapsıyan ve Danıştay Yardımcısı Nihat Asyalı tarafından hazırlanmış bulunan rapor okunduktan sonra Başkanunsözcüsü Vekili Recep Başpınar’ın sonuç olarak ortada hüküm uyuşmazlığı bulunmadığı yolundaki düşüncesi dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 4788 Sayılı Yasanın 19.maddesine göre, bu Yasanın 1. maddesinde belirtilen mahkeme veya yargı yerlerinden veya 3533 Sayılı Yasanın görevli kıldığı hakemlerden aynı konu üzerinde çıkan ve birbirine uymayan ve kesinleşmiş bulunan veya aslında kesin olan kararlar olur ve bu yüzden hakkın yerine getirilmesi imkansız bulunursa ortada hüküm uyuşmazlığı var sayılır. Ve bu gibi hallerde 13. madde ile ondan sonra gelen maddelerin hükümlerine uyularak hüküm uyuşmazlığının giderilmesi Uyuşmazlık Mahkemesinden istenebilir. Olayda bahsi geçen Danıştay 8. Dairesinin 22.5.1962 gün ve Esas 960/3362, Karar 962/2535 Sayılı kararının, davacının işçi sayılamayacağı hakkındaki Çalışma Bakanlığı işleminin iptaline, Konya İş Mahkemesinin 22.7.969 gün ve E.969/212, K.1969/240 sayılı kararının ise, evvelce 4/10195 sayılı kararname ile yürürlüğe konulan yönetmeliğe tabi personel iken, kendi isteği ile gündelikle işçi sınıfına geçirilen davacının, kendisi gibi istimlak amirliği yapan teknik personele ait 4/10195 Sayılı yönetmelik hükümlerinin kıyasen kendisi hakkında da uygulanması isteğinin reddine ilişkin olup, böylece ortada ayrı konularda verilmiş iki ayrı yargı kararı bulunması sebebiyle bir hüküm uyuşmazlığı yoktur. Bu nedenlerle davacının başvurması reddedilmelidir. S O N U Ç : Ortada çözümlenmesi gereken bir hüküm uyuşmazlığı bulunmadığına göre, istemin reddine 8.12.1973 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.