Hukuk Bölümü         2009/89 E.  ,  2009/285 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E.E.

Vekilleri         : Av. D.Ö.-Av. Ç.Ö.

Davalı            : TÜPRAŞ T.P. Rafinerileri A.Ş.

Vekilleri         : Av. S.A. -Av.Ş.Ö.

             O L A Y          : Davacı, TÜPRAŞ T.P. Rafinerileri A.Ş. Batman Rafineri Müdürlüğü emrinde kapsam dışı personel (Proje ve Kontrol Müdürlüğü İnşaat Şefi) olarak görevine devam etmekte iken, bu kuruluşun 7.11.2005 tarih ve 2005/128 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile idareye ait %51 oranındaki hissenin blok olarak K.S. Grubuna satışı suretiyle özelleştirilmesi ve bu doğrultuda 26.1.2006 tarihinde hisse satış sözleşmesi imzalanarak hisse devrinin gerçekleşmesi üzerine, 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesi çerçevesinde nakil hakkını kullanmayı tercih etmesi nedeniyle nakil sürecine girmiş ve “bu süreçte fiili hizmetine ihtiyaç bulunmadığı” belirtilerek 27.1.2006 tarihinde iş ilişkisine son verilmiş; bilahare Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine atanmış ve burada göreve başlamıştır.       

            Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, davalı şirketin Batman Rafineri Müdürlüğü’nde 11.03.1993-26.01.2006 tarihleri arasında İş Yasası'na tabi ve kapsam dışı personel olarak değişik unvanlarla çalıştığını, inşaat şefi olarak çalışmasına devam etmekte iken Özelleştirme Yüksek Kurulunun 08.11.2005 tarihli kararı ile davalı şirketin özelleştirildiğini ve şirket hisselerinin %51 den fazlasının K.S. ortak girişim grubuna satıldığını, davacının kendi iradesi dışında davalı şirketçe iş ilişkisine son verildiğini, davacının ise yasal haklarının verilmesi kaydıyla 4046 Sayılı Yasanın 22.maddesi uyarınca nakil hakkını kullandığını, ancak henüz naklinin gerçekleşmediğini, kendisine ödenmesi gereken kıdem tazminatının ödenmediğini, Kasım 2003 tarihli ücret bordrosuna göre davacıya özel hizmet tazminatı ödenmekte iken Ocak-Şubat 2006 ayı ücretinde bu tazminatın ödenmediğini ve bu aylara ilişkin kazanılmış haklarının ihlal edildiğini, 29.04.2005 tarihli TÜPRAŞ ihale şartnamesinde güvence altına alınan hizmet ikramiyesinin de nihai devir tarihi itibari ile kıstelyevm olarak hesaplanıp ödenmesi gerekirken bunun yapılmadığını, kullanılmayan yıllık izin ücretinin ödenmediğini, 01.01.2006 tarihi itibari ile uygulanması gereken memur maaş zammının aylık ücretine ilave edilmediğini, davacıya ödenen şirket ikramiyesinin ilişik kesme tarihi olan 27.01.2006 tarihine kadar kıstelyevm olarak hesaplanıp fazlası geri alınarak aylık ücret vergi matrahı buna göre belirlenmesi gerekirken bunun yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin istem ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 100 YTL kıdem tazminatı, 100 YTL ücret farkı alacağı, 100 YTL hizmet ikramiyesi, 100 YTL özel hizmet tazminatı, 100 YTL kıdeme teşvik tazminatı, 100 YTL yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 600 YTL’nın davalıdan alınmasına, Ocak 2006 aylık ücretine % 2.5 memur maaş zammının uygulanmasına ve 15.11.2003 tarihli ücret skalası esas alınmak suretiyle ödenmesine devam edilmesi ile şirket ikramiyesinin 27.01.2006 tarihine göre kıstelyevm olarak hesaplanıp aylık ücret vergi matrahının buna göre belirlenmesine karar  verilmesi istemiyle 31.3.2006 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 3. İŞ MAHKEMESİ; 07.11.2006 gün ve E:2006/597, K:2006/703 sayı ile,  davacı vekilinin dava dilekçesini  ile davalı vekilinin cevap dilekçesini özetledikten sonra; Mahkemelerinin 2006/214 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda verilen görevsizlik kararına ilişkin kararın davacının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonunda, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 03.07.2006 sayılı ilamı ile " ... somut olayda davalı şirketin kamuya ait %51 oranındaki kamu hisseleri 26.01.2006 tarihinde satılmak suretiyle özelleştirme işlemi tamamlanmıştır. Davacı özelleştirmeden sonra da ücretinin ödendiğini iddia etmektedir. Davalı ise özelleştirmeden sonra davacının çalışmasının bulunmadığını, ücret ödemesinin özelleştirme idaresi adına yapıldığını savunmuştur. Davacıya özelleştirmeden sonra bir süre daha ücret ödendiği anlaşıldığına göre davacının iş sözleşmesinin feshedilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte feshedildiği ve dolayısıyla kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ile ilgili uyuşmazlığın özelleştirme tarihinden sonraki dönem içinde meydana gelip gelmediği, mahkemenin görevli olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Dosya içerisinde davalı işverenin davacının fiili hizmetine gerek kalmadığı yönündeki yazısı mevcut ise de iş sözleşmesinin feshedilip edilmediği açıkça anlaşılamamaktadır. Fesih olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise hangi tarihte yapıldığı, hisse satış devir sözleşmesinde özelleştirme sonrası ücret ödemeleri konusunda bir hüküm bulunup bulunmadığı, davacıya özelleştirmeden sonra yapılan ücret ödemesinin 4046 Sayılı Yasanın 22.maddesi anlamında özelleştirme fonundan karşılanmak üzere yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, özelleştirme işleminden sonraki dönemdeki davacının statüsü açıklığa kavuşturulmalı, neticede davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı oyup bozmayı gerektirmiştir ., gerekçesi ile bozularak Mahkemelerine iade edildiği, dosyanın yukarıdaki esasa kaydı yapılıp bozma ilanına uyularak yargılamaya devam olunduğu; bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak, Özelleştirme İdaresi Başkanlığından hisse satış sözleşmesi, davacıya yapılan ödemelere ve davacının atamasına ilişkin belgelerin istenildiği,  davalı tarafından davacıya yapılan ödemelere ilişkin belgeler  ile özelleştirme sonrasında davcının çalışıp çalışmadığını gösterir belgelerin sunulduğu; davacıya ait özlük dosyası ve dayalı tarafından sunulan işyerine giriş çıkışları gösterir raporların incelenmesinden; davacının davalı işyerinde 22.12.2000-26.01.2006 tarihleri arasında kapsam dışı personel olarak çalıştığı, dayalı şirketin 26.01.2006 tarihli yazısında  “şirketin  K.S. ortak girişim grubuna devir işlemi gerçekleştiğinden 4046 Sayılı Yasa'nın 22.maddesi çerçevesinde nakil hakkını kullanmayı tercih etmesi nedeniyle nakil sürecine girdiği ve bu süreçte fiili hizmetine ihtiyaç bulunmadığı" belirtilerek aynı tarihte maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği, davacının bu tarihten sonra davalı işyerinde çalışmasının bulunmadığı, 27.01 2006 tarihinde kısa süreli birkaç saatliğine işyerine geldiği bunun dışında işyerine giriş çıkış kaydının bulunmadığının anlaşıldığı;  T.P. Rafineleri A.Ş. nin %51 ini temsil eden hissesinin alımı ve satımı hakkında alıcı sıfatıyla Enerji Yatırımları A.Ş ile satıcı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık  Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasıda imzalanan 26.01.2006 tarihli hisse satış sözleşmesinin incelenmesinden; sözleşmenin Çalışanlara İlişkin Hükümler başlıklı 6/ b maddesinde 4046 Sayılı Yasanın 22.maddesinin 1. fıkrasına ve aynı Yasanın geçici 22. maddesine göre, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları  tarihi takip eden ay başına kadar geçecek nakil sürecine ilişkin olarak eski kadro veya pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer mali hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımlarının Şirket tarafından hesaplandıktan ve görevli personel tarafından onaylandıktan sonra ilgili kişilere ve mercilere özelleştirme fonundan ödenmek üzere ödeme tarihinden en az 15 gün önce idareye gönderileceğinin, nakil sürecinde nakle tabi personele ödenen aylık ve diğer mali haklar için borç çıkarılmayacağının ve kurumlar arasında herhangi bir hesaplaşma yapılmayacağının düzenlendiği; aynı maddenin c bendinde ise, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere isimleri devlet personel başkanlığına bildirilenlerden, nakil süreci içerisinde kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmeleri sona erenlerin ihbar ve kıdem tazminatlarının Şirket tarafından ilgilisine ödeneceğinin, bu ödemenin görevli personel tarafından onaylanmasından sonra Şirket hesaplarına aktarılmak üzere idareye gönderileceğinin, idarenin ödeme talebinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde personele ödenen tazminatı özelleştirme fonundan Şirket hesabına aktaracağının, İş Kanunlarına tabi olarak çalışmakta iken bu madde gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele kıdem tazminatı ödenmeyeceğinin düzenlendiğinin anlaşıldığı; Davalı tarafından sunulan belgelerin incelenmesinden; ihale şartnamesinin çalışanlara ilişkin hükümler başlıklı 16.maddesinde de, hisse satış sözleşmesinin yukarıda açıklanan 6.maddesine uygun düzenlemeler yapıldığı ve bu kapsamda davacının, 26.01.2006-14.02.2006 tarihlerine ait 18 günlük ücreti ile takip eden aylardaki ücretlerinin davalı tarafından ödendikten sonra buna ilişkin belgelerin görevli kişilerce onaylanmasının ardından, bu ödemelerin özelleştirme fonundan karşılanması istemiyle Özelleştirme İdaresi Başkanlığına yazılar yazılmış olduğu ve idare tarafından TÜPRAŞ’a ödemenin yapıldığı, dolayısıyla davacının özelleştirme sonrasında ücretini özelleştirme fonundan yani idareden aldığının anlaşıldığı;  dosyada mevcut nakil ilmühaberleri ve Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 16.06.2006 tarihli yazılarından, davacının 4046 Sayılı Yasanın 22.maddesi gereğince Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğünde mühendis olarak 25.05.2006 tarihinde göreve başladığının anlaşıldığı; Uyuşmazlık Mahkemesinin 1995/1 Esas, 1996/1 Karar sayılı 22.1.1996 tarihli ilamı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1999/9-- 469 Esas 1999/425 Karar sayılı 10.06.1999 tarihli ilamı ve Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre, özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının özel hukuk tüzel kişiliğine geçiş döneminde kamu kurumu olma vasfı tamamen yitirilmediğinden, bu kurumlarda çalışan sözleşmeli ve kapsam dışı personelin kamu personeli statüsünde olduğu ve bu nedenle idare ile olan ilişkilerinden doğan davalarda, işlemin yasaya ve hukuka uygun olup olmadığının incelenmesinin idari yargı yerinin görev alanı içinde bulunduğu, ancak. özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda, kuruluşun özelleştirilmesi nedeniyle %51 hissesi satılmış ve kapsam dış; personel bu satıştan sonra çalışmış ve söz konusu dönem bir bütün olarak davaya konu edilmiş ise uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu; dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere, davacının; kamu kurumu niteliğindeki davalı işyerinde kapsam dışı personel statüsünde çalıştığı ve şirketin %51 kamu hissesinin satış ve devrinin yapıldığı gün nakle tabi personel olması nedeniyle, nakil süresince bulunduğundan, bu süreçte fiili hizmetine ihtiyaç duyulmadığının belirtilmesi üzerine, davacının 26.01.2006 tarihinden sonra davalı işyerinde çalışmasının olmadığı;  davacının başka bir kamu kuruluşunda işe başlamasına kadar geçen nakil sürecinde ücretinin yasa gereği özelleştirme fonundan karşılandığı, kamuda depo personel statüsünde ücreti idare tarafından ödenip fiilen çalıştırılmadığı ve bu sürecin sonunda davacının, kamu kurumu olan başka bir işyerinde kamu görevlisi olarak çalışmaya devam etmiş olduğu,  dava edilen alacaklara ilişkin işlemlerin yapıldığı sırada davalı şirketin kamu hukuku tüzel kişiliği devam ettiğinden ve davacı kamu Personeli statüsünde olduğundan, davalı işyeri ile olan ilişkilerinden doğan davaya bakmanın İdari Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, dilekçe ret kararı üzerine yenilediği dava dilekçesi ile, davalı TÜPRAŞ A.Ş. nin %51 den fazIasının K.S. grubuna satılarak özelleştirilmesi sonucunda, TÜPRAŞ A.Ş. de kapsam dışı personel olarak çalışan ve kendi iradesi dışında davalı şirketçe iş ilişkisine son verilen müvekkilinin (27) gün izin ücretinin faizi ile birlikte ödenmemesi işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 1. İDARE MAHKEMESİ; 30.04.2008 gün ve E:2007/1837­, K:2008/675 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14.maddesinin 3/a bendinde, dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1/a bendinde de, 14.maddenin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceğinin kurala bağlandığı;  Yasa'nın "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: "a) (Değişik: 8.6.2000-4577/5md) idari işlemler hakkında yetki, sekil.sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."ın  İdari dava türleri olarak sayılmış olduğu; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; dava dosyasının incelenmesinden davalı TÜPRAŞ AŞ'nin özelleştirilmesinden önce, bahsi geçen kuruluşta kapsam dışı personel olarak çalışan davacının, kendi iradesi dışında iş ilişkisine son verildiği gerekçesiyle 27 günlük izin ücretinin isleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; T.P. Rafinerileri A.Ş. Genel Müdürlüğü (TÜPRAŞ A.Ş) ile Özelleştirme İdaresi arasında 26.01.2006 tarihinde hisse satış sözleşmesi imzalanarak hisse devrinin gerçekleştiği  ve TÜPRAŞ’ın kamu tüzel kişiliği sona ererek özel hukuk tüzel kişiliğine dönüştüğü;   özelleştirilen Kuruluşta kapsam dışı sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olan davacının, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 22. maddesine göre kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak için başvuruda bulunduğu,  26.01.2006 tarihinde davalı kurumdan ilişiğini kestiği, bilahare Devlet Personel Başkanlığınca Batman Valiliği Milli Eğitim İl Müdürlüğü Bütçe ve Yatırım Şefliği kadrosuna atamasının yapıldığı ve 2006 yılı Mayıs ayında görevine başladığı; 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin 4. fıkrasının ilk cümlesinde "Bu maddenin birinci fıkrasına göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin, kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihi takip eden aybaşına kadar geçecek süreye ilişkin olarak eski kadro veya pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer malı hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımları (harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı) Özelleştirme Fonundan ödenir ve bunlardan T.C. Emekli Sandığına tabi olanların bu süre içinde Sandıkla olan ilgileri devam eder." kuralına yer verildiği; Hisse Satış Sözleşmesinin "Çalışanlara İlişkin Hükümler" başlıklı 6. maddesinin (b) bendinde de "4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin 1. fıkrasına ve aynı Yasa'nın geçici 21. maddesine göre, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen personelin kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihi takip eden ay başına kadar geçecek nakil sürecine ilişkin olarak eski kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer mali hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımlarının şirket tarafından hesaplandıktan sonra ve görevli personel tarafından onaylandıktan sonra ilgili kişilere ve mercilere özelleştirme fonundan ödenmek üzere ödeme tarihinden en az 15 gün önce idareye gönderileceğinin, nakil sürecinde nakle tabi personele ödenen aylık ve diğer mali haklar için borç çıkarılamayacağının ve kurumlar arasında herhangi bir hesaplaşma yapılmayacağının düzenlendiği; aynı maddenin c bendinde ise, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere isimleri devlet personel başkanlığına bildirilenlerden, nakil süreci içerisinde kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmeleri sona erenlerin ihbar ve kıdem tazminatlarının şirket tarafından ilgilisine ödeneceğinin, bu ödemenin görevli personel tarafından onaylanmasından sonra şirket hesaplarına aktarılmak üzere idareye gönderileceğinin, idarenin ödeme talebinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde personele ödenen kıdem tazminatının özelleştirme fonundan şirket hesabına aktarılacağının, iş kanunlarına tabi olarak çalışmakta iken bu madde gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele kıdem tazminatının ödenmeyeceğinin düzenlendiğinin görüldüğü;  olayda, anılan 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre naklen atamaya tabi tutulan davacının, özelleştirilen kuruluşta kapsam dışı sözleşmeli personel olarak çalıştığı sürelere ilişkin olarak 27 günlük izin ücretinin işleyecek yasal faiziyle birlikte, artık bir özel hukuk tüzel kişisi olan davalı Şirket tarafından kendisine ödenmesi istemiyle, uyuşmazlığa konu edilen davayı açmış bulunduğu; yukarıda idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı dava açılabileceğinin  belirtilmiş bulunduğu; buna göre, bakılan davada, idare aleyhine dava açılmayıp davalı mevkiinde özel hukuk tüzel kişisinin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu; zira, Uyuşmazlık Mahkemesince 01.03.2004 tarihinde verilen E:2004/8, K:2004/11 ve E:2003/93, K:2004/2 sayılı kararlar ile hangi davalarda idari veya adli yargının görevli olduğu konularında bir kriter belirlendiği ve davalı mevkiinde bulunan kuruluşun kamu kurumu niteliğinin devam edip etmediği hususunun belirlenmesi gerektiği, davalı mevkiinde özel hukuk tüzel kişisinin bulunması halinde davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, kamu tüzel kişisi bulunması halinde ise idari yargı yerinde görülmesi gerektiği şeklinde hüküm kurulmuş olduğu; Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda kapsam dışı statü de çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna ilişkin İlke Kararının, bu kuruluşlardaki kamu hisselerinin %50'nin altına düşmesine kadar olan süreci ilgilendirdiği; ancak, özelleştirmenin tamamlandığı andan itibaren bağlayıcılığını yitireceğinin açık olduğu; öte yandan, davacının kamu personeli olmasının da, özel hukuk tüzel kişisi aleyhine açtığı davaya idari nitelik kazandırmaya yeterli olmadığı;  belirtilen tüm bu hususlara göre, 27 gün izin ücretinin faizi ile birlikte ödenmemesine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 07.12.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında “izin ücreti yönünden” 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

                II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, özelleştirilen kuruluşta kapsam dışı personel statüsünde çalışırken 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre bir kamu kuruluşuna naklen atanan davacının, kapsam dışı personel statüsünde çalıştığı sürelere ilişkin izin ücretinin ödenmesi istemiyle açılmıştır.

            233 sayılı KHK’ye tabi bir Teşekkül olan T.P.leri A.O. (T.P.A.O.)’nın bağlı ortaklığı olarak kurulan ve 233 sayılı KHK’nin eki cetvellerde yer alan T.P. Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ); 10.7.1990 tarihinde özelleştirme kapsamına alınması üzerine anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış, kamuya ait bulunan % 51 oranındaki hisselerin, satış yöntemiyle blok olarak özelleştirilmesi için açılan ihale sonucu, 8.11.2005 tarih ve 25987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7.11.2005 tarih ve 2005/128 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile onaylanmış, bu doğrultuda 26.1.2006 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi imzalanarak, Koç - Shell  Grubuna hisse devrinin gerçekleşmesi suretiyle  özelleştirme süreci tamamlanmış olup; TÜPRAŞ T.P. Rafinerileri A.Ş. sözleşmenin imza tarihi itibariyle, özel hukuk tüzel kişiliğine dönüşmüş bulunmaktadır.

            Özelleştirilen Kuruluşta kapsam dışı personel statüsünde çalışmakta olan davacı, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 22. maddesine göre kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak için başvuruda bulunması nedeniyle nakil sürecine girmiş ve “bu süreçte fiili hizmetine ihtiyaç bulunmadığı” belirtilerek 27.1.2006 tarihinde iş ilişkisine son verildikten sonra Devlet Personel Başkanlığınca uygun görülmesi üzerine Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü araştırmacı kadrosuna naklen atanmış ve burada göreve başlamıştır.  

            4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında; “Bu maddenin birinci fıkrasına göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin, kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihi takip eden aybaşına kadar geçecek süreye ilişkin olarak eski kadro veya pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer malî hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımları (harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı) Özelleştirme Fonundan ödenir ve bunlardan T.C. Emekli Sandığına tâbi olanların bu süre içinde Sandıkla olan ilgileri devam eder. Eski görev yerinden alınan aylık ve diğer malî haklar için borç çıkarılmaz ve kurumlar arasında herhangi bir hesaplaşma yapılmaz. Personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihten yeni görev yerlerine başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki aylık ve ücretlerindeki artışlar, beşinci ve altıncı fıkraların uygulanmasında dikkate alınmaz. Bu personelden nakil sürecinde emekli olanlara T.C. Emekli Sandığınca ödenen emekli ikramiyeleri, makam, görev ve temsil tazminatları ile ölüm yardımları, ödenmesini takiben iki ay içerisinde faturası karşılığında Hazine tarafından T.C. Emekli Sandığına ödenir. Nakil hakkına sahip olarak iş kanunlarına tâbi çalışmakta iken özelleştirme uygulamaları nedeniyle istihdam fazlası personel olarak belirlenenlerden, kararın kendilerine tebliği tarihinden başlayarak on gün içinde nakil hakkından vazgeçtiğini beyan edenlerin iş sözleşmeleri feshedilmiş sayılır ve bunların ihbar ve kıdem tazminatları Özelleştirme Fonundan karşılanır. Kuruluşun özelleştirme uygulaması sonucu nihai devir işlemlerinin onaylanmasına ilişkin kararın Resmi Gazetede yayımından itibaren on gün içinde nakil hakkından vazgeçtiğini çalıştığı kuruluşa yazılı olarak bildiren nakil hakkına sahip iş kanunlarına tâbi personelin de iş sözleşmeleri feshedilmiş sayılır ve bunların ihbar ve kıdem tazminatları Özelleştirme Fonundan karşılanır. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere isimleri Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerden; nakil süreci içerisinde kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmeleri sona erenlerin kıdem tazminatları da Özelleştirme Fonundan ödenir. İş kanunlarına tâbi olarak çalışmakta iken, bu madde gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele kıdem tazminatı ödenmez ve bunların önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç, kıdem tazminatına esas hizmet süreleri 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.

Bu madde hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli personel ile iş kanunlarına tâbi personele, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihi itibarıyla almakta oldukları sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır); nakledildiği kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları (ek tazminat ve bankacılık tazminatı dâhil), makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, sözleşme ücreti, ücret, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi, döner sermaye payı ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir. Atandıkları kurumdaki kadro unvanı veya pozisyonlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla, başka kurumlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine son verilir”; 

            5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun  Geçici  2. maddesinde ise;  “Petrol piyasasını ilgilendiren özelleştirme işlemlerinde Kuruma bilgi verilir. Yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılan özelleştirme uygulamaları sonucu yeni lisans verilmesi veya lisansın tadil edilmesi işlemi herhangi bir işleme gerek kalmaksızın Kurumca yapılır.

            Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte lisansa tabi konularda faaliyet gösteren özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, özelleştirilinceye kadar üretim ve ticari faaliyetleri yönünden, 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi değildir. Bu kuruluşlarda çalışan kapsam dışı personelin ücret ve diğer mali haklarının net aylık toplamını, Başbakanlık Müsteşarının ortalama net aylığının iki katını geçmemek üzere belirlemeye kuruluş yönetim kurulu yetkilidir. Ancak, ücret ve mali hakları bu fıkraya göre belirlenen kapsam dışı personelin, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmeleri halinde, aynı maddenin beşinci fıkrası uygulanırken bu personelin eski pozisyonlarına ilişkin ücret ve diğer mali haklarının belirlenmesinde; bunların pozisyonlarına göre 15/11/2003 tarihinde uygulanmakta olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu personeline yapılacak maaş artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar esas alınır. (Ek cümle: 3/7/2005-5398 S.K./18.mad) Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihten sonra geçecek süre içerisinde ilgililerin eski pozisyonlarının malî haklarının tespitinde de belirlenecek bu tutar dikkate alınır”  denilmiştir.

            Son olarak, Hisse Satış Sözleşmesinin "Çalışanlara İlişkin Hükümler" başlıklı 6. maddesinin (b) bendinde de, 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin 1. fıkrasına ve aynı Yasa'nın geçici 21. maddesine göre, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen personelin kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihi takip eden ay başına kadar geçecek nakil sürecine ilişkin olarak eski kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer mali hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımlarının şirket tarafından hesaplandıktan sonra ve görevli personel tarafından onaylandıktan sonra ilgili kişilere ve mercilere özelleştirme fonundan ödenmek üzere ödeme tarihinden en az 15 gün önce idareye gönderileceğinin, nakil sürecinde nakle tabi personele ödenen aylık ve diğer mali haklar için borç çıkarılamayacağının ve kurumlar arasında herhangi bir hesaplaşma yapılmayacağının düzenlendiği; aynı maddenin (c) bendinde ise, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere isimleri Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerden, nakil süreci içerisinde kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmeleri sona erenlerin ihbar ve kıdem tazminatlarının şirket tarafından ilgilisine ödeneceğinin, bu ödemenin görevli personel tarafından onaylanmasından sonra şirket hesaplarına aktarılmak üzere idareye gönderileceğinin, idarenin ödeme talebinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde personele ödenen kıdem tazminatının Özelleştirme Fonundan şirket hesabına aktarılacağının, iş Kanunlarına tabi olarak çalışmakta iken bu madde gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele kıdem tazminatı ödenmeyeceğinin düzenlendiği görülmüştür.

Olayda, anılan 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre naklen atamaya tabi tutulan davacı, özelleştirilen kuruluşta kapsam dışı personel olarak çalıştığı sürelere ilişkin izin ücretinin, artık bir özel hukuk tüzel kişisi olan davalı Şirket tarafından kendisine ödenmesine hükmedilmesi istemiyle uyuşmazlığa konu edilen davayı açmış bulunmaktadır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar”

            İdari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

            İncelenen uyuşmazlıkta davalının özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

            Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna ilişkin İlke Kararı; bu kuruluşlardaki kamu hisselerinin % 50’nin altına düşmesine kadar olan süreçle ilgili olup, özelleştirmenin tamamlandığı andan itibaren çözümde özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur.

            26.1.2006 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi imzalanarak, Koç - Shell  Grubuna hisse devrinin yapılması suretiyle TÜPRAŞ-T.P. Rafinerileri A.Ş.’nin  özelleştirme süreci tamamlanmıştır.

            Buna göre, kapsam dışı personel statüsünde çalıştığı sürelere ilişkin olarak davacıya, özelleştirilen kuruluşu devralan alıcı Şirket tarafından Hisse Satış Sözleşmesi hükümleriyle belirlenen yükümlülükleri çerçevesinde izin ücretinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının izin ücreti yönünden kaldırılması  gerekmiştir.

 S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli 3. İş Mahkemesi’nce verilen 07.11.2006 gün ve E:2006/597, K:2006/703 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ izin ücreti yönünden KALDIRILMASINA, 07.12.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.