T.C.
UYUŞMAZLIK
MAHKEMESİ
HUKUK BÖLÜMÜ
ESAS NO : 2016/373
KARAR NO : 2016/411
KARAR TR : 26.09.2016
|
ÖZET
:İstanbul/Harbiye Orduevi Müdürlüğü,
Emniyet Hizmet Birlik Komutanlığı, Teknik Hizmet
Takımı, Takım Karargahında “yardımcı
hizmetler” sınıfında kaloriferci kadrosunda sivil memur
olarak görev yapan davacının sınıfının
“teknik hizmetler” olarak değiştirilmesi
istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılan davanın ASKERİ
İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.
|
K A R
A R
Davacı : M.E.A.
Vekili : Av. S.A.
Davalı : Milli
Savunma Bakanlığı
Vekili : Av. Y.Ç.
O L A Y :
Davacı
vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30.07.2001
tarihinden beri Harbiye Orduevi Müdürlüğü, Emniyet
Hizmet Birlik Komutanlığı, Teknik Hizmetler Takımında,
yardımcı hizmetler sınıfında kaloriferci olarak
görev yaptığını; 09.05.2011 tarihinde meslek lisesi
tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanı, ısıtma ve
doğalgaz iç tesisatı bölümünden mezun
olduğunu; 16.09.2011 tarihli dilekçesi ile kalorifercilik
branşından kalorifer teknisyenliğine geçebilmek
için müracaat ettiğini; bu talebine, sınıf ve unvan
değişikliği dilekçelerinin, Şubat 2012 itibari ile
Ordu Komutanlığına gönderilmesi gerektiği, bu
dönem itibari ile değerlendirme yapılacağının
beyan edilmesi sureti ile işlem yapılmadığını;
bunun üzerine müvekkilinin 07 Şubat 2012 tarihli dilekçesi
ile yeniden aynı şekilde talepte bulunduğunu, ancak bu talebinin
de 21 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik
değişikliği gereği sınıf ve unvan
değişikliği işleminin sınav yolu ile
yapılacağının beyan edilmek suretiyle reddedildiğini,
müvekkilinin söz konusu hususları içeren birden fazla
dilekçe verdiğini, ancak son olarak 11 Ocak 2014 itibari ile
aynı gerekçeler ile istemin reddedildiğini belirterek,
sınıf değişikliği yapılmaması işleminin
iptaline ve bu işlem nedeniyle mahrum kaldığı öne
sürülen özlük haklarının ödenmesine karar
verilmesi istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava
açmıştır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ
İKİNCİ DAİRESİ: 28.1.2015 gün ve E:2015/108 K:2015/209 sayı
ile, Harbiye Orduevi Müdürlüğünde yardımcı
hizmetler sınıfında “kaloriferci” kadrosunda sivil
memur olarak görev yapan davacının asker kişi olduğu,
ancak davacının öğrenim durumu dikkate
alınmaksızın yardımcı hizmetler sınıfında
“kaloriferci” kadrosunda memuriyete alındığı,
oysa öğrenim durumu ve fiilen yaptığı iş dolayısıyla
657 sayılı Yasanın 36'ncı maddesinde düzenlenen
"teknik hizmetler sınıfı” için belirtilen
şartları taşıdığını öne
sürerek, memuriyete giriş tarihi itibariyle teknik hizmetler
sınıfına geçirilmemesi işlemini dava konusu
yaptığı, bu haliyle "kaloriferci" kadrosunda
görev yapan davacının, yardımcı hizmetler
sınıfından teknik hizmetler sınıfına
geçirilmemesi işleminin, bir kamu kurum veya kuruluşunda
“kaloriferci" olarak görev yapan ve davacıyla benzer
öğrenim durumuna sahip olanların teknik hizmetler sınıfına
geçirilmemesi işleminden herhangi bir farkı
bulunmadığı, işlemin yargısal denetimde askerlik
mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem
taşımadığı gibi, " kaloriferci " kadrosunun
yardımcı hizmetler sınıfında ya da teknik hizmetler
sınıfında yer almasının askeri ihtiyaçlarla da
bir ilgisinin bulunmadığı, bu uyuşmazlığın
657 sayılı Yasanın 36'ncı maddesi kapsamında
çözüme kavuşturulacak bir işlem olduğu,
dolayısıyla davacı hakkında tesis edilen işlem ve onun
çözümünde varılacak sonuç ile, aynı durumdaki
sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun
çözümünde varılacak sonucun farklı
olmadığı, dolayısıyla tesis edilen işlemin askeri
hizmete ilişkin olmadığı, Anayasanın 157 ve 1602
sayılı Kanunun 20’nci maddeleri uyarınca "asker
kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin
bulunma" koşullarının birlikte
gerçekleşmediği, bu nedenle davanın görüm ve
çözüm yerinin AYİM değil Genel İdari Yargı
yeri olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı
gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar
vermiş, davalı idare vekili tarafından karar düzeltme
isteminde bulunmuştur.
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi: 30.9.2015 gün ve
E:2015/1179, K:2015/1442 sayı ile, davalı idarenin kararın
düzeltilmesi istemini içeren dilekçesinde ileri
sürdüğü sebeplerin yerinde görülmemesi,
taleplerinin kararda karşılanmış olması,
düzeltilmesi istenen kararda çelişki olmadığı
gibi kararın kanuna ve usule uygun bulunması nedeniyle; kararın
düzeltilmesi isteminin reddine karar vermiş, bu karar
kesinleşmiştir.
Davacı vekili aynı istemle
idari yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL 12. İDARE
MAHKEMESİ: 21.4.2016
gün ve E:2015/1547 sayı ile, Anayasa’nın 157. ve 1602
sayılı Kanunun 20. maddelerinde öngörülen, idari
işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması
koşulları birlikte gerçekleştiğinden, davanın
görüm ve çözümünün Askeri Yüksek
İdare Mahkemesinin görevine girdiğine ve mahkemelerinin
görevsizliğine, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi
uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için
dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya
incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye
kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE
GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk
Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun
Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf
Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman
Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın
katılımlarıyla yapılan 26.09.2016 günlü
toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya
üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi
uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247
sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda
bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece,
ekinde askeri yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık
Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir
noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından
görev uyuşmazlığının esasının
incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN
İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR
PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde
askeri yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile
dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca
görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL ile
AYİM Savcısı Oğuz PÜRTAŞ’ın davada
askeri yargının görevli olduğu yolundaki sözlü
açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ
GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, İstanbul/Harbiye Orduevi
Müdürlüğü, Emniyet Hizmet Birlik
Komutanlığı, Teknik Hizmet Takımı, Takım
Karargahında yardımcı hizmetler sınıfında,
kaloriferci olarak görev yapan davacının, 09.05.2011 tarihinde
Meslek Lisesi Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Alanı, Isıtma
ve Doğalgaz İç Tesisatı bölümünden mezun
olduğunu belirterek, teknik hizmetler sınıfındaki kalorifer
teknisyenliği kadrosuna geçmek için yaptığı
başvurunun reddedilmesine yönelik işlemin iptali ile mahrum
kalınan özlük haklarının ödenmesine karar
verilmesi istemiyle bakılan davanın
açıldığı anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun ‘Tespit Edilen Sınıflar’
başlıklı 36. maddesinde; “Bu Kanuna tabi kurumlarda
çalıştırılan memurların sınıfları
aşağıda gösterilmiştir… II-TEKNİK
HİZMETLER SINIFI: Bu Kanunun kapsamına giren kurumlarda
meslekleriyle ilgili görevleri fiilen ifa eden ve meri hükümlere
göre yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar,
jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeofizikçi, fizikçi, kimyager,
matematikçi, istatikçi, yöneylemci (Hareket
araştırmacısı), matematiksel iktisatçı,
ekonomici ve benzeri ile teknik öğretmen okullarından mezun olup
da, öğretmenlik mesleği dışında teknik
hizmetlerde çalışanlar, Mimarlık ve Mühendislik
Fakültesi veya bölümlerinden mezun şehir
plancısı, yüksek şehir plancısı, yüksek
Bölge Plancısı, 3437 ve 09/05/1969 tarih 1177 sayılı
Kanunlara göre tütün eksperi yetiştirilenler ile
müskirat ve çay eksperleri, fen memuru, yüksek tekniker,
tekniker teknisyen ve emsali teknik unvanlara sahip olup, en az orta derecede
mesleki tahsil görmüş bulunanlar, Teknik Hizmetler
sınıfını teşkil eder. …VIII-YARDIMCI
HİZMETLER SINIFI: Yardımcı hizmetler
sınıfı, kurumlarda her türlü yazı ve dosya
dağıtmak ve toplamak, müracaat sahiplerini karşılamak
ve yol göstermek; hizmet yerlerini temizleme, aydınlatma ve
ısıtma işlerinde çalışmak veya basit iklim
rasatlarını yapmak; ilaçlama yapmak veya yaptırmak veya
tedavi kurumlarında hastaların ve hastanelerin temizliği ve
basit bakımı ile ilgili hizmetleri yapmak veya kurumlarda koruma ve
muhafaza hizmetleri gibi ana hizmetlere yardımcı mahiyetteki
görevlerde her kurumun özel bünyesine göre ve yine bu
mahiyette olmak üzere ihdasına lüzum gördüğü
yardımcı hizmetleri ifa ile görevli bulunanlardan 4
üncü maddenin (D) bendinde tanımlananların
dışında kalanları kapsar.
(Ek: 28/03/1988 - KHK - 318/1 md.) Bu
sınıfa dahil personel tarafından yerine getirilmesi gereken
hizmetlerden hizmet yerlerinin ve tedavi kurumlarının temizlenmesi,
tesisatın bakım ve işletilmesi ve benzeri nitelikteki
hizmetlerin üçüncü şahıslara ihale yoluyla
gördürülmesi mümkündür…”
şeklindeki düzenleme ile devlet memurluğunun
sınıfları açıklanmış, davacının
içinde bulunduğu sınıfın maddenin 8.bendinde
düzenlenen “Yardımcı Hizmetler”
sınıfı olduğu, geçmek istediği
sınıfı ise maddenin 2.bendinde düzenlenen “Teknik
Hizmetler” sınıfı olduğu
anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun ‘Bir Sınıftan Başka
Sınıfa Geçme’ başlıklı 71. maddesinde;
“(Değişik madde: 30/05/1974 - KHK/12; Aynen kabul: 15/05/1975 -
1897/1 md.)
(Değişik fıkra:
29/11/1984 - KHK 243/12 md.) Memurların eşit dereceler arasında
veya derece yükselmesi suretiyle sınıf değiştirmeleri
caizdir. Bu şekilde sınıf değiştireceklerin
geçecekleri sınıf ve görev için bu Kanunda veya
kuruluş kanunlarında belirtilen niteliklere sahip olmaları
şarttır. Bu durumda sınıfları değişenlerin
eski sınıflarının derecesinde elde ettikleri kademelerde
geçirdikleri süreler yeni sınıflardaki derecelerinde
dikkate alınır.
Kurumlar, memurlarını
meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri
sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından
meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği
gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilirler.
Eski sınıflarında,
görev alacakları yeni sınıfa göre memurluğa daha
yüksek bir derece ve kademeden başlamış olup da
sınıf değiştirenlerin yeni görevlerindeki ilk ilerleme
süreleri eski sınıflarında kazandıkları derece ve
kademelere tekabül eden süre kadar uzatılır ve bu süre
tamamlanıncaya kadar kendilerine sınıf değiştirmeleri
sırasında bulundukları derecede kademe ilerlemesi
verilmez.” şeklindeki belirleme ile devlet memurlarının
eşit dereceler arasında veya sınava girmek sureti ile
sınıf değiştirmesinin mümkün olduğu,
kurumların genel idare hizmetleri sınıfındaki bir memuru mesleki
bir sınıfa veya mesleki sınıftaki bir memuru genel idare
hizmetleri sınıfına atayabilecekleri düzenlenmiştir.
Milli Savunma Bakanlığı,
Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet
Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği
Yönetmeliği’nin 2. Bölümünün
‘Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliğine
İlişkin Esaslar’ başlıklı 5. maddesinde;
Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi hizmet
grupları, aynı yönetmeliğin ‘Görevde
Yükselme ve Unvan Değişikliği Suretiyle Atanacaklarda
Aranacak Genel Şartlar’ başlıklı 6. maddesi ile
‘görevde yükselme talebinde bulunacaklara ilişkin
nitelikler belirlenmiş; ‘Görevde Yükselme ve Unvan
Değişikliği Suretiyle Atanacaklarda Aranacak Özel
Şartlar’ başlıklı 7. maddesinde de özel ve
ayrıksı durumlar ayrıca kaleme alınmıştır.
Anayasa’nın 157.
maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan
makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve
askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların
yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak,
askerlik yükümlülüğünden doğan
uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması
şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602
sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun
25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20.
maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis
edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete
ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan
uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı
denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar.
Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan
uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması
şartı aranmaz” denilmiştir.
Buna göre, Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için
dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi
ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin
bulunması” koşullarının birlikte
gerçekleşmesi gerekmektedir.
1602 sayılı
Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı
Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan
subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman
çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile
sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.
Davacının 1602
sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker
kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker
kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.
Dava konusu işlemin askeri
hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:
İdari işlemin,
görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri
hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi
için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer
idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri
hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete
ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle,
askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker
kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve
davranışlarının, askeri geçmişinin, asker
kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin
amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve
gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda
tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam
tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte
menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı
davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde
görülmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamında
yapılan inceleme neticesinde; Davacının, Harbiye Orduevi
Müdürlüğü Emniyet Hizmet Birlik
Komutanlığı, Teknik Hizmetler Takımında,
yardımcı hizmetler sınıfında kaloriferci olarak
görev yaptığını; 09.05.2011 tarihinde meslek lisesi
tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanı, ısıtma ve
doğalgaz iç tesisatı bölümünden mezun
olduğunu; 16.09.2011 tarihli dilekçesi ile kalorifercilik
branşından kalorifer teknisyenliğine geçebilmek
için müracaat ettiğini; bu talebine sınıf ve unvan
değişikliği dilekçelerinin Şubat 2012 itibari ile
Ordu Komutanlığına gönderilmesi gerektiği, bu
dönem itibari ile değerlendirme yapılacağının beyan
edilmesi sureti ile işlem yapılmadığını, bunun
üzerine 07 Şubat 2012 tarihli dilekçesi ile yeniden aynı
şekilde talepte bulunduğunu, ancak bu talebinin de 21 Mart 2012
tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik
değişikliği gereği sınıf ve unvan
değişikliği işleminin sınav yolu ile
yapılacağının beyan edilmek suretiyle reddedildiğini,
söz konusu hususları içeren birden fazla dilekçe
verdiğini, ancak son olarak 11 Ocak 2014 tarihi itibari ile aynı
gerekçeler ile istemin reddedildiğini belirterek, sınıf
değişikliği yapılmaması işleminin iptaline ve bu
işlem nedeniyle mahrum kaldığı öne sürülen
özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle
bakılan davayı açtığı
anlaşılmıştır.
Tüm bu tespitler ve
yukarıda ayrıntısı ile açıklanan yasal mevzuat
hükümleri hep birlikte değerlendirildiğinde;
657 sayılı
Kanunu’nun 36. maddesinin 8. bendinde düzenlenen yardımcı
hizmetler sınıfında yer alan davacının, aynı
maddenin 2. bendinde düzenlenen teknik hizmetler sınıfına
geçmek istediği, talebinin konusu itibari ile 657 sayılı
Yasa’nın 71. maddesi kapsamında görevde yükselme
talebi olduğu anlaşılmış olup; davacının asker
kişi olması nedeni ile konunun 657 sayılı Kanun
gereğince çıkartılan Milli Savunma
Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet
Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği
Yönetmeliği’nin 2. Bölümünün
‘Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliğine
İlişkin Esaslar’ başlıklı 5. maddesi
kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu itibarla askeri
görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz
önünde tutularak tesis edilen iptal istemine konu işlemin,
askeri hizmete ilişkin olduğu kanaatine
ulaşılmıştır.
Buradan hareketle dava konusu
eylemin, asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, icra ettiği
askeri görevler kapsamındaki tutum ve davranışları,
askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve
yükümlülükleri, askeri hizmetten kaynaklanan
durumları, askeri görevlerin icra ediliş biçimleri,
askeri kural ve gerekleri göz önünde tutularak
değerlendirilmesinde “askeri hizmete” ilişkinlik
unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
Belirtilen durumlara göre ve
olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın
20. maddelerinde öngörülen, idari eylemin asker kişiyi
ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması
koşulları birlikte gerçekleştiğinden, davanın
görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi’nin görevine girmektedir.
Açıklanan nedenlerle,
İstanbul 12. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile,
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi’nin 28.1.2015
gün ve E:2015/108 K:2015/209 sayılı görevsizlik
kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ’NİN görevli
olduğuna, bu nedenle İstanbul 12. İdare Mahkemesinin
BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci
Dairesi’nin 28.1.2015 gün ve E:2015/108 K:2015/209 sayılı
GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.09.2016 gününde
OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Ali
ÇOLAK
Üye
Süleyman Hilmi
AYDIN
|
Üye
Yusuf Ziyaattin
CENİK
Üye
Mehmet
AKBULUT
|
Üye
Alaittin Ali
ÖĞÜŞ
Üye
Yüksel
DOĞAN
|
.