T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/336

KARAR NO  : 2021/337     

KARAR TR  : 07/06/2021

ÖZET: Usta öğretici olarak çalışan davacının, İş Kanunu'ndan doğan hak ve alacaklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı  : N. Y.

Vekili   : Av. F. B.

Davalı  : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili   : Av. G. S.

 

I. DAVA KONUSU OLAY 

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Güvercinada Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde 09/07/2007 tarihinden 23/03/2020 tarihine kadar kesintisiz şekilde usta öğretici(kat hizmetleri) olarak görev yaptığını, müvekkiline çalışmış olduğu 13 yıla yakın sürede, yıllık izin hakkının olmadığı söylenerek yıllık izinlerinin verilmediğini, fazla mesai ücretlerinin de tam anlamı ile ödenmediğini, ayrıca genel tatil ve bayramlarda izin kullanmayarak çalıştığını ve karşılığının ödenmediğini ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL brüt kıdem tazminatı, 900 TL brüt yıllık izin ücreti, 1.000 TL brüt fazla mesai ücreti ve 500 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının, yasal faizleriyle birlikte tahsili istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Kuşadası İş Mahkemesinin 26/01/2021 tarihli ve E.2020/583, K.2021/41 sayılı kararı ile; davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

" 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesi (7036 sayılı Kanunu'nun 5. maddesi) uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

Somut olayda, davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün istemi ve Valiliğin onayı ile görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Yani davacı 657 sayılı Yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik onayı ile görevlendirilmiştir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 89.maddesinde "Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi ( Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi, alacaklarının nitelikleri ve diğer hususlar ile ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu'nun kararı ile tespit olunur" hükmü yer almaktadır. Bu maddeye dayanılarak çıkarılan TC. Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğin 5/2.maddesinde Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 89.maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren TC Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5.maddesi uyarınca 5953 Sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 Sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/05/2003 tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanununa veya 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeni ile sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarında çözüm yeri İş Mahkemeleridir. Davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez. Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında olması iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.

İş bu davaya emsal, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/01/2017 tarih 2015/9-736 Esas 2017/25 Karar sayılı kararında: "Davacının ders ücret karşılığı kadrosuz usta öğretici olarak Valilik onayı ile davalı bakanlık bünyesindeki Sürmene Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görevlendirildiği, ücretlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89. maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlinin ücretler üzerinden ödendiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabii olduğu anlaşıldığına göre; davacının 506 sayılı Kanun gereğince sosyal güvenlik hukuku açısından Sosyal Sigortalar Kurumuna primlerinin yatırılmış olmasının iş sözleşmesi ile çalıştığı anlamına gelmeyeceği de dikkate alınarak, taraflar arasındaki uyuşmadığın çözümünün İş Mahkemesinin görev alanına girmediği sonucuna varmak gerekmiştir." denilmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarının bağlayıcı olduğu göz önüne alındığında eldeki davada davacının usta öğretici olarak Valilik onayı ile davalı Bakanlık bünyesindeki Kuşadası Güvercinada Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görevlendirildiği, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabii olduğu belirlenmekle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün İş Mahkemesinin görev alanına girmediği, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği açıktır.

Farklı yargı kollarına mensup mahkemeler arasında yargı yolu ilişkisi vardır. Mahkemeler, kamu düzenine ilişkin yargı yolu ilişkisine re'sen dikkat etmek zorundadırlar. HMK. 114. maddesi gereğince bu husus dava şartı olduğundan davanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Tüm bu gerekçelerle emsal İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 2020/125 Esas, 2020/276 karar sayılı, 20/10/2020 karar tarihli ilamı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2073 Esas, 2018/311 Karar sayılı, 08/03/2018 tarihli ilamı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2018/1433 Esas, 2019/1243 Karar sayılı, 30/12/2019 karar tarihli ilamları birlikte değerlendirilerek davacının 657 Sayılı Yasanın 89.maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik onayı ile görevlendirildiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin Statü Hukukuna tabi olduğu, aralarında işçi-işveren ilişkisi olmadığı, ilke kararı niteliğinde olmayan Uyuşmazlık Mahkemesinin çözüm yerinin Adli Yargı olduğuna ilişkin kararının bağlayıcı nitelikte olmaması nedeni ile uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olduğu kanaatine varılarak açılan davada idari yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sy. HMK md. 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca, dava şartı yokluğundan davanın USULDEN reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

Ayrıca her ne kadar davacı tarafça 03/11/2020 tarihli delil listesi ekinde adli yargının görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi kararı yer almakta ise de Uyuşmazlık Mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında verilen kararın kural olarak sadece o uyuşmazlığın tarafları arasında geçerli olduğu, üçüncü kişilere karşı etkili olması ve onları da bağlamasının söz konusu olmadığından ve yine delil listesi ekinde emsal olarak sunulan Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin kararında yerel mahkemece davanın idari yargı yolunun görevli olduğundan bahisle reddedildiği ardından idari yargı tarafından da red kararı verilerek yargı yolunun uyuşmazlık mahkemesine taşındığı ve uyuşmazlık mahkemesince adli yargı yolunun görevli olduğu tespiti üzerine işin esasına girilerek karar verildiği anlaşıldığından Mahkememizce dikkate alınmamıştır."

 

3. Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Aydın 2. İdare Mahkemesinin 07/04/2021 tarihli ve E.2021/328 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin (İş Mahkemeleri) görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 3. maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde. Kanunun amacının, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarının düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8. maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir. 12.10.2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "Görev" başlıklı 5. maddesinde; "(1) İş mahkemeleri;

a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihliye 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b)İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar." denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, Aydın İli, Kuşadası İlçesi, Güvercinada Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde kat hizmetleri alanında usta öğretici olarak 09/07/2007-23/03/2020 tarihleri arasında çalıştığı döneme ilişkin kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücretine ilişkin ücretlerinin kendisine ödenmediğinden bahisle toplam 2.500,00-TL'nin işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacı tarafından önce adli yargı yerinde dava açıldığı, bu davanın Kuşadası İş Mahkemesinin 26/01/2021 tarih ve E:2020/583, K:2021/41 sayılı kararıyla idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usul bakımından reddedildiği; bu kararın tarafların istinaf yoluna başvurmaması üzerine 27/03/2021 tarihinde kesinleşmesi üzerine yasal süresi içerisinde bakılmakta olan işbu dava açılmıştır.

Olayda, davacı ile davalı idare arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan bir iş ilişkisi olduğu ve bu minvalde davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 25-II/g maddesi uyarınca feshedilmesi üzerine, talep edilen tazminatın yine 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan hak olduğu anlaşılmakta olup, yukarıda anılan düzenlemeler uyarınca uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin (İş Mahkemeleri) görevli olduğu sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

5. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…" denilmiş, aynı Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı 134. maddesinde, "Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür" hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı Kanun hükümleri 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

 

6. 5510 sayılı Kanun'un 3. maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan 4. Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür" denilmiştir.

 

7. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının,işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" hususuna Kanun'un 8. maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanun'un değişik maddelerinde yer verilmiştir.

 

8. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

   (2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

   (3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

9. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

" (1)Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

10. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

          11. 7036 sayılı Kanun'un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici madde 1 şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 07/06/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

 

13. Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Dava, davacının Aydın İli, Kuşadası İlçesi, Güvercinada Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde kat hizmetleri alanında usta öğretici olarak 09/07/2007-23/03/2020 tarihleri arasında çalıştığı döneme ilişkin kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti olarak toplam 2.500 TL'nin işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

15. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminatlarının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Aydın 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Kuşadası İş Mahkemesince verilen 26/01/2021 tarihli ve E.2020/583, K.2021/41 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Aydın 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kuşadası İş Mahkemesince verilen26/01/2021 tarihli ve E.2020/583, K.2021/41 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

07/06/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

           Başkan                        Üye                               Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN