T.C.

       UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS NO     : 2018 / 514

            KARAR NO : 2018 / 529

            KARAR TR  : 24.09.2018

ÖZET : Davacılar adına davalı SGK tarafından re'sen işyeri tescili yapılmasına ve ek aylık prim hizmet belgeleri düzenlenerek gönderilmesine dair kurum işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar         : 1 – V. Y. 2 – Ş. Y.

            Vekilleri          : Av. M. A.

            Davalı             : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

            Vekilli             : Av. B. T. Av. A. K.

 

            O L A Y          : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Ataşehir İlçesi, Atatürk Mahallesi, A. Bulvarı No:.. M/.. adresinde bulunan davacılara ait taşınmazın, 17.12.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Yasa kapsamında re'sen işyeri olarak tescil edilmesine ilişkin davalı kurumun 03.03.2011 tarih ve 3459733 sayılı işlemiyle, bahse konu işyerinde çalışan H. Y. adlı sigortalıya ilişkin işe giriş bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmesi, aksi halde bu belgelerin resen düzenleneceğinin bildirimine ilişkin 20.04.2011 tarih ve 7962769 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İSTANBUL 7. İDARE MAHKEMESİ: 16/06/2011 gün, E:2011/1121, K:2011/1382 sayılı dosyasında; "5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 101. maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmü yer almaktadır.

            Yukarıda aktarılan hüküm uyarınca, 5510 Sayılı Kanunda, uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde görevli yargı yerinin belirtilmediği durumlarda, genel görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu açıktır. 

            Bunların yanı sıra; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin l/a bendinde adli yargının görevli olduğu konularda, açılan davanın görev yönünden reddine karar verileceği belirtilmiş, anılan Yasanın 2. maddesinde ise idari yargının görev alanının; idari işlemler hakkında menfaatleri ihlal edilenlerce açılan iptal davaları ile kişisel hakları muhtel olanlarca açılan tam yargı davaları ve de “Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

            Dosyanın incelenmesinden; İstanbul Ataşehir İlçesi, Atatürk Mahallesi, A. Bulvarı No:..M/.. adresinde bulunan davacılara ait taşınmazın, 17.12.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Yasa kapsamında işyeri olarak tescil edilmesine ilişkin 03/03/2011 tarih ve 3459733 sayılı işlemle, bahse konu işyerinde çalışan H. Y. adlı sigortalıya ilişkin işe giriş bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmesi, aksi halde bu belgelerin resen düzenleneceğinin bildirimine ilişkin 20.04.2011 tarih ve 7962769 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

            Olayda; dava konusu işlemlerin, Vergi Mahkemesinin görevine giren vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin bulunmadığı gibi idare mahkemesinin görevine giren iptal veya tam yargı davasına konu işlemler ile ilk derecede Danıştay’ca çözümlenecek işlemlerden de olmadığı; öte yandan, 5510 Sayılı Kanunda, işyeri tescilinden ve prim tahakkukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde görevli yargının yerinin de belirtilmediği dikkate alındığında, 5510 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan somut uyuşmazlığın, anılan Yasa'nın 101. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

            Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine" karar vermiş, aleyhine yasa yoluna başvurulmayan bu kararın 09/08/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

            Davacılar vekili bu kez aynı taleple 11/03/2016 tarihinde adli yargı yerine müracaat etmiştir.

            İSTANBUL 19. İŞ MAHKEMESİ: 28/09/2017 gün, E:2016/140, K:2017/429 sayılı dosyasında; "Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurumca SGK denetmenleri ..taraflıdan tanzim edilen 31.01.2011 tarihli rapora dayanarak; 03.03.2011 tarihinde re’sen işyeri tescilinin yapıldığı ve ek aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenmemesi ve süresinde verilmemesinden ötürü idari para cezası uygulandığı ve 19.260,00 TL idari para cezasının ödenmesi hususunun 20.04.2011 tarihli yazısı ile talep edildiği anlaşılmıştır.

            Kurum, davacılar adına tahakkuk ettirilen idari para cezasına ilişkin yazının 28/04/2011 tarihinde davacılar tarafından elden tebliğ alındığı, 11.05.2011 tarihli dilekçeleri ile 6111 sayılı Yasa uyarınca borçlarını yapılandırdıkları ve herhangi bir itirazlarının olmadığı bildirilmiştir.

            506 sayılı yasanın 79.maddesinin 7 ve 8.fıkralarında “Değişik fıkra: 29/07/2003 - 4958 S.K./37. md.) Fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca resen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir.

            İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz tahsilatı, durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun tahsil ve takibini durdurmaz.” denilmektedir.

            Bozma ilamı sonrasında Kadıköy SGK ya müzekkere yazılmış, gelen müzekkere cevabından işyeri tescil işlemi sonrasında işverene uygulanan idari para cezasının 20/04/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, işverenin uygulanan idari para cezasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunmadan 28/04/2011 tarihinde 6111 Sayılı yapılandırma başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.

            Bu durumda idari para cezası kararına itiraz edilmeksizin davacılar yapılandırmaya başvurmuş olduklarından, artık idari para cezası ödeme emrine dönüşmeyeceğinden davanın 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesi uyarınca idari yargının görev alanına gireceği anlaşılmış olup ve işyerinin res'en tescili neticesinde 2009/12-2010/1-11 aylar arasına ait ek bildirgenin davacı tarafından Kuruma verilmediği anlaşılmış olmakla davanın esası hakkında Adli Yargının görevli olmadığı İdari Yargının görevli olduğu" gerekçesiyle Davanın yargı yolu caiz olmadığından HMK 114/1-b HMK 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermiş, istinaf edilmeyen kararın 30/11/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

            Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için davacı vekilinin 13/04/2018 tarihli dilekçesi, İstanbul 19. İş Mahkemesinin 02/07/2018 tarih, 2016/140 Esas sayılı üst yazısı ve dava dosyaları ile birlikte Mahkememize gönderilmiş, başvuru 06/07/2018 tarihi itibarıyla kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler; Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:  

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, davacılar adına davalı SGK tarafından re'sen işyeri tescili yapılmasına ve ek aylık prim hizmet belgeleri düzenlenerek gönderilmesine dair kurum işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

            5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun:

            “Prim belgeleri ve işyeri kayıtları” başlıklı 86. maddesi; “Bu Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddesine tabi sigortalılar ile sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalılar için işverenlerce Kuruma verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin şekli, içeriği, ekleri, ilgili olduğu dönemi, verilme süresi ve diğer hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir

            İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflâs idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır...

            ...Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartlan yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır”

            “Uyuşmazlıkların çözüm veri başlıklı 101. maddesinde: “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür”

            “Kurumca verilecek idari para cezaları başlıklı 102. maddesinde: “Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun;

            ... c) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usulde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için...

            ...2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katım geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında...

idari para cezası uygulanır...

            ...e) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın tam olarak yerine getirmeyenlere;

            1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin oniki katı tutarında,

            2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı tutarında,

            3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı tutarında...

idari para cezası uygulanır...

            ...İdarî para cezası uygulanması 8 inci, 9 uncu, 11 inci ve 86 ncı maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.

            İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir”

            Hükümlerine yer verilmiştir.

            Dava dosyalarının incelenmesinden; davacıların adlarına kayıtlı ticari takside çalışan Hakan Yetgin' in bildirimini yapmadıklarının ihbar neticesi belirlenmesinin ardından davalı kurum tarafından İstanbul Ataşehir İlçesi, Atatürk Mahallesi, Ataşehir Bulvarı No:34M/26 adresinde bulunan davacılara ait taşınmazın, 17.12.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Yasa kapsamında re'sen işyeri olarak tescil edilmesine ilişkin 03/03/2011 tarih ve 3459733 sayılı işlem ile işyerinde çalışan Hakan Yetgin adlı sigortalıya ilişkin işe giriş bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmesi, aksi halde bu belgelerin resen düzenleneceğinin bildirimine ilişkin 20.04.2011 tarih ve 7962769 sayılı işlemin tesis edildiği, ayrıca ek aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenmemesi ve süresinde verilmemesinden ötürü idari para cezası uygulandığı ve 19.260,00 TL idari para cezasının ödenmesi hususunun 20.04.2011 tarihli yazısı ile talep edildiği, davacılar adına tahakkuk ettirilen idari para cezasına ilişkin yazının 28/04/2011 tarihinde davacılar tarafından elden tebliğ alındığı, 11.05.2011 tarihli dilekçeleri ile 6111 sayılı Yasa uyarınca borçlarını yapılandırdıkları, davacıların davalı kurumun re'sen işyeri tescil ve işe giriş bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmesi işlemlerine karşı yargı yoluna başvurdukları, yani davacılar tarafından idari para cezasının kabul edildiği, işlem iptali taleplerinin karşılıklı görevsizlik kararlarına konu olduğu anlaşılmaktadır.

            İş Mahkemesinin görevsizlik kararında değinilen 506 sayılı Yasanın 140. Maddesinin 5510 sayılı Yasa ile 31/05/2006 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı, yerine 5510 sayılı Yasanın 86 ve devam eden maddelerindeki düzenlemelerin yapıldığı belirlenmiştir.

            Yukarıda yapılan inceleme ve ortaya konulan yasal mevzuat hükümleri gereğince, davaya konu olayda 5510 Sayılı Kanunun 86.maddesinin 7. fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yasal süresi içinde yerine getirmediğinden bahisle, yine aynı fıkra uyarınca re'sen düzenlenen belgelere ilişkin borçtan kaynaklanan uyuşmazlığa bakmakla 5510 sayılı Yasa’nın 86. ve 101. maddeleri uyarınca iş mahkemesi görevli bulunmaktadır. Mahkememizin emsal nitelikteki E:2017/714, K:2017/804 sayılı ilamı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, İstanbul 19. İş Mahkemesinin 28.09.2017 gün, E:2016/140, K:2017/429 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

           

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  İstanbul 19. İş Mahkemesinin 28.09.2017 gün, E:2016/140, K:2017/429 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.09.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 Başkan

Hicabi 

DURSUN

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Turgay Tuncay Varlı