T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/470

KARAR NO  : 2022/568      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin olma" ile "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen

(İdari Yargıda Davacı,

Adli Yargıda Davalı)       : H. A

Vekili                                 : Av. S. S. E

Karşı Taraf                       : Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu

Vekili                                  : Av. P. D

 

I. İDARİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

A. Dava Konusu Olay

1.Başvurucu vekili, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ..... A.Ş. Çorum Şubesi eski personeli ve bireysel pazarlama yönetmeni olan başvurucunun,A. ve A. Tisimli mudilerin banka nezdinde bulunan hesaplarındaki mevduatı herhangi bir müşteri talimatı olmaksızın .........Ltd.'ye aktarılmasına ve aktarılan mevduata ilişkin bedelin Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/152 ve 2005/182 esas sayılı dosyalarında açılan alacak davaları sonucu Fon tarafından tazmin edilmesine ve kamu zararına neden olduğu gerekçesiyle düzenlenen 148.666 TL tutarlı, 21/03/2008 tarihli ve 2007/8 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. Yargılama Aşamaları

2. İstanbul 7. İdare Mahkemesi 24/06/2009 tarihli ve E.2008/553, K.2009/1095 sayılı kararı ile, "mahsup yapılmaksızın tahsil maksatlı takip yapılması gerekirken mevduatın tamamı üzerinden takip yapılmasının hukuka aykırı olduğu" gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Bu karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

3. Danıştay Onüçüncü Dairesi 03/04/2012 tarihli ve E.2009/6238, K.2012/571 sayılı kararı ile, temyize konu kararın bozulmasına karar vermiştir.

 

4. İstanbul 7. İdare Mahkemesi 30/11/2012 tarihli ve E.2012/1768, K.2012/2119 sayılı kararı ile, "Fon tarafından tahsile konu alacağın revize edildiği" gerekçesiyle davanın 145.748 TL'lik kısmının reddi ile davanın 2.918 TL'lik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

5. Danıştay Onüçüncü Dairesi 01/04/2015 tarihli ve E.2013/1083, K.2015/1277 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar vermiştir. Bu karar, karar düzeltme yoluna gidilmeksizin 17/06/2015 tarihinde kesinleşmiştir.

6. Davacı vekili, bu sürecin ardından yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.

7. İstanbul 7. İdare Mahkemesi 31/10/2018 tarihli ve E.2018/169, K.2018/1732 sayılı kararı ile, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

8. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 14/03/2019 tarihli ve E.2019/277, K.2019/771 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

9. Danıştay Onüçüncü Dairesi 20/04/2022 tarihli ve E.2019/2655, K.2022/1770 sayılı kararı ile, kararın kesin olarak onanmasına karar vermiştir.

II. ADLİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

10. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili, Fona devredilen ..... A.Ş. Çorum Şubesi eski personeli olan başvurucunun, Semahat Altan isimli mudinin banka nezdinde bulunan hesaplarındaki mevduatı herhangi bir müşteri talimatı olmaksızın .........Ltd.'ye aktarılmasına ve aktarılan mevduata ilişkin bedelin İstanbul2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/1214 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali/alacak davası sonucu Fon tarafından tazmin edilmesine ve kamu zararına neden olduğu gerekçesiyle 393.759 TL alacağın tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

11. Çorum 1. İş Mahkemesi 18/11/2014 tarihli ve E.2011/812, K.2014/401 sayılı kararı ile, davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

 

12. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 10/02/2015 tarihli ve E.2015/1953, K.2015/5532 sayılı kararı ile, "eksik inceleme" gerekçesiyle temyize konu kararın bozulmasına karar vermiştir.

 

13. Çorum 1. İş Mahkemesi 09/12/2015 tarihli ve E.2015/145, K.2015/494 sayılı kararı ile, "davalı banka çalışanlarının ....hesaplara para aktarma işlemlerinin müşteri onayı ve şube müdürü imzaları olmadığı için görev tanımlarının dışında olduğu, buna banka üst yönetiminin baskılarının neden olduğu, bankaya el konulmamış olsa bile mudinin parasını ....hesabından çekebileceği, dolayısıyla bankanın ve dava dışı mudinin zararının bulunmadığı, bankanın Fon'a devredilmesi işlemlerinden banka yöneticilerinin sorumluluğunun bulunduğu ve davalı banka çalışanlarının sorumlu olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

 

14. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12/04/2016 tarihli ve E.2016/4989, K.2016/9182 sayılı kararı ile, temyiz konusu kararın kesin olarak onanmasına karar vermiştir.

 

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

 

15. Başvurucu vekili, adli ve idari yargı kollarına tabi mahkemelerce, aynı konuya ve sebebe ilişkin, tarafları aynı iki farklı kararda birbirine tamamıyla zıt hükümler verilmiş olduğundan bahisle hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle idari yargı yerine Uyuşmazlık Mahkemesine başvuru dilekçesi vermiştir.

 

16. İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 19/09/2021 tarihli ve E.2018/169 sayılı üst yazısı ile, başvurucu vekilinin talebi doğrultusunda iddia olunan hükümler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, dosya kapsamına göre Danıştay Başsavcısının ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

 

V. İLGİLİ HUKUK

 

18. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlığını taşıyan 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

19. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesi şöyledir:

 

"1 nci maddede gösterilen yargı mercileri tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir."

 

VI. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

20. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

21. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının ortaya çıkabilmesi için:

 

          a) Uyuşmazlık doğuran hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

          b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

          c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

          d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

          e) Kararlarda arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması

koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

 

22. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen idari yargı ve adli yargı kararlarının incelenmesinden; ortada idari ve adli yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu, davanın taraflarının aynı olduğu anlaşılmıştır.

 

23. İdari yargı yerinde; TMSF'ye devredilen ..... A.Ş. Çorum Şubesi eski personeli ve bireysel pazarlama yönetmeni olan başvurucunun, dava dışıA. ve A. T isimli mudilerin banka nezdinde bulunan hesaplarındaki mevduatı herhangi bir müşteri talimatı olmaksızın .........Ltd.'ye aktarılmasına ve aktarılan mevduata ilişkin bedelin Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/152 ve 2005/182 esas sayılı dosyalarında açılan alacak davaları sonucu Fon tarafından tazmin edilmesine ve kamu zararına neden olduğu gerekçesiyle düzenlenen 148.666 TL tutarlı, 21/03/2008 tarihli ve 2007/8 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açtığı davada, alacağın Fon tarafından sonradan revize edilmesi üzerine davanın kısmen reddine ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.

 

24. Adli yargı yerinde ise; Fona devredilen ..... A.Ş. Çorum Şubesi eski personeli olan başvurucunun, Semahat Altan isimli mudinin banka nezdinde bulunan hesaplarındaki mevduatı herhangi bir müşteri talimatı olmaksızın .........Ltd.'ye aktarılmasına ve aktarılan mevduata ilişkin bedelin İstanbul2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/1214 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali/ alacak davası sonucu Fon tarafından tazmin edilmesine ve kamu zararına neden olduğu gerekçesiyle 393.759 TL alacağın tahsili istemiyle açtığı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

 

25. İdari yargı yerindeki iptal davasının ve adli yargı yerindeki alacak davasının temelini teşkil eden kamu zararlarının tahsiline dayanak sebeplerin farklı mudilere farklı yargı kararlarıyla ödenen tutarlar olduğu, bununla birlikte idari yargı merciince verilen ret kararı ile adli yargı merciince verilen ret kararındaki gerekçelerin birbirinden farklı olduğu,adli yargı yerince kamu zararından başvurucu sorumlu bulunmamışken, idari yargı yerince 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri uyarınca kamu zararından başvurucunun sorumlu olduğu belirtilmiş, kararlar arasında bu yönden bir farklılık bulunsa da, kamu zararı iddiasına mesnet sebeplerin aynı olmadığı ve bu yönden bir çelişki yahut hakkın yerine getirilmesinin olanaksızlığının bulunmadığı belirlenmiştir.

 

26. İstanbul 7. İdare Mahkemesi ile Çorum 1. İş Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, "aynı konuya ve sebebe ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilerek, adli ve idari yargı yerlerince farklı konulara ve sebeplere ilişkin olarak verilen kararlar arasında hakkın yerine getirilmesini olanaksız kılan çelişkiden de bahsedilemeyeceği ve hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

 

 

27. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

VII. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin olması" ile "kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

  31/10/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

            TOPAL                  AĞIRMAN                SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN