T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/297

KARAR NO  : 2021/602     

KARAR TR  : 29/11/2021

ÖZET: Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında el konulan ve idare tarafından satılan, yargılama sonucunda hak sahibine iadesine karar verilen akaryakıt bedelinin el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

KARAR

 

Davacı       : F.A.

Vekili         : Av. H.T.

Davalılar   : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (Adli Yargıda)

                     1- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu(İdari Yargıda)

Vekili         : Av. F.Y.

                     2- Şanlıurfa Valiliği

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili, Birecik Cumhuriyet Başsavcılığınca 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca bir kısım şüpheliler hakkında petrol kaçakçılığı suçu nedeniyle yürütülen soruşturma sırasında, davacının malen sorumlusu olduğu şirkete ait suça konu akaryakıta el konulduğunu, Birecik Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatlerine, suça konu akaryakıt tasfiye edildiğinden satış tarihinden iade tarihine kadar geçen süre için yasal faizi ile birlikte hak sahibine iadesine karar verildiğini, bu nedenle el konulan akaryakıt bedeli olarak 126.868 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi 11/04/2018 tarihli ve E.2016/790, K.2018/284 sayılı kararı ile, davaya konu akaryakıtın tasfiye edilmesi kararının, davalı kurumun bağımsız idari otorite mahiyetinde bir kamu tüzel kişisi olması sebebi ile bir idari işlem niteliğinde olduğunu belirterek, davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiş, itiraz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

4. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi 12/02/2021 tarihli ve E.2018/1057 sayılı kararı ile, dava konusu edilen tazminata ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin, 5271 sayılı Kanun'un 141 ve 142. maddeleri uyarınca adli yargı yeri olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

5. 2247 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısının yazılı düşüncesi alınmıştır.

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

A. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yazılı düşüncesi

6. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 05/10/2021 tarih ve YY- 2021/98680 sayı ile, davacının malen mesulü olduğu şirkete ait akaryakıta bir suç soruşturması kapsamında el konulmasından sonra, yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatlerine karar verilmesi üzerine, el konulan akaryakıt bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın, zararın akaryakıta haksız bir şekilde el konulduğu iddiasına dayanması nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 141 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu maddelere göre tazminat isteminin ağır ceza mahkemelerinde karara bağlanacağı yolunda açık bir hüküm bulunduğu ve böylelikle Devletin sorumluluğunu öngören özel bir düzenlemeye yer verildiğinin düzenlendiği, belirtilen duruma göre, yürütülen bir soruşturma kapsamında davacıya ait akaryakıta el konulması sebebiyle, akaryakıtın haksız alıkonmasından doğan maddi zararın ödenmesi istemiyle açılan tazminat davasında, 5271 sayılı Kanun'daki açık hüküm de gözetilerek, tazminat istemine esas olan işlemi yapan mahkemenin dahil olduğu adli yargının görevli bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu, Uyuşmazlık Mahkemesinin 28/12/2015 tarihli ve E.2015/833, K.2015/869 sayılı kararında da bu tür davaların çözümünde adli yargının görevli olduğunun vurgulandığını belirterek, uyuşmazlık konusu davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

B. Danıştay Başsavcısının yazılı düşüncesi

7. Danıştay Başsavcısı 05/07/2021 tarihli ve E.2021/106 sayı ile, davacının, beraatle sonuçlanan yargılama nedeni ile maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, adli yargıda açılan davada beraat etmiş olmasının haklarının ihlal edildiğinin kanıtı olduğunu, uzun bir süre beraat kararını beklediğini ileri sürerek maddi tazminat isteminde bulunduğunun anlaşıldığı, tazminat isteminin ceza yargılaması sonucu tasfiye edilen akaryakıttan kaynaklandığı, dolayısıyla kaçak olduğu iddia edilen akaryakıta el konulmasının, Cumhuriyet savcısı talimatıyla gerçekleştirilen ceza soruşturma ve kovuşturmasının tazminat istenmesine sebep olduğu, bu soruşturma ve kovuşturma nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararların tazmini istenildiğinden uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu sonucuna varıldığı yolunda düşünce vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

8. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

“Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

9. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat”  üst başlığı altında düzenlenen “Tazminat istemi” başlıklı 141. maddesi şöyledir:

“ (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

                …….

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

........

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

(2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

(3) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.

.......”;

10. “Tazminat isteminin koşulları” başlıklı 142. maddesi şöyledir:

“ (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

…….”;

V. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 29/11/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

12. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

13. Dava, 5015 sayılı Kanun kapsamında yürütülen soruşturma sırasında haksız olarak el konulan eşyanın satılması ile elde edilen bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açılmıştır

14. Anayasa'nın başlangıç kısmında öngörülen Kuvvetler ayrımı ilkesi ile yargı ile ilgili 9. ve 138. maddeleri dikkate alındığında, bağımsız bir erk olan yargının yargılama faaliyeti ile ilgili işlemlerinin, Anayasa'nın 125. maddesinde öngörülen idari işlemler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu yargısal işlemler nedeniyle idari yargı yoluna başvurulabilmesine imkân yoktur. Esasen bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tabii bir sonucudur. Yukarıda işaret edildiği üzere, Cumhuriyet Savcılarıyla onlar adına işlem yapan kolluk personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak, ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerektiği açıktır.

15. Dosyanın ve ilgili mevzuatın bir bütün olarak incelenip değerlendirilmesinden, somut olayda,5015 sayılı Kanun kapsamında yürütülen soruşturma sırasında, kaçak olduğu ileri sürülen akaryakıta el konulmasının, Cumhuriyet savcısı talimatıyla ve alınan hakim kararı ile gerçekleştirildiği, açılan kamu davası sonucunda beraat kararı ile birlikte eşyanın hak sahibine iadesine karar verildiği gözetildiğinde, haksız olarak alınan karar ve uygulanan eylemler nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılan davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu, ancak Uyuşmazlık Mahkemesinin adli yargı içerisinde hangi yargı merciinin bu davalara bakmakla görevli olduğu hususunda karar verme yetkisi bulunmadığı, bu belirlemenin ilgili yargı kolunun kendi içerisinde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2018 tarihli ve E.2016/790, K.2018/284 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2018 tarihli ve E.2016/790, K.2018/284 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

29/11/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan Vekili

Muammer

TOPAL

Üye

Birol

SONER

Üye

Nilgün

TAŞ

Üye

Doğan

AĞIRMAN

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN