T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2014 / 1041

          KARAR NO   : 2014 / 1093

          KARAR TR    : 29.12.2014

 

ÖZET: Trafik kazası sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların, kazanın oluşumunda sorumlu olduğundan bahisle, davalı idarece tazmin edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE   görülmesi gerektiği hk.

 

  

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar : 1-F.G.

                    2-S.E.

                                3-S.O.

                                4-İ.O.

                                5-A.O.

Vekili          : Av. G. Y.

            Davalı        : Karayolları Genel Müdürlüğü

            Vekili         : Av.D. G. Ç.

 

              O L A Y    : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, 01/12/2012 tarihinde, sürücüsü B.B.’un sevk ve idaresindeki 13 AD 189 plaka sayılı kamyon ile müvekkili A.O.’ın sevk ve idaresindeki 65 AF 635 plaka sayılı aracın, Bitlis-Van D 300-33 karayolunun 35. km. sinde çarpışması sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, araçta bulunan C.O. ile A.O.’ın vefat ettiğini,  müvekkiline alt aracın kullanılmaz hale geldiğini; trafik kazasının oluşumunda davalı S.T.'a ait aracı kullanan B.B.’un, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı yol kesimine geçmesi nedeniyle 1. derecede kusurlu olduğunu; yine, kazanın oluşumunda yolun yapım ve bakımından sorumlu olan Karayolları Bölge Müdürlüğü ile müteahhit firma, diğer davalı K. Beton İnş. İth. İhr. San. Tıc. Ltd. Şti.nin müştereken sorumlu olduklarını, diğer davalı sigorta şirketlerinin ise poliçe bedeli kapsamında sorumlulukları bulunduğunu; kaza sonrası müvekkili A.O.’ın ağır yaralandığını, tedavisinin devam ettiğini, asgari ücretle çalışan müvekkilinin kaza tarihinden bu yana işine gidemediğini, aracının kullanılmaz hale geldiğini; kazada müvekkili S.O.eşini ve oğlunu, diğer müvekkillerinin ise annelerini ve kardeşlerini kaybettiklerini; maddi ve manevi zarara uğradıklarını ifade ederek;  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,  olay tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte 140.000.00 TL. destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminatın; davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hasara sebebiyet veren aracın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için trafik kayıtlarına tedbir şerhi konulması istemiyle, 1-A.Sigorta A.Ş.., 2-A. Sigorta A.Ş., 3-S.T.,  4-B.B.,  5-Karayolları Genel Müdürlüğü ve  6-K. Beton İnş. İth, İhr. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 30.1.2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmış; Mahkemece, 26/12/2013 tarihinde dosyada Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden tefrik kararı verilerek yeni esas kaydı yapılmıştır.

VAN 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 27.12.2013 gün ve E:2013/569, K:2013/552 sayı ile, 6100 sayılı HMK.nun 1 ve 2 sayılı maddeleri gereğince kamu teşekkülü olan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluk alanında bulunan karayolu üzerinde yapılacak her türlü bakım ve onarımın sebebiyle doğan zararın tazmini amaçlanan davalarda, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediği, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görülüp ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle; 6100 sayılı HMK.nun 1 ve 2 sayılı maddeleri gereğince, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada mahkemelerinin görevsiz olduğu anlaşıldığından, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine  karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez; ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 125.000,00 TL maddi ve manevi tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

VAN 3.İDARE MAHKEMESİ: 22.10.2014 gün ve E:2014/716 sayı ile, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (i) bendinde, karayolunun, trafik akışına imkân sağlamak üzere kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeritleri, köprüler, tüneller, her türlü sanat yapıları, koruma yapıları ve diğer alanları ifade ettiği hüküm altına alınmış olup, "Görev ve Yetki" başlıklı 4. maddesinin (b) bendinde ise, hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırtmak, işletmek ve işlettirmenin Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görev ve yetkileri arasında sayılmış olduğu; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Görev ve Yetkileri" başlıklı 7. maddesinin (a) fıkrasında, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmanın Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bu kanunla ilgili görev ve yetkileri arasında sayıldığı; 11.01.2011 gün ve 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği, zarar görenin kamu görevlisi olmasının bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemeyeceği, hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğinin hüküm altına alındığı;  anılan Kanun'un 11.01.2011 gün ve 6099 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile değişik Geçici 21. maddesinde ise; "Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek idare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz." hükmüne yer verildiği; dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacılar tarafından, C.O. ve A.O.'ın geçirdiği trafik kazası neticesinde vefat ettiğinden bahisle, Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde tazminat davası açıldığı, Van 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.12.2013 tarih ve E:2013/569, K:2013/552 sayılı kararıyla davaya bakmakla idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesi üzerine; yol ile ilgili gerekli düzenleme ve bakımların yapılmaması, ayrıca kazanın meydana geldiği yolun üzerinin mıcırlı olması ve kazanın oluşumunda etkili olduğu ifade edilmek suretiyle bahsi geçen ve ölümle sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurunun bulunduğu ifade edilmek suretiyle, 10.000,00 TL maddi 115.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 125.000,00 TL tazminatın ödenmesi istemiyle bakılmakta olan iş bu davanın açıldığının anlaşıldığı; olayda, davacının tazminat talebinin dayanağı olan trafik kazasının yolların bakım ve onarımından kaynaklandığı açık olup, 2918 sayılı Kanun’un 6099 sayılı Kanun ile değişik 110. maddesinin 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinde, 01.12.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde Mahkemeleri nezdinde açılmış bulunan tam yargı davasının, 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye yüklenen sorumluluktan kaynaklandığı anlaşıldığından, anılan Kanun hükmü gereğince davanın görüm ve çözümünün Adli Yargı'nın görevine girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının onaylı örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, trafik kazası sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların, kazanın oluşumunda sorumlu olduğundan bahisle, davalı idarece tazmin edilmesi isteminden ibarettir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak, (1)

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; sürücüsü B.B.nin sevk ve idaresindeki kamyon ile davacılardan A.O.’ın kullandığı aracın, Bitlis-Van D 300-33 karayolunun 35. km. sinde çarpışması sonucunda yaralanmalı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda yolun yapım ve bakımından sorumlu olan Karayolları Genel Müdürlüğünün de sorumluluğunun bulunduğunu iddia edilerek, maddi ve manevi tazmınat istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Van 3.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Van 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Van 3.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Van 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.12.2013 gün ve E:2013/569, K:2013/552 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2014  gününde, Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT