T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/340

KARAR NO  : 2022/456      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Uyuşmazlık Mahkemesince daha önce "idari yargı yerinin" görevli olduğu yönünde karara bağlanan konu ile ilgili olarak, yeniden yapılan BAŞVURUNUN REDDİ hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacılar : 1- M. Ş.Ş  2- A. B  3- H. B  4- A. B

Vekili         : Av. A. A

Davalı       : İdil Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. C. G

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkillerine ait olan Şırnak İli, İdil İlçesi, .....de bulunan ... ada, .... ve .... nolu parsellere davalı kurum tarafından imar planına aykırı olarak yol geçirilmek sureti ile kamulaştırmaksızın el atıldığını, davalı kurumun müvekkillerine ait olan bu arsadan geçirdiği yolun bedelini ödemediğini, geçirmiş olduğu yol sebebi ile müvekkillerine ait arsanın neredeyse tamamının yol olduğunu, geri kalan az bir kısımın değer kaybettiği gibi kullanılamadığını, davalı idarenin herhangi bir bedel ödemeden yapmış olduğu bu eylemin mülkiyet hakkının ihlali olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla şimdilik 100 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiz oranı ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2.       İdil Asliye Hukuk Mahkemesi 13/11/2014 tarihli ve E.2013/369,K.2014/426 sayılı kararı ile,. dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tapu kayıtları, krokiler, keşif, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Şırnak İli, İdil İlçesi, .....de bulunan davacının paylı mülkiyet esaslarına göre malik olduğu ..... ada ..... ve ..... nolu parsellerden davalıtarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle yol geçirildiği iddiası ile açılan davada, taşınmaz başında yapılan keşifte mahkeme gözlemi ve hazırlanan teknik bilirkişi raporlarında sabit olduğu gibi, davalı idare tarafından fiilen yol geçirilmediği, dava konusu taşınmazların imar planında yol geçirileceğinin sabit olduğu, fiili el atmanın olmadığı anlaşılmakla davanın çözüm ve görüm yerinin idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle yargı yolu yönünden davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

3. Davacı vekili bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Mardin İdare Mahkemesi 20/04/2015 tarihli ve E.2015/340, K.2015/879 sayılı kararı ile, dava dilekçesi ve mahkemeleri ara kararı ile getirtilen İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/369 sayılı dava dosyasının birlikte incelenmesinden; anılan mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen keşif tutanağı ve bilirkişi raporlarında dava tarihi itibariyle davacılar taşınmazına herhangi bir el atmanın olmadığının ve üzerinde hali hazırda binalar bulunduğunun belirtildiği, diğer taraftan anılan taşınmazlarda İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca yapılmış bir parselasyon işleminin bulunmadığının anlaşıldığı görülmekte olup Mahkemelerinde açılan iş bu davada fiili el atmadan kaynaklı tazminat talebinde bulunulduğu ve dilekçe içeriğinde taşınmazın bedel ödenmeksizin kamulaştırıldığından bahsedildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle tazminat talebinin hangi zarara ilişkin olduğunun tam olarak ortaya konulamadığı ve Mahkemelerinde tereddüt hasıl olduğu, eğer imar planında yapılan değişiklik sonucu davacıların mülkiyet hakkının kısıtlandığı ve bir zarara uğradığından bahsedilerek dava açılmak isteniyor ise dilekçede bu durumun açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekmekte olup, davanın türü, sebepleri ve niteliği hususunda Mahkemelerinde tereddüt hasıl olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanunhükümlerine uygun bulunmadığı; sözü edilen eksiklikler, 30 gün içinde tamamlanmak suretiyle yeniden dava açmakta serbest olmak üzere 2577 Sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/dbendi gereğince reddine karar vermiştir.

 

5. Davacılar vekili yenilediği dilekçe ile davacılara ait Şırnak İli, İdil İlçesi, .....de bulunan .... ada, .... ve .... sayılı parsellerin imar planında "yol alanı" olarak ayrılmasına rağmen tahsis amacına uygun herhangi bir işlem yapılmadığı, bu suretle kamulaştırmasız el atıldığı ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden bahisle 826.896 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir.

 

6. Mardin 1. İdare Mahkemesi 28/03/2017 tarihli ve E.2015/1673, K.2017/913 sayılı kararı ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'ndan söz ederek, uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların ilgili idarelerce kamulaştırılması veya imar planı değişikliği yapılması/yaptırılması zorunluluğu getirilerek bu konuda vatandaşların karşılaştıkları mağduriyetlerin giderilmesi, bu kapsamda kalan taşınmazların bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç beş yıllık süre içerisinde bütçe imkanları dahilinde ilgili idarelerce kamulaştırılması veya taşınmazların mevcut imar planı bulunup bulunmadığı veya imar planı yapılabilecek yerlerden olup olmadığı durumununa göre imar planı/imar uygulaması/toplulaşma yapılmak/yaptırılmak suretiyle başka yerden mümkün ise müstakil, değilse hisseli parsel verilmesi veyahut taşınmazların tahliye edilerek kullanıma imkan verecek biçimde malikine iade edilmesinin amaçlandığı; Kanun'da düzenlenen 5 yıllık sürenin ek 1. madde kapsamında kalan ve bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarruf hakkı kısıtlanan taşınmazlar hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı sonucuna ulaşılmadığı; bu durumda; yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığı; öte yandan; davanın açıldığı tarih itibariyle, davacılar yönünden dava açma şartlarının oluştuğu ve davanın esası hakkında karar verme olanağının sonradan yürürlüğe giren yasal düzenleme nedeniyle ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar vermiş, taraflarca istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

7. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi 28/12/2017 tarihli ve E.2017/12693, K.2017/11776 sayılı kararı ile, mahkeme kararı usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin reddine karar vermiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

8. Danıştay 6. Dairesi 22/10/2018 tarihli ve E.2018/6462, K.2018/8420 sayılı kararı ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması karşısında, İdare Mahkemesince, öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanının mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde kısıtlanıp kısıtlanmadığı, kısıtlanmışsa bu kısıtlılığın uygulama imar planından mı yoksa özel kanundan mı kaynaklandığı, taşınmazın hangi tarih itibariyle edinildiği hususları araştırılarak, uygulama imar planında belirlenen işlevi nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığının ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin oluştuğunun tespit edilmesi halinde ise; aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesinin gerektiği gerekçesiyle hükmün (kararın) bozulmasına karar vermiştir.

 

9.Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi 18/02/2019 tarihli ve E.2018/4035, K.2019/124 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, istinaf isteminin kabulüyle Mardin 1. İdare Mahkemesince verilen 28/03/2017 tarihli ve E.2015/1673, K.2017/913 sayılı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesinekarar vermiştir.

 

10.     Mardin 1. İdare Mahkemesi 20/03/2020 tarihli ve E.2019/1208 sayılı kararı ile, Uyuşmazlıkta, mahkemelerinin 23/01/2020 tarihli ara kararına cevaben davalı idare tarafından sunulan ve Mahkeme kaydına 06/03/2020 tarihinde giren 05/03/2020 tarih ve E.247 sayılı yazıda; dava konusu 94 Ada 130 sayılı parsele Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yol yapıldığının ifade edildiği, bu durumda, uyuşmazlık konusu Şırnak İli, İdil İlçesi, ..... ..... ada, .... sayılı parselde bulunan arsa vasfındaki taşınmaza Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yol yapılmak suretiyle fiili el atılması sebebiyle, açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı; bakılan dava, İdil Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03/11/2014 tarihli ve E.2013/369, K.2014/426 sayılı idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine ilişkin kararı üzerine Mahkemelerinde ikame edildiğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca davada 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un Yargı Mercilerinin Uyuşmazlık Mahkemesine Başvurmaları başlıklı 19. maddesi uyarınca görevli yargı kolunun belirlenmesi için dava dosyasının İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/369 sayılı dosyasının aslı ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, adli yargının görev alanına giren davada Mahkemelerinin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesi 26/10/2020 tarihli ve E.2020/366, K.2020/614 sayılı kararı ile, davaya konu olayda, davalı idarenin 05/03/2020 tarihli yazısında "... taşınmazın kaldığı yol Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığı ve renkli kalemle işaretlenen plan ektedir. ..." şeklinde, söz konusu taşınmaz üzerine Karayolları Genel Müdürlüğünce yol yapılmış olabileceğini düşündürebilecek bir ibare kullanılmış ise de, dava kapsamında gerek Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 13/10/2014 ve 22/10/2014 tarihli bilirkişi raporlarında söz konusu taşınmazlardan fiilen yol geçirildiğine dair herhangi bir tespite rastlanılmaması;gerekse davacılar vekilinin idari yargı yerine sunduğu 13/05/2015 tarihli dava dilekçesinde taşınmazlardan fiili olarak yolun geçirilmediğinin belirtildiği hususu göz önünde bulundurulduğunda; önümüzdeki dosyada davacılara ait olduğu belirtilen taşınmazlardan yol geçirilmek suretiyle bunlara fiili olarak el atıldığını açıkça ortaya koyan herhangi bir bilgi ve/veya belgeye rastlanmadığından, davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerektiği; kamu hizmetinin, yöntemi ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde "idari dava türleri" arasında sayılan "idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası" kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağının açık olduğu dolayısıyla davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle, Mardin 1. İdare Mahkemesinin 20/03/2020 tarihli ve E.2019/1208 sayılı başvurusunun reddine karar vermiştir.

 

12. Bu karar üzerine dosya İdari Yargı yerine gönderilmiştir.

 

13. Mardin 1. İdare Mahkemesi 25/04/2022 tarihli ve E.2019/1208 sayılı kararı ile, mahkemece yaptırılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında özetle; Şırnak İli, İdil İlçesi, ......... ada, ..... parsel sayılı taşınmaz, tapu kayıtlarına göre 806,76 m2 yüzölçümüne sahip olup taşınmaz niteliğinin ise arsa olduğu, Şırnak İli, İdil İlçesi, ..... .... ada, .... parsel sayılı taşınmaz, tapu kayıtlarına göre 8.380,64 m2 yüzölçümüne sahip olup taşınmaz niteliğinin ise arsa olduğu, dava konusu taşınmazın 1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazın özgülendiği alanlar krokide detaylı olarak gösterilmiş olup dava konusu somut olayda ..... ada, ..... parselde kayıtlı taşınmazın imar planında 587,42 m2 sinin yol alanına özgülenmiş olduğu ve ..... ada, .... parselde kayıtlı taşınmazın 2.108,43 m2 sinin yol alanına özgülenmiş olduğu, taşınmaz koordinat alımları ile fiili durum ve imar planı çakıştırılarak taşınmaz üzerinde fiili el atma durumlarının olup olmadığı tespitine ilişkin olarak yapılan ölçümlerde asfalt yol yapım suretiyle 94 ada, 130 nolu parselde kayıtlı taşınmazda 298,77 m2, 94 ada, 131 nolu parselde kayıtlı taşınmazda 120,51 m2 alanına el atma bulunduğu tespitlerine yer verildiği, fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olacağı; bu bağlamda; uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

14. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyisi Hakkında Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

 

"Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

            Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

            (Değişik üçüncü fıkra: 23/7/2008 – 5791/4 md.) Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir."

 

15. "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

            "Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

 

16. "Kararların bildirilmesi" başlıklı 28. maddesi şöyledir:

 

            "Uyuşmazlık Mahkemesi, vereceği bütün kararların sonuçlarını ilgili Başsavcı ve Başkanunsözcüsüne, görev uyuşmazlığının çözülmesi için kendisine başvuran yargı merciine, kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı merciine veya mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişilere veya makamlara hemen tebliğ eder.

            İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler.

Gerekçeli kararın birer örneği de birinci fıkrada yazılı yerlere ve kişilere gönderilir."

17. "Kararların kesinliği ve yayınlanması"başlıklı 29. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 2/7/2018 – KHK-703/183 md.)

Uyuşmazlık Mahkemesinin kararları kesindir. Başkanın uygun göreceği kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

18. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddine karar verilmesi yönündeki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

         

19. Dava; Şırnak İli, İdil İlçesi, ..... .... ada, ..... ve ..... parsel sayılı taşınmazlara imar planına aykırı olarak yol geçirilmek suretiyle kamulaştırılmasız el atıldığından bahisle tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

20. Dosyanın incelenmesinden, Uyuşmazlığa İlişkin Başvuru Sürecinde de ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı vekilince, ilk olarak, İdil Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03/11/2014 tarihli ve E.2013/369, K.2014/426 sayılı karar ile idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, karar kesinleşmiş, idari yargıda dava açılmış, Mardin 1. İdare Mahkemesinin 20/04/2015 tarihli ve E.2015/340, K.2015/879 sayılı kararı ile dava dilekçesinin reddine karar verilerek yeniden dava açılmasına karar verilmiş; aynı Mahkemenin 28/03/2017 tarihli ve E.2015/1673, K.2017/913 sayılı kararı ile dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuş; Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin 28/12/2017 tarihli ve E.2017/12693, K.2017/11776 sayılı kararı ile istemin reddine karar verilmiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuş; Danıştay 6. Dairesinin 22/10/2018 tarihli kararı ile karar bozulmuş, dosya Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesine gönderilerek 18/02/2019 tarihli ve E.2018/4035, K.2019/124 sayılı kararı ile dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiş; Mardin 1. İdare Mahkemesinin 20/03/2020 tarihli ve E.2019/1208 sayılı kararı ile adli yargının görev alanına giren davada Mahkemeleriningörevli olmadığı gerekçesiyle, Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuş ve Uyuşmazlık Mahkemesinin 26/10/2020 tarih ve E.2020/366, K.2020/614 sayılı kararı ile idari yargı yerinin görevli kılındığı anlaşılmıştır.

 

21. Olayda, Uyuşmazlık Mahkemesince, aynı taraflarca, aynı konu ve sebebe ilişkin olarak adli yargı yerinde daha önce açılandava nedeniyle önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığında görevli mahkemenin belirlenerek, idari yargı yerinin görevli olduğuna kesin olarak karar verildiği; ancak, bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilecek olmasına karşın aynı istemlerleMardin 1. İdare Mahkemesinin 25/04/2022 tarihli ve E.2019/1208 sayılı kararı ile yeniden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurduğu açıktır.

 

 

22. Bu durumda, daha önce idari yargı mercinin Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması üzerine Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş olan davada, görevli mahkemenin belirlendiği; idari yargı yerinin görevli kılındığı ve iş bu kararın kesin olduğu gözetildiğinde; idari yargı yerince ikinci kez yapılan başvurunun reddi gerekmektedir.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Mardin 1. İdare Mahkemesinin 25/04/2022 tarihli ve E.2019/1208 sayılı başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

Mardin 1. İdare Mahkemesinin 25/04/2022 tarihli ve E.2019/1208 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

31/10/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

          TOPAL                    AĞIRMAN                SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                                Ahmet                           Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN