T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/240

KARAR NO  : 2021/296     

KARAR TR  : 03/05/2021

 

ÖZET: 2981 sayılı Kanun kapsamında tapu tahsis belgesi alınan taşınmazın davalı Belediye adına düzenlenen tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

 

          Davacılar: 1-İ.B.     2-E.B.     3-S.B.

          Vekili    : Av. M.A.

          Davalı  : Ankara Altındağ Belediye Başkanlığı

          Vekili    : Av. M.A.

 

          I. DAVA KONUSU OLAY

 

          1. Davacı vekilinin; muris A.B.'a Ankara, Altındağ, Ulubey Mah., 3461 ada, 8 parselde bulunan gecekondusu için 25/07/1986 tarihinde tapu tahsis belgesinin verilmesinin akabinde tescil başvurusunun davalı tarafından "Daha önce gecekonduları yıkılanların bir talepte bulunamayacakları" gerekçesi ile ve hukuka aykırı olarak reddedildiği, tapu tahsis belgesi ile taşınmaz (arazi) üzerine yapılan binayı yıllarca kullanan ve vergilerini ödeyen başvurucuya kamu makamları tarafından müdahale edilmediği ve bu duruma müsamaha gösterildiği, binanın başvurucuya ait olduğu, dolayısıyla tescil reddedildiği gibi mülkiyeti başvurucuya ait olan binanın değeri ödenmeksizin veya zararı telafi edici öneriler sunulmaksızın başvurucunun tahliye edilmek istenmesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğinden bahisle, Ankara, Altındağ, Ulubey Mah., 879/1. Sok. No: ... adresinde mukim taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının tapu tahsis belgesine dayalı olarak iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı takdirde söz konusu arsaya karşılık yer gösterilmesine, mümkün olmadığı takdirde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından tapu tahsis belgesi için ödenen bedelin şimdilik 100,00 TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile taşınmazın bedelinin bugünkü değerinin belirlenerek şimdilik 100,00 TL'sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açtığı anlaşılmıştır.

 

          II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

          A. Adli Yargıda

 

          2. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesince E.2020/191 sayı ile kaydedilen dosyada; davalının görev itirazının reddine karar verilmiş, 16/02/2021 tarihinde karar verilmiştir.

 

          3. Davalı vekili tarafından, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Danıştay Başsavcılığı Talebi

 

4. Danıştay Başsavcısı davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin talebin ilgili kısmı şöyledir:

 

"...

Davacılar adli yargı yerinde tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış ve idari bir işlemin iptalini istememişse de, davacıların dava açmaktaki asıl amacı, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adlarına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Yasa uyarınca verilen tapu tahsis belgesine dayalı olarak idari tescil yoluyla tapu almak için yaptıkları başvurunun davalı idarece reddi üzerine tescilin gerçekleştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde başka yerden taşınmaz tahsis edilmesinin sağlanmasına yönelik olup, uyuşmazlığın, davacıların isteminin 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklandığı, yine anılan istemlerin kabul edilmemesi halinde tapu tahsis belgesi bedelinin ve taşınmaz bedelinin tazminine ilişkin istemin de 2981 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, 2981 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

..."

 

          III. İLGİLİ HUKUK

 

          5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

             "1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

             a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

             b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

             c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

             2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

          6. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un "Müracaat İşleri" başlıklı 7. maddesi şöyledir:

 

              "İmar mevzuatına aykırı yapılar ve gecekondular için yapının bulunduğu yerin valilik veya belediyelerine aşağıdaki esaslara göre müracaat edilir.

               Bu Kanun kapsamına giren bütün yapılardan tek maliki olanların sahibi, apartmanların müteahhitleri veya yöneticileri veya kat maliklerinin herhangi biri veya bunların vekilleri form dilekçe ile Belediye ve mücavir alan sınırları içinde Belediyelere; Belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise valiliğe bizzat müracaat ederler. Müracaat iadeli taahhütlü olarak posta ile de yapılabilir. Posta ile yapılan müracaatlarda dilekçenin postaya verildiği tarih müracaat tarihi sayılır.

              Müracaat; Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca tespit edilip, valilik ve belediyelerce; dış temsilcilikler için de Dışişleri Bakanlığınca çoğaltılacak form dilekçe ile yapılır. Form dilekçeye Madde 8'de belirlenen tespit ve değerlendirme belgeleri eklenir.

              Müracaat; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç 6 ay içinde yapılır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yurt dışında çalışan işçiler ile daimi görevde bulunanlar ve görevi yurt dışında üç aydan fazla devam edenler için müracaat süresi 12 aydır. Üzerinde yapı yapılmak suretiyle arsa ve arazisi,tecavüz veya işgal edilen malikler de ilgili idarelere yardımcı olmak üzere arazi ve arsalarının ada ve parselini, tecavüz ve işgallerin zaman ve miktarı hakkındaki mevcut bilgileri havi bir form dilekçe ile müracaat masrafını ödemeden müracaat edebilirler.

              16/3/1983 tarihli ve 2805 sayılı Kanun gereğince yapılmış olan müracaat işlemleri ayrıca bir ücret alınmadan geçerli olup, hak sahipleri bu Kanuna göre istenilecek belgeleri dosyalarına ilave ederler.

               Ancak yeni yapılacak müracaatlar için belediye veya il özel idareler hesabına milli bir bankaya 2.000 TL. müracaat masrafı olarak yatırılır. Banka şubesi bulunmayan belediyelerde bu bedel belediyeye yatırılır.

              (Değişik : 18/5/1987 - 3366/1 md.) Süresi içinde belediye veya valiliğe müracaat etmeyen kişilere ait yapıların belediye veya valiliklerce, elektrik, su, kaçak inşaat zaptı veya benzeri kayıtlar veya haritadan incelenerek, ayrıca mahallinde araştırılarak tespit ve değerlendirme işlemleri tamamlanır. Ancak bu gibi hallerde 18 inci maddeye göre alınacak harçlar ve ekli cetvele göre tahakkuk ettirilecek harç beş kat ve peşin alınır.

(Değişik : 18/5/1987 - 3366/1 md.) Süresi içinde belediye veya valiliğe müracaat eden fakat 2981 sayılı Kanuna göre kurulan yeminli özel teknik bürolara başvurmayan kişilere ait yapıların belediye veya valilikçe tespit ve değerlendirme işlemleri tamamlanır. Ancak bu gibi hallerde 18 inci maddeye göre alınacak harçlar ve ekli cetvele göre tahakkuk ettirilecek harç iki kat peşin alınır.                     (

Ek : 18/5/1987 - 3366/1 md.) 2981 sayılı Kanuna göre kurulan yeminli özel teknik bürolar, kendilerine intikal eden müracatlara ilişkin tespit ve değerlendirme işlemlerine ait dosyaları en geç 7 Eylül 1987 tarihine kadar tamamlayarak sonuçlandırması için belediye, hazine, özel idare veya vakıflar idaresine teslim etmekle ve bu idareler de, kendilerine intikal eden dosyaları, intikal tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde sonuçlandırmakla görevli ve sorumludurlar.                     

              Yukarıda belirtilen müracaatların usulüne uygun yapılmasını temin için valilik veya belediyelerce yeterli bürolar kurulur ve gerekli her türlü tertip ve tedbirler alınır."

 

7.2981 sayılı Kanun'un "Tapu verme" başlıklı 10. maddesinin (a) fıkrası şöyledir:

 

       "Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine 'Tapu Tahsis Belgesi' verilir.                 

        Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.

        (Ek : 18/5/1987 - 3366/4 md.) Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

8. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, ÜyelerŞükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında, 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre davalı vekilinin, anılan Kanun'un 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısınca 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

9. Raportör-Hâkim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

10. Davanın; gecekondusu için 25/07/1986 tarihinde tapu tahsis belgesinin verilmesinin akabinde tescil başvurusunun davalı tarafından reddedildiğinden bahisle, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının tapu tahsis belgesine dayalı olarak iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı takdirde söz konusu arsaya karşılık yer gösterilmesine, mümkün olmadığı takdirde ise davacı tarafından tapu tahsis belgesi için ödenen bedelin tahsili ile taşınmazın bedelinin bugünkü değerinin tahsili talepleriyle açıldığı anlaşılmıştır.

 

11.2981 sayılı Kanun'un ilgili hükmüne göre (bkz. § 7), idarenin hak sahiplerine tapu vermek şeklindeki bu yetkisini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygulama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

 

12. Önümüzdeki dosyanın incelenmesinden; davacıların dava açmaktaki asıl amacının, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adlarına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Kanun'da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi olduğu anlaşıldığından, davacıların isteminin anılan Kanun hükümlerine uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

13. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Danıştay Başsavcısınca yapılan başvurunun kabulü ile Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2021 tarihli ve E.2020/191 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.Danıştay Başsavcısınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2021 tarihli ve E.2020/191 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/05/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan                       Üye                              Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                             TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN