Hukuk Bölümü         2011/254 E.  ,  2012/53 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

            Davacı            : Adem Keskin

            Davalı             : Beykoz İlçe Emniyet Müdürlüğü

           O L A Y          : 11.1.2010 günü saat 15.45’te Beykoz Asayiş Büro Amirliği ekiplerince Şişecam yanında yapılan kontrolde 28297 sürücü belge nolu davacının sevk ve idaresindeki 34 AD 1997 plaka sayılı araç içerisinde 5,00 TL karşılığı ücretle, yasal olmayan, taşımacılık yaptığı sebebiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Ek Madde 2 uyarınca davacı para cezası ile cezalandırılmış ve aracı trafikten men edilmiştir.

Davacı, adli yargı yerinde trafikten men edilmesine ve idari para cezası tutanaklarına itiraz etmiştir.

BEYKOZ 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: 8.2.2010 gün ve Değ. İş N:2010/148, K:2010/148 sayı ile, her ne kadar itiraz eden hakkında trafikten men ve idari para cezası uygulaması nedeniyle bu karara karşı itiraz eden tarafından mahkemelerine itiraz başvurusu yapılmış ise de; 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 19. maddesinin d fıkrasında "Kara, deniz ve nakil aracının trafikten alıkonulmasına ilişkin yaptırımlara dair hükümler, ilgili kanunlarda bu kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılmaya kadar saklı tutulur" hükmü yer almış olup itiraz edenin aracının trafikten men edilmesine dair idari mahiyetteki yaptırım kararına ilişkin başvurunun idare mahkemelerine yapılması gerektiği ve yine 5326 sayılı Yasanın 27/8 maddesinde " İdari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür." hükmü gereğince itiraz eden hakkında uygulanan trafikten men ve 548,00 TL idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararına bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğundan mahkemelerinin görevsizliğine dair karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı, idari para cezalarının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ: 7.2.2011 gün ve E:2011/150, K:2011/78 sayı ile, dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında korsan taksicilik yaptığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesi uyarınca 11.1.2010 gün 689311 sayılı davalı idare işlemi ile 548,00 TL para cezası verildiği, bakılan davanın ise bu işlemin iptali istemiyle açıldığı, 2918 sayılı Yasanın 112. maddesi hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere sürücü belgesinin geçici olarak geri alınması dışında yasada belirtilen diğer suç ve cezalarla ilgili olarak açılan davaların trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde ise yetki verilen Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılması gerektiği, bakılan olayda ise davacı hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesi uyarınca para cezası verilmiş olup davacı tarafından sadece trafik para cezasının iptalinin istendiği görüldüğünden bu davanın görüm ve çözümünün mahkemelerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.  

 İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU, Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 6.2.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde Karayolları Trafik Kanununu Ek 2.maddesi uyarınca düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanaklarının (2 adet) iptali yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun Ek 2. maddesi uyarınca verilen para cezalarının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür.

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde,    " (1) Bu Kanunun;

          a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

          b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

          uygulanır"; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır.

          Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer Kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

            Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.          

Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 8.2.2010 gün ve Değ. İş No:2010/148, K:2010/148 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.2.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.