T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 414

            KARAR NO : 2014 / 631

            KARAR TR   : 2.6.2014

 

ÖZET : Davacıların taşınmazı üzerinde konulan kısıtlamanın (hukuki el atmanın) yol açtığı öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın imar planından kaynaklanan tazminat davaları kapsamında, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar       : 1.İ.C.

                          2.A.C.

                          3.H.C.

                          4.L.C.

                          5.N.C. (G.)

                          6.T.C.

                          7.D.A.’a vesayeten T.A.

                          8.H.İ.

                          9.H.A.

                        10.A.G.

                        11.E.Ö.

                        12.E.Y.

                        13.Y.K.

                        14.A.C.

                        15.L.C.

                        16.M.S.

                        17.N.C.

                        18.Ş.C.

                        19.S.A.

                        20.R.N.A.

                        21.A.N. 

Vekili              : Av.N.Y. 

Davalı                        : 1.Muratpaşa Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av.A.D.Y.

Birleşen Dava

Davalısı         : 2.Gençlik ve Spor Bakanlığına izafeten

  Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü

               

O L A Y          : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek mülkiyet halinde maliki oldukları Antalya Merkez Bahçelievler Mahallesi’nde kain 12563 Ada 1 Parselde kayıtlı imarlı taşınmazın tamamının davalı tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın 1/1000 ölçekli imar planında semt spor sahası olarak tahsis edilmiş olup, öncesinde Manavoğlu Spor Kompleksi olarak kullanılan taşınmazın, Kadastro Mahkemesi’nin kararı ile kısmen boşaltılmış olduğunu, ancak imar düzenlemesi nedeniyle müvekkillerinin fiilen kullanımının engellenmesinin devam ettiğini ve bu nedenle zarar gördüklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumluluk alanlarıyla sınırlı olarak davalılardan tahsili ile müvekkillerine payları oranında ödenmesine karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Antalya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin; 19.09.2013 gün ve 2012/72 Esas sayılı celsesinde, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.6.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı açısından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların müşterek maliki oldukları taşınmazın tamamının davalı tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın 1/1000 ölçekli imar planında semt spor sahası olarak  düzenlenmesi nedeni ile davacıların zarar gördüğü, belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemi ile açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemeye esas olmak üzere, dava konusu taşınmazın imar planı ile dava konusu taşınmaz ile ilgili kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı konusunda müzekkere yazılmış, Muratpaşa Belediye Başkanlığı’nın 20.03.2014 gün ve 1191 sayılı yazı cevabından, dava konusu taşınmazın Muratpaşa Belediye Başkanlığı’nın 1/1000 ölçekli imar planında ‘Semt Spor Sahası’nda kaldığı, dava konusu taşınmazda herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığı  anlaşılmıştır. Konu ile ilgili olarak Antalya Valiliği Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 16.04.2014 gün ve 3994 sayılı yazı cevabında dava konusu taşınmaz ile ilgili bir kamulaştırma işleminin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.

 Dava konusu taşınmaza davalı idarelerce fiilen el atılıp atılmadığının tespitine esas olmak üzere, Mahkemesine müzekkere yazılarak dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılıp yapılmadığı sorulmuş, yapıldı ise bilirkişisi raporunun gönderilmesi istenmiştir. Mahkememize gönderilen 31.03.2014 gün ve 2012/72 Esas sayılı yazıda dava konusu taşınmaz üzerinde fiile el atmaya esas olmak üzere sadece Fen Bilirkişisi marifeti ile keşif yapıldığı bildirilmiş ve bilirkişi raporu yazı cevabına eklenmiştir. Buna göre Fen Bilirkişisi A.S.K.’a ait 26.03.2014 gün ve 2012/72 Esas sayılı raporda;  dava konusu taşınmaz üzerinde fiili kullanıma esas herhangi bir eser ve emare bulunmadığının, taşınmazın üç tarafının tel örgü ile çevrilmiş olduğunun ve ekli krokide “A” ile gösterilen 1228,00 m² lik kısma araçların park etmiş vaziyette olduğunun bildirildiği görülmekle, dava konusu taşınmaz üzerine, imar planı amacı doğrultusunda fiilen el atılmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yine dosya kapsamında bulunan Antalya Kadastro Mahkemesi’nin 29.06.2004 gün ve 2003/27 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararının yapılan incelemesi neticesinde, dava konusu taşınmazın kök parseli olan 556 Ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak, aralarında dosyamız davacılarından bir kısmının da yer aldığı davalılar aleyhine, taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemi ile dava açıldığı, Kadastro Mahkemesi’nce mahallinde yapılan keşif ve alınan raporlar doğrultusunda 556 Ada 2 Parsel sayılı taşınmazın hissedarlarının belirlendiği ve adlarına tescile hükmedildiği  anlaşılmıştır.

 Kadastro Mahkemesi kararından önce, Muratpaşa Belediye Başkanlığı’nın  31.10.1996 tarih ve 1364 numaralı kararı ile  dava konusu 12563 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazın Muratpaşa Belediye Başkanlığı adına tescili istemi ile  Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin  06.04.2007 gün ve 2006/516 Esas, 2007/149 Karar sayılı kararı ile “dava açıldığı tarihte taşınmazın maliklerinin belli olması nedeni ile  kayyum tayin edilerek kayyuma karşı dava açılmasının hukuka uygun olmadığı” gerekçesi ile davanın  reddine karar verdiği tespit edilmiştir.

Kadastro Mahkemesi’nin yukarıda bahsi geçen kararından sonra, dava konusu 12563 Ada 1 Parselin bir kısım hissedarları tarafından ( davamız davacıları dışındaki)  Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Muratpaşa Belediye Başkanlığı aleyhine  dava konusu taşınmaza davalıların müdahalesinin önlenmesine,  yapıların kal’i ve tahliyesi ile taşınmazın boş olarak davacılara teslimine karar verilmesi istemi ile dava açıldığı, Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin  23.06.2009 gün ve 2006/379 Esas, 2009/213 Karar sayılı kararı ile; “ keşif sırasında  dava konusu parselin  Manavoğlu Spor Tesisleri  olarak kullanıldığı, üzerinde iki katlı  idare binası, iki adet spor kompleksi, halı sahası ve çay bahçesi  bulunduğu gözlemlenmiş ise de;  yargılama aşamasında  Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından tüm tesislerin yıkılarak kaldırıldığı ve boş olarak terk edildiği tespit edilmiş,  bu husus tarafların kabulünde olduğundan  men ve kal’e ilişkin  davanın konusunun kalmadığı, Ecrimisil ile ilgili olarak Kadastro Mahkemesinin 2003/27 esas- 2004/19 karar sayılı ilamının kesinleştiği 31/07/2006 tarihinden dava tarihi olan 17/08/2006 ya kadar işleyen süre için bilirkişilerden yeniden ek rapor aldırılmış, buna göre hesaplanan toplam 20,13 TL nin davalı Muratpaşa belediyesinden tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, diğer davalı Büyükşehir Belediyesi hakkındaki davanın ise husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile kal ve müdahalenin men-i, davasının reddine, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na karşı açılan davanın reddine, Muratpaşa Belediye Başkanlığı aleyhine açılan ecrimisil davasının ise kısmen kabulüne karar verdiği  görülmüştür.

Tüm bu incelemeler ve tespitler sonucunda; dava konusu taşınmazın öncesinde 556 Ada 2 Parsel olduğu, 12563 Ada 1 parsele ifraz gördüğü, bu parsel hakkında Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından 1/1000 ölçekli imar planında ‘Semt Spor Alanı ‘ düzenlemesinin yapıldığı ve taşınmazın davalı adına tescili istemi ile Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.04.2007 gün ve 2006/516 Esas,2007/149 Karar sayılı kararı ile davanın reddedildiği, bu esnada dava konusu taşınmaz üzerine spor tesisi ve idare binası ile çay bahçesi inşa edildiği, Kadastro Mahkemesi’nin 29.06.2004 gün ve 2003/27 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı sonrasında ve Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/379 Esas sayılı dosyasında açılan müdahalenin men-i ve kal davası sırasında söz konusu tesislerin davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından yıkıldığı, bu nedenle Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.06.2009 gün ve 2006/379 Esas, 2009/213 Karar sayılı kararı ile kal ve müdahalenin men-ine ilişkin kısım yönünden açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmış, Mahkememiz dosyası dava tarihi itibari (25.01.2012)  ile dava konusu taşınmaz üzerinde davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından imar amacına yönelik herhangi bir fiili müdahale olmadığı anlaşılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde; “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

            a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

            b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

            Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

          c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında “Spor Kompleksleri” alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, davanın konusunun, davalı idarelerce 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacıların müşterek mülkiyet halinde maliki oldukları taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, taşınmazın imar planında “dere mutlak koruma alanı” nda kalması nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması nedenine dayalı olarak davacının Asliye Hukuk Mahkemesi nezlinde açtığı tazminat davasında, bu Mahkemece 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6 ncı maddesinin kimi fıkralarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda; Anayasa Mahkemesi 25.9.2013 tarih ve E: 2013/93, K: 2013/101 sayılı kararında ”… Davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanması, idarenin bir eyleminden değil, idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklanmaktadır. Olayda, idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmamakta, aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliği söz konusudur. Öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Oysa, mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamaları’nda taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalması söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “ dere mutlak koruma alanı” nda bırakılması nedeniyle, tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan dava, itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmemektedir. Nitekim, Anayasanın 158. maddesi ile, adli, idari ve askeri yargı merciileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatları da bu yöndedir…” gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvurusu, başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle oybirliğiyle reddedilmiştir. Yine taşınmazı imar planında “spor alanı” olarak ayrılan davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında, davalı idarelerin görev itirazları nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca çıkartılan olumlu görev uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce olumlu görev uyuşmazlığı talebinin kabulü ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması yolunda verilen karar nedeniyle, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünce 18.9.2013 tarihinde verilen kararda (Başvuru No: 2013/1586)  “…Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibariyle yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından usul şartlarına ve hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiş olup, başvurucu derece mahkemelerinde kendi delillerini ve iddialarını sunma fırsatını bulmuş ve bunlar Uyuşmazlık Mahkemesi’nce gereği gibi değerlendirilmiştir… Açıklanan nedenlerle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarının kanun yolu şikayeti niteliğinde olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bariz bir şekilde keyfilik de içermediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle, davacının başvurusu oybirliğiyle reddedilmiştir. (Resmi Gazete, 30.10.2013, Sayı:28806) Son olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.10.2013 tarih ve E.2013/603, K.2013/1503 sayılı kararıyla, imar planındaki kısıtlamalardan kaynaklanan ‘hukuki el atmalardan’ kaynaklanan tazminat istemli davaların idari yargının görevinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN, Antalya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.09.2013 gün ve 2012/72 Esas sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT