Hukuk Bölümü 1999/60 E., 1999/58 K.

  • BELEDİYE ENCÜMEN KARARININ İPTALİ
  • GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • SÜRE
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 12 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Belediye Encümenince, 16.2.1999 tarih ve 88 sayı ile, kiraya verilmiş olan parkın, halkın yararlanmasına olanak kalmayacak şekilde etrafının çitle çevrildiğinin ve parktaki binanın amacı dışında birahane olarak kullanıldığının tespit edildiğinden bahisle, halkın faydalanacağı şekle sokulması için kiracı tarafından gereken düzenlemenin 15 gün içinde yapılması ve belediyece amacı dışında bu yere ruhsat verilmemesi yolunda karar alınmıştır.

    Belediyeye ait parkın kiracısı olan ve bu yerde lokanta işleten davacı, sözü edilen encümen kararının iptali istemiyle, 1.3.1999 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı idarece verilen birinci savunma dilekçesinde, taraflar arasındaki kira ilişkisinden doğan ihtilafların özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

    İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ; 17.6.1999 gün ve E: 1999/192 sayı ile, davalı idarenin kamu gücüne dayanarak almış olduğu idari karara karşı açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle görevlilik kararı vermiştir.

    Görevlilik kararını 7.7.1999 günü tebellüğ eden davalı idarece, 22.7.1999 gününde mahkeme kaydına giren dilekçeyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için başvuruda bulunulması üzerine, idari yargı dosyası, anılan Mahkeme'nin 21.9.1999 gün ve E: 1999/ 192 sayılı gönderme kararı ekinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; davalı belediyece, sözkonusu yerin lokanta olarak işletilmek üzere, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerine göre düzenlenen kira sözleşmesi ile davacıya kiralanmış olması nedeniyle taraflar arasında özel hukuk ilişkisinin kurulduğu; dolayısıyle, bu ilişkiden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkların özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 1.12.1999 günlü, 99133228 sayılı düşünce yazısı ile görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istemiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 27/12/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun 2247 sayılı Yasa'da öngörülen süresinde ileri sürülmeyen başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler incelendikten; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün süresinde başvuruda bulunulduğunun kabulü gerektiğine ilişkin açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasında, görev itirazında bulunan kişi veya makamın, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine vereceği hükme bağlanmış; anılan Yasa'nın 27. maddesinde "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder." hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan 12. madde hükmüne göre, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere düzenlenen dilekçenin, görevlilik kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itirazı reddeden yargı merciine verilmesi gerekmektedir.

    Dosyanın incelenmesinden, görevlilik kararının, görev itirazında bulunan davalı idareye 7.7.1999 gününde tebliğ edildiği; bu idarece, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmak üzere verilen dilekçenin, itirazı reddeden mahkemenin kaydına 22.7.1999 (Perşembe) gününde girdiği anlaşılmıştır.

    Bu duruma göre, kararın tebliğ edildiği 7.7.1999 günü başlayan onbeş günlük sürenin 21.7.1999 gününde sona ermesi nedeniyle başvuru için öngörülen yasal sürenin geçirilmiş bulunması; öte yandan, 2247 sayılı Yasa'da, bu Yasa'da öngörülen sürelerin adli tatil (çalışmaya ara verme) dönemine rastlaması halinde işlemeyeceği yolunda bir istisna hükmüne yer verilmemiş olması karşısında, süresinde ileri sürülmeyen istemin ve bu istem nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan başvurunun, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 15 günlük süre geçirildikten sonra istemde bulunulduğu anlaşıldığından, süresinde ileri sürülmeyen istemin ve bu istem nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan başvurunun, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 27.12.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi.