T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO   : 2017 / 144

          KARAR NO   : 2017 / 514

          KARAR TR    : 25.09.2017

ÖZET: Elektrik çarpması sonucu yaralanan davacının, olayda kusurlu olduğunu iddia ettiği Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin davanın açıldığı tarihte kamu kuruluşu niteliği taşımaması sebebiyle; idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkânı bulunmadığından uyuşmazlığın görüm ve çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk

                                                           

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : A.B.

Vekilleri       : Av. F. B. Ö. & Av. A. T.

Davalı           : Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş

Vekilleri       : Av. A. T. G. & Av.T. P. İ.

 

OLAY : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07.02.2015 tarihinde elektrik çarpması sonucu yaralandığı, elektrik direklerinin evin çok yakınında olmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla uğradığı zararın karşılığı olarak 10.000,00 TL maddi (5.000,00 TL iş gücü kaybı, 5.000,00 TL bakıma muhtaçlık) ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekili süresinde verdiği savunma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.

ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ: 22.06.2016 gün ve E:2016/33 sayılı görevlilik kararında “...2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; "İdari dava türleri, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak, uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj su yolları, su şebekesi elektrik direği gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü. Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Buna göre davalı şirket her ne kadar kamu kurumu olmasa da kamu hizmetinin idare tarafından özel hukuk kişileri aracılığıyla da yürütebileceği ve elektrik hizmetinin sadece özel hukuk kişileri aracılığıyla yürütüldüğü dikkate alındığında özel hukuk kişisi olan davalı şirketin yürüttüğü hizmetin kamu hizmeti olduğu kuşkusuz olup zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğması nedeniyle idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması, zarara neden olduğu iddia edilen eylemin abone ilişkisi kapsamında da bulunmaması karşısında, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1 -b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir...” şeklindeki gerekçe ile davalı şirketin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin süresi içinde verdiği dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; “(...) Bilindiği gibi, Anayasanın 125/Son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işlenilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulanmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “İdari eylem ve iş emlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik/ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomikle sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Ancak, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 11/07/2013 tarih, 2013/105 karar sayılı kararı ile 15/03/2013 tarihinde yapılan ihale sonucu Enerjisa Elektrik Dağıtım A.Ş.ye (devredilerek) özelleşen Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin, davanın açıldığı tarihte Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davacının elektrik akımına kapılmasında davalının kusurunun bulunup bulunmadığının borçlar hukukuna hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkeme’sinin 01/04/2014 tarih ve 2014/436-471 E.-K. sayılı kararında da "Davacının sigortalısının işyerindeki cihazların elektrik dalgalanmalarına bağlı olarak hasar görme/i nedeni ile davacının sigortalısına ödediği bedelin, meydana gelen olayda %100 kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş’ nden rücuen tahsili istemiyle açılan davanın, anılan dağıtım şirketinin özelleştirilmesinden önce söz konusu zarar: n meydana gelmiş olması ve bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğini haiz bulunması nedeniyle, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği" vurgulanmış, davaya konu olayın, kurumun özelleştirilmesinden önce mi yoksa sonra mı olduğu dikkate alınarak bir sonuca varılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, davacının elektrik akımıma kapılmasında davalının bir kusurunun bulunup bulunmadığının da özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir...” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

2247 sayılı Kanunun 13/son maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının düşünce yazısı ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: (,..)İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursun sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği, sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşları dışında, özel hukuk tüzel kişileri de, özel hukuk sözleşmeleri dışında elektrik, su, doğal gaz, kanalizasyon, imara uygunluk gibi kamu hizmeti niteliği taşıyan hizmetleri üstlendikleri kamusal faaliyetler çerçevesinde idare hukuku alanında idari işlemler tesis edip, idari eylemler yapabilmektedirler. Anılan özel hukuk tüzel kişilerinin bu tür idari işlevleri, idare hukukunun ilke ve kurallarına tabidir.

Olayda, taraflar arasında bir abonman sözleşmesi bulunmadığı gibi, Enerjisa Elektrik A.Ş.' ne devredilerek özelleşen davalının davanın açıldığı tarihte özel hukuk hükümlerine göre yaptığı faaliyetin, kamu hizmeti niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.

Öte yandan, zararı doğurduğu iddia edilen somut olayda, sadece elektrik hizmeti değil, imar ve şehircilik gibi kamusal alanı ilgilendiren başka kamu hizmetinin kötü işlediği de değerlendirilebileceği açıktır.

Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevi idari yargı yerine ait bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanunun 13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği düşünülmektedir” şeklinde görüş belirtmiştir

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 25.9.2017 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, anılan şirket yönünden 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, elektrik çarpması sonucu yaralanan davacının olayda kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı kurumdan uğradığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Davalı kuruluşun hukuki yapısı irdelendiğinde; Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), Elektrik sektöründeki yapının yeniden düzenlenmesi amacıyla 1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Kanun ile kurulmuş; özelleştirme politikaları çerçevesinde, Bakanlar Kurulunun 12.08.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmış ve 1994 yılında tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır. Daha sonra dağıtım bölgeleri temel alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 17.03.2004 tarih ve 2004/3 sayılı Kararı İle kabul edilen “Elektrik Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi” çerçevesinde Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı kararı ile davalı Şirketin de bağlı olduğu TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 11.07.2013 tarih. 2013/105 sayılı kararı doğrultusunda da Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş (ÇEDAŞ) daki %100 oranındaki hissesinin, 30.09.2013 tarihinde ENERJİSA Elektrik dağıtım A.Ş’ ye devredildiği böylece davalı Şirketin devir tarihi itibariyle kamu kurumu yani idare olma vasfını kaybederek, özel şirket statüsüne dönüştüğü anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir

Buna göre, olay ve dava tarihlerinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ’ nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkânı bulunmadığından; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Adana 1. İdare Mahkemesince verilen 22.06.2016 gün ve E:2016/33 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Adana 1. İdare Mahkemesince verilen 22.06.2016 gün ve E:2016/33 sayılı KARARININ  KALDIRILMASINA, 25.09.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI