T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/590

KARAR NO : 2021/655

KARAR TR  : 27/12/2021

 

ÖZET: Davalı DSİ Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen baraj ve yol yapım çalışmaları nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacılar  : 1-K. Ö. Ve diğ.

Vekili         : Av. İ.V.

Davalı        : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekilleri    : Av. A.K.,Av. F. Y.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacılar vekili; müvekkillerinin maliki olduğu Artvin ili, Borçka ilçesi, Adagül köyünde, tapunun 192 ada 1 sayılı parselinde kayıtlı taşınmazın bulunduğu bölgede yapımına başlanan Borçka Barajı HES ve Artvin-Borçka Karayolu yol yapım inşaatı çalışmaları nedeniyle toprak kaymalarının meydana geldiğini ve bundan dolayı taşınmazlarının zarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın karşılanması istemiyle yapılan 15/09/2015 tarih ve 270465 sayılı başvurunun yasal süre içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile taşınmazlarının kullanılamaz hale geldiği, mülkiyet hakkının kalıcı ve sürekli olarak kısıtlandığından bahisle taşınmaz bedelinin karşılığı 75.000 TL(ıslah edilerek 168.012,69 TL) maddi tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

2. Rize İdare Mahkemesi 20/03/2018 tarihli ve E.2015/805, K.2018/243 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin bilirkişi raporuyla birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın davalı idarenin çalışmaları nedeniyle kullanılamaz hale geldiği ve davacıların anılan taşınmaz üzerinde hiçbir şekilde tasarrufta bulunma imkanının kalmadığı anlaşıldığından zarara uğrayan davacıların zararının tazmini gerektiğinden; dava konusu işlemin iptali talebi yönünden davanın incelenmeksizin reddine, maddi tazminat isteminin kabulüne karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 03/10/2019 tarihli ve E.2018/835, K.2019/1580 sayılı kararı ile, Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesi kapsamında taşınmazının kısmi kamulaştırmasının yapılıp yapılmayacağı noktasında düğümlenen uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerekirken, Mahkemece işin esasına girilerek verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulüne, Rize İdare Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Rize İdare Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.

3. Rize İdare Mahkemesi 26/12/2019 tarihli ve E.2019/804, K.2019/953 sayılı kararı ile,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş; istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 12/03/2020 tarihli veE.2020/357, K.2020/329 sayılı karar ile istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"...mevzuat ve yargı içtihatları çerçevesinde uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı vekilince taşınmazın kamulaştırılması ve zararlarının tazmin edilmesi talebiyle miktar içermeyen dilekçe ile davalı idareye müracaat edildiği, davalı idarece cevap verilmemesi üzerine iş bu davanın açıldığı, dolayısıyla kamulaştırma mevzuatı çerçevesinde bir sürecin yürüdüğü ve baraj yolu çalışması nedeniyle heyelan oluştuğu belirtilerek, zararın bizatihi barajın varlığından kaynaklandığının iddia olunduğu, davalı idareye yapılan başvurunun da taşınmazın kamulaştırılması istemi olduğu ve taşınmazın sürekli olarak kullanılamaz hale geldiği iddialarıyla taşınmazın tamamının değerinin karşılanmasına ilişkin taleplere dava dilekçesinde yer verildiği birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinde düzenleme altına alınan kısmi kamulaştırma (mücavir alan kamulaştırması) müessesesi çerçevesinde çözümleneceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesi kapsamında taşınmazının kısmi kamulaştırmasının yapılıp yapılmayacağı noktasında düğümlenen uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır."

 

4. Davacılar vekili bu kez benzer istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

5. Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi 08/06/2021 tarihinde E.2020/77 sayılı dosyasında; davanın çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

" Davanın konusunun, davacılara ait taşınmazda meydana gelen zararın tazminine ilişkin bulunmasına dayalı olup idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu,

(...)

Mahkememizce, yukarıda açıklandığı üzere iş bu davada, İdare Mahkemelerinin görevli olduğu düşünüldüğünden; görev uyuşmazlığının giderilmesi ve görevli yargı merciinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

 

7. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Kanun hükümlerinin gereğidir.

B. Yargı Kararları

8. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

9.Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI'nın başkanlığında, ÜyelerBirol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Asliye Hukuk Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece adli yargı dosyasının ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

10. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

11. Dava, davalı İdare tarafından gerçekleştirilen baraj ve yol yapım çalışmaları sırasında meydana geldiği ileri sürülen toprak kaymaları sebebiyle davacılara ait taşınmazda oluştuğu iddia edilen maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

12. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yukarıda bir örneğine yer verilen yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

13. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu davanın idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

14. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

15. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin yaptığı başvurunun kabulü ile Rize İdare Mahkemesinin 26/12/2019 tarihli ve E.2019/804, K.2019/953 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin yaptığı BAŞVURUNUN KABULÜ ileRize İdare Mahkemesinin 26/12/2019 tarihli ve E.2019/804, K.2019/953 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

27/12/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİİLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

              Başkan                   Üye                               Üye                              Üye

        Celal Mümtaz             Birol                             Nilgün                          Doğan     

            AKINCI                SONER                           TAŞ                          AĞIRMAN       

 

 

                                               Üye                               Üye                              Üye

                                           Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                             TUNÇ                          TOPUZ                      ARSLAN