Hukuk Bölümü         2013/248 E.  ,  2013/875 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : N. Petrol Turizm İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti..                         

Vekilleri : Av. A.E.K.

Davalı      : Kültür ve Tur.Bak.izafeten İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Var. Kor. Kur.

Vekili      : Av. R.B.

O L A Y  : Davacı vekili özetle; Davacının İstanbul İli, Fatih İlçesi, Alemdar Mahallesi 54 ada, 23 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.03.2011 tarih ve 4458 sayılı kararı ile Bazilikal Planlı Chalkoprateia Kilisesi'nin orta ve güney yan neflerine denk gelmesi nedeniyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesine ve üzerinde bulunan çelik konstrüksiyon müştemilat ve yine mülkiyeti davacıya ait olan 24 parsele bitişik duvarın KUDEB denetiminde Fatih Belediyesince yıkılmasına karar verildiğini, kararın ardından taşınmazın Fatih Belediye Başkanlığınca mühürlenip belediye ekiplerince yıkıma gelindiğini, taşınmazın kamulaştırılması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna yaptıkları başvuruya verilen cevapta, taşınmazın Koruma Kurulunun 12.07.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen, 04.06.2001 gün ve 12869 sayılı kararı ile Kentsel Arkeolojik Sit Alanı olarak yeniden tanımlanan alan içinde kaldığı, 14.03.2011 gün ve 4458 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiğinin belirtildiğini ifade ederek, davalı idareye yapılan başvuruya 6 aylık süre geçtiği halde bugüne kadar bir cevap verilmediğinden iş bu davanın açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davacıya ait olup kamulaştırmasız el atma yapılan taşınmazın bedeli olarak, şimdilik 10.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

Davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesi; 18.10.2012 gün ve E:2012/298 sayı ile, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı yasanın 13.maddesinin c bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 4.6.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı açısından, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının taşınmazının İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.03.2011 tarih ve 4458 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesine ve üzerinde bulunan çelik konstrüksiyon müştemilat ve yine mülkiyeti davacıya ait olan 24 parsele bitişik duvarın KUDEB denetiminde Fatih Belediyesince yıkılmasına dair verilen kararın ardından, taşınmazın Fatih Belediye Başkanlığınca mühürlenip belediye ekiplerince yıkıma gelinmesi sonrasında, taşınmazın kamulaştırılması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna yapılan başvuruya verilen cevapta, taşınmazın Koruma Kurulunun 12.07.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen, 04.06.2001 gün ve 12869 sayılı kararı ile Kentsel Arkeolojik Sit Alanı olarak yeniden tanımlanan alan içinde kaldığı, 14.03.2011 gün ve 4458 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiğinin belirtilmesi üzerine, davalı idareye yapılan başvuruya 6 aylık süre geçtiği halde cevap verilmemesi üzerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davacıya ait olup kamulaştırmasız el atma yapılan taşınmazın bedeli olarak, şimdilik 10.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede, davaya konu taşınmazın İstanbul I numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12.07.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen, 04.06.2001 gün ve 12869 sayılı kararı ile Kentsel Arkeolojik Sit Alanı olarak yeniden tanımlanan alan içinde kaldığı, İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 14.03.2011 gün ve 4458 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları başlıklı 6.maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları sayılmış olup, buna göre;

''a)Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,

b)Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,

c)Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,

                d)Milli tarihimizdeki önlemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tesbit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılmış evler.

                Ancak, Koruma Kurullarınca mimari, tarihi, estetik, arkeolojik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunmadığı karar altına alınan taşınmazlar, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı sayılmazlar.

                Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler, peri bacaları ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir.

                Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir.'' denilmiştir.

                Tespit ve Tescil başlıklı 7.maddesinde; ''Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılır.

                Yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir.

                Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunur.

                Tespit ve tescil ile ilgili usuller, esaslar ve kıstaslar yönetmelikte belirtilir.

                Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde veya denetiminde bulunan mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan cami, türbe, kervansaray, medrese han, hamam, mescit, zaviye, sebil, mevlevihane, çeşme ve benzeri korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tespiti, envarterlenmesi Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılır.

                Tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususlar yönetmelikle düzenlenir.'' denilmiştir.

                Olayda, davacıya ait taşınmazın İstanbul I numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun kararı ile belirlenen, Kentsel Arkeolojik Sit Alanı olarak yeniden tanımlanan alan içinde kaldığı, İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun kararı ile de korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline karar verildiği, ayrıca taşınmazın üzerinde bulunan çelik konstrüksiyon müştemilat ve yine mülkiyeti davacıya ait olan 24 parsele bitişik duvarın KUDEB denetiminde Fatih Belediyesince yıkılmasına karar verildiği, taşınmazın kamulaştırılması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna yapılan başvuruya cevap verilmemesi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

                2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

                “a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

                b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

                c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış ve kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir denilmiştir.

                Uyuşmazlığa konu davanın konusu, davalı idarece 2863 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan işleme ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, idarenin kamu gücünü kullanarak tek yanlı irade ile yapmış olduğu işlemden kaynaklandığı belirtilen zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin görev itirazının İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.10.2012 gün ve E:2012/298 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.6.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.