T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2015 / 724

          KARAR NO  : 2015 / 727

          KARAR TR   : 26.10.2015

                                                  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÖZET : Davalının sürücülüğünü yaptığı ambulans ile üçüncü bir şahsın sürücülüğünü yapmış olduğu  araçların çarpışması sonucu meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında, davalının kullanmış olduğu ambulansta hasta refakatçisi olarak bulunan davacının yaralanması nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemi ile açılan davanın; 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. Maddesi gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : S.A.

            Vekili              : Av.M.S.A.

            Davalılar         : 1.G. Sigorta Şirketi A.Ş.      (İdari Yargı ve Adli Yargı)

                                     2.D.Sigorta A.Ş.                   (Adli Yargı)

  3.Sağlık Bakanlığı                           (İdari Yargı ve Adli Yargı)

Vekili              : Av.B.Ö. & Av.A.Ş. & Av.İ.G. & Av.Ö.U.

  4.T.K.                                               (Adli Yargı)

  5.S.S.3 Nolu Münübüsçüler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi         (Adli Yargı)

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.09.2011 günü Van Hatuniye Mah. İpekyolu Caddesi üzeri İpekyolu Hastanesi Kavşağında Tekin Kardaş’ın sürücülüğünü yaptığı 65 NF 617 plakalı ambulans ile Nazmi Yücel’in sürücülüğünü yapmış olduğu 65 Y 2007 plaka sayılı araçların çarpışması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacının, Tekin Kardaş’ın kullanmış olduğu ambulansta hasta refakatçisi olarak bulunduğunu, trafik kazası sonucu davacının ağır yaralanarak sakatlık geçirdiğini, günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra dalağının alındığını, Van 3.Sulh Ceza Mahkemesi’nce yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda 65 NF 617 plakalı aracın tali kusurlu olduğunun, 65 Y 2007 plakalı aracın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin bütün talep ve dava hakları saklı tutulmak üzere, trafik kazası sonucu yaralanarak sakatlık geçiren müvekkil Süleyman Arık’ın sürekli iş göremezlik zararı için fazlaya ilişkin bütün hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın bütün davalılardan kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu tazminata davalı sigorta şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar için ise olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, trafik kazası sonucu yaralanarak sakatlık geçiren davacı Süleyman Arık’ın sürekli iş göremezlik zararı için fazlaya ilişkin bütün hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın bütün davalılardan kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu tazminata davalı sigorta şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar için ise olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, trafik kazası sonucu yaralanarak sakatlık geçiren davacı Süleyman Arık’ın tedavi giderleri(tedavi, ameliyat, protez, ilaç ve tıbbi malzeme) için fazlaya ilişkin bütün hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın bütün davalılardan kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu tazminata davalı sigorta şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar için ise olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, trafik kazası sonucu yaralanarak sakatlanan davacı Süleyman Arık için 35.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan 65 NF 617 plakalı ambulans şoförü Tekin Kardaş ile araç işleteni Sağlık Bakanlığı ve 65 Y 2007 plakalı araç işleteni S.S.3 Nolu Münübüsçüler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalıların gerek kazaya karışan araçları ve varsa diğer araçları ile gayrimenkullerine tedbir bırakılmasına karar verilmesi istemi ile  19.03.2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi: 01.04.2014 tarih ve 2013/143 Esas sayılı kararı ile; davalılardan Sağlık Bakanlığı ve Groupama Sigorta A.Ş. yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle mahkemelerinin görevsizliğine, görevsizlik kararının tefrik edilerek ayrı bir esas ve karar numarasına kaydedilmesine, sair hususların görevsizlik kararında belirtilmesine karar vermiştir.

Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi: 02.04.2014 gün ve 2014/183 Esas, 2014/272 Karar sayılı kararı ile aynen: “ …Bilindiği üzere kamu kurumları, idari hizmetlerin yürütülmesi sırasında üçüncü kişilere verdikleri zarardan dolayı sorumludurlar. Bu nedenle anılan nitelikteki bir kamu hizmetinin gerek yapılmasındaki, gerekse yürütülmesindeki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zarar niteliğinde olduğundan, söz konusu zararların tazmini de ancak tam yargı davalarının konusu olabilirler. Tam yargı davaları ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesi gereği idari yargının görev alanına girmektedir.

Bu bağlamda dava konusu kaza, idari eylemin yürütülmesi sırasında meydana gelmesi nedeniyle doğan zarar hizmet kusuruna ilişkin olup, tam yargı davası yoluyla ileri sürülebileceği bu yöndeki tazminat isteklerinin idari yargının görevi içerisinde kaldığı” şeklindeki gerekçesi ile davacılar vekilinin istemi yönünden yargı yolu uyuşmazlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar tarafların yasal süre içerisinde kararı temyiz etmemesi üzerine karara şerh edildiği üzere 16.01.2015 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı taleplerle davalılar Sağlık Bakanlığı ve Groupama Sigorta A.Ş. aleyhine; 05.01.2015 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

    Van 1.İdare Mahkemesi:  28.05.2015 gün ve 2015/2 Esas sayılı kararı ile: “Konu ile ilgili benzer bir uyuşmazlıkta 11.11.2013 tarih ve E:2013/1562, K:2013/1725 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi kararında aynen; "2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. Maddesi ile Anayasa Mahkemesinin benzer bir konuda İdare Mahkemesinin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır" gerekçesine yer verilerek adli yargı tarafından verilen görevsizlik kararı kaldırılmıştır.

Olayda, yukarıda yer verilen 2918 sayılı Kanunun 110. Maddesi hükmü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı birlikte değerlendirildiğinde, Karayolları Trafik Mevzuatından kaynaklandığı açık olan bu uyuşmazlığın çözümünde adli yargı merciilerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçesi ile davanın adli yargının görev alanına girdiğini belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 30.09.2011 günü Van Hatuniye Mah. İpekyolu Caddesi üzeri İpekyolu Hastanesi Kavşağında Tekin Kardaş’ın sürücülüğünü yaptığı 65 NF 617 plakalı ambulans ile Nazmi Yücel’in sürücülüğünü yapmış olduğu 65 Y 2007 plaka sayılı araçların çarpışması sonucu meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında, Tekin Kardaş’ın kullanmış olduğu ambulansta hasta refakatçisi olarak bulunan davacının yaralanması nedeni ile uğradığı 2.500 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemi ile açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davanın, 65 NF 617 plakalı ambulans ile Nazmi Yücel’in sürücülüğünü yapmış olduğu 65 Y 2007 plaka sayılı araçların çarpışması ile meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında, 65 NF 617 plakalı ambulansta hasta refakatçisi olarak bulunan davacının yaralanması sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararın, olayda kusuru bulunan davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemi ile Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.04.2014 gün ve 2013/143 Esas sayılı kararı ile davalılardan Sağlık Bakanlığı ve Groupama Sigorta A.Ş. yönünden mahkemelerinin görevsizliği ile görevsizlik kararının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02.04.2014 gün ve 2014/183 Esas, 2014/272 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verdiği, bu kez Van 1.İdare Mahkemesi’nde dava açıldığı,  Van 1.İdare Mahkemesi’nce davada adli yargının görevli olduğu belirtilerek; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi amacı ile dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı bu kapsama işleteni veya sahibi Devlet ya da diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği kazaların da dahil edildiği ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Van 1.İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun kabulü ile, Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.04.2014 gün ve 2014/183 Esas, 2014/272 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Van 1. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.04.2014 gün ve 2014/183 Esas, 2014/272 Karar sayılı  GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN