T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/806

KARAR NO  : 2021/713     

KARAR TR  : 27/12/2021

 

ÖZET: Davacının 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri okula kaydının yapıldığı tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemiyle davalı kuruma yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı     : T.Ş.K.

Vekili       : Av. S.B.Ç.

Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili       : Av. C.A.G.

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

1. Davacı vekili, müvekkilinin 04/09/1990 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Fakülte ve Yüksek okullar Askeri Öğrenci Komutanlığında askeri öğrenci olarak eğitime başladığını, müvekkilinin evlenmesi nedeni ile 01/04/1992 tarihinde rızası dışında ilişiği kesildiğini, bilahare mevzuatta değişiklik yapıldığı ve evlenme nedeni ile ilişiğin kesilmesine olanak sağlayan düzenleme kaldırıldığından davacının askeri öğrenci olarak eğitime başladığı 04/09/1990 tarihinin sigortalılığının başlangıç tarihi olarak tespiti için davalı kuruma yapılan başvuruya cevap verilmeyerek başvurunun zımnen reddedildiğini ileri sürerek idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

2. Ankara 15. İdare Mahkemesinin, E.2019/1943, K.2019/1662 sayılı dosyasında 24/10/2019 tarihinde verdiği "Davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine" dair kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği bildirilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

“...davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun'un 4/c-2 maddesinin birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler alt başlığının (d) bendi uyarınca 04/09/1990 tarihinden itibaren sigortalı sayılan kişiler arasında sayıldığından bahisle sigortalılık başlangıç tarihinin bu tarihten başlatılması talebiyle açılan davada, 5510 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesindeki geçiş hükümlerinin uygulanarak davanın idari yargı yerinde görülmesinin mümkün olmadığı, sigortalılık başlangıç tarihine ilişkin dava konusu uyuşmazlığa adli yargı yerinde bakılması gerektiği sonucuna varılmıştır..."

3. Davacı vekili, benzer taleple adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

4. İstanbul 21. İş Mahkemesinin E.2019/437, K.2020/247 sayılı dosyasında 06/03/2020 tarihinde "Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine" dair verdiği karar istinaf edilmiştir.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 34. Hukuk Dairesi, 07/07/2021 tarihinde verdiği E.2020/1640, K.2021/1249 sayılı kararla "istinaf isteminin kabulü ile İstanbul 21. İş Mahkemesinin 06/03/2020 gün ve 2019/437Esas, 2020/247Karar sayılı kararının HMK'nun 353/1 -a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu'nun 19. maddesi gereğince işlem yapılması için dosyanın İstanbul 21. İş Mahkemesine gönderilmesine" hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

“...daha önce verilmiş ve kesinleşmiş adli yargının görevli olduğuna dair idare mahkemesi kararı bulunduğundan, mahkemece, idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmışsa, Uyuşmazlık Mahkemesi Kanununun 19. maddesi gereğince dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (2247 sayılı UMK'nın 19/1. maddesi) her iki dosyanın kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilerek dosya esasının kapatılması doğru görülmediğinden..."

6. İstanbul 21. İş Mahkemesi, E.2021/281, K.2021/280 sayılı dosyada 06/10/2021 tarihinde, BAM kaldırma kararı doğrultusunda 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vererek, 09/11/2021 tarihli ve E.2021/281 no'lu üst yazı ile Mahkememize müracaat etmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

7. T.C. Anayasası’nın 158.maddesinde “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü bulunmaktadır

8. 31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır.

9. Aynı Kanunun "sigortalı sayılanlar" başlıklı 4.maddesinde; "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar.." "uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101.maddesinde; "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükümlerine yer verilmiştir.

10. 17/04/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

B. Yargı Kararları

11. Anayasa Mahkemesi, 22/12/2011 tarihli ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla, 5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemini redle sonuçlandırmıştır. Söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak gerekçesi şöyledir:

“…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir. Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yeni sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

13. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

14. Dava, davacının 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri okula kaydının yapıldığı tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemiyle davalı Kuruma yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işleme karşı açılmıştır.

15. Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanun’un değil 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

16. Bu durumda, somut olayda davacının askeri okula kaydının gerçekleştirildiği tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın çözümlenmesinde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

17. Belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 21. İş Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 15. İdare Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli ve E.2019/1943, K.2019/1662 sayılı davanın görev yönünden reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. İstanbul 21. İş Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 15. İdare Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli ve E.2019/1943, K.2019/1662 sayılı DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ KARARININ KALDIRILMASINA,

27/12/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Birol

SONER

Üye

Nilgün

TAŞ

Üye

Doğan

AĞIRMAN

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN