Hukuk Bölümü         2013/1825 E.  ,  2013/2029 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : I.Sigorta A.Ş.

Vekili      : Av. K.D.

Davalı     : Muğla İl Özel İdaresi

Vekili      : Av. E.A.  

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde, Müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı bulunan 35..... plakalı aracın 07/01/2012 tarihinde; Davalı idarenin sorumluluk alanında bulunan, Muğla İli, Ula İlçesi, Oyru Köyü mevkiinde seyir halinde iken; aşırı yağış sonucu meydana gelen sel sebebiyle adı geçen yolun hasar gördüğünü ve bu hasar davalı idare tarafından giderilmediğinden kaza olduğunu; kaza sonrası yapılan inceleme ve ekspertiz raporu sonucunda sigortalı aracın toplam hasarının 9.800,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve 03/02/2012 tarihinde sigortalısına ödendiğini; kazanın davalı idarenin sorumluluk alanında bulunan karayolunun, gerekli ve yeterli bakım ve onarımının yapılmamış olmasından kaynaklandığını ve söz konusu hasarın meydan gelmesinde davalı idarenin asli kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları baki kalmak kaydıyla, davalı idarenin sorumlu olduğu kusur oranına isabet eden 7.350,00 TL’nin ödeme tarihi olan 03/02/2012 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

                Davalı idare vekili süresi içinde verdiği dilekçede sorumluluk davalarının görüm ve çözüm yerinin Adli Yargı yerlerine ait olduğunu ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur.

                MUĞLA 2. İDARE MAHKEMESİ : 19.7.2013 gün ve E:2012/774 sayı ile,  bakılan uyuşmazlığın özel hukuktaki araç işleteninin hukuki sorumluluğundan değil, 6001 sayılı Yasada karayollarının emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırtmak, işletmek, işlettirmek, temizliğini yapmak, yaptırmak şeklinde öngörülen görevlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanmakta olduğu, buna göre davanın görüm ve çözümünün idare  mahkemelerine ait olduğu nitekim Danıştay 10. Daire Başkanlığının 31/10/2012 tarih ve E:2011/11522, K:2012/5347 sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

                Davalı idare vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI:  2918 sayılı Kanunun 2,10 ve 110. maddelerinden söz ederek; davacı Sigorta Şirketi’nin sigortalısına ait 35..... plakA.Ö.el otomobilin, 07/01/2012 günü Ula ilçesi, Oyru köyü mevkiinde karayolunda seyir halinde iken aşırı yağış nedeniyle yolda meydana gelen hasar ve yolda bulunan çukurlar nedeniyle trafik kazasına neden olması sonucu oluşan hasarın, davacı Sigorta Şirketi tarafından ödenmesinden sonra, kazanın oluşumunda yolun bakım ve onarımı ile gerekli işaretlemelerin yapılmamasında idarenin ihmali bulunduğu iddiası ile idareden hizmet kusuru esasına göre maddi tazminat ödemesi istemi ile idare mahkemesinde 24/04/2013 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı; dolayısıyla, idarenin sorumlu olduğu köy yolunun bakım ve onarım ve işaretleme kurallarını ihmal ettiği nedeni ile kusuru olduğu tezine dayanan davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerinde yapılması gerektiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa’nın 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘nun katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı Sigorta Şirketi’nin sigortalısına ait 35..... plakA.Ö.el otomobilin, 07/01/2012 günü Ula İlçesi, Oyru Köyü mevkiinde karayolunda seyir halinde iken aşırı yağış nedeniyle yolda meydana gelen hasar ve yolda bulunan çukurlar nedeniyle trafik kazasına neden olması sonucu oluşan hasarın, davacı Sigorta Şirketi tarafından ödenmesinden sonra, kazanın oluşumunda yolun bakım ve onarımı ile gerekli işaretlemelerin yapılmamasında idarenin ihmali bulunduğu iddiası ile idareden hizmet kusuru esasına göre maddi tazminat ödemesi istemi ile dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı; 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı ve 28.5.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır. Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasakoyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasakoyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.   

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen manevi zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Muğla 2. İdare Mahkemesince verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Muğla 2. İdare Mahkemesinin 19.7.2013 gün ve E: 2012/774 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde Üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

KARŞI OY 

Somut uyuşmazlıkta;

Davalı İdarenin hizmet kusuru sonucu, davacının sigorta ettiği araçta meydana gelen zararın tazmini istemi ile davacı tarafından davalı İdare aleyhinde İdari Yargıda Maddi Tazminat davası açılmış,

Davalı İdare vekilinin uyuşmazlığın İdari Yargının görev alanında bulunduğuna ilişkin yargı yolu itirazı üzerine İdare Mahkemesince itirazın reddine karar verilmiş,

Davalı idare vekilinin Adli Yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda dilekçe vermesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığın adli Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği düşüncesiyle dosya Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesince sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda “Davanın çözümünde Adli Yargının görevli olduğu” kabul edilerek İdari Yargının görevlilik kararının kaldırılmasına, karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun İdari Yargıda açılan Tam Yargı Davasında Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşüne katılamıyorum.

Zira;

Davada, davalı idarenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir.

5302 sayılı İl Özel İdaresinin Kanununun İl Özel İdarelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 6/B maddesinde "imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım vs. ilişkin hizmetleri Belediye sınırları dışında yapmakla" görev ve yetkili olduğu öngörülmüştür.

TC Anayasası'nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış,

2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır.

Bu durumda İl Özel İdaresinin yetki ve sorumluluk sınırları içindeki yolun yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alman idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Sayın çoğunluk, karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.

11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1.fıkra ile "işleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür... " hükmü getirilmiştir.

Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır.                                                                                                                                                                  

Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir.

Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa'nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır.

Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından İdari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa'nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir.

2918 sayılı Yasanın 110. madde değişikliğine ilişkin Hükümet gerekçesi de getirilen yeni hükmün bu nedenle maddeye eklendiğini teyit etmektedir.

Açıklanan gerekçelerle uyuşmazlıkta idari yargı görevli olup, benzer ihtilaflarda da idari yargının görevli olduğu Yargıtay 4, 11, 17 Hukuk Dairelerinin istikrarlı kararlarıyla İçtihat edildiği gibi Danıştay kararlarında da uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğu benimsenmiştir. (Danıştay 10. Daire E 2011/11522, K 2012/5347 sayı vs.)

Somut uyuşmazlıkta davanın karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına,

2918 Sayılı Yasa'nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına,

Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına,

Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari Yargının görevli olmasına göre,

Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusunun reddiyle uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde açılan Tam Yargı Davasında Adli Yargıyı görevli kılan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım. 

Karşı Oy

Eyüp Sabri BAYDAR