Hukuk Bölümü 2010/45 E., 2010/210 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : G. K.

Vekilleri : Av. M. D. - Av. E. K.

Davalı : Maliye Hazinesine İzafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü

Vekili : Av. S. Ö.

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 22.8.2007 tarihinde Beyoğlu, Tercüman Çıkmazı Sokağı'ndan geçerken aynı Sokakta bulunan 22 numaralı binadan başına taş düşmesi sonucu yaralandığını, olayın sonucunda davacının bayılması üzerine yanında bulunan arkadaşı tarafından hastaneye kaldırıldığını, aynı gün davacının Taksim Polis Merkez Amirliğine başvurarak binanın sahipleri ve sorumlularından şikayetçi olduğunu, söz konusu binanın bakımsız olup, etrafında herhangi bir önleyici ya da koruyucu önlem alınmadığından potansiyel tehlike arz ettiğini, davalı tarafça söz konusu binanın bulunduğu durum itibariyle tehlike arz etmesi üzerine hal ve durumun icap ettirdiği dikkat ve özen gösterilmeyerek (muhafazadaki kusurundan ötürü) BK 58. maddesinde düzenlenen sorumluluğa aykırı davranıldığını ve bunun neticesinde davacının zarar görmesine neden olunduğunu, bu nedenle davalı aleyhine tazminat talebinde bulunma gereğinin doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının 5.000 YTL manevi tazminat, 1.489 YTL maddi tazminat ve kazanç kaybı olarak 200 YTL olmak üzere toplam 6.689 YTL tazminata mahkum edilmesine, ayrıca talep edilen tazminat miktarına olay tarihinden (22.8.2007) itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BEYOĞLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 12.2.2008 gün ve E:2007/575, K:2008/45 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesini tekrarla, müvekkilinin 22.8.2007 tarihinde sokaktan geçerken kafasına taş düşmesi sonucu yaralandığını, olayın sonucunda müvekkilinin bayılması üzerine yanında bulunan arkadaşı tarafından AIman Hastanesi'ne kaldırıldığını, Hastanede yapılan ilk müdahale sonrasında hayati tehlikesinin bulunması nedeni ile ambulansla İstanbul Vatan Hastanesi'ne sevk edildiğini, burada yapılan muayene neticesinde travmatik şok geçirdiği teşhisi konulduğunu, bir süre gözlem altında tutulduktan sonra taburcu edildiğini, aynı gün Taksim Polis Merkez Amirliğine başvurarak binanın sahipleri ve sorumlularından şikayetçi olduğunu, söz konusu binanın bakımsız olup, etrafında her hangi bir önleyici ya da koruyucu önlem alınmadığından potansiyel tehlike arz ettiğini, davalı tarafça söz konusu binanın bulunduğu durum itibariyle tehlike arz etmesi üzerine hal ve durumun icap ettirdiği dikkat ve özen gösterilmeyerek BK 58. maddesinde düzenlenen sorumluluğa aykırı davranıldığını, olay nedeni ile müvekkilinin 250 YTL ambulans ücreti ile İstanbul Vatan Hastanesi'nde yapılan tedavi masraflarının karşılığı olarak da 1.239 YTL ödemek zorunda kaldığını, ayrıca yaşanan bu olay nedeniyle müvekkilinin iş kabulü yapılmış olmasına rağmen yaşamış olduğu psikolojik travmadan ötürü işe başlangıcını yapamayarak kazanç ve kariyer kaybına uğradığını, bu nedenle tüm zararlar ile birlikte kazanç kaybının tazminini de talep ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan 5.000 YTL manevi tazminat, 1.489 YTL maddi tazminat ve kazanç kaybı olarak 200 YTL olmak üzere toplam 6.689 YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, öncelikle görev itirazında bulunduğunu, hizmet kusuru nedeni ile tazminat talebinin idari yargının görev alanına girdiğini, bu davanın adli yargıda görülemeyeceğinden görev yönünden reddine karar verilmesi, davada husumetin Beyoğlu Belediye Başkanlığı ve İstanbul II. numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na izafeten Kültür Bakanlığı'na yöneltilmesi gerektiğini, binada güvenlik önlemlerinin alınmaması ve onarımının yapılamamasında kusurun Hazineye yükletilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davacı vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının 5.000 YTL manevi tazminat, 1.489 YTL maddi tazminat ve kazanç kaybı olarak 200 YTL olmak üzere toplam 6.689 YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinden söz ederek, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi gereği idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının idare mahkemelerinin görevinde olduğu, idarenin hizmet kusuru nedeniyle açılan maddi manevi tazminat talebine ilişkin davada görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 4.HUKUK DAİRESİ'nin 2.7.2008 gün ve E:2008/8012, K:2008/9126 sayılı kararı ile onanmış ve kararın düzeltilmesi istemi üzerine aynı Dairenin 5.2.2009 gün ve E:2008/12157, K:2009/1689 sayılı kararı ile, HUMK'nun 440/III-3. maddesi uyarınca Yargıtay'ın görevsizlik ve yetkisizliğe ilişkin kararları hakkında karar düzeltme istenemeyeceği gerekçesiyle dilekçenin reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine aynı istemle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ; 28.2.2008 gün ve E:2008/201, K:2008/328 sayı ile, davanın, davacının 22.8.2007 tarihinde Beyoğlu İlçesi, Tercüman Çıkmazı Sokaktan geçerken aynı Sokakta bulunan 22 numaralı binadan başına taş düşmesi sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı 5.000 YTL manevi, 1.689 YTL maddi olmak üzere toplam 6.689 YTL'nin tazmini istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri arasında, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının sayıldığı, Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinde; "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" düzenlemesi ile bina malikinin binanın muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumlu tutulacağının hükme bağlandığı, bakılmakta olan davanın, davacının 22.8.2007 tarihinde Beyoğlu İlçesi, Tercüman Çıkmazı Sokaktan geçerken aynı Sokakta bulunan 22 numaralı İstanbul Muhakemat Müdürlüğünün bulunduğu binadan başına taş düşmesi sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmakta ise de; ortaya çıkan zararın bir idari hizmetin yürütülmesinden ve o idari hizmetten yararlanan sıfatıyla uğranılan bir zarardan kaynaklanmadığı anlaşıldığından, zararın tazmininin ancak bu konuda özel düzenleme bulunan Borçlar Kanunu'nun yukarda anılan maddesi gereği bina malikinin sorumluluğu kapsamında adli yargı yerinde açılacak tazminat davasına konu yapılarak çözümlenmesinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU'nun katılımlarıyla yapılan 1.11.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince idari yargı dosyası ile birlikte Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA'nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, Beyoğlu, Tercüman Çıkmazı Sokağı'ndan geçerken aynı Sokakta bulunan 22 numaralı binadan başına taş düştüğünü ileri süren davacı tarafından uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, söz konusu taşınmazın, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olduğu ve Hazine mülkiyetinde bulunduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 24.5.2006 gün ve 293 sayılı kararı ile, taşınmazın koruma grubunun II olarak belirlenmesine, yapılan incelemede tehlikeli durum gözlendiğinden ilgilisince ve Belediyesince gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasına karar verildiği ve güvenlik önlemlerinin alınması konusunda ilgili idareler arasında yazışmalar yapıldığı anlaşılmıştır.

21/7/1983 gün ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 5. maddesinde, Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının Devlet malı niteliğinde olduğu belirtilmiştir.

Yasal düzenleme ve dosyadaki belgeler birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın idare ve muhafazası ile yükümlü bulunan idarenin, bu görevini yerine getirdiği sırada kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılan davada, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının, idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekeceği açıktır.

Bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 8. İdare Mahkemesi'nin 28.2.2008 gün ve E:2008/201, K:2008/328 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.