T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO        : 2018 / 291

            KARAR NO  : 2018 / 384

            KARAR TR   : 25.6.2018

ÖZET : Davacının davalı Vakıf Üniversitesi öğrencisi iken, başarısız olduğu dersler için ödediği ders ücreti, yaz okulu ücreti ve alt sınıf ders ücretlerine karşılık şimdilik 20.000,00 TL'nin iadesi istemiyle  açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. 

 

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : A.Ö.

            Vekili              : Av.H.O.

            Davalı             : TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi

            Vekili              : Av. K.T.E.

                       

O L A Y         : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Üniversiteye 2006 yılında öğrenci olarak kaydını yaptırdığını; müvekkilinin, davalı üniversiteye yıllık eğitim ücretini ödediği halde, başarısız olduğu dersler için yeniden ücret ödemek zorunda kaldığını; davalının bu uygulamasına yönelik olarak, TC Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının 15.09.2009 tarihli kararı ile eğitim öğretim yılı için alınan ücret dışında öğrencilerden başarısız ders, yaz okulu ücreti ve alt sınıf ders ücretlerinin yeniden alınması uygun olmadığından, müvekkilinden başarısız olduğu veya alt sınıftan aldığı dersler için yeniden alınan ücretlerin iadesi için bu davayı açtıklarını; İstanbul 4.Tüketici Mahkemesinin E:2009/172, K: 2012/868 sayılı kesinleşmiş kararının da kendilerini haklı gösterdiğini ifade ederek; müvekkilinden 2.kez tahsil edilen başarısız ders, yaz okulu ücreti ve alt sınıf ders ücretlerinin, tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000.00-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle 4.5.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 2.TÜKETİCİ MAHKEMESİ; 5.5.2015 gün ve E: 2015/482, K:2015/1147 sayı ile “(…)Dava, davalı üniversitenin yaz okulu nedeniyle almış olduğu bedelin iadesine ilişkindir.

Taraflar arasındaki ihtilaf, mahkememizin görevli olup olmadığı, görevli ise tazminat isteminin yerinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.

Mahkememizin emsal 2012/2152 esas sayılı dava dosyasının yargı yolu uyuşmazlığın çözümü için gönderildiği, T.C. Uyuşmazlık Mahkemesinin 30/12/2013 tarih ve 2013/998 Esas ile 2013/1761 Karar sayılı hükmü dikkate alınarak;

Davalı vakıf üniversitesinin kamu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği her türlü zararın tazmini istemi ile açılan davalarda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanmasının gerektiği, bu hususların saptanmasının ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 Sayılı Yasanın 2.md 1.fıkrasının ( b) bendi kapsamında bulunan tam yargı davasının görülmesi ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu anlaşılmakla, HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi uyarınca adli yargı yolu caiz olmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM //Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın USULDEN REDDİNE,

2-İdari Yargı Yerlerinin görevli olduğuna…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 12.İDARE MAHKEMESİ; 31.10.2017 gün ve E:2017/248 sayı ile “(…) Dava dosyasının incelenmesinden; davalı Üniversitenin Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümüne ücretli statüde 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kayıt yaptıran davacının, yıllık eğitim ücreti ödediği halde başarısız olduğu dersler için yeniden ücret ödemek zorunda kaldığını; davalı Üniversitenin bu uygulamasının hatalı olduğu/uygun olmadığı belirtilerek başarısız olduğu/alt sınıftan aldığı dersler için yeniden alınan ücretlerin ve yaz okulu ücretinin tarafına iadesi için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Üniversitelerde uygulanmakta olan Yaz Okulu Sistemi bir anlamda 3. Dönem Uygulaması gibi ele alınabilir. Yaz okulu zayıf olan dersleri yeniden almak, üstten ders almak veya not ortalamasını yükseltmek için kullanılan, isteğe bağlı, hızlandırılmış bir dönem olarak görülebilir. İsteğe bağlı olduğundan ve başarılı olması durumunda öğrencinin çok daha yüksek olan eğitim ücretini ödemeyecek olması nedeniyle eğitim sözleşmesinin devamı niteliğini haizdir.

Davalı vakıf üniversitesinin kamu tüzel kişiliği tartışmasız olmakla birlikte, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulamadan söz etme imkânı bulunmamaktadır. Olayda tam anlamıyla 6098 sayılı Borçlar Kanununun ilk maddelerinde tanımlanan “tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla (icap kabul suretiyle) kurulan bir sözleşme” söz konusudur. Davacı sene içerisinde başarısız olduğu bir kısım dersleri daha sonraki akademik dönemlerde alarak okulu uzatmak suretiyle daha fazla eğitim ücreti ödemek yerine, akademik dönem içinde başarısız olduğu dersleri kendi isteği ile ve çok daha az ücret ödemek suretiyle yaz okulunda almayı tercih etmiş ve iddiasına göre de başarısız olduğu alt sınıftan aldığı dersler için ayrıca ücret ödemiştir.

Bakılmakta olan davada; uyuşmazlık, davacı ile davalı Vakıf Üniversitesi arasındaki eğitim hizmetine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmakta olup, davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu değildir.

Bu durumda; idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu olmadığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığa özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerekli olup, uyuşmazlığın genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 07/05/2013 tarih ve E:2013/3398, K:2013/11618 sayılı; Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 10/03/2016 tarih ve E:2015/3325, K:2016/4247 sayılı ve Uyuşmazlık Hukuk Bölümünün 10/04/2017 tarih ve E: 2017/202, K:2017/250 sayılı kararları da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; Mahkememizin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için iş bu dosya ile birlikte Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin E:2015/482 esas sayısına kayıtlı dava dosyasının Mahkemesinden istenerek temininin ardından dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiş, Mahkemece 19.3.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyaları 13.4.2018 tarihinde kayıtlarımıza girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 25.06.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisi iken, kendisinden tahsil edildiğini belirttiği başarısız olduğu dersler için ödediği ders ücreti, yaz okulu ücreti ve alt sınıf ders ücretlerine karşılık şimdilik 20.000,00 TL'nin, tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasanın "Yükseköğretim Kurumları" başlıklı 130. maddesinin 1. fıkrasında, "Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur."; 2. fıkrasında, "Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir."; 10. fıkrasında. "Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir." hükmüne yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3/c maddesinde, vakıflar tarafından yüksek öğretim kurumu açılabileceği kabul edilmiş, aynı maddenin (d) bendinde, ayrım yapılmaksızın, üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 5/f maddesinde, üniversitelerin kalkınma plan ve programlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulacağı belirtilmiş olup; aynı Kanun'un 7/d maddesinde, Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde, yeni üniversite kurulmasına ve gerektiğinde birleştirilmesine ilişkin öneri ve görüşlerin Milli Eğitim Bakanlığına sunulması, bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılması, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına sunmak Yükseköğretim Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır. Anılan Kanun'un Ek 2. maddesinde, vakıfların kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla yükseköğretim kurumları kurabilecekleri düzenlenmiş olup; Ek 6. maddesinde, kurulacak yükseköğretim kurumunun, vakıf tüzel kişiliği dışında ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olacağı; belirtilmiş; Ek 9. maddesinde, “ (Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.) Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim - öğretim esasları, öğretim süreleri ve öğrenci hakları ile ilgili hususlar bu Kanun hükümlerine tabidir. /Öğrencilerden alınacak ücretler mütevelli heyet tarafından tespit edilir.”; Ek 10. maddesinde, "Vakıflar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumları çalışmalarını Devlet yükseköğretim kurumları gibi, her ders yılı sonunda Yükseköğretim Kuruluna sunarlar. Bu kurumlar mali, idari ve ekonomik konularda Yükseköğretim Kurulunun gözetim ve denetimine tabidirler."  denilmiş; Ek 11. maddesinde "(…)(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Yapılan denetimler sonucu faaliyet izninin kaldırılmasını gerektiren durumları tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumları ile kurucu vakıflarına kayyım atanan vakıf yükseköğretim kurumlarının faaliyet izni, Yükseköğretim Kurulunun teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kaldırılır. Bu durum, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş kanununun yürürlükten kaldırılmasının sağlanması için Yükseköğretim Kurulu tarafından Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bu şekilde faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler Yükseköğretim Kurulu tarafından garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet üniversitesine intikal ettirilir. /(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarının malvarlığı, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun resmî tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilir. Resmî tasfiye süreci Yükseköğretim Kurulu tarafından başlatılır. Yetkili ve görevli mahkemece Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun birer temsilcisi tasfiye memuru olarak atanır. Tasfiye giderleri, tasfiye olunan vakıf yükseköğretim kurumunun malvarlığından karşılanır. Tasfiye işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. (…) (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye süresince vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemez, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dâhil her türlü icra takibatı durur ve yeni icra takibi yapılamaz. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkar. Tasfiye süresi boyunca zamanaşımı süresi işlemez. / (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye sonucunda kalan malvarlığı kurucu vakfa geçer.(…); (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Kurucu vakıflarına kayyım tayin edilen veya faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı ve üyeleri ile tüm yöneticilerinin görevleri kendiliğinden sona erer. ... / (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması hâlinde durdurulma süresince, kurumun idaresi, eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere Yükseköğretim Kurulunca garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet yükseköğretim kurumuna verilir. Bu vakıf yükseköğretim kurumunun kurucu vakfının yönetim organı başkan ve üyeleri ile vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı, üyeleri ve tüm yöneticilerinin görevleri, faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararı ile birlikte sona erer. Bu kurucu vakfa, Yükseköğretim Kurulu ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından kayyım atanır.(…),/  (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Bu madde kapsamına giren vakıf yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim ücretlerinin belirlenmesine, öğrencilerin nakline, eğitim öğretimin ve diğer işlemlerin aksamadan yürütülmesine ilişkin her türlü tedbirleri almaya ve düzenleme yapmaya Yükseköğretim Kurulu yetkilidir. "; Ek 15. maddesinde, vakıf tüzelkişiliğinin herhangi bir şekilde nihayete ermesi halinde, vakıf yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğinin devam" edeceği ve vakıf tarafından yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğine tahsis edilen her türlü taşınır ve taşınmaz mal, araç-gereç, malzeme, para ve ekonomik değeri olan hakların yükseköğretim kurumunun mülkiyetine geçeceği, bu durumda vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti üyeleri ile yükseköğretim kurumu yöneticilerinin seçilmesi yetkisinin, Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce bir başka vakfa devredileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanun’un Ek 26. maddesinde ise, "Üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerinin açmış oldukları yaz okullarına katılacak öğrencilerden, toplam ikiyüzseksen ders saatine karşılık olmak ve 46 ncı madde uyarınca belirlenen yıllık öğrenci katkı payının iki katını aşmamak üzere Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek miktarda yaz okulu öğretim ücreti alınır. ..." hükmüne yer verilmiş;  Vakıf yükseköğretim kurumlarının kuruluş, işleyiş, gözetim ve denetimine ilişkin esasları düzenlemek amacıyla ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 130 uncu maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa dayanılarak hazırlanan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin  “Mütevelli heyet” başlıklı 20.maddesinin dördüncü fıkrasında,  Mütevelli heyetin, yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapacağı, atamalarını, öğretim elemanı dışındaki personelin terfilerini ve görevden alınmalarını onaylayacağı, yükseköğretim kurumunun bütçesini kabul edeceği ve uygulamaları izleyeceği;  öğrencilerden alınacak ücretleri tespit edeceği;  ayrıca Yükseköğretim Kurulu’nun olumlu görüşü alınmak suretiyle vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürüteceği belirtilmiştir.

Diğer yandan, 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'nun Ek maddelerinde, vakıflar tarafından kurulan üniversitelerin kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kuruldukları hükme bağlanmış olup; Kanunun Ek 55.maddesinin ilk fıkrasında; “(Ek: 26/6/2003-4909/1 md.) Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2547 sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tâbi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.” hükmü  yer almıştır.

Anılan yasal düzenlemelerden, vakıf üniversitelerinin mali ve idari konularda özerkliğe sahip olarak faaliyette bulunduğu; öğrenci ücretlerinin mütevelli heyetince belirlendiği anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının davalı Üniversitenin, Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümüne 2006-2007 eğitim öğretim yılında ücretli statüde kayıt yaptırdığı, 12.04.2016 tarihinde ayrıldığı, davalı tarafın cevap dilekçesine göre; davacının 2006-2007 yılından itibaren belirlenen yıllık eğitim öğretim yılı ücretlerini ödediği, 2011-2012 eğitim öğretim yılında, Bahar ve Yaz Döneminde kayıt yenilemediği için yıllık ücretin 1/3’ünün alındığı, Güz Döneminde yatırmış olduğu 9.100- TL’nin 3.033-TL si ile Bahar Döneminde yatırdığı 9.100-TL'nin tamamının iade edildiği; 2014-2015 Güz Döneminden itibaren kayıt yenilemediği için ücret ödemediği; davacı tarafından yıllık eğitim ücreti ödendiği halde başarısız olunan dersler için yeniden ücret ödenmek zorunda kalındığını; davalı Üniversitenin bu uygulamasının hatalı olduğu/uygun olmadığı iddia edilerek, başarısız olunan, alt sınıftan alınan dersler için, yeniden alınan ücretlerin ve yaz okulu ücretinin iadesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde; Üniversitelerde uygulanmakta olan Yaz Okulu Sisteminin bir anlamda 3. Dönem Uygulaması gibi ele alınabileceği; isteğe bağlı olduğundan ve başarılı olunması durumunda öğrencinin çok daha yüksek olan eğitim ücretini ödemeyecek olması nedeniyle eğitim sözleşmesinin devamı niteliğini taşıdığı; davalı vakıf üniversitesinin kamu tüzel kişiliğinin tartışmasız olduğu, ancak somut olayda, kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulamadan söz edilemeyeceği; 6098 sayılı Borçlar Kanununun ilk maddelerinde tanımlanan “tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla (icap kabul suretiyle) kurulan bir sözleşme”nin söz konusu olduğu açıktır.

Bakılmakta olan davada; uyuşmazlığın, davacı ile davalı Vakıf Üniversitesi arasındaki eğitim hizmetine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmetin söz konusu olmadığı gözetildiğinde; uyuşmazlığın genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Ankara 12. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 2.Tüketici Mahkemesinin; 5.5.2015 gün ve E: 2015/482, K:2015/1147 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 12. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 2.Tüketici Mahkemesinin; 5.5.2015 gün ve E: 2015/482, K:2015/1147 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.06.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

 

Üye

Birgül

KURT

 

 

 

.