T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/476 KARAR NO : 2024/568 KARAR TR : 02/12/2024 |
ÖZET: Davacının Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin feshi nedeniyle, İş Kanunu’ndan kaynaklanan kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : ****
Vekilleri : ****, ****
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Vekilleri : ****, ****
I. DAVA KONUSU OLAY
1- Davacı vekili, müvekkilinin 20/08/1999 - 28/05/2020 tarihleri arasında İskilip Metin Alkan Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak, her yıl ek ödeme açıklamasıyla yaklaşık 2 maaş tutarında ikramiye alarak çalıştığını, görevlendirmelerde görev yolluğu aldığını, 28/05/2020 tarihinde iş akdinin herhangi bir haklı nedene dayanılmadan feshedildiğini, hak etmiş olduğu kıdem tazminatının kendisine ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; kıdem tazminatı alacağı olarak 100 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 14/04/2022 tarih ve E.2021/249, K.2022/149 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kabulüne karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.
3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 26/04/2023 tarih ve E.2022/1785, K.2023/723 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... Taraflar arasında, davaya bakma görevinin iş mahkemesine mi yoksa idare mahkemesine mi ait olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dairemizce de benimsenen Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur, hükümleri yer almaktadır.
Bu maddeye istinaden çıkarılan, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında yönetmeliğin 5/2 maddesi uyarınca da, Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C.Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
7036 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca 4857 sayılı Kanun'a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, işçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde iş mahkemesine açılan davada, davanın esastan reddi usule aykırıdır. Dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve adli yargı görevli ise davanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
İdari Yargının görevli olması “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine” karar verilmesi gerekir. İdari Yargı görevli ise gönderme kararı verilemez.
Davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün istemi ve Valiliğin onayı ile görevlendirildiği, davacıyaücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları kanununun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında olması iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.
Davacı 657 sayılı yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik onayı ile görevlendirilmiştir. Davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez.
Bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, mahkemece davanın HMK.nun 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle aynı yasanın 115/2. maddesi uyarınca "usulden" reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğunun kabulü gerektiği görülmekle 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a.4 hükmü gereğince davanın esası incelemeden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermekgerekmiş, açıklanansebeplerleaşağıdakişekildehüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin yaptığı yargılamada, yukarıda ortaya konulan eksiklikleri tamamlaması için davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazları kabulü ile eksikliklerin tamamlanması amacıyla 6100 Sayılı H.M.K'nun 353/1-a.4 maddesi gereğince kararın ESASI İNCELEMEDEN KALDIRILMASINA; evrakın mahkemesine iade edilmesine..."
4. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 04/07/2023 tarih ve E.2023/125, K.2023/167 sayılı kararı ile, 6100 sayılı Kanun’un 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 30/05/2024 tarih ve E.2023/2585, K.2024/1113 sayılı kararı ile, istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...Davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün istemi ve Valiliğin onayı ile görevlendirildiği, davacıyaücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği anlaşılmakla davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabii olduğunun kabulü ile yukarıda bahsedilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi2022/1785 Esas 2023/723 Karar sayılı ilamı uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davada idari yargının görevli olduğundan davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davada idari yargının görevli olması nedeni ile HMK'nın 114/1-b, 115/2 maddeleri gereğince dava şartı bulunmadığından davanın usulden REDDİNE..."
5. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
6. Ankara 5. İdare Mahkemesi 26/09/2024 tarih ve E.2024/1128 sayılı kararı ile, davanın adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Dosyanın incelenmesinden davacı ile davalı idare arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu'ndan kaynaklanan bir iş ilişkisi olduğu ve bu minvalde davacının iş akdinin 4857 sayılı Kanun uyarınca sona ermesi üzerine, talep edilen tazminata ilişkin uyuşmazlığın yine 4857 sayılı İş Kanunu'ndan kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı (İş Mahkemeleri) mercilerinin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizde açılan davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 03/06/2024 tarih ve E:2024/139, K:2024/208 sayılı kararı da bu yöndedir..."
7. Ankara 5. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi içinidari yargı dava dosyası ile adli yargı kesinleşmiş karar örneği ile Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
8. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar."
9. 506 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."
10. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanunun uygulanmasında;
...
6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,
...
ifade eder.
..."
11. 5510 sayılı Kanun'un 79. madde ile başlayan 4. kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
12. 5510 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."
13. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."
14. 4857 sayılı Kanun'un 8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.
15. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.
(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.
(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."
16. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."
17. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."
18. 7036 sayılı Kanun'un "Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 1. maddesi şöyledir:
"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.
(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.
(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.
(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
19. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 02/12/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının ekinde, adli yargının kesinleşmiş karar örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
20. Raportör-Hâkim Süleyman ARIDURU'nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
21. Dava, davacının İskilip Metin Alkan Halk Eğitim Merkezinde 20/08/1999 tarihinden itibaren usta öğretici olarak görev yapmakta iken, 28/05/2020 tarihinde iş akdinin gerekçe gösterilmeksizin feshedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, kıdem tazminatı alacağının yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.
22. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 04/07/2023 tarih ve E.2023/125, K.2023/167 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A.Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Ankara 5. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 04/07/2023 tarih ve E.2023/125, K.2023/167 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
02/12/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye
Kenan Nilgün Doğan Eyüp
YAŞAR TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN