T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/564

KARAR NO  : 2022/510      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Uyuşmazlık Mahkemesince daha önce "idari yargı yerinin" görevli olduğu yönünde karara bağlanan konu ile ilgili olarak yeniden yapılan BAŞVURUNUN REDDİ hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

 

Davacılar          : 1-A. K 2-H. K 3-H. K

Vekili                : Av. M. Ö

Davalılar          : 1- Konyaaltı Belediye Başkanlığı

Vekili                : Av. M. E. H

                          : 2-Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekili                : Av. M. Ç

    

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacılar vekili, müvekkillerinin hissedar olduğu Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, .... Mahallesi, .... ada, .... parsel sayılı taşınmazın imar planında semt spor sahası olarak ayrıldığını, davalıların bugüne kadar taşınmaz üzerinde işlem tesis etmemek suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el attığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili süresi içinde verdiği dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığını, imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

3. Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2013 tarihli ve E.2012/681 sayılı kararı ile görev itirazının reddine karar verilmiştir.

4. Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

5. Danıştay Başsavcısı, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya da sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan Kanun hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini belirterek, bu nedenle 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

6. Uyuşmazlık Mahkemesi 01/07/2013 tarihli ve E.2013/1009, K.2013/1166 sayılı dosyasında, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinden sözedilerek, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında okul alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verildiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğunun anlaşıldığını belirterek, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin görev itirazının Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

7. Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 24/10/2013 tarihli ve E.2012/681, K.2013/525 sayılı kararı ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 1. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesinin adli ve idari yargı merciileri arasında görev uyuşmazlığını kesin olarak çözmeye yetkili olduğu; ayrıca aynı Kanun'un 18. maddesine göre de, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına uyma zorunluluğu bulunduğu; bu sebeple, Uyuşmazlık Mahkemesinin verdiği kesin kararlar dikkate alınarak, davada idari yargının görevli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu kararın13/06/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

8. Davacı vekili bu kez benzer istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

9. Antalya 1. İdare Mahkemesi 25/02/2016 tarihli ve E.2015/91, K.2016/197 sayılı dosyada, davanın kabulüne karar vermiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.

10. Danıştay Altıncı Dairesi 09/11/2016 tarihli ve E.2016/4129, K.2016/7119 sayılı dosyasında; uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların ilgili idarelerce kamulaştırılması veya imar planı değişikliği yapılması/yaptırılması zorunluluğu getirilerek bu konuda vatandaşların karşılaştıkları mağduriyetlerin giderilmesi, bu kapsamda kalan taşınmazların bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç beş yıllık süre içerisinde bütçe imkanları dahilinde ilgili idarelerce kamulaştırılması veya taşınmazların mevcut imar planı bulunup bulunmadığı veya imar planı yapılabilecek yerlerden olup olmadığı durumuna göre imar planı/imar uygulaması/toplulaşma yapılmak/yaptırılmak suretiyle başka yerden mümkün ise müstakil, değilse hisseli parsel verilmesi veyahut taşınmazların tahliye edilerek kullanıma imkan verecek biçimde malikine iade edilmesinin amaçlandığı; Kanun'da düzenlenen 5 yıllık sürenin ek 1. madde kapsamında kalan ve bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarruf hakkı kısıtlanan taşınmazlar hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı sonucuna ulaşıldığı; bu durumda, yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığından, İdare Mahkemesince bu hususlar gözönünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, idare mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

11. Antalya 1. İdare Mahkemesi 26/10/2017 tarihli ve E.2017/844, K.2017/1158 sayı ile, bozma ilamı doğrultusunda tasarrufu kısıtlanan taşınmaz hakkında kanun hükümleri doğrultusunda işlem tesis edilmesi veya ilgililerin dava açabilmesi ancak bu sürenin dolmasından sonra mümkün olabileceğinden, bu aşamada görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer bulunmadığına karar vermiş, karar temyiz edilmiştir.

12. Danıştay Altıncı Dairesi 21/11/2018 tarihli ve E.2018/2828, K.2018/9530 sayı ile,2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması karşısında, İdare Mahkemesince, öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanının mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde kısıtlanıp kısıtlanmadığı, kısıtlanmışsa bu kısıtlılığın uygulama imar planından mı yoksa özel kanundan mı kaynaklandığı, taşınmazın hangi tarih itibariyle edinildiği hususları araştırılarak, uygulama imar planında belirlenen işlevi nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığının ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin oluştuğunun tespit edilmesi halinde ise; aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan, uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilerek davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olacak şekilde ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmek suretiyle emsal satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi, ayrıca hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanun'lar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, idare mahkemesi kararının oyçokluğuyla bozulmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

13. Antalya 1. İdare Mahkemesinin 10/06/2020 tarihli ve E.2020/208, K.2020/448 sayılı kararı ile, bozma ilamındaki gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karar da temyiz edilmiştir.

14. Danıştay Altıncı Dairesi 06/04/2021 tarihli ve E.2020/8889, K.2021/5063 sayı ile, Uyuşmazlığa konu taşınmazın en son yürürlükte olan nazım ve uygulama imar planındaki güncel hali ile davacıların söz konusu taşınmazla mülkiyet ilişkisinin devam edip etmediği tespit edilerek ve sorumlu idare/idareler belirlenerek, taşınmazın uygulama imar planındaki güncel fonksiyonuna göre; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor yeterli görülüyorsa bu rapor değerlendirilerek, yeterli görülmüyorsa aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın yeniden bozulmasına hükmetmiştir.

15. Antalya 1. İdare Mahkemesi20/09/2022 tarihli ve E.2021/1361 sayılı kararı ile yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaz üzerinde fiili el atma bulunduğunun tespit edildiği gerekçesi ve uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı organlarının görevli olduğu görüşüyle, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar davanın bekletilmesine karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

16. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyisi Hakkında Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

"Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

            Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir."

17. "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

            "Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

              Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

18. "Kararların bildirilmesi" başlıklı 28. maddesi şöyledir:

            "Uyuşmazlık Mahkemesi, vereceği bütün kararların sonuçlarını ilgili Başsavcı ve Başkanunsözcüsüne, görev uyuşmazlığının çözülmesi için kendisine başvuran yargı merciine, kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı merciine veya mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişilere veya makamlara hemen tebliğ eder.

            İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler.

Gerekçeli kararın birer örneği de birinci fıkrada yazılı yerlere ve kişilere gönderilir."

19. "Kararların kesinliği ve yayınlanması"başlıklı 29. maddesi şöyledir:

"Uyuşmazlık Mahkemesinin kararları kesindir. Başkanın uygun göreceği kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Bilal ÇALIŞKAN, Yüksel NAVDAR ve Ali ÖZGÜR'ün katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU'nun, başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddine karar verilmesine dair sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:       

21. Dava; davacıların paydaşı olduğu taşınmazın imar planında önce semt spor sahası daha sonra rekreasyon ve tahliyealanı olarak ayrılmasına karşın kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

22. Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa ilişkin başvuru sürecinde de ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı vekilince; ilk olarak, Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 25/02/2013 tarihli ve E.2012/681 sayı ile görev itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle, Danıştay Başsavcısınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği; Uyuşmazlık Mahkemesince 01/07/2013 tarihli ve E.2013/1009, K.2013/1166 sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği; bunun üzerine dosyanın aynı mahkemeye gönderildiği ve Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesi kararı uyarınca 24/10/2013 tarihli ve E.2012/681, K.2013/525 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği, aynı istemle davacı vekilince idari yargı yerinde açılan davada da yukarıda ayrıntılı olarak yer verilen aşamalardan sonra adli yargı yerinin görevli olduğu görüşüyle Antalya 1. İdare Mahkemesinin 20/09/2022 tarihli ve E.2021/1361 sayılı kararıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır.

23. Olayda, Uyuşmazlık Mahkemesince, aynı taraflarca aynı konu ve sebebe ilişkin olarak adli yargı yerinde daha önce açılandava nedeniyle önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığında görevli mahkemenin belirlenerek, idari yargı yerinin görevli olduğuna kesin olarak karar verildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararından sonra, mevzuatta görev konusunu etkileyecek bir değişiklik yapılmadığı görülmüştür. Eğer taraflarca böyle bir değişiklik yapıldığı düşünülüyor ise, idari yargının görevsizlik kararı sonrası davacı tarafından adli yargı yerine başvurulmalı ve duruma göre olumsuz görev uyuşmazlığı süreci yeniden başlatılmalıdır. Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilecek olmasına karşın aynı istemlerle yeniden başvurulmasında hukuki ve yasal bir neden bulunmamaktadır.

 

24. Bu durumda, Uyuşmazlık Mahkemesince adli yargı yerinde açılan dava nedeniyle, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma yoluyla Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş olan davada, görevli mahkemenin belirlendiği, idari yargı yerinin görevli kılındığı ve bu kararın kesin olduğu gözetildiğinde, idari yargı yerince ikinci kez yapılan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

25. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 20/09/2022 tarihli ve E.2021/1361 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Antalya 1. İdare Mahkemesinin 20/09/2022 tarihli ve E.2021/1361 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

31/10/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                               Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

          TOPAL                 AĞIRMAN                 SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

                                                 Üye                              Üye                               Üye

                                                Bilal                             Yüksel                              Ali

                                          ÇALIŞKAN                 NAVDAR                       ÖZGÜR