Hukuk Bölümü 2003/78-2 E., 2003/74-2 K.

  • GÖREV UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜNDE YARGILANMANIN İADESİNİN MÜMKÜN OLMAMASI (İADEİ MUHAKEME)
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARLARININ KESİN OLMASI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 7 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 8 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 29 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    4.12.1984 tarih ve 3096 sayılı Yasa'nın verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunun 26.9.1988 tarih ve 88/13314 sayılı kararıyla, Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye İlleri ile Kahramanmaraş İlinin Üç Köyünde elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti yapma görevi verilen Çukurova Elektrik A.Ş. ( ÇEAŞ ) ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında 9.3.1998 gününde İmtiyaz Sözleşmesi imzalanmıştır.

    İdareye imtiyaz sözleşmelerini tadil yetkisi veren 20.2.2001 tarih ve 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik hükümleri ile, iletim faaliyeti sürdürmekte olan özel hukuk tüzel kişilerinin işletmekte oldukları iletim tesislerini tüm hak ve yetkileriyle 31.12.2002 tarihine kadar TEİAŞ'a devretmeleri öngörülmüş; sözkonusu devir işleminin gerçekleşmemesi üzerine İmtiyaz Sözleşmesinin 21/h. maddesine dayanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, iletim tesislerinin TEİAŞ'a en geç 28.2.2003 tarihi itibariyle devrinin gerçekleştirilmesi, aksi takdirde İmtiyaz Sözleşmesinin feshe ilişkin hükmüne göre işlem tesis edileceği hususu ÇEAŞ'a ihtar olunmuş; TEİAŞ tarafından çekilen ihtarname ile de, devir hususunda görüşmeye hazır olunduğu ÇEAŞ'a bildirilmiştir.

    Davacı Şirket vekillerince, 4628 sayılı Yasa'nın 3/1-c. ve Geçici 3/b. maddelerinin konu ile ilgili alt bentlerinin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek, Şirketlerince işletilmekte olan iletim tesislerine TEİAŞ ve EPDK tarafından yapılan haksız el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle, 24.2.2003 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    Davalı TEİAŞ ve EPDK vekillerince, birinci savunma dilekçelerinde, davacının ileri sürdüğü iddialara dayanak gösterdiği sözleşmenin, kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi niteliğinde bir idari sözleşme olması nedeniyle ve 2577 sayılı İYUK.'nun 2/1-c. maddesine göre davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunmuşlardır.

    ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 16.4.2003 günlü birinci celsesinde E: 2003/200 sayı ile, "1- dava, MK. 683, 684. maddelerinde bahsedilen gayrimenkulün mütemmim cüzü sayılan iletim tesislerine el atmanın önlenmesi ( muarazanın men'i ) davası olup ( ... ) davanın bu mahiyeti ve davalıların sıfatları itibariyle dava idari yargıda görülemeyeceğinden görev itirazının ( ... ) reddine,

    ( ... ) 6- Davacı tarafın Anayasaya aykırılık iddiası mahkememizce ciddi bulunduğundan ( ... ) Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ( ... )" karar vermiştir.

    Davalı İdareler vekillerince, süresinde verilen dilekçelerle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçeler ve örnek dava dosyasından oluşan ekleri, Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI tarafından, kamu hukukuna özgü bir sözleşme türü olan imtiyaz sözleşmesinden doğan davada, 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 2/1-c. ve 2575 sayılı D.K.'nun 24. maddesi uyarınca Danıştay'ın görevli olduğu ve bu nedenle Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevlilik kararının kaldırılmasının gerektiği gerekçesiyle idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılarak, 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesi Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istenilmiş; YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI tarafından da, davanın idari yargıda çözümlenmesi ve bu nedenle Danıştay Başsavcılığının başvurusunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce verilmiştir.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ; 29.9.2003 gün ve E: 2003/78, K: 2003/74 sayı ile, olayda, idare hukuku alanında hüküm ifade eden 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik hükümlerinin verdiği yetkiye dayanan ve İmtiyaz Sözleşmesiyle kurulmuş bulunan idare hukuku ilişkisi çerçevesinde hareket eden idarenin,yaptırım içeren tek yanlı irade açıklamalarına ilişkin ihtarları idari işlem niteliğini taşıdığından, İmtiyaz Sözleşmesini kapsayan sözkonusu yasal düzenlemelerin uygulanmasından doğan davanın, 2577 sayılı Yasa'nın 2. ve 2575 sayılı Yasa'nın 24. maddeleri hükümleri uyarınca görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.4.2003 gün ve E:2003/200 sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına kesin olarak karar vermiştir.

    Bu arada, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülerek ilgili Yasa hükümlerinin iptali istemiyle itiraz yoluna başvurulması üzerine, ANAYASA MAHKEMESİ'nce; 4.6.2003 gün ve E: 2003/46, K: 2003/46 sayı ile, itiraz yoluna başvuran mahkemenin elindeki davanın Anayasanın 152. maddesi yönünden var sayılabilmesi için dava ehliyeti bulunanlarca süresinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın olması gerektiği; davalı Bakanlık ve TEİAŞ tarafından, idare hukukuna özgü yöntemlerle oluşturulan uyuşmazlık konusu işlemlerin idari nitelikte olması nedeniyle 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 2. maddesi kapsamında bulunan davaya bakmanın idari yargının görev alanına girdiği; bu durumda, itiraz yoluna başvuran Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin idari nitelikteki bir davaya bakma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, itiraz konusu kurallara ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine karar vermiştir.

    Davacı Şirket vekili, Anayasa Mahkemesi'nin "davaya bakmakta olan mahkeme" ifadesinden hareketle önüne gelen uyuşmazlıkta mahkemenin görevli olup olmadığını incelemek suretiyle Anayasa'da Uyuşmazlık Mahkemesi'ne tanınan yetkiyi kullandığını; Mahkeme Başkanı olarak Uyuşmazlık Mahkemesi kararında imzası bulunan Yalçın ACARGÜN'ün aynı zamanda Üyesi olduğu Anayasa Mahkemesi'nin görev konusunda görüş açıklayan heyetinde yer aldığını; oysa, 2247 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin 4 numaralı bendinde, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkan ve üyelerinin, hakim, savcı, hakem sıfatıyla bakmış veyahut tanık veya bilirkişi olarak bulunmuş olduğu dava ve işlere bakamayacağının düzenlendiğini; bu durumun, yargılama usulünü düzenleyen yasalarda yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu; 2247 sayılı Kanunda bu yolun düzenlenmemiş olmasının Mahkemenin yorumuna engel teşkil etmeyeceğini ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün Tülay TUĞCU'nun Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER,Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 1/3/2004 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun 2247 sayılı Yasa'da öngörülmeyen başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in incelenme yeteneği bulunmayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME: Davacı ÇEAŞ vekili tarafından, Anayasa Mahkemesi kararına katılan Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı'nın çekinme halinin bulunduğu ileri sürülerek, yargılamanın yenilenmesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 29.9.2003 tarihli kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesi istenilmekte olduğundan, bu istek nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkan ve üyelerinin dava veya işe bakmaktan çekinme hallerine ilişkin yasal düzenlemenin anlam ve kapsamının irdelenmesi gerekmiştir.

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un "Dava ve işlere bakmanın caiz olmadığı haller" başlıklı 7. maddesinin 4 numaralı bendinde, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin hakim, savcı, hakem sıfatıyla bakmış veyahut tanık veya bilirkişi olarak beyanda bulunmuş olduğu dava ve işlere bakamayacakları hükme bağlanmış; 8. maddesinin birinci fıkrasında ise, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkan ve üyelerinin 7. maddede yazılı sebeplere dayanarak davaya veya işe bakmaktan çekinmeleri halinde, Uyuşmazlık Mahkemesi'nce, çekinme isteğinde bulunan başkan ve üye katılmaksızın konu hakkında kesin karar verileceği öngörülmüştür.

    Uyuşmazlık Mahkemesi Bölümlerinin adli, idari ve askeri yargı düzenlerinde yer alan yüksek mahkemelerin üyelerinden oluştuğu; uyuşmazlıklara konu edilen kararların önemli bir kısmının temyiz incelemesinden geçtiği; AYİM'in ve bir kısım davalarda da diğer yüksek mahkemelerin karar vermeye yetkili ilk ve son derece mahkemesi olduğu hususları dikkate alındığında, bu kararlara hangi derecede olursa olsun katıldığı saptanan başkan ve üyeler hakkında 2247 sayılı Yasa'nın 7. maddesi hükmünün uygulanacağının tartışmasız bulunduğunu belirtmek gerekir.

    Başvuruya konu edilen Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü kararının "Usule İlişkin İnceleme" kısmında ayrıntılı olarak tartışılan söz konusu Anayasa Mahkemesi kararı, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne Anayasa ile tanınan "görev uyuşmazlıklarını çözmek yetkisi" kapsamına giren ve onun yerine geçen bir karar niteliğinde görülmemiş olup, gerek Anayasa'da gerekse kuruluş yasalarındaki her iki yargı organının görev ve yetki sınırlarını belirleyen açık düzenlemeler karşısında, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının aynı zamanda Anayasa Mahkemesi Üyesi olarak "anayasa yargısı yetkisi" kapsamına giren ilk inceleme kararına katılması anayasal bir zorunluluk olduğu gibi, bu durumun "uyuşmazlık yargısı" bakımından 2247 sayılı Yasa'nın yukarıda açıklanan 7.maddesindeki çekinme halini oluşturmayacağı açıktır.

    Yargılamanın yenilenmesi istemine gelince:

    2247 sayılı Yasa'nın 29. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi Bölümlerinin ve Genel Kurulun kararlarının kesin olduğu hükme bağlanmış; Yasa'da bu kararlara karşı kanun yolları öngörülmemiştir.

    Hukukumuzda yargılamanın yenilenmesi; maddi anlamda kesin hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce esası kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın yenilenmesi, davanın esasını hükme bağlayan mahkemeden istenilebilmekte ve bir dava olarak kabul edilmektedir.

    2247 sayılı Yasa'da kanun yolları öngörülmediği gibi,görev uyuşmazlıkları bir dava olmadığına göre yargılamanın yenilenmesi müessesesinin olayımızda yorum yoluyla kıyasen uygulanmasına da hukuki olanak bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, incelenme yeteneği bulunmayan başvurunun reddi gerekmektedir.

    SONUÇ :

    İncelenme yeteneği bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE,1.3.2004 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.