T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO     : 2018 / 640

          KARAR NO : 2018 / 585

          KARAR TR   : 22.10.2018

ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

  

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı                : M. G.

Vekili             : Av. N.M.K.

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili             : Av. A.K.Y.

 

O L A Y      : Davacı vekili dilekçesinde; 35 … 35 plakalı aracın maliki olan müvekkilinin,  eşi ile birlikte 11.05.2014 tarihinde İzmir-Çeşme otoyolunda seyir halinde iken, yola çıkan ve önüne fırlayan yabani hayvana (domuz) çarpmak sureti ile kaza geçirdiğini; 2918 sayılı Kanunun 7.maddesine göre, otoyolların bakım ve güvenliğinden Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu; davalı idareye ait resmi internet sitesinde de,  kurumun otoyollar ile ilgili bakım, onarım ve emniyet görevlerinin açıkça belirtildiğini; bu kaza nedeni ile müvekkilinin aracında toplam 8.500,00 TL değer kaybı oluştuğunu; davalı kurumun hizmet kusurundan kaynaklanan kaza ve neticede oluşan değer kaybının tahsili için davalı idareye başvuru yapıldığını ancak verilen cevap yazısıyla başvurularının reddedildiğini; davalı kurumun sorumluluğunda bulunan otoyolda, gerekli önlemlerin alınmaması neticesinde otobana çıkan bir yabani hayvana aracın çarpması ile davaya konu kazanın meydana geldiğini ifade ederek; davalı idarenin, 8.500,00 TL maddi tazminata mahkum edilmesi istemiyle 9.2.2016 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 5.İDARE MAHKEMESİ: 16.2.2016 gün ve E:2016/156, K:2016/259 sayı ile, “(…) 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, kendisine ait 35 … 35 plakalı aracın 11.05.2014 tarihinde İzmir-Çeşme otoyolunda seyir halinde iken, yola çıkan ve öne fırlayan hayvana (domuz) çarpmak suretiyle geçirdiği kaza sonucu aracın hasar görmüş olması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü 8.500,00TL zararın tazmini istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Yasanın 110. maddesinin 1. fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla ve iptali istemiyle idare mahkemelerince yapılan başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ile 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararını verdiği görülmektedir.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararları ve konuya ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, olayda; davacıya ait aracın uğradığı zararın trafik güvenliği ile denetimi kapsamında bulunduğu, bu nedenle oluşan trafik kazasından dolayı açılan sorumluluk davasının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 01.07.2013 tarih ve E:2013/987, K: 2013/1148 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, itiraz edilmesi üzerine İzmir  Bölge İdare Mahkemesi, 1 Kurulunca, 3.5.2016 gün ve E: 2016/1198, K:2016/1201 sayı ile, itiraz reddedilerek  onanan karar kesinleşmiştir. 

Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesi; 13.7.2017 gün ve E:2016/314, K:2017/238 sayı ile uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kısmen kabulüne karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi; 7.11.2017 gün ve E:2017/1419, K:2017/1163 sayı ile, Davalı idarenin sorumluluk alanında bulunan karayolu üzerindeki yapım, bakım ve onarımı sırasında alınması gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle doğan zararın tazmini nedeniyle uyuşmazlık konusu olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütülmediğini, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görülüp ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 114/1-b, 115/2 maddeleri gereğince kabulüne; İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/314 Esas - 2017/238 Karar sayılı, 13/07/2017 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1 fıkra (a-3) bendi gereğince esası incelenmeden kaldırılmasına; Davanın yargı yolunun caiz olması, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi için dosyanın kararı veren İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine kesin olmak üzere karar vermiştir.

İZMİR 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 22.2.2018 gün ve E:2017/524, K:2018/87 sayı ile, “(…)2918 Sayılı Yasanın değişik 110. maddesinde yer alan "Bu Kanundan doğan sorumluluk davaları" ifadesiyle 2918 Sayılı Yasada yer alan hukuki sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağı davalarla sınırlı biçimde görevli yargı yerinin belirlendiği vurgulanmaktadır. Kamu idareleri ve kuruluşlarının, trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş yasaları, gerekse 2918 Sayılı Yasaya göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliği taşımaları ve 2918 Sayılı Yasada da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarının ayrıca düzenlenmemiş olması karşısında trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı öne sürülen zararların tazmini istemiyle ilgili idarelere karşı açılan davaların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir (Danıştay 10. HD 2011/11522 E-2012/5347 K sayılı 31/10/2012 tarihli karar).

Tüm bu hususlar dikkate alındığında davalı idarenin otoyola yabani hayvan girişini engelleyecek önlemi sağlayamamış olmakla hizmet kusurunun bulunup bulunmadığını araştırma görevi idari yargının görev alanında olduğu kanaatine varılmıştır.

Davalı idarenin sorumluluk alanında bulunan karayolu üzerindeki yapım, bakım ve onarımı sırasında alınması gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle doğan zararın tazmini nedeniyle uyuşmazlık konusu olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütülmediğini, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görülüp ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11562-10112 sayılı 26/06/2014 tarihli onama kararı) (11/02/1959 tarih 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).

Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı vekilinin yargı yoluna yönelik istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK un 114/1-b, 115/2. maddeleri uyarınca kabulüne, 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkra (a-3) bendi gereğince İDM'nin kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi için dosyanın İDM'ne gönderilmesine," şeklindeki gerekçesi ile mahkememizin vermiş olduğu karar kaldırılmıştır.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4 Hukuk Dairesi'nin kararındaki gerekçeler de dikkate alındığında davalının hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tazmini için davanın İdare Mahkemesinde açılması gerektiğinden davanın yargı yolu yönünden reddi yoluna gidilmiştir.

Buna göre,

HÜKÜM:

Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca

Yargı yolu yönünden davanın reddine…” karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesince; 28.6.2018 gün ve E:2018/1282, K:2018/1040 sayı ile istinaf istemi kesin olarak reddedilen görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyasının UYAP sisteminden alınan bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, idari yargı kararın kesinleşme durumu anlaşılamadığından, idari yargı dosya aslının da Mahkemesinden istenildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının aracıyla İzmir-Çeşme otoyolunda seyir halinde iken, yola çıkan ve öne fırlayan hayvana (domuz) çarpmak suretiyle geçirdiği kaza sonucu aracın hasar görmüş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, 35 … 35 plakalı aracın maliki olan davacının, 11.05.2014 tarihinde İzmir-Çeşme otoyolunda seyir halinde iken, yola çıkan ve önüne fırlayan yabani hayvana (domuz) çarpmak sureti ile kaza geçirdiği; kaza nedeni ile araçta toplam 8.500,00 TL değer kaybı oluştuğu; davalı kurumun sorumluluğunda bulunan otoyolda, gerekli önlemlerin alınmaması neticesinde kazanın meydana geldiği ileri sürülerek; uğranılan zararın karşılığı olarak 8.500,00 TL maddi tazminatın ödemesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.2.2018 gün ve E:2017/524, K:2018/87 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.2.2018 gün ve E:2017/524, K:2018/87 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.10.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                 Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                            Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                                          AYDIN                             TUNÇ                           TOPUZ