T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/282

KARAR NO  : 2022/375      

KARAR TR  : 20/06/2022

 

ÖZET :2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 118. maddesi uyarınca bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle sürücü belgesinin daimi olarak iptaline ilişkin işleme karşı yapılan itirazın, aynı Kanun’un 112. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

KARAR

 

                 

Davacı  : C. B

Davalı   : İstanbul Valiliği

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı, dava dilekçesi ile, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle, 02/05/2015 tarihinde sürücü belgesinin İstanbul Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce beş yıl süre ile geri alındığını, belirtilen sürenin dolmuş olmasına rağmen sürücü belgesinin kendisine iade edilmemesi üzerine davalı idareye yaptığı başvuruya, mahkeme kararı olmadan sürücü belgesinin kendisine iade edilmeyeceğinin bildirildiğini belirterek, sürücü belgesinin iadesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. İstanbul 4. İdare Mahkemesi 30/09/2021 tarihli ve E.2021/1665, K.2021/1308 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Kanun’un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme uyarınca ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

 

3.Davacı, bu kez aynı istemle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

 

B. Adli Yargıda

 

4. İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği 04/03/2022 tarihli ve D.İş No. 2021/6751 sayılı kararı ile, sürücü belgesinin iptaline karar verildiğini belirterek, Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak başvurunun çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar vermiştir.

 

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

5.13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, “Ceza puanı uygulaması, puanlama ve trafik kazası nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınması” başlıklı 118. maddesi şöyledir:

“Bu Kanunun suç saydığı bir fiilden dolayı haklarında ceza uygulanan sürücülere, aldıkları her ceza, için esasları yönetmelikte belirlenen ceza puanları verilir.

(Değişik : 17/10/1996 - 4199/37 md.) Trafik suçunun işlendiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde toplam 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 2 ay süre ile geri alınır ve eğitime tabi tutulurlar.

(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Aynı yıl içinde ikinci defa 100 puanı dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 4 ay süre ile geri alınarak psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar. Muayene sonucunda sürücülük yapmasına engel hali bulunmayanların belgeleri, süresi sonunda iade edilir.

(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri süresiz olarak iptal edilir.

(Ek: 17/10/1996 - 4199/37 md.) Ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri ise 1 yıl süre ile geri alınır.

Ceza puanlarının tespit ve uygulanmasına ait usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.

(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Bu madde ve diğer ilgili maddelerdeki hükümlere göre sürücü belgeleri geri alınanlardan, geri alma süresi içinde araç kullandığı tespit edilenler, bu Kanunun 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre cezalandırılırlar.”

 

6. 2918 sayılı Kanun’un Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması başlıklı Dokuzuncu Kısım’a dahil “Bu Kanun'daki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri” başlığı altında düzenlenen 112. maddesinin ilk paragrafında; sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanun'daki hafif para cezasını veya bu Kanun'daki hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağı ifade edilmiş; böylelikle sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin uygulamalar, trafik ve sulh ceza mahkemelerinin görevi dışında tutulmuş iken; 12/07/2013 tarihli 6495 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle yapılan değişiklik ile, maddenin başlığı, “Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki”; şeklinde, madde ise şöyledir:

 

Bu Kanunun 6ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği haller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.

Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.

Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

…... ”

 

7. Anılan Kanun’un, “Trafik zabıtasının görev ve yetki sınırı ile genel zabıtanın trafik hizmetlerini yürütmeye ilişkin yetkisi”  başlığı altında düzenlenen6. maddesi şöyledir:

 

“Trafik zabıtası ve genel zabıtanın görev ve yetki sınırı;

a)Trafik zabıtası:

Trafik zabıtası görevi sırasında karşılaştığı acil ve zorunlu hallerde genel zabıta görevi yapmakla da yetkilidir.

Mülki idare amirlerince, emniyet ve asayiş bakımından zorunlu görülen haller dışında, trafik zabıtasına genel zabıta görevi verilemez, araç, gereç ve özel teçhizatı trafik hizmetleri dışında kullanılamaz.

b)Genel Zabıta

Trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis; polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay, astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir”

 

8. 18/07/1997 tarihli ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin Eklerinde, Ek-35’te yer alan “Sürücülere Uygulanacak Ceza Puanı Cetveli” ile, 2918 sayılı Kanun'un hangi maddesine aykırılık halinde sürücüler hakkında ne miktarda ceza puanı uygulanacağı gösterilmiştir.

 

9. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin  “Trafik kural ihlallerine istinaden verilen idari yaptırımlara itiraz ve bu davalara bakacak mahkemeler" başlıklı 160. maddesi şöyledir:

 

"2918 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği haller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza hakimlikleri karar verir.

2918 sayılı Kanunda yer alan idari yaptırımlara yapılan itirazlarda, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.

2918 sayılı Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazaları ile ilgili suçlarda 25.10.1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanun hükümleri saklıdır.”

 

10. 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesini değiştiren 06/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesi şöyledir:

“(1) Bu Kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”

11. Kanun'un 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu hükme bağlanmış; “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin birinci fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.” düzenlemeleri yer almıştır.

 

12. 5326 sayılı Kanun’un “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesi ise şöyledir:

 

“(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

b) İşyerinin kapatılması,

c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Nurdane TOPUZ, Ahmet ARSLAN ve                Mahmut BALLI’nın katılımlarıyla yapılan 20/06/2022 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

14. 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

15. 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

 

16. Kanun koyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

 

17. Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının resen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilmiştir.

 

 

18. Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Kanun'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Sulh Ceza Hakimliğince resen yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

19. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Recep KALKAN'ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

 

20. Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 118. maddesi dördüncü fıkrası uyarınca, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle sürücü belgesinin daimi olarak iptaline ilişkin işlemin iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.

 

21.Uyuşmazlık Mahkemesince, 2918 sayılı Kanun’un 12/07/2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 112.maddesi ve 5326 sayılı Kanun birlikte incelendiğinde, 2918 sayılı Kanun’un, bu Kanun’daki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkilerinin düzenlendiği 112. maddesi uyarınca, sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin davaların sulh ceza mahkemelerinin görevine dahil edilmediği ve 5326 sayılı Kanun’un 19. maddesinde, diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için ehliyetin geri alınmasına ilişkin hükümlerin geçici istisnalar içinde sayıldığı dikkate alındığında; sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin davalara bakma görevinin idare mahkemesine ait olduğu sonucuna varılmış iken; 2918 sayılı Kanun’un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile Kanun’da yer alan göreve ilişkin maddenin değiştirildiği ve idari yaptırımlarla ilgili Kabahatler Kanunu hükümlerine uygun değişikliğin yapıldığı sonucuna varılmış, 5326 sayılı Kanun’un “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde, “diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için, ….. ehliyetin geri alınması, …….gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır” denilerek, ilgili kanununda, bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulan, başka bir deyişle, belirtilen istisnalar içinde sayılan yaptırımlardan biri olan ehliyetin geri alınmasına ilişkin hükmün, 12/07/2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle, 2918 sayılı Kanun’un 112. Maddesinde yapılan değişiklik ile yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gözetilerek, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle yapılan itirazların adli yargı yerinde görüleceğine karar verilmiştir.

 

22. Somut olayda ise, davacının bir yıl içinde üç kez 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle, 2918 sayılı Kanun’un 118/4. madde ve fıkrası uyarınca sürücü belgesinin iptaline karar verildiği, ancak yukarıda 5 ve 6. paragraflarda anlatıldığı üzere, 2918 sayılı Kanun'un 112. maddesinde yapılan değişiklikler ile maddenin yeniden düzenlendiği ve dava konusu "bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgelerinin süresiz olarak iptaline” sulh ceza mahkemelerince karar verileceğinin hükme bağlandığı, bu durumda öncelikle bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılması ve sonrasında adli yargı yerince bir karar verilmesi gerektiği açık ise de; işin sürüncemede kalmaması ve biran önce sonuca ulaşılabilmesi için sonuçta karar verme görevinin ait olduğu adli yargı yerince davanın çözüme kavuşturulmasının mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.

23. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

 

24. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

 

25. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

 

26. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen sürücü belgesinin iptaline ilişkin kararın5326 sayılı Kanun’un 19. Maddesi kapsamında bulunmadığı, 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 112. maddesinde yapılan değişiklik ile maddenin yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı sulh ceza mahkemelerince karar verileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, 5326 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan 2918 sayılı Kanun'un 118. maddesi uyarınca verilen sürücü belgesinin iptaline ilişkin karara karşı yapılan itirazın çözümünde aynı Kanun'un 112. maddesi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

27. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 9. Sulh Ceza Mahkemesince 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen BAŞVURUNUN REDDİ ile ayrıca verilen 04/03/2022 tarihli ve D.İş No. 2021/6751 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İstanbul 9. Sulh Ceza Mahkemesince 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen BAŞVURUNUN REDDİ ile ayrıca verilen 04/03/2022 tarihli ve D.İş No. 2021/6751 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

20/06/2022 tarihinde, Üyeler Nilgün TAŞ, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI'nın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Birol                             Nilgün                          Doğan      

            TOPAL                     SONER                          TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Nurdane                          Ahmet                           Mahmut

                                              TOPUZ                         ARSLAN                       BALLI

   

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 118. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle sürücü belgesinin İstanbul Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce beş yıl süreyle geri alındığını belirterek, belirtilen sürenin dolmuş olmasına rağmen sürücü belgesinin kendisine iade edilmemesi üzerine davacının davalı idareye yaptığı başvurunun iptali ve sürücü belgesinin iadesi istemiyle açılmıştır.

Olayda, davacının bir yıl içerisinde üç kez 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 118/4. madde ve fıkrası uyarınca İstanbul Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce beş yıl süreyle sürücü belgesinin iptaline karar verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun 118. maddesinde yapılan değişiklikler ile madde yeniden düzenlenmiş, dava konusu "bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgelerinin süresiz olarak iptaline" sulh ceza mahkemelerince karar verileceği hükme bağlanmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlık sürücü belgesinin davalı idare tarafından mahkeme kararı olmadan iptal edilmesinden kaynaklandığından ve davacı tarafından idareye yapılan başvurunun reddi üzerine tesis edilen işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı dikkate alındığında; idarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade sonucunda tesis edilen işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesi uyarınca iptal davası niteliğinde olduğundan davanın görüm ve çözümü idari yargı yerlerine ait olduğundan davanın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyoruz.

 

 

                        ÜYE                                                                                        ÜYE

                Ahmet ARSLAN                                                                   Mahmut BALLI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                            KARŞI OY

 

Davacı dava dilekçesinde, bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını doldurduğundan bahisle, 02.05.2015 tarihinde sürücü belgesinin İstanbul Valiliği Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünce beş yıl süre ile geri alındığını, belirtilen sürenin dolmuş olmasına rağmen, sürücü belgesinin kendisine iade edilmemesi üzerine yaptığı başvuruya, mahkeme kararı olmadan sürücü belgesinin kendisine iade edilmeyeceğinin bildirildiğini belirterek, sürücü belgesinin iadesini istemiştir.

Uyuşmazlık, sürücü belgesine el konulup, yapılan başvuruya karşın iade edilmemesinden kaynaklanmakta olup, sürücü belgesinin daimi iptali söz konusu olmadığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 112. maddesindeki "sürücü belgesinin daimi iptali" kapsamına girmez. Bu haliyle 2577 sayılı İ.Y.U.K'nun 2. maddesindeki idari işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

 

 

                                                                                                                        ÜYE

                                                                                                                   Nilgün TAŞ