T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS   NO : 2018/779

            KARAR NO : 2018/833

            KARAR TR: 24.12.2018

         

ÖZET:  Davacının Banaz İzale-i Şu'yu Müdürlüğünce açık artırma yoluyla yapılan taşınmaz satışında görevli memurun kusuru sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararın tazmini istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                              KARAR                                                                     

Davacı   : İ.G.

Vekili      : Av. A.M.

Davalılar :       Adli Yargıda

                  1- Adalet Bakanlığı

Vekili    :Av. N.Y.

                  2- H.R.U.

Vekili     :Av. Ahmet Murat Hekimoğlu

                      İdari Yargıda

                  Adalet Bakanlığı

Vekili      : Av. N.Y.

                                         

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili İ.G. 'ün ipotek alacaklısı olduğunu, R.G.'ün de ipotek borçlusu olduğunu, alacağının tahsili için Uşak l.İcra Müdürlüğünün 2012/2480 E.sayılı dosyası ile R.G. hakkında icra takibinin başlatıldığını, ipotek borçlusu R.G.'ün hissesi bulunduğu taşınmazın Banaz izale-i şuyu müdürü H.R.U. tarafından Banaz izaleyi Şuyu Müdürlüğünün 2013/240 E.sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası üzerinden açık artırma ile satıldığını, H.R.U. tarafından sözkonusu taşınmazın satışına engel bir durumun olup olmadığı Banaz Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulduğunda Banaz Tapu Sicil Müdürlüğücevabında sözkonusu taşınmaz üzerinde ipotek şerhi olduğunun kendisine bildirildiğini, ipotek şerhi bulunmasına rağmen ipotek borçlusu R.G.'e ödendiğini, müvekkilinin alacağını alamayarak mağdur duruma düştüğünü, H.R.U. 'un bu olayda kusurlu olduğunu, kamu görevlisi olan H.R.U. hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, görevi kötüye kullanmasından dolayı Banaz Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/524 E.sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davada sanık hakkında Beraat kararı verilmesinden dolayı müvekkili ve savcılık makamınca dosyanın istinafa gönderildiğini, ve halen de istinaf incelemesinde olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu Uşak l.İcra Müdürlüğünün 2012/2480 E.sayılı dosyası üzerinden Banaz İzaleyi Şuyu Müdürlüğüne yazı yazılarak borçlu R.G.'ün hissesine düşen paranın dosyaya gönderilmesinin istenildiğini, Banaz Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/524 Esas - 2018/21 Karar sayılı dosyasından aldırılan 22.9.2016 tarihli bilirkişi raporunda; raporun tanzim edildiği tarih itibari ile işlemiş faiziyle birlikte müvekkilinin zararının 25.277,40-TL olarak tespitinin 22.9.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BANAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 10.7.2018 gün ve E:2018/107, K:2018/279 sayı ile, açılan davanın dayanağı davalının kamu görevi sırasında ipotekli taşınmazın satışında satış bedelinin ipotek alacaklısına ödenmemesi nedeniyle mevzuata uygun davranmadığı iddiasına ilişkin olup, memur olan davalının yetkilerini kullanırken işlediği kusurlardan doğan tazminat davası ancak idare aleyhine açılabileceğinden davalı H.R.U. aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı Adalet Bakanlığı kamu tüzel kişisi olup, davalı bakanlığa bağlı çalışan memurun görevini gerektiği şekilde yapmadığı iddiası hizmet kusuru niteliğinde olduğu; idarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceğinden davalı Adalet Bakanlığı'na karşı açılan davanın yargı yolu caiz olmadığından usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez 20.000,00-TL maddi tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

MANİSA 2. İDARE MAHKEMESİ: 1.10.2018 gün ve E:2018/949 sayı ile, yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte ele alındığında; ortaklığın giderilmesi davası ve devamında yapılan satış sırasında görevlendirilen memurun, taşınmazın satışı sonucunda elde edilen paranın, ipotek alacaklısı davacıya ödenmesi gerekirken, satış memurunun hizmet kusuru nedeniyle ipotek şerhinin dikkate alınmaksızın, ipotek borçlusu hissedara ödenmesinin hukuka aykırı olduğu iddiası ile uğranılan zarara ilişkin incelemenin, satış işlemlerinin incelenmesi suretiyle yapılarak, anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verileceği; Adli yargılamanın bir parçasını oluşturan bu uyuşmazlığın, ortaklığın giderilmesi ve satış dosyasındaki işlemlerden kaynaklandığı gözetildiğinde, bu işlemlerin yasaya uygun olup olmadığı ve bunun sonucunda satış memurunun kusurlu davranışının zarar oluşturup oluşturmadığının adli yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,davacının Banaz İzale-i Şu'yu Müdürlüğünce açık artırma yoluyla yapılan taşınmaz satışında görevli memurun kusuru sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın “Mahkemelerin Kuruluşu” başlıklı 142. Maddesinde, Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenleneceği belirlenmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4. Maddesinde, “ (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;… b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, görürler.”

Basit Yargılama Usulüne ilişkin hükümlerin uygulanmasına ilişkin 322. maddesinin 2. fıkrasında; “Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.” denilmek suretiyle ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkemenin “Sulh Hukuk Mahkemeleri” olduğu ve ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış memurunun görevlendirilmesi ve satış işlemleri sırasında uygulanacak hükümlerin İcra İflas Kanunun hükümleri olduğu açıklanmıştır.

Buradan hareketle, İcra İflas Kanunu hükümlerine bakıldığında; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun İcra Mahkemeleri başlıklı 4. Maddesinde(Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.); “(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./1. md.) İcra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra mahkemesinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra mahkemesi daireleri numaralandırılır. İcra mahkemesinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra mahkemesi hakimi, kendisine Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine bakar.

            İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.”

            Aynı Kanunun “Sorumluluk” başlıklı 5. Maddesinde; (Değişik madde: 06/06/1985 - 3222/1 md.) İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” hükümleri ile de bu kanun kapsamında ortaya çıkacak zararlardan dolayı ancak devlete karşı açılabilecek tazminat davalarının adliye mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. Maddesinde; “1. ( Değişik bent: 10/06/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesi'nin 21/09/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme: 08/06/2000 - 4577/5. md) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) ( Değişik bent: 18/12/1999 - 4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır” şeklinde düzenleme ile idari davaların kapsamı belirlenmiştir.” hükümleri ile idari yargının görev alanı belirlenmiştir.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte ele alındığında; ortaklığın giderilmesi davası ve devamında yapılan satış için görevlendirilen memurun,kanuna aykırı davranışları olduğu iddiası ile uğranılan zarara ilişkin incelemenin, dosyalar veraporlar üzerinden yapılarak, anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verileceği kuşkusuzdur. Adli yargılamanın bir parçasını oluşturan bu uyuşmazlığın, ortaklığın giderilmesi ve satış dosyasındaki işlemlerden kaynaklandığı gözetildiğinde, bu işlemlerin yasaya uygun olup olmadığı ve bunun sonucunda kamu görevlisinin kusurlu davranışının zarar oluşturup oluşturmadığının adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Manisa 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.7.2018 gün ve E:2018/107 K:2018/279 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Manisa 2. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.7.2018 gün ve E:2018/107 K:2018/279 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ