T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/663

KARAR NO  : 2021/686     

KARAR TR  : 27/12/2021

ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

           

Davacı : E.A. ve diğerleri

Vekili  : Av. S.Ö.

Davalı : Milli Savunma Bakanlığı           

Vekili : Av. C.D.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1.Davacılar vekili, askerlik görevini yaptığı ve görevi nedeniyle idarenin işleteni olduğu araçta bulunduğu esnada meydana gelen trafik kazası sonucu murisin öldüğü ve davalı idarenin kazada kusurlu olduğundan bahisle zararının tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve E.2021/194, K.2021/256 sayılı kararı ile, idarenin görev esnasında gerekli önlemleri almadığı ve personelinin güvenliğinin sağlanması için gerekli özeni göstermediği için hizmet kusurundan kaynaklı davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 15/06/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

 

3. Davacılar vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Mersin 1. İdare Mahkemesinin 29/09/2021 tarihli ve E.2021/721 sayılı ara kararı ile, 2918 sayılı Kanun gereğince davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun'un karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

 

6. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

"İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir."

 

B. Yargı Kararları

 

7. 2918 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir:

 

"… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…" (26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

8. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI'nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Asliye Hukuk Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, mahkemesince dava dosyasının ekinde adli yargı kararı ve kesinleşme şerhi ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

9. Raportör-Hakim Murat UÇUR'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

10. Dava, meydana gelen trafik kazası neticesindeki maddi ve manevi zararın, davalının hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle tazmini istemiyle açılmıştır.

 

11. Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

12. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

13. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Mersin 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Mersin 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve E.2021/194, K.2021/256 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

        27/12/2021 tarihinde, Üye AYDEMİR TUNÇ'un KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU ile KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

              Başkan                   Üye                               Üye                              Üye

        Celal Mümtaz             Birol                             Nilgün                          Doğan     

            AKINCI                SONER                           TAŞ                          AĞIRMAN       

 

 

 

 

 

                                               Üye                               Üye                              Üye

                                           Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                             TUNÇ                          TOPUZ                      ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Dava; davacıların murisinin askerlik görevini yaptığı esnada içerisinde bulunduğu davalı idareye ait araçta bulunduğu esnada meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığından bahisle maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Dava konusu olayda olduğu gibi, idarenin yürüttüğü kamu hizmetinin kuruluşunda, işleyişinde, örgütlenişinde, hizmeti yürüten personelinin seçim ve eğitiminde var olduğu iddia edilen eksiklik, aksaklık, yetersizlik veya gecikmeler dolasıyla idarenin kusurlu eyleminden kaynaklı kişilerin uğramış oldukları maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle ilgili idareler aleyhine açılan tam yargı davalarının idari yargıda görüleceği noktasında öteden beri yargı kolları arasında bir ihtilaf olmayıp, 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinde, 6099 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yapılan değişiklikle de mevcut durumu değiştirecek yeni bir düzenleme getirilmemiştir.

Bakılan davanın; idarenin yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetini gereği gibi yerine getirmediği, istihdam ettiği personelinin seçiminde, yerleştirilmesinde ve hizmet içi eğitiminde eksiklik bulunması sebebiyle hizmette kullandığı aracının uçuruma yuvarlanması nedeniyle aynı araç içinde karakola götürülmek üzere gözaltında bulunan kişinin yaralanmasına sebebiyle verdiği yönündeki iddialara dayanan, idarenin hizmet kusuru esasları çerçevesinde zorunlu olup olmadığının ortaya konularak çözülmesi gereken, idari eylemden kaynaklı bir tam yargı davası olduğu açıktır.

Buna göre, idarenin hizmet kusuruna dayalı olarak uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle idareye karşı açılan işbu davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

 

                                                                                                   Üye

                                                                                       Aydemir TUNÇ