T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/311

KARAR NO  : 2022/753      

KARAR TR  : 26/12/2022

ÖZET: Davacının taşınmazında baraj yapım çalışmaları sırasında ve sonrasında taşınmazına ulaşımın zorlaştığı ve tarımın ekonomik olmaktan çıktığı, taşınmazın fiilen kullanılamadığı ve bunların değer azalışına neden olduğundan bahisle hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği h

 

 

 

K A R A R

                                

Davacı     : H. Y

Vekili       : Av. E. Ö

Davalılar : 1- Artvin İl Özel İdaresi

Vekili       : Av. A. K

                   2- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekili       : Av. N. A. Ç

                   3- Karayolları Genel Müdürlüğü

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, Deriner Barajının yapım çalışmaları sırasında ve baraj gölünün su tutumundan sonra davacının maliki olduğu taşınmazına ulaşımın zorlaştığı, tarımın ekonomik olmaktan çıktığı, taşınmazın fiilen kullanılamadığı ve bunların taşınmazda değer azalışına neden olduğundan bahisle, zararın giderilmesi talepli başvurunun reddi üzerine, davalı kurumun hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın ve taşınmaz değerinin tazmini talebiyle idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Rize İdare Mahkemesi 27/08/2019 tarihli ve E.2019/372, K.2019/557 sayılı kararı ile, "davalı idareye yapılan başvurunun taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olduğu ve Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında kısmi kamulaştırmanın yapılıp yapılamayacağına dair uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiştir.

 

3. Davacı vekili, bunun üzerine adli yargı yerinde tazminat davası açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi 12/04/2022 tarihli ve E.2022/182, K.2022/290 sayılı kararı ile; "idarenin hizmet kusurundan kaynaklı zararın tazmini davasının idari yargı yerinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesini müteakip dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 01/06/2022 tarihinde kesinleşmiştir.

 

 

5. Kararın kesinleşmesini müteakip görevsizlik kararlarına konu dava dosyaları, Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2022 tarihli ve E.2022/182 sayılı üst yazısı ile, görevli yargı yerinin belirlenmesi talebiyle re'sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde de, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar tam yargı davası olarak tanımlanmıştır.

7. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin de 2577 sayılı Kanun'un 12. ve 13. maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri gereklidir.

8. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile değişik 12. maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:

"Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, kamulaştırma işleminin tamamlandığına ilişkin ilanın indirildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulup bozulmadığı, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olup olmadığı yönlerinden ilgili valilikte kurulan komisyon tarafından incelenir. Komisyonca yapılan inceleme sonucunda çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulduğuna ve taşınmaz maldan yararlanılmasının mümkün olmadığına karar verilmesi halinde taşınmaz mal kamulaştırmaya tabi tutulur. Taşınmaz mal sahibinin bu kapsamda açacağı davalarda ilgili valilik komisyonuna başvurulması dava şartıdır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin hususlar Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Bu suretle kamulaştırılan mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 nci ve 23 üncü maddeler uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde imar mevzuatı hükümlerini de göz önünde tutarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hazineye bedelsiz olarak devredebilir."

B. Yargı Kararları

 

9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, ve E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. Bölümü şöyledir:

 

İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

 

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 26/12/2022 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

11. 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

12. 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmişgörevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

 

13. Kanun koyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma imkânını tanımıştır.

 

14. Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilmiştir.

 

 

15. Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Kanun'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Asliye Hukuk Mahkemesince re’sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

16. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

17. Dava, Artvin ili, merkez Derinköy Köyünde bulunan.... ada ve ....sayılı parseldeki taşınmazın idarece yapılan Deriner Barajı nedeniyle zarar gördüğü, idarece taşınmaza fiilî el atılan kısmının ifraz edilerek kamulaştırıldığı ve idare adına tescil edildiği, geri kalan kısmının da fiilen kullanılamaz hale geldiği ve taşınmazda değer azalışına neden olunduğundan bahisle, maddi zararın giderilmesi talepli başvurunun reddi üzerine, davalı kurumun hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın ve taşınmaz değerinin tazmini talebiyle açılmıştır.

 

18. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

19. 2942 sayılı Kanun'un yukarıda anılan "Kısmi kamulaştırma" başlıklı 12/6. maddesinde, "baraj inşaatı için yapılan kamulaştırma sonucunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz malın çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşim düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur" hükmüne yer verilmiş olup, somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu edilen baraja mücavir taşınmazlarda sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğundan söz edilemeyeceği, malikin ekonomik ve sosyal yönden yararlanma imkanının ortadan kalkmadığı, yalnızca taşınmazda değer azalışına neden olunduğu, mevcut haliyle taşınmazın ifrazından ve kısmen kamulaştırılmasından sonra davacı adına kayıtlı olan kısmına fiilen el atılmadığı, öte yandan baraj sahası kamulaştırmalarının da henüz tamamlanmadığı, kamulaştırmaların tamamlanmasından sonra yapılacak ilandan itibaren mücavir taşınmazların kamulaştırılması talebinde bulunulabileceği, dolayısıyla uyuşmazlık konusu olayda kısmi kamulaştırma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

 

 

20. Bu durumda, dosya kapsamı, ifraz edilen ve halen davacı adına kayıtlı dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı olgusu birlikte dikkate alındığında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak davanın açıldığının kabulü gerekir.

 

21. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

 

22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Rize İdare Mahkemesinin 27/08/2019 tarihli ve E.2019/372, K.2019/557 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Rize İdare Mahkemesinin 27/08/2019 tarihli ve E.2019/372, K.2019/557 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

26/12/2022 tarihinde OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN