Davacı :K.H. Sanık :S.D. OLAY :Yiğitler 12. Mknz. P. Tug. 4. P. Tb. Krh. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er S.D.’ın, mensup olduğu birliğin Bingöl Karlıova bölgesine intikal ettiği 2.6.2000 günü, üs bölgesinde bulunan çadırlar arasındaki kum torbalarının düzenleme faaliyeti sırasında aynı komutanlık emrinde görevli P. Er S.D. ile kum torbalarının düzenlenmesi ve su kanalının hazırlanması konusunda tartıştığı, S.D.’e “seni boğarım” dediği, 6.6.2000 günü, 02.00.-04.00 saatleri arasında erat depo nöbetçisi olduğu sırada nöbet yerini terk ederek aynı saatler arasında erat depo çadırı nöbetçisi olan P. Er M.A.’in bulunduğu yere geldiği nöbet yerinden geçerek erat gazinosuna gittiği, gazinonun penceresinden baktığı esnada P. Er M.A.’in sorumluluk bölgesinden gitmesi hususunda kendisini ikaz etmesi üzerine “seni vururum, öldürürüm” dediği, böylece, sanığın tehdit ve amiri tehdit suçlarını işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesi atfı ile aynı Kanun’un 82/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 4.12.2000 gün ve E:2000/2562, K:2000/911 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanığa yüklenen tehdit suçu nedeniyle sanığın beraetine, amiri tehdit suçu nedeniyle cezalandırılmasına karar vermiş kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi, Askeri Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde sayılan eylemler arasında tehdit suçu yer almadığından sanığa yüklenen eylemin bu madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, yargılama aşamasında terhis edilen sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği gerekçesiyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu nedeniyle hükmün görev yönünden bozulmasına karar vermiş, karara itiraz edilmesi sonucu Askeri Yargıtay Daireler Kurulu itirazın reddine karar vermiştir. 8. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.12.2003 gün ve E:2003/707, K:2003/670 sayıyla; Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararındaki hususları tekrar ederek sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası Eleşkirt Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Eleşkirt Asliye Ceza Mahkemesi, suç yeri itibariyle yetkisizlik kararı vermiş, dava dosyası, Karlıova Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. KARLIOVA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 21.2.2006 gün ve E:2004/33, K:2006/43 sayıyla; asker kişi sanığı, asker kişiye karşı, askeri mahalde, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Karlıova Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Nuri NECİPOĞLU’nun, katılımlarıyla yapılan 05.03.2007 günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Birol DİNLER’in davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince, sanığa yüklenen eylemin, asker kişiye karşı, askeri mahalde, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlendiği gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Bu durumda, yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenen suç kapsamında bulunmaması nedeniyle askeri suç olmaması ve askeri bir suça bağlı bulunmaması, askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Karlıova Asliye Ceza Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Karlıova Asliye Ceza Mahkemesi’nin 21.2.2006 gün ve E:2004/33, K:2006/43 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.03.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.