Ceza Bölümü         2010/15 E.  ,  2010/15 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :K.H.  

Sanık            :M.A.K.

 OLAY             : Bornova 57. Top. Tug. 5. Top. Tab. 2. Bt. Komutanlığı emrinde görevli sanık Top. Er M.A.K.’in, 12.3.2006 günü, gazinoda yüksek sesle müzik dinlenmesi nedeniyle aynı Komutanlık emrinde görevli Top. Onb. M.S. ile aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucunda, eline geçirdiği kesici özelliğe sahip CD ve cam parçası ile M.S.’u yaraladığı, böylece, tehlikeli aletle üste fiilen taarruz suçunu işlediği ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 91/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın  14.3.2006  gün  ve  E: 2006/379, K:2006/189 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

            EGE ORDUSU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 4.4.2007 gün ve E:2007/193, K:2007/148 sayıyla; olay sırasında, M.S.’un üzerinde kamuflaj elbise olup olmadığı, dolayısıyla üzerinde onbaşı olduğuna dair işaret ve rütbe olup olmadığının belirsiz kaldığı anlaşıldığından, yargılama aşamasında terhis edilen sanığı, yüklenen eylemin askeri suç olmaması nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

MENEMEN 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 8.2.2008 gün ve E:2007/646, K:2008/49 sayıyla; sanığın aynı Komutanlıkta birlikte askerlik görevini yaptığı M.S.’u tanımamasının veya rütbesini bilmemesinin mümkün olmadığı, savunmasında dahi ismi ile hitap ettiği mağdura karşı işlediği ileri sürülen eylemi rütbesini bilerek gerçekleştirdiği açıklanarak, sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize  gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Erdoğan GENEL, Hasan DENGİZ, Yavuz SAYALGI’nın, katılımlarıyla yapılan 05.04.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verilmiştir.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Nalan CANBAY’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.     

 Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. 

            Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, sanığın işlediği ileri sürülen fiili mağdurun rütbesini bilerek gerçekleştirdiği gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığın tüm aşamalarda ve 2.11.2006 günlü duruşma sırasında alınan ifadesinde ısrarla olay gününün tatil olması nedeniyle görevde bulunan tüm arkadaşlarının ve mağdurun sivil eşofmanlı olduğunu beyan ettiği, tanık olarak anlatımlarına başvurulan kişilerin beyanlarının sanığın anlatımı ile örtüştüğü, 30.3.2006 günü ifadesi alınan mağdur M.S.’un da olay sırasında üzerinde spor kıyafet olduğunu söylemesi karşısında, sanığın yaralama fiilini gerçekleştirdiği mağdurun, üstü olduğunu bilmediği sonucuna varılmıştır. 

Bu durumda, yargılama aşamasında terhis edildiği dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılan sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmayıp, Türk Ceza Kanununda düzenlenen “yaralama” suçunu oluşturacağı açıktır. 

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda  sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 8.2.2008 gün ve E:2007/646, K:2008/49 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.04.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.