T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/463

KARAR NO  : 2020/548      

KARAR TR  : 28/09/2020

 

ÖZET: Davacının hükümlü olarak bulunduğu Ceza İnfaz Kurumundan, başka bir Ceza İnfaz Kurumuna nakline ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün işleminin iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

          Davacı   : O.C.D.

          Davalı: Adalet Bakanlığı

 

          O L A Y: Davacı dava dilekçesinde özetle; hükümlü olarak bulunduğu Bandırma 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan, Afyon 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakil olacağını haricen öğrendiğini, yakın zamanda bel fıtığı ameliyatı geçirdiğinden nakil halinde sağlık sorunları doğacağını ve ailesinin Bandırma'ya ulaşımının kolay olduğunu ileri sürerek yürütmenin durdurulması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

          BALIKESİR 2. İDARE MAHKEMESİ: 13/03/2020 gün, 2020/200 esas, 2020/202 karar sayılı dosyada; "...4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliklerinin görevleri" başlıklı 4. maddesinin 2. fıkrasında, hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hakimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.

          Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, Bandırma 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nden Afyon 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'ne nakil olunacağını öğrenen hükümlü davacı tarafından yürütmenin durdurulması istemiyle dava açıldığı, davada yalnızca nakle ilişkin yürütmenin durdurulması talebinde bulunulduğu, ancak idare mahkemesinin görevine giren iptal veya tam yargı davasına konu bir işlem bulunmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın yukarıda yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ve infaz mevzuatı hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, anılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine" dair verdiği istinaf edilmeyen kararın 17/07/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacı 30/03/2020 tarihli dilekçeyle ve nakil işleminin iptali istemiyle bu kez Bandırma İnfaz Hâkimliğine müracaat etmiştir.

          BANDIRMA İNFAZ HÂKİMLİĞİ: 02/06/2020 gün, E:2020/770, K:2020/1369 sayılı dosyada;"...Her ne kadar hükümlü O.C.D. 30/03/2020 tarihli dilekçesi ile ceza infaz kurumunun nakil işlemleri sırasında hukuka aykırı bir şekilde karar verildiğini, kendi talebi olmamasına rağmen nakil işleminin yapıldığını belirterek bu hususta şikayette bulunmuş ise de, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevfıkevleri Genel Müdürlüğünün kapasite nedeniyle zorunlu nakil kararlarına ve bu kararların hukuka aykırı bir şekilde alındığının tespit edilmesi hususunun hakimliğimizin görev alanına girmediği" görüşüyle "şikayetin reddine" karar vermiş, davacı karar itiraz etmiştir.

          Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi: 17/06/2020 gün, 2020/691 değişik iş sayılı ile "Uyuşmazlık Mahkemesinin 21/10/2019 tarih, 2019/622 Esas, 2019/696 Karar sayılı ilamı ve benzer mahiyetteki diğer ilamları da dikkate alındığında Bandırma İnfaz Hakimliğinin 02/06/2020 tarih 2020/770 esas 2020/1369 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, yerinde görülmeyen hükümlü O.C.D.'ın itirazının reddine, farklı yargı kollarında bulunan Balıkesir 2. İdare Mahkemesi ile Bandırma İnfaz Hakimliği arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğundan 2247 Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14 ve 15. Maddeleri uyarınca hükümlünün görev uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması istemiyle Bandırma İnfaz Hakimliğine başvurabileceği hususunda muhtariyetine" kesin olarak karar vermiştir.

          Davacı oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için infaz hâkimliğine verdiği 06/07/2020 tarihli dilekçeyle başvurmuş, Bandırma İnfaz Hâkimliği idari yargı yeri dava dosyası ile beraber başvuruyu 10/08/2020 gün ve 2020/770 esas sayılı üst yazısı ekinde Mahkememize gönderilmiş, başvuru 19/08/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

              Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Birol SONER, Suna TÜRE, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

              II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

              Dava, davacının Bandırma 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan, Afyon 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakline ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

          Konuya ilişkin mevzuat incelendiğinde;

          5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun:

          Hükümlülerin Nakilleri başlığı altındaki 9. Bölümünde yer alan "Nakiller" başlıklı 53. Maddesi; "Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler"

          Tutukluların yükümlülükleri başlıklı 116. Maddesi: "Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi...nakiller, disiplin nedeniyle nakil, zorunlu nedenlerle nakil, hastalık nedeniyle nakil, nakillerde alınacak tedbirler...konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 66 ilâ 76 ve 78 ila 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir."

          10/07/2018 gün ve 30774 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1 no'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü" başlıklı 43. Maddesinin 1/h fıkrası: "Hükümlü ve tutukluların sevk ve nakil işlemlerini yürütmek"

          4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun:

          İnfaz hâkimliklerinin görevleri başlıklı 4. Maddesi; "İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır :...2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak...

          Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır."

          Hükümlerini içermektedir.

          Ayrıca, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü,

          2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

          a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

          b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

          c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

          2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

          3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.”

          Hükümleri yer almıştır.

          Yukarıda yer alan mevzuatın irdelenmesinden, 5275 sayılı Kanunun hükümlülerin ve şartların oluşması durumunda tutukluların nakline cevaz verdiği ve bunun şartlarını düzenlediği ve yetkili kurum olarak da Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün belirlendiği görülmektedir.

          Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, tutuklu ve hükümlülerin yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; bu bağlamda farklı gerekçeli nakil taleplerinin de aynı birim tarafından değerlendirildiği; davalı idarenin bu görevini bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürüttüğü; Bakanlık işleminin iptali ve tazminat istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca idari yargı yerinin görev alanına girdiği açıktır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Balıkesir 2. İdare Mahkemesince verilen 13.03.2020 gün ve E:2020/200, K:2020/202 sayılı davanın görev yönünden reddi kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, Balıkesir 2. İdare Mahkemesince verilen 13.03.2020 gün ve E:2020/200, K:2020/202 sayılı davanın GÖREV YÖNÜNDEN REDDİ KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Burhan

ÜSTÜN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Birol

SONER

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN