T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 1137

            KARAR NO : 2014 / 1178

            KARAR TR  : 29.12.2014

ÖZET: Davaya konu taşınmazın öncesinde  babasının kullanımında iken, babasının vefatı sonrasında kardeşleri ile yaptıkları anlaşma sonucunda kendisinin kullanmaya başladığını iddia eden davacı tarafından, kadastro tespit tutanağında yer alan “Hazine adına orman dışına çıkarılmıştır” ibaresi ile, bir başka şahsın kullanımında olduğu şeklindeki tapuya düşülen beyan işlemlerinin iptal edilmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : N. K.

Davalılar       : 1- Uşak Hazine Müdürlüğü        (Adli Yargıda)

Vekili              : Av. A.Y.

2- Orman Genel Müdürlüğü       (İdari Yargıda hasım düzeltme kararına istinaden)

Vekilleri         : Av. S. M.& Av. S.M.

 

O L A Y           : Davacı Uşak Hazine Müdürlüğü’nü davalı olarak gösterdiği dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, Sivaslı ilçesi, Samatlar köyü, Eyüp Alanı mevkii, 1678 parsel sayılı, 16784,23 m2 miktarındaki tarla vasıflı taşınmazın evvelde babası R.K.kullanımında iken, 1988 yılında babasının vefatı sonrasında kardeşleri ile yaptıkları rızai anlaşma sonucunda kendisinin kullanmaya başladığını ve halihazırda kendi kullanımında bulunduğunu, 2B kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında 17.05.2012 tarihinde askıya çıkartılan tutanaklarda bu yerin bilirkişiler tarafından yanlışlıkla R. K. kullanımında olduğunun yazıldığının fark edildiğini belirterek, taşınmazın tapusunun beyanlar hanesine kendi kullanımında olduğunun yazılmasını talep ettiğini ifade ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.

Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi: 25.04.2014 gün ve E:2013/144, K:2014/63 sayılı kararı ile özetle; “...Dava konusu Sivaslı İlçesi, Samatlar köyünde kain 1678 parsel sayılı taşınmazın 06.10.1990 tarihinde kesinleşmiş orman kadastrosu sonucunda Hazine adına orman sınırları dışarısına çıkarılan alanlar içinde kalmış ve 3402 sayılı yazısının E-4 maddesine istinaden Kadastro işlemine tabi tutulmuş bilirkişilerin müşterek beyanı ve ifadesi doğrultusunda 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca “Hazine adına orman dışına çıkarılmıştır.” ibaresi ile “İsmail oğlu R. K.’nun kullanımındadır.” İbaresi tutanağın beyanlar hanesine yazılmak suretiyle tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Bu tespit işlemi kesinleşmiştir.

Hak Sahipliği ve Tespit Komisyonu tarafından verilen kararlar idari nitelikteki kararlardır. Anılan işlemin hukuken Kamu otoritesine dayalı ve doğrudan idarece alınmış bir idari tasarruf olduğu açıktır.

Bu nedenlerle davaya bakmaya İdari Yargı görevlidir.” demek suretiyle HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince davanın görev yönünden reddine karar vermiş, taraflarca temyiz talebinde bulunulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.

Davacı Uşak Hazine Müdürlüğü’nü davalı olarak göstermek suretiyle 23.05.2014 havale tarihli dava dilekçesinde; ‘’ Uşak ili, Sivaslı ilçesi, Eyüp alanı Mevkiinde kain Tapunun 1678 Parsel nolu ve 16.784,23 m² miktarlı, Gayrimenkul, babam R.K. zilyet ve tasarrufunda iken, murisim babam 1988 yılında vefatı ile bir yer murisin mirasçıları olan annem ve kardeşime intikal etmiştir. Aslında bu yer miktar olarak çok fazla olup, annem ve kardeşim olarak aramızda rızai taksim yaptık, bu yer bizzat bana isabet etmiş ve bu yeri ben bizzat kendim rızai taksimden sonra da nizasız ve fasılasız olarak kullanmaktayım.

Bu yerin yani 16.784,23 m² miktarlı gayrimenkulün tamamı bana aittir, bu gayrimenkulün, üzerinde buğday ürünü ekili olup, birinci sınıf tarım arazisidir, bu yerde hiçbir orman örtüsü yok­tur, dolayısıyla, bu yerin orman, hazine, Orman, Köy tüzelkişiliği, otlakiye, kışlakiye gibi yerlerden de değildir bunlarla ilgi alakası kesinlikle yoktur.

Hazine adına tespit gören ve kayıtlı görünen bu yerin davalı hazine ile ilgisi yoktur, yukarıda arz ettiğim gibi, bu yer şahsıma aittir, zaten bu yerin hazine ile ilgisi ve alakası olsaydı bu güne kadar hiç aranıp sorulmadığı, ecrimisil, kira icar gibi hiç bir tarafımdan bir şey de talep edilmemiştir, buda bu yerin sadece bana ait olduğunu hazine ile ilgisinin olmadığının bir kanıtıdır.

Yüce Mahkeme başkanlığınız resen de araştırılacak hususlar ve resen ele alınacak hususlar muvacehesinde: sunduğum bilgilere göre: bu yerin davalı hazine ile ilgisi olup olmadığının tespitiyle, tanıklarımın beyanları ve talep doğrultusunda davamın kabulüne karar verilmesi bakımından yine iş bu davayı yüce mahkeme başkanlığınıza açmak durumu hasıl olmuştur. ‘’ demek suretiyle taşınmaza ilişkin maliye hazinesi adına yapılan tespit ve tescil işlemelerinin iptaline, taşınmazın kendi adına kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Manisa 1. İdare Mahkemesi 04.06.2014 gün, E:2014/488, K:2014/545 sayılı kararı ile özetle, 2577 sayılı Kanun’un 3.maddesi hükmüne uygun olmadığından bahisle,dava dilekçesinin aynı Kanun’un 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğini izleyen 30 gün içinde yenilenerek tekrar dava açılmakta serbest olmak üzere reddine karar vermiştir. 

Davacı Uşak Hazine Müdürlüğü’nü davalı olarak göstermek suretiyle 09.07.2014 havale tarihli dava dilekçesinde; “ Uşak İli Sivaslı İlçesi Samatlar Köyü 1678 parsel sayılı taşınmaz 2/B arazisi niteliğindedir. Bu arazi yıllardır benim kullanımımdadır. Bu arazi bana babam R. K.’tan miras olarak intikal etmiştir. Ben bu araziyi nizasız ve fasılasız olarak kullanmaktayım.

Bu taşınmazın 6831 SK 2/B maddesi ile ilgili kadastro çalışmaları sırasında maliye hazinesi tespit komisyonu tarafından her nasılsa benim yokluğumda dava dışı R.K.adına kullanımındadır diye tespit edilmiş ve taşınmaz maliye hazinesi adına tescil edilmiştir. Ancak Hak Sahipliği Tespit Komisyonun bu işlemi gerçek değildir, bu taşınmaz benim kullanımımdadır. Bu tespit işlemi nedeniyle yıllardır kullandığım bu arazimi şimdi 2/B nedeniyle alamıyorum. Hakkaniyete uygun olmayan bu tespit işleminin iptal edilmesi gerekmektedir. ‘’ demek suretiyle Uşak ili, Sivaslı ilçesi, Samatlar köyü, Eyüp Alanı mevkii, 1678 parsel sayılı, 16784,23 m² araziye ait kadastro tespit tutanağında yer alan “Hazine adına orman dışına çıkarılmıştır” ibaresi ile, ‘’İ.oğlu R. K.’nun kullanımındadır’’ şeklindeki tespit işleminin iptal edilmesine karar verilmesi talebiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Manisa 1.İdare Mahkemesi: 16.07.2014 gün ve E:2014/609 sayılı ara kararında; “davanın doğru hasım olan Orman Genel Müdürlüğü husumetiyle incelenmesi gerektiğinden Uşak Hazine Müdürlüğü’nün hasım mevkiinden çıkartılarak Orman Genel Müdürlüğü’nün hasım mevkiine alınmasına, dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15.maddesinin (c) fıkrası gereğince gerçek hasım olarak tespit edilen Orman Genel Müdürlüğü’ne bu kararımızla birlikte tebliğ edilmek suretiyle dava dosyasının tekemmül ettirilmesine ve kararın bir örneğinin davacıya tebliğ ettirilmesine karar verilmiştir.” demek suretiyle davanın yargılamasına davalısı Orman Genel Müdürlüğü olarak devam etmiştir.

Bu aşamadan sonra yapılan yargılama neticesinde Manisa 1.İdare Mahkemesi 07.11.2014 gün ve E:2014/609 sayılı kararı ile; “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kadastrosu ve tescili" başlıklı 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen ek 4.maddesinde; "6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırlan dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir...

...Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilanı ile de ilan ve tebliğ edilmiş sayılır...", "Uyuşmazlıkların Kadastro Mahkemesinde Çözümlenmesi" başlıklı Beşinci Bölümünde yer alan "Genel Olarak Görev" başlıklı 25.maddesinde, "Kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar;...

Bu Kanunun 26 ve 40 ıncı madde hükümleri saklı kalmak üzere, kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise, o günden sonra doğan haklara dair istekler, taksim şüyuun giderilmesi veya muhdesata bağlı olarak taşınmaz malı iktisap, muhdesatın yıkılıp kaldırılması ve benzeri nitelikte olan ve mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır.", "Zaman Bakımından Görev Ve Yetki" başlıklı 26. maddesinde, " Kadastro Mahkemesi;

A)10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları,

B)11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,

C)Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine

devredilen dava ve dosyaları,

D)Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları, inceler ve karara bağlar...."; 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesinde, "Orman kadastro komisyonlarınca alman kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilan edilir. Bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler..." kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasa kuralları birlikte değerlendirildiğinde; kadastro uyuşmazlıklarının çözümü için adli yargı düzeni içinde özel görevli mahkemeler olarak Kadastro Mahkemelerinin kurulduğu, bakacağı uyuşmazlıkların sayma yoluyla belirlendiği, kadastro çalışmalarının tamamlanmasından sonra mülkiyet hukukuna ve tapuda tescil ile tapu kayıtlarına ilişkin uyuşmazlıkların ise zaten adli yargı düzeni içinde görülmesi gerektiği, uyuşmazlığımıza özgü olarak orman kadastrosu sırasında kadastro komisyonlarının tutanaklarına ya da bu tutanaklar üzerine tapuda yapılan tescil kayıtlarına yönelik olarak açılacak davalar yönünden yukarıda anılan görev kuralları dışında bir ayrıksı görev kuralı getirilmediği görülmektedir.

Olayda, Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın "hak sahipliği tespit komisyonu" kararının iptali istemiyle çıkarılmış olduğu değerlendirilerek, 25.04.2014 tarih, E:2013/144, K:2014/63 sayılı kararla idari nitelikteki komisyon kararı nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, dava dilekçesinde ise davacının kendisinin zilyetliğinde bulunan taşınmazın orman alanından çıkarılarak hazine adına tescilinin dayanağı olan 3402 sayılı Yasa'nın ek 4. maddesi uyarınca orman kadastro komisyonu kararı ile taşınmaz üzerinde davacı dışında bir üçüncü kişinin kullanımının bulunduğu yolunda şerhin dava konusu edildiği, anılan şerh ile birlikte taşınmazın tapuda tescil edildiği, bu durumu ile uyuşmazlığın orman alanı dışına çıkarılan alanlardaki hak sahipliği komisyonu kararından değil, orman kadastro komisyonu kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 3402 sayılı Yasa'nın ek 4. maddesi uyarınca orman kadastro komisyonu tarafından düzenlenen tutanaklar ile orman sınırı dışına çıkarılan ve hazine adına tapuda tescil edildiği görülen taşınmazın tapu kayıtlarına davacı dışında üçüncü bir kişinin kullanımında olduğuna yönelik tescile ilişkin olarak açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesinde adli yargı yerlerinin görevli olduğunun kabulü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığımızın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığına, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerinin görevinde olduğuna, davanın Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25.04.2014 tarih, E:2013/144, K:2014/63 tarihli kesinleşmiş "görev ret" kararı uyarınca Mahkememizde yinelenmiş olması nedeniyle görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, görevli yargı yeri belirleninceye kadar beklenilmesine, dava dosyamızın Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi'nden getirtilen E:2013/144 sayılı dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildi.” demek suretiyle davaya bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğunu belirterek, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi uyarınca dosya ekleri ile birlikte Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane Topuz, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;  İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildiği.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Uşak ili, Sivaslı ilçesi, Samatlar köyü, Eyüp Alanı mevkii, 1678 parsel sayılı, 16784,23 m2 miktarındaki tarla vasıflı taşınmazın öncesinden babası R. K.kullanımında iken, 1988 yılında babasının vefatı sonrasında kardeşleri ile yaptıkları rızai anlaşma sonucunda kendisinin kullanmaya başladığını ve halihazırda kendi kullanımında bulunduğunu iddia eden davacı tarafından, 2B kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında 17.05.2012 tarihinde askıya çıkartılan tutanaklarda bu yerin bilirkişiler tarafından yanlışlıkla R. K.kullanımında olduğunun yazıldığının fark edildiği belirtilerek, kadastro tespit tutanağında yer alan “Hazine adına orman dışına çıkarılmıştır” ibaresi ile, ‘’İ.oğlu R. K.’nun kullanımındadır’’ şeklindeki tespit işleminin iptal edilmesine karar verilmesi talebiyle açılmıştır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ‘’ Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Kadastrosu ve Tescili ‘’ başlıklı ek 4.maddesinde:

 ‘’ 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir.

Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.

Bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilanı ile de ilan ve tebliğ edilmiş sayılır.

Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir.

Kadastro çalışmalarına başlanılmadan önce, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin içerisinde özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gereken alanlar bulunup bulunmadığı kadastro müdürlüğünce ilgili kurum ve kuruluşlarına yazı ile sorulur. İlgili idarelerce 15 gün içerisinde kadastro müdürlüğüne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde, söz konusu alanların bulunmadığı yönünde cevap verilmiş sayılır. Bu bilgilere veya ilgili idarelerce zeminde gösterilen sınırlara göre bu yerler içindeki bu alanların sınırları ölçülerek krokisinde gösterilir ve beyanlar hanesinde belirtilir.‘’ hükmü yer almaktadır.

 3402 sayılı Kanun’un Ek-4.maddesinin birinci fıkrasında yazılı “fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle” tümcesi,dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yazılı ‘’  Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. ‘’ tümcesi ile, beşinci fıkrasında yazılı ‘’ Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır. ‘’ tümcesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla yapılan iptal/itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 12.05.2011 gün, E:2009/24, K:2011/75 sayılı kararı ile;

‘’3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 4. maddenin birinci fıkrasının ''fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle,''  bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine, dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine, beşinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline’’  karar vermiştir.

Kanun’un ‘’ Uyuşmazlıkların Kadastro Mahkemesi’nde Çözümlenmesi ‘’ başlıklı 5.Bölümünde yer alan 25.maddesinde:

‘’ Kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir.

Kadastro mahkemesi, yalnız kadastro işlerine münhasır olmak üzere;

A) Velisi veya vasisi bulunmayan küçüklere ve kısıtlılara kayyım tayin eder. Bunların menfaatlerini korumak amacıyla Türk Medeni Kanununun hakimin iznini şart kıldığı hallerde bu izni verir.

B) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 465 ve bunu takip eden maddeleri gereğince adli yardım taleplerini inceleyerek kabul edebilir.

C) Tutanağı düzenlenen taşınmaz mallara ait ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu kararı hemen o yerin kadastro ve tapu sicil müdürlüklerine bildirir. Tedbir kararı alan taraf karar gününden itibaren usulün öngördüğü süre içinde kadastro mahkemesinde dava açmadığı takdirde tedbir kendiliğinden hükümsüz kalır.

Bu Kanunun 26 ve 40 ıncı madde hükümleri saklı kalmak üzere, kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise, o günden sonra doğan haklara dair istekler, taksim şüyuun giderilmesi veya muhdesata bağlı olarak taşınmaz malı iktisap, muhdesatın yıkılıp kaldırılması ve benzeri nitelikte olan ve mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır.’’ hükmü,

‘’ Zaman Bakımından Görev ve Yetki ‘’ başlıklı 26.maddesinde;

‘’ Kadastro Mahkemesi;

A) 10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları,

B) 11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,

C) Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları,

D) Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları,

İnceler ve karara bağlar.

… ‘’ hükmü yer almaktadır.

6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11.maddesinde:

‘’ Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren bir ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, on yıllık süre içerisinde dava açma hakları mahfuzdur.

Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü, 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüdür.

… ‘’ hükmü yer almaktadır.

Yukarıda belirtilen Kanun maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; Kadastro uyuşmazlıklarının çözümü için adli yargı düzeni içinde özel görevli mahkemeler olarak Kadastro Mahkemeleri’nin kurulduğu, Kadastro Mahkemeleri’nin bakacağı uyuşmazlıkların tahdidi olarak sayıldığı, bu meyanda kadastro ve orman kadastro komisyonları tarafından düzenlenen tutanaklardan kaynaklanan ihtilafların da bu mahkemelerin görevine dahil edildiği, kadastro mahkemelerinin ise adli yargı düzeni içerisinde yer aldıkları, Kadastro çalışmalarının tamamlanmasından sonra,mülkiyet hukukuna ve tapuda tescil ile tapu kayıtlarına ilişkin uyuşmazlıkların zaten adli yargı düzeni içinde görülmekte olduğu, somut olaya ilişkin olarak orman kadastrosu sırasında kadastro komisyonları tarafından oluşturulan tutanaklara ya da bu tutanaklar üzerine tapuda yapılan tescil kayıtlarına yönelik itirazlara ilişkin açılacak davalar yönünden de yukarıda anılan görev kurallarının geçerli olacağı ve dolayısıyla davada adli yargının görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, 3402 sayılı Kanun’un Ek-4. maddesi uyarınca orman kadastro komisyonu tarafından düzenlenen tutanaklar ile orman sınırı dışına çıkarılan ve maliye hazinesi adına tespit gören taşınmazın, üçüncü bir kişinin kullanımında olduğuna yönelik tescilin iptaline ilişkin olarak açılan bu davanın görülmesi ve çözümlenmesinde de adli yargı yerlerinin görevli olduğu kabul edilmelidir.

Belirtilen nedenlerle, Manisa 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.04.2014 gün ve E:2013/144, K:2014/63 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.  

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT