T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 51

           KARAR NO   : 2015 / 33

            KARAR TR   : 26.1.2015

ÖZET : Oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının, adli yargı düzeninde yer alan mahkemeler arasında doğması nedeniyle; başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 1., 14. ve 27. maddeleri uyarınca reddi  gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : G.G. ve L.Derneği (JCI) Avrasya Şubesi

Davalı             : Hasımsız

 

O  L  A  Y      : Davacı Dernek adına E.I. dava dilekçesinde;  5253 sayılı Kanunun 11.  ve 31/03/2005 tarihli ve 25772 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinin 32. maddelerine istinaden, dernekleri tarafından tutulan Üye Kayıt defteri ve evrak kayıt defterinin aynı zamanda Dernek gelirlerinin toplanmasında kullanılmak üzere, 5253 sayılı Kanunun 11. ve Dernekler Yönetmeliğinin 42 ila 47. maddelerinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde dernekleri tarafından bastırılan Alındı Belgesi ciltlerinden A551-600 sıra ve seri numaralı alındı belgesi cildinin kaybolduğunu; defterlerin bir sonraki döneme devir sırasında ve iç denetimler için yapılan hazırlıklarda tüm bilgi ve belgeler hazırlanırken, defterlerin ve alındı belgesinin bulunmadığının görüldüğünü, defterlerin ve alındı belgelerinin taşınma sırasında kaybolduğu, gerekli dikkat ve özenin gösterilmesine rağmen elde olmayan bu durumun oluştuğunu; taşınma mahallinde yapılan tüm aramalara rağmen defterlere ulaşılamadığını ifade ederek; söz konusu defter ve alındı belgesi cildi için, kendilerine zayi belgesi verilmesi hususunda karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde/Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.

İSTANBUL 14.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 22.5.2014 gün ve E:2014/103, K:2014/231 sayı ile, “(…) Talep, davacı derneğe ait defter ve belgelerin kaybolduğuna dair belge verilmesine ilişkindir.

1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.'nun 382'nci maddesinde, "çekişmesiz yargı işleri" düzenlenmiş, aynı maddenin 1. fıkrasında İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan, ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı ve hâkimin resen harekete geçtiği hâllerden bir veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanacağı belirtilmiş, aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda açıklanan yasa hükümlerine göre, çekişmesiz yargıda "dava" deyiminin yeri olmayıp "iş" deyimi vardır. Dava, iki taraf sistemine göre kurulmuş ise de çekişmesiz yargıda birbiriyle çekişme halinde olan iki taraf olmadığından çekişmesiz yargı işleri için "dava" teriminin kullanılması doğru değildir. Yine çekişmesiz yargıda “taraf” değil, “ilgililer" kavramı vardır. Çekişmesiz yargıda dava söz konusu olmadığı için davacı ve davalı terimlerinin de yeri yoktur.

HMK.'nun 383. maddesine göre çekişmesiz yargıda sulh hukuk mahkemesinin görevi asıl olup asliye hukuk mahkemesinin görevi istisna olduğundan yalnız "mahkeme" veya "hakim" terimlerinin kullanıldığı bütün çekişmesiz yargı işleri için sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, zayi belgesi verilmesine ilişkin uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK.'nun 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılan çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın HMK' nun 114/1-c 115/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,

Karar kesinleştikten sonra 2 hafta içinde davacının Mahkememize müracaat etmesi halinde dosyasının yetkili ve görevli İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine(…)” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Dosya bu kez Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

İSTANBUL 7.SULH HUKUK MAHKEMESİ: 14.7.2014 gün ve E:2014/462, K:2014/532 sayı ile, “(…) Dernekler Kanunu incelendiğinde; 7. Maddesinde Genel Kurulun oluşumu, 12. Md. Yönetim kurulunun oluşumunda, birde 27. Md. Kayyum atanması, 75. Md. Olağanüstü toplantı, 84. M.d yönetim kurulu oluşumu, 87. Md. Kendiliğinden sona erme, 102 kuruluş şekli dışında Sulh Hukuk Mahkemesi ve Hakimine kanunen görev verilmediği gibi, Çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği HMK 382. Md. incelendiğinde, 382 e/1 maddesinde ticari defterlerden söz ediyor ise de, bu görevin de ticaret mahkemesine ait olup, demeklerle ilgili zayiide içermediği ve bu davaların 382. Md. bakımından, 382/4 maddesi kapsamında olmadığı, zira zayi belgesi verilecek makbuzların direkt mamelek hukukuna ilişkin olduğu, talep eden için çekişmesiz ise de diğer dernek yönetim, denetim ve diğer kuralları bakımından asıl olanın çekişmeli olduğuna göre, HMK 2/1 maddesinde yazılı olduğu üzere derneğin mal varlığı haklarına ilişkin olup, HMK 2/2 maddesine göre aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacağı anlaşılmış olmakla, mahkememizin görevsizliğine dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir

HÜKÜM:

Mahkememizin görevsizliğine,

Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine(…)” karar vermiş, bu karar da temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

            Davacı Dernek,  ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş; İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesince dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.1.2015 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

            2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almıştır.

2247 sayılı Yasanın 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi ve 14.madde kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Olayda, İstanbul 14.Asliye Hukuk Mahkemesince; yine aynı yargı düzenindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen kesinleşen görevsizlik kararı üzerine; dosyanın gönderildiği İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesince, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen ve kesinleşen görevsizlik kararının görev uyuşmazlığına konu edildiği; dolayısıyla oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının adli yargı düzeninde yer alan mahkemeler arasında doğduğu anlaşılmaktadır.

Bu tür uyuşmazlıkların çözümü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 22. ve 23. maddeleri uyarınca Yargıtay’ın görevleri arasında bulunduğundan, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 1., 14. ve 27. maddeleri uyarınca reddi  gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : 2247 sayılı Yasa’nın 1., 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN REDDİNE, 26.1.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet Ali

DURAN

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT