T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 950

            KARAR NO : 2014 / 994

            KARAR TR   : 17.11.2014

 

ÖZET: 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

Davacı           : E. Sigorta A.Ş.

Vekili             : Av. T. A.                     

Davalılar       : 1-Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili             : Av. A. E.        (Adli Yargıda)

                         Av. S. A.        (İdari Yargıda)                   

                          2-Tunceli Belediye Başkanlığı 

Vekili             : Av. A. Ç.   

                          3-Pertek Belediye Başkanlığı   

Vekili             : Av. E. E. C.   

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından 1020/19030830 numaralı poliçe ile sigortalanan 34 YB 3433 plakalı aracın, Tunceli-Pertek karayolunda seyir halinde iken sağ tarafta bulunan kayalıklardan yola dik bir şekilde yuvarlanan taş parçalarına çarparak aracın kontrolünü kaybettiğini ve gidiş istikametine doğru ters dönerek durduğunu, kazanın oluşumuyla ilgili hazırlanan kaza tespit tutanağında sürücünün kusurunun bulunmadığını, yol sorununa ait uyarıcı işaretlerinin olmadığının tespit edildiğini, kaza sonucu açılan 14206431 hasar dosyası nedeniyle hazırlanan ekspertiz raporu sonucunda aracın tamirinin mümkün olmadığının belirtildiği, davacı şirketin sigortalıya 17.05.2010 tarihinde 15.000,00 TL ödeme yaptığını,  hasara konu araç için 5.266,00 TL sovtaj değeri düşürüldükten sonra geriye kalan 9.734,00 TL’nin hasarın ödendiği tarih olan 17.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ELAZIĞ 2. İDARE MAHKEMESİ: 10.04.2012 gün ve E:2012/1086 K:2012/327 sayılı kararında özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğine ilişkin kanun hükmü uyarınca davanın görüm ve çözümü adli yargı mercilerinin görev alınana girdiği gerekçesi ile, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargıda dava açmıştır.

PERTEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.12.2012 gün ve E:2012/47 K:2012/50 sayılı kararında özetle; meydana gelen kazanın akabinde düzenlenen kaza tespit tutanağında yolun durumuna ilişkin işaretleme eksikliği bulunduğu ve sürücünün kusurunun bulunmadığının belirtildiği, söz konusu işaretleme eksikliğinin yol bakım ve onarım gibi kamu hizmeti yürüten idarenin hizmet kusuru olarak değerlendirilmesi ve hizmet kusurundan kaynaklanan zararın tazmininin kamu hizmetini yürütmekle sorumlu olan idare aleyhine idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir.

Verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 14.03.2013 gün ve E:2013/3334 K:2013/3325 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle yeniden idari yargıda dava açmıştır.

ELAZIĞ 2. İDARE MAHKEMESİ: 25.07.2014 gün ve E:2013/505 K:2014/884 sayılı kararında özetle; 2247 sayılı Kanunun 15. maddesi uyarınca, davanın taraflardan birinin son görevsizlik kararını veren mahkemeye yapacağı başvuru üzerine dava dosyasının uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesi ve Uyuşmazlık Mahkemesinin görevli yargı merciini belirten kararı üzerine dosyanın görevli yargı yerince incelenerek karara bağlanması gerektiğinden, bakılan davanın, bu yönde verilmiş bir Uyuşmazlık Mahkemesi kararı bulunmadan,  10.04.2012 tarih ve E:2012/1086, K:2012/327 sayılı görev ret kararı üzerine ayrı taraflar arasında, aynı konuda ve aynı dava sebebine dayanılarak, idari yargı yerinde tekrar açılan dava olduğu anlaşıldığından davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddine karar vermiştir.

Davacı vekilinin adli yargıya yaptığı başvuru üzerine adli yargı dosyası mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri AYDOĞAN, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının; davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; Başkanlıkça idari yargı dosyasının UYAP üzerinden incelendiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

 

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

 

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyaların incelenmesinden; davacı şirketçe sigortalanan 34 YB 3433 plakalı aracın Tunceli – Pertek karayolunda yola yuvarlanan taş parçalarına çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu araçta oluşan 9.734,00 TL hasar miktarının davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödendiği, yolun bakımından sorumlu olan davalı idarelerin kusurlu oldukları ileri sürülerek 9.734,00 TL’nin TL rücuen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan Pertek Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2012 gün ve E:2012/47 K:2012/50 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Pertek Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2012 gün ve E:2012/47 K:2012/50 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Bahri

AYDOĞAN

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT