T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 758

            KARAR NO : 2014 / 892

            KARAR TR   : 13.10.2014

ÖZET: Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Lojistik Başkanlığında sivil memur olarak görev yapan davacının, 2. Harekat Başkanlığı Güvenlik Kısım Amirliğindeki Harita ve Kadastro Teknikerliği görevini de vekaleten yürüttüğü nedeniyle kendisine vekalet aylığı ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin Hava Kuvvetleri Komutanlığı 2. Hava Kuvveti Komutanlığının 5.11.2013 gün ve 55904454-9640-12847-13 sayılı işleminin iptali istemiyle açtığı davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : M.U.

Vekili              : Av. E. B.

            Davalı            : Milli Savunma Bakanlığı

            Vekili              : Av. E.S.

           

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Hava Kuvvetleri Komutanlığı Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Lojistik Başkanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak Harita ve Kadastro Teknikeri olarak görev yaptığını; davacının ifa ettiği bu göreve ek olarak kendisine ilgili komutanlıkça görev yaptığı başkanlık dışında 2. Harekat Başkanlığı Güvenlik Kısım Amirliğindeki Harita ve Kadastro Teknikerliği  görevi de verildiğini; davacının da vekaleten ve ikinci görev olarak baktığı bu  görevlendirme sebebiyle 31.10.2013 tarihli başvuru dilekçesiyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 174., 175. maddeleri uyarınca kendisine vekalet aylığı ödenmesi talebinde bulunduğunu; ancak bu talebinin 5.11.2013 gün ve 55904454-9640-12847-13 sayılı Hava Kuvvetleri Komutanlığı 2.nci Hava Kuvvetleri Komutanlığınca reddedildiğini ileri sürerek, söz konusu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili, savunma dilekçesinde davacının asker kişi sayıldığının ve tesis edilen işlemde konu itibariyle askeri hizmete ilişkinlik vasfının bulunduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davaya bakma görevinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesine ait olduğu nedeniyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

DİYARBAKIR 2. İDARE MAHKEMESİ : 22.01.2014 gün ve E: 2013/2901 sayı ile, Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Lojistik Başkanlığında sivil memur olarak görev yapan davacının, 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiğinin tartışmasız olduğu; dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince, davacının vekaleten yürüttüğü görev nedeniyle 657 sayılı Kanunun 174. ve 175. maddeleri çerçevesinde vekalet aylığı ödenmesi yolundaki başvurusu üzerine işlem tesis edilirken ve devamında açılan davanın yargısal denetimi sırasında askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılmasının gerekmeyeceği gözetildiğinde, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu, bu durumda, Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde Mahkemelerinin (genel idari yargı yeri) görevli bulunduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dosya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına gönderilmiştir.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI : Davacıya vekalet ücreti ödenmesi hususunda karar verilebilmesi için öncelikle vekaleten görevlendirme işleminin usul ve hukuka uygunluğunun ortaya konulması, diğer bir anlatımla davacının vekalet aylığı alması için gerekli yasal koşulların oluşup oluşmadığının tespit edilmesinin gerekli olduğu, TSK’da görev yapan devlet memuru statüsündeki davacının vekaleten görevlendirmesinin, askeri görev yerlerinin özellikleri göz önüne alınarak askeri gereklere, askeri hizmete göre tesis edildiği hususunun izahtan vareste olduğu, bu nedenle davacının vekaleten görevlendirilmesi işleminin hukuka uygunluğunun tespiti üzerine bu görevlendirme nedeniyle vekalet aylığı ödenmesi işlemine ilişkin karar verilmesi gerektiğinden dava konusu işlemin de askeri hizmete ilişkin olduğunun kabulü gerektiği; buna göre, dava konusu olayda Anayasa’nın 157 nci ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 20 nci maddesinde öngörülen idari işlem/eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşulları birlikte gerçekleştiğinden, Anayasa’nın 157, 1602 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddelerine göre davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görev alanına girdiği düşünüldüğünden, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılarak Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nin aksi yöndeki görevlilik kararının kaldırılması için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesinin gerektiği sonucuna ulaşıldığı; bu nedenle 2247 sayılı Kanunun 10, 12 ve 13. maddelere gereğince görev uyuşmazlığının halli için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 13.10.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü, AYİM Savcısı Nihat POLAT’ın davada askeri idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Lojistik Başkanlığında sivil memur olarak görev yapan davacının 2. Harekat Başkanlığı Güvenlik Kısım Amirliğindeki Harita ve Kadastro Teknikerliği görevini de vekaleten yürüttüğü nedeniyle kendisine vekalet aylığı ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin Hava Kuvvetleri Komutanlığı 2. Hava Kuvveti Komutanlığının 5.11.2013 gün ve 55904454-9640-12847-13 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

 

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş;

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.

Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 174. maddesinde, “Vekalet aylıklarının ödenebilmesi için görevin fiilen yapılması şarttır.” hükmüne;

 

 

175. maddesinde ise; “Bir göreve vekaleten atanan memurlara vekalet edilen görevin kadro derecesinin birinci kademesinin üçte biri, açıktan atananlara ise (Köy ve kasaba imamlığı kadrolarına atananlara 146 ncı maddede yazılı asgari ücret aylık tutarından aşağı olmamak üzere) üçte ikisi verilir. Bulundukları yerden başka bir yerdeki bir göreve vekalet suretiyle atananlara, Harcırah Kanununun geçici görevle başka yere gönderilenlere ilişkin hükümleri uygulanır.

 (Ek : 4/7/2001 - KHK- 631/5 md.) Ancak, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması zorunludur.

 (Değişik: 26/6/1984 - KHK 241/9 md.) 88 inci maddeye göre ikinci görev verilen memurlara, bu görevleri karşılığında aylık ödenebilmesi için boş bir kadroya ait görevin ikinci görev olarak yürütülmesi gerekir. Bu şekilde görevlendirilenlere, görevlendirildikleri kadro derecesinin ilk kademe aylığının üçte ikisi ödenir. Ancak, sağlık grup başkanlığı, baştabip ve baştabip yardımcılığı hizmetlerinin ikinci görev olarak yürütülmesi halinde kadro şartı aranmaz ve bu hizmetleri yürütenlere almakta oldukları aylığın üçte ikisi ikinci görev aylığı olarak ödenir.

 (Değişik: 22/8/1989 - KHK - 378/4 md) Açıktan vekil olarak atananlar bu Kanunla memurlara tanınan sosyal haklardan da yararlanırlar ve bunlara ödenecek vekalet aylığının hesabına memuriyet taban aylığı da dahil edilir” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Lojistik Başkanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi sivil memur (harita ve kadastro teknikeri) olarak görev yaptığı, 4.7.2011 günlü işlemle mevcut görevine ek olarak 2. Harekat Başkanlığı Güvenlik Kısım Amirliğinde harita ve kadastro teknikerliği görevini de vekaleten yürütmek üzere görevlendirildiği, davacının vekaleten yürüttüğü görev nedeniyle 657 sayılı Kanun’un 174 ve 175. maddeleri çerçevesinde vekalet aylığı ödenmesi yolundaki başvurusunun 5.11.2013 12847-13 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, her ne kadar davacının başka bir birimde vekaleten görevlendirilmesi konusu askeri hizmetin gereklerinden sayılmakta ve bu konudaki uyuşmazlıkların da askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirmeye tabi tutularak çözümlenmesi gerektiği açık ise de, davacının vekaleten yürüttüğü görev nedeniyle yalnızca vekalet aylığı talep etmesi ve dolayısıyla vekaleten görevlendirilmesine ilişkin işlemin dava konusu yapılmamış olması karşısında davalı idarece vekalet aylığı konusunda işlem tesis edilirken ve devamında açılan davanın yargısal denetimi sırasında askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmeyeceği gözetildiğinde, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısının başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 13.10.2014 gününde Üye Mehmet AKBULUT’un KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT