T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/441

KARAR NO  : 2023/595      

KARAR TR  : 25/09/2023

ÖZET: Kadastro tespit çalışmaları nedeniyle iki köy arasındaki sınırın değiştiği ileri sürülerek, davalı köy ile olan sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırt olarak tespitine karar verilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı : B.K.M

Vekili   : Av. S. D

Davalı : T.K.M

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1.Davacı, davalı köy ile aralarındaki sınırın kadimden beri...Tepesinden başlayarak Kızıltepe,...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...iki yayla arası sırta kadar uzandığı, yapılan kadastro tespit çalışmaları nedeniyle bahse konu sınırın değiştiği ve köy halkı olarak mağduriyet yaşandığını ileri sürerek, davalı köy ile olan sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırt olarak tespitine karar verilmesi istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesi 30/07/2021 tarih ve E.2020/44, K.2021/30 sayılı kararı ile, 442 sayılı Köy Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunundan söz ederek, köyler arasında mevcut sınırların toprak üstü uygulanmasında anlaşmazlık doğması halinde, bu anlaşmazlığın belirtilen idari usul ve esaslara göre idarece ve idari yargı yerinde inceleneceğini belirterek, yargı yolu bakımından görevli mahkemenin idari yargı mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 27/12/2022 tarih ve E.2022/1723, K.2022/2176 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"...Dava, iki köy arasındaki sınırın düzeltilmesine yöneliktir. Davacının talebinin köy sınırlarının değiştirilmesi istemli olduğu anlaşılmakla iş bu talep gayrimenkulün aynına ilişkin bir talep değildir.

Ayrıca 18/03/1924 tarih ve 442 sayılı Köy Yasası'nın 4. maddesinde: 'Bir köyün sınırının olabildiğince kolay anlaşılacak biçimde dereler, tepeler, yollar veya diğer değişmeyen işaretli yerlerden geçirilmesi ve bu dere, tepe ve yolların veya işaretli yerlerin köylüce adları ne ise mutlaka sınır belirlenirken sırası ile yazılması; eğer bir köyün sınırı derelerden, tepelerden, yollardan veya diğer değişmeyen yerlerden geçirilmezse bu durumda sınırın olabildiğince düz yapılması ve büyük taşlar dikilerek sınırın gösterilmesi gerekir.' denilmektedir.

Aynı Yasanın 5. maddesinde de; 'İki köy arasında nizalı sınırların çizilmesi için hükümetin emri ile iki köy heyeti ihtiyariyesi bir araya toplanarak işi kendi aralarında düzeltilmesi için çalışılır. Gene uzlaşamadıkları halde idare meclisi tetkikat ve tahkikat yaparak 6 ay içinde doğrudan doğruya sınırı çizer ve bu kati olur. Beş sene müddetle değiştiremez. Bir köy sınırı bu kanun mucibince çizildikten 5 sene sonra hasıl olacak lüzüm ve ihtiyaç üzerine ihtiyar meclisi sınırın büyüklük küçültülmesi için müracatta bulunabilir.

Şayet bu sınırın büyütülmesi ve küçültülmesi başka bir köye dokunmuyorsa vilayet veya kaza idare meclisleri kararıyla sınır tahsis olunur ve tasdikli deftere yazılır.

Sınırın büyütülmesi veya küçültülmesi başka bir köye dokunuyorsa bu maddenin birinci fıkrasına göre halledilir.' biçiminde düzenlemeye yer verilmiştir.

Öte yandan 11.05.1988 tarih ve 19811 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp yürürlüğe giren Sınır Anlaşmazlığı, Mülki Ayrılma ve Birleşme ile Köy... ulması ve Kaldırılması Hakkında Yönetmelik'in 4. maddesinde; 5442 sayılı İdare Yasasına göre belirlenmiş sınırların değişmezliğinin asıl olduğu, var olan sınırların, ancak sınır noktaların belirginlik ve değişmezlik niteliklerini yitirmiş olması, idari birimlerin sosyal, ekonomik, idari ve coğrafi durumlarında eskiye oranla farklılıkların meydana gelmesi ve bu sonuçların sınır anlaşmazlığına yol açmış olduğu, bakanlıkça belirlenmesi durumunda sınırların değişebileceği belirtilmiş; aynı yönetmeliğin 'müracaat ve ilk inceleme' başlığını taşıyan beşinci maddesinde de 5442 sayılı mülk idaresi sayılı yasanın kapsamına giren sınır anlaşmazlıklarıyla ilgili olarak valiliklere ulaşan başvurular üzerine valilikçe çekişmeli yerde daha önce 5442 sayılı İl İdaresi Yasasına 442 sayılı Köy Yasasına veya Belediye Yasasına göre çizilmiş bir sınır bulunup bulunmadığını kesin olarak belirlenmesi amacıyla bakanlıktan arşiv araştırması isteneceği; bu biçimde çizilmiş bir sınır varsa uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı araştırılarak, kullanma olanağı bulunamıyor ve yeniden sınır çizilmesi gerekiyorsa bunun, hukuki ve idari nedenlerinin açıklığa kavuşturulacağı; anlaşmazlığın orman, mera, otlak, yaylak, kışlak veya su anlaşmazlığı niteliğinde olduğunun saptanması durumunda uyuşmazlık 5442 sayılı Yasa kapsamında olmadığından, bu kanunlarla ilgili yasal düzenlemelere göre işlem yapılması gerektiğinin taraflara duyurulacağı belirtilmiştir.

Yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemelerden köyler arasında var olan sınırların toprak üstü uygulanmasından doğan anlaşmazlığın idari usul ve esaslara göre idarece çözümleneceği ve gerekirse sınırların yeniden çizileceği anlaşılmaktadır.

Davacının Turnayolu Köyü ile hududun...tepesinden başlayarak Kızıltepe,...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,... , İki Yayla arası sırt olarak tespit edilmesiyle ilgili iptal ve tescil talebi yukarıda anlatılan kanun maddeleri gereği idari yargıda incelenmesi gereken bir konu olduğu açıktır.

Ayrıca İdari Yargılama Usulü Kanununun 34/2 maddesinde 'Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idare birimi, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer İdare Mahkemesidir.' biçiminde düzenleme yer almaktadır.

Kamu düzenine ilişkin olan görev sorunu açıkça veya hiç ileri sürülmese de mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 07/07/2010 tarih ve 2009/12705 Esas ve 2010/8283 Karar sayılı emsal kararında da belirtiltiği üzere köyler arasındaki sınır anlaşmazlıkları idari yargının görev alanı içerisinde kaldığı açıktır.

Davacı Beytaşı Köy Tüzel Kişiliğinin açtığı davanın yargı yolu bakımından mahkememizin görevsiz olması sebebiyle dava dilekçesinin ret edilmesi gerekmektedir..."

 

3. Davacı vekili bu kez, iki köy arasındaki sınır değişikliğinin kadastro tespiti ile ortaya çıktığını, kadastro tespitinin düzeltilerek, mevcut sınırın iptali ile sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırtı takip edecek şekilde tespitine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Erzincan İdare Mahkemesi 26/05/2023 tarih ve E.2023/784 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın iki köy arasındaki sınır uyuşmazlığından ziyade kadastro çalışmaları suretiyle yapılan tespitlere ilişkin olduğu, kadastro çalışmaları sonucu yapılan tespitlere ilişkin ihtilaftan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu, işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığını belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin... uluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Mahkeme kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"...3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 'Amaç' başlıklı 1. maddesinde; 'Bıı Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafık kadastro haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini... mak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır' hükmüne, 'Kadastro çalışma alanı, ilan ve itiraz' başlıklı 4. maddesinde; 'Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder. Kadastro müdürü, kadastrosuna başlanacak mahalleyi veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla duyurur Bıı duyuruda çalışına sınırlarının tespitine hangi gün ve saatte başlanacağı belirtilir (...) Kadastro ekibi; kadastro çalışına alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz. Sınır tespitlerinde; komşu mahalle veya köyün bilgi ve belgelerinden istifade edilir. Tespit edilen sınır harita veya ölçü krokisinde gösterilir. Kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra yedi gün içerisinde kadastro müdürlüğü nezdinde itiraz edilebilir. Kadastro müdürü, bu itirazı inceleyerek yedi gün içerisinde karara bağlar ilgililer hazırsa tefhim, değilse derhal tebliğ edilen bıı karara karşı yedi gün içerisinde kadastro mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, duruşmasız ve gerektiğinde mahallinde inceleme yapılarak, on beş gün içinde kesin karara bağlanır ancak; tespit edilen bu sınıra karşı kesinleşmiş mahkeme kararı var ise aynı konuda itirazda bulunulamaz. Kadastro çalışma alanı içinde, ilk parsel için kadastro tutanağının düzenlenmesinden sonra idari teşkilat ve taksimatta yapılan değişiklik, başlanan kadastroyu durdurmaz. (...)” hükmüne. 'Genel olarak görev' başlıklı 25. maddesinin 1. fıkrasında; 'Kadastro mahkemesi taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel... umlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir.' hükmüne, 'Zaman bakımından görev ve yetki' başlıklı 26. maddesinde; 'Kadastro Mahkemesi; A) 10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları, B)11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları, C) Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları, D) Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları inceler ve karara bağlar...' hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davalı köy ile aralarındaki sınırın kadimden beri...Tepesinden başlayarak Kızıltepe,...Deresi,...Tepe....Tepesi,...Yaylası...arasında seyretmekte olup iki yayla arası sırta kadar uzandığı, yapılan kadastro tespit çalışmaları nedeniyle bahse konu sınırın değiştiğinden bahisle iki köy arasındaki sınır değişikliğinin iptal edilerek davalı köy ile olan sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe,...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırtı takip edecek şekilde tesisine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta; davacı B.K.Mtarafından aynı istemlerle Nazimiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 18.11.2020 tarihinde dava açıldığı, Nazimiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.07.2021 tarih ve E:2020/44, K:2021/30 sayılı kararı ile yargı yolu bakımından görevli mahkemenin idari yargı mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddedildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 29.12.2022 tarih ve E:2022/1723. K:2022/2I76 sayılı kararı ile esastan reddedildiği, temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle kararın 07.02.2022 tarihinde kesinleşmesi üzerine işbu davanın Mahkememizde açıldığı görülmüştür.

Olayda; uyuşmazlığın iki köy arasındaki sınır uyuşmazlığından ziyade kadastro çalışmaları suretiyle yapılan tespitlere ilişkin olduğu görülmektedir.

Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde; kadastro çalışmaları sonucu yapılan tespitlere ilişkin ihtilaftan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, benzer uyuşmazlıklarda; Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 17.04.2023 tarih ve E;2023/l77, K:2023/288 sayılı kararı ile 'Çankırı ili. Şabanözü ilçesi. Bulduk Köyünde Kadastro tarafından yapılan hatalı sınırlandırmanın iptali ile idari sınırların hatalı olmasından kaynaklanan Elmalık sınırları içerisinde kalan mera, yaylak ve kışlakların davacı Bulduk Köyü sınırları içerisinde kaldığının tespiti ile bu şekilde aidiyetinin tespiti ve sınırlandırılması istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği yine Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 16.09.2022 tarih ve E:2022/99, K:2022/414 sayılı kararı ile "Davacı İslamköv Muhtarlığınca, 2018 yılına kadar kendi köy sınırlarında olduğunu iddia ettikleri Hıdırlık Tepesi'nin: 2 B uygulaması ile sınırlarından çıkartılarak davalı İbişler Köyü sınırlarına dahil edildiğinden bahisle, idari işlemin iptali ile bahse konu tepenin kendilerine ait olduğunun tespit edilerek eski hale getirilmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği' gerekçeleriyle ilgili Asliye Hukuk Mahkemeleri'nce verilen görevsizlik kararlarının kaldırılmasına ve davaların çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verildiği görülmüştür."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun"Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 22/2/2005-5304/1 md.)

Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini... mak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır."

 

6. Kanun'un"Kadastro çalışma alanı, ilan ve itiraz" başlıklı 4. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

 

"Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder

Kadastro müdürü, kadastrosuna başlanacak mahalleyi veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla duyurur Bu duyuruda çalışma sınırlarının tespitine hangi gün ve saatte başlanacağı belirtilir

(Değişik üçüncü fıkra: 22/2/2005-5304/3 md.) Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla

 

müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir

(Değişik : 22/2/2005-5304/3 md.) Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur

(Değişik: 22/2/2005-5304/3 md.) Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilâna alınır Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır (Değişik: 22/2/2005-5304/3 md.) Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.

Kadastro ekibi; kadastro çalışma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır.

Bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz.

Sınır tespitlerinde; komşu mahalle veya köyün bilgi ve belgelerinden istifade edilir.

Tespit edilen sınır harita veya ölçü krokisinde gösterilir.

Kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra yedi gün içerisinde kadastro müdürlüğü nezdinde itiraz edilebilir

Kadastro müdürü, bu itirazı inceleyerek yedi gün içerisinde karara bağlar İlgililer hazırsa tefhim, değilse derhal tebliğ edilen bu karara karşı yedi gün içerisinde kadastro mahkemesine itiraz edilebilir Bu itiraz, duruşmasız ve gerektiğinde mahallinde inceleme yapılarak, onbeş gün içinde kesin karara bağlanır Ancak; tespit edilen bu sınıra karşı kesinleşmiş mahkeme kararı var ise aynı konuda itirazda bulunulamaz.

Kadastro çalışma alanı içinde, ilk parsel için kadastro tutanağının düzenlenmesinden sonra idari teşkilat ve taksimatta yapılan değişiklik, başlanan kadastroyu durdurmaz.

(Ek fıkra: 19/4/2018-7139/35 md.) Orman tahdidi veya kadastrosu yapılarak kesinleşmiş orman haritalarında, tapuya tescil edilip edilmediğine bakılmaksızın düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespit edilmesi halinde, orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile ilgili kadastro müdürlüğünce görevlendirilecek kontrol mühendisi veya mühendisin iştirak ettirildiği, bu Kanunun 3 üncü maddesine göre oluşturulacak kadastro ekibince orman sınır nokta ve hatları orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle zemine aplike edilir Tespit edilen uyumsuzluk yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuatına uygun hale getirilir Çalışma neticesinde bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt, ekip görevlileri ile orman ve kadastro mühendisleri tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemi bu Kanunun 11 inci maddesine göre yapılacak askı ilanını müteakip kesinleşir..."

 

7. Kanun'un"Genel olarak görev" başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir."

 

8. Aynı Kanun'un "Zaman bakımından görev ve yetki" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

 

"Kadastro Mahkemesi;

A) 10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları,

B) 11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,

C) Mahalli hukuk mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları,

D) Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları,

İnceler ve karara bağlar..."

 

B. Yargı Kararları

 

9. Uyuşmazlık MahkemesiHukuk Bölümünün 26/10/2015 tarih ve E.2015/709, K.2015/712 sayılı kararında, kadastro tarafından köyler arasında tespit edilen sınırın iptali ve yeniden belirlenmesi istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 25/09/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

11. Raportör-Hakim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dava, kadastro tespit çalışmaları nedeniyle iki köy arasındaki sınırın değiştiği ileri sürülerek, davalı köy ile olan sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırt olarak tespitine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 

13. Dosyanın incelenmesinden, davacının dava dilekçesi ile, 05/12/1939 tarihli hudutname ile iki köy arasındaki sınırın tespit edilmesine rağmen, kadastro tespit çalışmaları sırasında söz konusu sınırın dikkate alınmaması nedeniyle köy halkının mağduriyet yaşadığı ileri sürülerek, davalı köy ile olan sınırın...Tepesinden başlayarak Kızıltepe...Deresi,...Tepe,...Tepesi,...Yaylası,...arasından iki yayla arası sırt olarak tespitine karar verilmesinin talep edildiği; davalının cevap dilekçesi ile de, kadastro çalışmaları sırasında yapılan işlemin kadastro çalışma alanını belirleme işlemi olduğu, köy sınırını tespit mahiyetinde olmadığının ifade edildiği görülmüştür.

 

14. Köyler arasında varolan sınırların toprak üstü uygulanmasından doğan anlaşmazlığın idari usul ve esaslara göre idarece çözümleneceği ve gerekirse sınırların yeniden çizileceği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak eldeki davada, davacı köy tüzel kişiliği tarafından, köy sınırlarının toprak üstü uygulamasının bir yargı kararı ile saptanmasının istenmesinden ziyade, kadastro tespit çalışmaları sırasında eski hudutname ile belirlenen sınırın dikkate alınmaması nedeniyle köy halkının mağduriyet yaşadığı ve bu mağduriyetin giderilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

 

15. Bu durumda, mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, kadastro çalışmaları sonucu yapılan tespitlere ilişkin uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak; Erzincan İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30/07/2021 tarih ve E.2020/44, K.2021/30 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Erzincan İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30/07/2021 tarih ve E.2020/44, K.2021/30 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

25/09/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

Başkan                      Üye                              Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

          TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                            Ahmet                               Mahmut                            Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                        ÇALIŞKAN