T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

          ESAS   NO : 2020/38

          KARAR NO : 2020/633

          KARAR TR: 26.10.2020

 

ÖZET : Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşlem Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 19/07/2019 tarih ve 1421744 sayılı "su kesme" emrinin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARA R        

 

 

 

Davacı: D.Tur.Ltd.Şti.

Vekili : Av. D.Ö.

Davalı       : Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İdaresi

                    Genel Müdürlüğü

Vekili    : Av. E.U.K.

 

O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait Aydın İli, Didim İlçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Atanaj Deresi Mevkii, 101 ada, 132 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan"C.T.P." isimli işletmeye yönelik olarak aboneliksözleşmesinde ve Tarifeler Yönetmeliğinde belirtilen borcun davacı tarafından ödenmemesi nedeniyle davacı şirketin suyunun kesileceğine ilişkin Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşlem Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 19/07/2019 tarih ve 1421744 sayılı su kesme emrinin, tesislerinin kira sözleşmeleri ile kira bedelleri ödediği artezyen kuyularından su sağladığı ve bu suyu kendi arıtma tesisinde arıttıklarını, gerek su kullanımı, temin ve tedariki ve gerekse suyun arıtılması süreçlerinde idareden alınan doğrudan yada dolaylı herhangi bir hizmetin bulunmadığını, idarenin bahse konu hizmeti vermek üzere bölgede tesis edilmiş herhangi bir kanalizasyon hattı da bulunmadığını, şirketin su temini için kullanmakta olduğu kuyuların bir kısmını DSİ onayıyla kendilerinin açtığını, bir kısmını da Akyeniköy Belediyesinden devir aldıklarını, Akyeniköy Belediyesine su sağlayan kuyular da dahil olmak üzere bütün enerji iletim ve isale hatları, şirketin faydalandığı kuyularında depolama, koruma, dezenfeksiyon, bakım maliyetleri ve enerji tüketim bedellerinin şirket tarafından karşılandığını iddia ederek, iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde, idare tarafından yapılacak olan su kesme işleminin Abonelik Sözleşmesinde ve Tarifeler Yönetmeliğinde belirtilen borcun ödenmemesi sebebiyle suyun kullanıma kapatılmasına ilişkin düzenlemeye istinaden personele verilen bir talimat olup, idari bir işlem olmadığı, bu sebeple iptali istenen su kesme emrinin bir idari işlem olmayıp idari davaya konu olmasının da mümkün bulunmadığı nedeniyle davanın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

AYDIN 2. İDARE MAHKEMESİ: 6.11.2019 gün ve E:2019/520 sayı ile, Uyuşmazlıkta, dava konusu edilen su kesme emrinin kamu gücüne dayalı, tek taraflı ve re'sen tesis edilmiş olduğu ve idari işlemin unsurlarını taşıdığı ve bu konuda adli yargının görevli olduğuna ilişkin özel bir kanuni düzenleme de bulunmadığı görülmüş olup; davanın görüm ve çözümünün idari yargı kolunun görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı idare vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.         

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: "... 03/07/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun "Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları" başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde; "Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak." belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmış iken, 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1.maddesi ile, İstanbul Büyükşehir      Belediyesinin (İBB) su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İBB'ye bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak İSKİ Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

2560 sayılı Kanunun "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 2. maddesinde, "İSKİ'nin görev ve yetkileri şunlardır: / ... /b) Kullanılmış sular ile             yağış sularının toplanması,yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek /... / d) Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak, / ..." hükmüne; 13. maddesinde, "İSKİ'nin gelirleri aşağıdaki kaynaklardan sağlanır: /a) Su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık, tarifesine göre abonelerden alınacak ücretler, / b) Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca, su ve kanalizasyon tesislerinden yararlananlardan ilgili belediye adına alınacak katılma payları, / ..." hükmüne; 23. maddesinde, "Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifelerin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve bir kar oranı esas alınır. / Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunun ek 5. maddesinde ise, "Bu Kanun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanır." hükmüne yer verilmek suretiyle, söz konusu Kanunun hükümlerinin tüm büyükşehir belediyelerinde geçerli olacağı vurgulanmıştır.

Öte yandan; Aydın Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde, su satışı ve atık suların uzaklaştırılması hizmetleriyle ilgili tarifelerin hangi kriterlere göre hesaplanacağı ve bu şekilde saptanan bedellerin hangi usul ve esaslara göre tahsil edileceğini belirlemek amacıyla hazırlanan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliğinin 6. maddesinin birinci fıkrasında, ASKİ Genel Müdürlüğü ile sözleşme yapan gerçek ve tüzel kişilere "Abone" adı verileceği belirtilmiş; 7. maddesinde abone çeşitleri sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Aydın İli, Didim İlçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Atanaj Deresi Mevkii, 101 Ada, 132 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan su bağlantısı ile ilgili olarak, ASKİ Genel Müdürlüğünce tesis edilen su kesme emrine ilişkin 19/07/2019 tarihli ve 1421744 sayılı işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı; dosya kapsamında, söz konusu taşınmaz ile ilgi olarak 2510399 numaralı su aboneliğinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde, davacının abonesi olduğu suyun kesilmesine ilişkin işlemin; gerek su ve kanalizasyon hizmetleri özel bir kanun ile düzenlenmiş olan ASKİ Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilmiş olması, gerekse de taraflar arasında bir abonelik ilişkisinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak gerçekleştirilen işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın görüm ve çözümünün de adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 14/03/2016 tarihli ve E.-K.2016/144-182 sayılı kararında da benzer hususların vurgulandığı anlaşılmaktadır.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine..."şeklinde karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAYBAŞSAVCISI: "... Anayasa'nın 125'inci maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 129. maddesinin 1. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü olduklarına, 5. fıkrasında ise, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlarından doğan tazminat davalarının kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabileceğine işaret edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2' nci maddesinin l'inci bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Aydın İli, Didim ilçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Atanaj Caddesi No:32 adresinde faaliyet gösteren otel işletmesinin abone tipinin, kullanım hakkı daha önce davacı şirkete ait olan su kuyularının kullanımının süresiz ve bedelsiz olarak davalı idareye devredilmesine ilişkin olarak Haziran 2018 tarihinde düzenlenen protokollere istinaden "Ticari Otel" olarak değiştirilmesine, bu tarihten sonraki faturaların geriye dönük tekrar hesaplanması suretiyle belirlenen 3.300.234,74TL fark su ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin 28/06/2019 tarih ve 18648 sayılı işlemin; gerek su kullanımı, temin ve tedariki, gerekse suyun arıtılması süreçlerinde davalı idareden alınan herhangi bir hizmet bulunmadığı, ayrıca bölgede tesis edilmiş bir kanalizasyon hattının da mevcut olmadığı, su temini için kullanmakta olduğu kuyuların bir kısmını DSİ onayıyla açmış olduğu, bir kısmını da Akyeniköy Belediyesi'nden devraldığı, biyolojik arıtma tesisinden sulamaya uygun olarak arıtılan suyun büyük kısmının yeşil alanların sulamasında kullanıldığı, su kuyularının kullanım hakkı sahibi davacı ile mülk sahibi üçüncü kişiler arasında herhangi bir sözleşme feshi bulunmadığı, hukuken yok hükmündeki protokollere dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle Aydın 1. İdare Mahkemesinde açılan davanın yürütmeyi durdurma aşamasında; davalı idarenin tasarrufuna geçtiği görülen içme suyu kuyularından su temin eden davacı şirketin atık su (artezyen) kullanımının su aboneliği (ticari otel) olarak değiştirilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamış; ancak işlemin geriye yönelik 3.300.234,74 TL fark su ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin kısmında ise; hukuk güvenliğinin; normların ve idari işlemlerin öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de hukuki düzenlemelerde, idari tasarruflarında bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılacağı, hukuki güvenlik ilkesinin toplumda bireylerin bağlı oldukları hukuk kurallarını önceden bilmeleri, davranış ve tutumlarının bu kurallara göre güvenle düzene sokabilmeleri, başka bir ifadeyle ilgililerin hukuki durumun süreceğine olan inancı dolayısıyla hayal kırıklığına uğratılmaması anlamına geleceği, bakılan uyuşmazlıkta; davalı idare tarafından, su kuyularının bulunduğu taşınmaz malikleri ile imzalanan protokollerin tahakkuk öncesinde davacı şirkete bildirilmediği, bu konuda davacı şirkete beyanda bulunma ve gerekirse hukuk mahkemelerinde dava açma imkânı tanınmadığı, protokollerin imzalanmasının üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, davacı şirketin bilgisi dışındaki protokollerin imzalandığı tarihe kadar geriye gidilmek suretiyle tahakkuk yapıldığı, ancak söz konusu zaman zarfında atık su aboneliği bulunan davacı şirketin, bu aboneliğe istinaden söz konusu dönemdeki su kullanımlarının hukuka uygun olduğuna olan inancının korunması gerektiği, her ne kadar abonelik tipinin değiştirilmesi yerinde olmakla birlikte; bu durumun idarenin açık hatasından değil hukuki durumda meydana gelen değişiklikten kaynaklandığı, ayrıca bu konuda davacının hile ve desisesinden de bahsedilemeyeceği, hukuki güvenlik ilkesi gereğince davacı şirketin mevcut hukuki durumun süreceğine olan güveninin korunması gerektiğinden dava konusu işlemin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olarak tesis edildiği anlaşılan geriye dönük makul bir süreyi aşan şekilde tahakkuk yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle 26/09/2019 gününde yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Aydın 1. İdare Mahkemesinin yukarıda sözü edilen E:2019/528 sayılı dosyası henüz esastan karara bağlanmamış iken, söz konusu geriye dönük fark su ücretinin ödenmemesi nedeniyle aynı davalı idarece su kesme emri düzenlenmiş, bu işlemin iptali istemiyle Aydın 2. İdare Mahkemesinin E:2019/520 sayılı dosyası nezdinde işbu dava açılmış ve davalı idarece görev itirazında bulunulmuştur.

Elektrik, su ve doğalgaz gibi kamu idarelerince bedeli karşılığı dağıtılan kamu hizmetinden abonman sözleşmesi ile yararlanılmakta olup, bu sözleşmeler belirli bir konuyu, şartları, karşılıklı hakları ve borçları belirler. Sözleşmedeki koşulların yerine getirilmemesi halinde tarafların edimlerini yerine getirmekten kaçınma hakları doğar ve gerekirse cezai şartlara ilişkin hükümler uygulanır. Bu sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların da özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

Bununla birlikte, bu tür kamu hizmetlerinin ifası sırasında idare ile kamu hizmetinden yararlananlar arasında sözleşme yapılmadan önceki aşamada, tek taraflı olarak, idarenin kamu gücüne dayalı olarak yerine getirdiği idari tasarruflarından doğan uyuşmazlıkların da idari yargı alanında çözümleneceğinin kabulü gerekmektedir. Nitekim yukarıda da belirtildiği gibi bu husus, diğer bir idari yargı yerinde (Aydın 1. İdare Mahkemesi) yürütmeyi durdurma aşamasında karara bağlanmış ve hukuka aykırı bulunmuş bir su borcundan dolayı tesis edilen su kesme emrinin iptali istemiyle açılmış bulunduğundan, başka bir İdare Mahkemesi kararının Belediyece nazar-ı itibara alınmamasından avdet etmiş işbu uyuşmazlığın bu yönüyle de idari yargı denetimine tabi olacağı izahtan varestedir.

İdare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis edilen işlemler, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazanmakta ve kural olarak bu tür işlemler özel ve istisnai yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Olayda, dava konusu edilen su kesme emrinin; davacı ile davalı arasında henüz "ticari-otel" abonmanlığı tesis edilmeden, şirketin çevredeki artezyen kuyulardan sağladığı suyu kendi tesislerinde arıtarak kullandığı döneme ait olan ve idarenin kamu gücüne dayalı, tek taraflı ve re'sen tesis etmiş olduğu idari işlemin unsurlarını taşıdığı, bu konuda adli yargının görevli olduğuna ilişkin özel bir kanuni düzenleme de bulunmadığı görülmüş olup, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği düşünülmektedir." yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan26.10.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin, anılan Yasa'nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Aydın İli, Didim İlçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Atanaj Deresi Mevkii, 101 ada, 132 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan "C.T.P." isimli işletmeye yönelik Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone İşlem Dairesi Başkanlığınca tesis edilen 19/07/2019 tarih ve 1421744 sayılı "su kesme" emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

03/07/2005 gün ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ‘’Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları’’ başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde, özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmış iken, 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesi ile, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

          Anılan Yasa’nın 13. maddesinin (a) bendinde, su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık, tarifesine göre abonelerden alınacak ücretler İSKİ’nin gelirleri arasında sayılmış; aynı Yasa’nın değişik 23. maddesinde, “Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifelerin tespitinde yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve %10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kâr oranı esas alınır.

          Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.

          2560 sayılı Yasa çerçevesinde, Bakanlar Kurulunun 13/03/2014 tarih ve 2014/6072 sayılı kararı ile, su ve atıksu hizmetleri ayrı bir kurumsal yapı olarak Aydın Büyükşehir Belediyesine bağlı, kamu tüzel kişiliğinde ASKİ Genel Müdürlüğü (Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü) kurulmuş ve ASKİ Genel Müdürlüğü 06.12.2012 tarih 28489 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 6360 Sayılı “On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin ardından Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden ayrılarak kendi tüzel kişiliğine kavuşmuş, 2560 sayılı Yasa’nın 23. maddesine göre düzenlenen “ASKİ Tarifeler Yönetmeliği”çıkarılmıştır.

          Yönetmeliğinin 6. maddesinin birinci fıkrasında, ASKİ Genel Müdürlüğü ile sözleşme yapan gerçek ve tüzel kişilere "Abone" adı verileceği belirtilmiş; 7. maddesinde abone çeşitleri sayılmıştır.

          Dosyanın incelenmesinden, davacının, Aydın İli, Didim İlçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Atanaj Deresi Mevkii, 101 Ada, 132 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde yeralan oteli için gereken su ihtiyacının 6360 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce artezyen kuyularından sağlandığı; suyun kendi arıtma tesislerinde arıtıldığı; idareden herhangi bir hizmet alınmadığı; davacının su temini için kullanmakta olduğu kuyuların bir kısmının DSİ onayıyla açıldığı; 6360 sayılı Yasanın Yürürlüğe girmesiyle birlikte sözkonusu kuyuların davalı idareye geçtiği ve davacının 2510399 abone numarası ile 3.5.2018 tarihinden itibaren su abonesi olduğu; davacının "artezyen otel" abone tipinin, "Ticarethane otel" olarak değiştirilmesiyle geriye dönük olarak fark su ücreti, katı atık bertaraf bedeli, sıvı atık ücreti ve bunlar üzerinden hesaplanan KDV'nin tahakkuk ettirilmesine ilişkin 28.6.2019 gün ve 18648 sayılı işlemin tesis edilmesi üzerine açılan davada görev uyuşmazlığı doğduğu;Mahkememizin 23.12.2018 gün ve E:2019/869, K:2019/890 sayılı kararı ile görevli yargı yerinin adli yargı yeri olduğuna karar verildiği; akabinde davacının söz konusu fark bedelini ödememesi nedeniyle, aboneliği bulunan suyunun kesildiği ve suyun kesilme işleminin iptali için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

          Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde, davacının zaten varolan abonelik türünün değiştirilmesine ve geriye dönük fark ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin tesisinden sonra, davacı tarafından bu ücretin ödenmediği nedeniyle "suyunun kesilmesi"ne ilişkin işlemin Abonelik Sözleşmesi ve Tarifeler Yönetmeliği uyarınca gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır.

Dolayısıyla taraflar arasında bir abonelik ilişkisinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı idare arasında yapılmış bir abone sözleşmesine dayalı olarak ortaya çıkan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

          Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca yapılan başvurunun kabulü ile Aydın 2. İdare Mahkemesince verilen 6.11.2019 gün ve E:2019/520 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Aydın 2. İdare Mahkemesince verilen 6.11.2019 gün ve E:2019/520 sayılı görevlilik KARARININ KALDIRILMASINA 26.10.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Burhan                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    ÜSTÜN                        BOZER                      AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                         Nurdane                         Bilal

                                          TUNÇ                           TOPUZ                    ÇALIŞKAN