Ceza Bölümü         2000/50 E.  ,  2000/45 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacı           : K.H.

            Yakınan        : E.Ö.

            Mağdure        : F.Ö.

            Sanıklar         : 1-S.U.

                                     2-A.Ş.

                                     3-A.Ş.

                                     4-E.Ş. 

            O L A Y          : Kırklareli 33. Mknz. P. Tug. 1. Hd. Tb. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er S.U.'ın, firarda bulunduğu 3.7.1999 günü, mağdure F.Ö.'i, rızasıyla kaçırıp, sivil kişi sanıklar A., A. ve E.Ş.'ın evinde alıkoyduğu, burada fiili livata yolu ile birden fazla ırzına geçtiği ileri sürülerek, sanıklardan S.U.'ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 416/3, 430/2, 80., diğer sanıkların eylemine uyan aynı Kanun'un 416/3, 430/2, 65/3. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11.8.1999 gün ve E:1999/5705, K:1999/3415 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

             FATİH 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 14.9.1999 gün ve E:1999/482, K:1999/502 sayıyla; asker kişi sanığın, yüklenen askeri suç nedeniyle, sivil kişi sanıkların ise 353 sayılı Yasa'nın 18. madde hükmü gereğince, askeri yargı yerinde yargılanmaları gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir. 

            Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanığın askerlik görevini yaptığı birliği itibariyle yetkisizlik kararı vermiş, dava dosyası, 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

             5. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 21.6.2000 gün ve E:2000/1257, K:2000/518 sayıyla; 26.5.2000 tarihinde yürürlüğe giren 26.3.2000 gün ve 24001 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4551 sayılı Yasa’nın 38. maddesi ile Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi yürürlükten kaldırıldığından, asker kişi sanığa yüklenen suçun askeri suç olma niteliği ortadan kalkmış olup, asker kişiye karşı, askeri mahalde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlendiğinin de ileri sürülmediği, sivil kişi sanıklara yüklenen suçun ise 353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde yer almadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca Mahkememize gönderilmiştir.

           İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, A. HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN , Recep SÖZEN, Ahmet ALKIŞ’ ın katılımlarıyla yapılan 23.10.2000 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Recep Teoman AKÇA'nın davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 USULE İLİŞKİN İNCELEME :

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç hA.ne dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, sanığın yüklenen suçu işlediği ileri sürülen günde asker kişi olması ve yüklenen suçun da "askeri suç" olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, 26.5.2000 tarihinde yürürlüğe giren 26.3.2000 gün ve 24001 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 4551 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun, 152. maddesi yürürlükten kaldırılmış olduğundan sanığa yüklenen "ırza geçme" suçunun "askeri suç" niteliği ortadan kalkmıştır. 

Asker kişi sanığa yüklenen "kaçırıp-alıkoyma" suçundan açılan kamu davasında ise; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 27.5.1991 gün  ve 20877 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11.3.1991 gün ve 1 - 1 sayılı İlke Kararında; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi ile Türk Ceza Kanunu'nun 8. babına yapılan göndermenin 8. babın 1. faslında yer alan ırz ve iffete tecavüz fiillerinin cezalandırılmasına ilişkin hükümleri kapsadığı; 8. babın 2. faslında yer alan Türk Ceza Kanunu'nun 430. maddesinde düzenlenen "kaçırma ve alıkoyma" eylemlerinin bu kapsamda bulunmadığı, bu nedenle askeri suç sayılmayacağı gerekçesiyle asker kişilerin bu suça ilişkin davalarının çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu kararlaştırılmış olup kaldı ki,  yukarıda açıklandığı üzere Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi de tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. 

Bu durumda, asker kişi sanığa yüklenen "ırza geçme, kaçırıp-alıkoyma" suçları askeri suç olmadığından, asker kişiye karşı veya askeri mahalde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlendiğinin de ileri sürülmemesine göre, açılan kamu davasının adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği açıktır. 

Sivil kişi sanıklar açısından ise, 353 sayılı Yasa'nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılama koşullarını belirleyen 11. maddesi ile 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın benzer düzenlemeyi içeren Ek.6. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir. 

Sivil kişi sanıklara yüklenen suçların, 353 sayılı Yasa'nın 11. ve 1632 sayılı Yasa'nın Ek.6. maddesinde yer almamaları karşısında, bu sanıklar hakkında açılan kamu davasının da adli yargı yerinde görülmesi ve Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.9.1999 günlü, E:1999/482, K:1999/502 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 23.10.2000 günü kesin olarak oybirliği ile karar verildi.