T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 519

            KARAR NO  : 2017 / 659

            KARAR TR   : 27.11.2017

ÖZET : Davacı tarafından Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi 4544 ada 1 parsel nolu 2/B niteliğindeki taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile 6292 Sayılı Kanuna göre taraflarına bedelsiz olarak tesciline; bu mümkün olmadığı takdirde yine 6292 Sayılı Kanunda öngörülen usullere göre taşınmazın bedelinin ödenmesi suretiyle davacı Şirket adına satışı ve davacı Şirket adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan ve 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında tesis edilen idari işlemler ve bunların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : T. K.San. ve Tic. A.Ş. Adına M. D.

Vekili           : Av.B. D.

Davalılar      : 1-Maliye Hazinesi

Vekili           : Av.Ş.A.

 2-Gebze Belediyesi Başkanlığı

Vekilleri       : Av. M. T., Av.T. D.

 

O  L  A  Y   : Davacı vekili dava dilekçesinde;  Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi, 19 pafta, 113 ada 17 parsel nolu 28.246,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın müvekkilince 06.06.1985 tarihinde satın alındığını;  15.11.1985 tarihinde bu taşınmazın 1.154,00 m2 lik kısmının yola terk edildiğini, geri kalan taşınmaza iki adet pilon yeri inşa edildiğini,  bu pilon yerlerinin ifraz edilmesiyle 113 ada 33 parsel numaralı 27.084,00 m2 lik parselin kaldığını,  daha sonra 09.06.1995 tarihinde 113 ada 33 parselin tapu kaydına 6831 Sayılı Kanun gereği 2b şerhi konulduğunu;  1996 yılında ise 113 ada 33 parsel nolu taşınmazın 3194 Sayılı Kanunun 18. maddesi gereği imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sonucunda oluşan dava konusu 4544 ada 1 nolu parselin 6996/27161 hissesinin Gebze Belediyesi adına, 20165/27161 hissesinin ise müvekkili şirket adına tescil edildiğini;  2b şerhinin 4544 ada 1 parselin 5.840,00 m2’lik kısmına konulduğunu,  bu 2b olan kısmın da 12.10.2001 tarihinde ifraz edildiğini, 4544 ada 1 parsel nolu taşınmazın 5.840,00 m2 ve 2b niteliğinde tapuya tescil edildiğini, 2b vasfı taşımayan diğer kısmın ise 4544 ada 6 parsel numarasını aldığını,  4544 ada 6 parselin 6996/27161 hissesinin Gebze Belediyesi adına, 20165/27161 hissesinin ise müvekkili şirket adına tescil olunduğunu; 4544 ada 6 parsel ile davaya konu 5.840,00 m2 yüzölçümlü 4544 ada 1 parselin yeniden 18. madde uygulamasına tabi tutulduğunu, 20577/21321 hissenin müvekkili adına, 744/21321 hissenin Gebze Belediyesi adına tescil edildiğini;  daha sonra dava konusu 5.840, 00 m2 yüzölçümlü 4544 ada 1 parsel nolu taşınmazın, aynı ada, aynı parsel no ile Maliye Hazinesine ait 5635 ada 1 parseldeki hissesinin bu taşınmaza tahsis edilmesi sonucu Hazine adına tescil edildiğini; bu uygulamaları özetlemek ve müvekkili açısından değerlendirmek gerekirse; dava konusu taşınmazın 06.06.1985 tarihinde müvekkil şirket tarafından tapuda üzerinde 2/B şerhi olmadan satın alındığını,  bu taşınmazın üzerine, ruhsat alınmak suretiyle bir yapı inşaa edildiğini ve bu yapıya 03.08.1992 tarihinde kullanma izni alındığını; 09.06.1995 tarih 2922 yevmiye ile dava konusu taşınmazın geldisi olan 113 ada 33 parselin tapu kütüğünün beyanlar hanesine, “6831 sayılı yasanın 2/b maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır” şeklinde şerh konulduğunu; daha sonra bu taşınmazda 08.11.1996 tarih ve 5894 yevmiye ile 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi uygulaması yapıldığını ve taşınmazın 6996/27161 hissesinin şuyulandırma sonucu Gebze Belediyesine geçtiğini; 20165/27161 hissesinin müvekkili şirket üzerinde kaldığını;  taşınmazın daha sonra Gebze Belediyesi tarafından tekrar 18. madde uygulamasına konu edildiğini, bu işlem sonucu taşınmazın üzerinde, ruhsat alınmak suretiyle yapılan fabrika binasının 5.840,00 m2’lik kısmının ifraz edilerek, üzerinde 2/B şerhi ile Gebze Belediyesi mülkiyetine geçen dava konusu 4544 ada 1 parselin içinde kaldığını; 2/B olarak ifraz edilen, dava konusu 4544 ada 1 parsel numaralı taşınmazın, Maliye Hâzinesine ait 5635 ada 1 parsel numaralı taşınmazla takas edilmek suretiyle (üzerinde ruhsat alınmak suretiyle yapılan fabrika binasının 5840,00 m2’lik kısmı yer aldığı halde ) Maliye Hâzinesinin mülkiyetine geçtiğini; dava konusu taşınmazda yasalara aykırı olarak yapılan uygulamalara bakıldığında; kesinleşmiş 2/B uygulamasına konu olan alanlarda imar uygulaması yapılmasının kanunen mümkün olmadığını, Belediyenin dava konusu, 2/B uygulaması kesinleşmiş taşınmazda şuyulandırma yoluyla resen hissedar olmasının kanunen mümkün olmadığını, Belediyenin dava konusu taşınmazın üzerinde ruhsatlı olarak yapılan fabrika binasının bir kısmının bulunmasına rağmen bu taşınmazı Maliye Hâzinesi ile takas etmesinin kanuna aykırı olduğunu;  davadaki haklılıklarının içtihatlarla da ispatlandığını,   içtihatların gereği olarak, yolsuz tescil niteliğinde sicilin iptali ve sicilin yolsuz tescil oluşumundan önceki haline dönmesine karar verilmesinin gerektiğini; 6292 Sayılı yasanın 7.maddesinin; “(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde; a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” Şeklinde olduğunu; yukarıdaki açıklamalarına dayanarak;- Öncelikle Belediye adına kurulan yolsuz tescil ve devamında Maliye Hâzinesi adına yolsuz tescilin devamı niteliğinde oluşan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazın yolsuz tescil önceki haline dönmesine; -Yolsuz tescilin iptal edilmesiyle üzerinde 2/b şerhi bulunan 5.840,00 m2 alanlı 4544 ada 1 parsel nolu taşınmazın ihdas edilmiş olacağını, bu taşınmazın tapusunun üzerinde yer alan 2/b şerhinin 6292 Sayılı yasanın 7/1-a maddesi hükümlerinin uygulanması ile sicilden terkini ile tapunun müvekkili şirket adına tescili talebinde bulunmak zarureti doğduğunu ifade ederek; 1-Öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına; 2-Dava konusu Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhon Mahallesi 4544 ada 1 parsel nolu 2/b niteliğindeki taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile 6292 Sayılı Kanuna göre taraflarına bedelsiz olarak tesciline; 3-Bu mümkün olmadığı takdirde yine 6292 Sayılı Kanunda öngörülen usullere göre taşınmazın bedelinin ödenmesi suretiyle müvekkili Şirket adına satışı ve müvekkili Şirket adına adına tesciline karar verilmesi istemiyle 17.7.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı İdarelerin vekilleri süresi içerisinde sundukları cevap dilekçelerinde; davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuşlardır.

Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi: 27.11.2014 gün ve E:2014/534, K:2014/814 sayı ile, “(…) Yapılan yargılama, iddia-savunma ve tüm dosya içeriğinden: davacının davasının, davalı belediye tarafından 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uygulamasından kaynaklandığı, yapılan işlemin idarenin imar uygulama çalışmasına ilişkin ve idarenin görevinden kaynaklanan bir uygulama olduğu, idarenin görevi ile ilgili konularda doğan ihtilaflara bakma görevi İdari Yargıya ait olduğundan, davacının davasının yargı yolu nedeni ile reddine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar vermek gerekmiştir

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,

1-Davanın yargı yolu nedeniyle reddine…”gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi: 28.4.2015 gün ve E:2015/3378, K:2015/3285 sayı ile, “(…) Mahkemece, davanın 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uygulamasından kaynaklandığı gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava imar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda yapılan imar uygulamasının yok hükmünde olduğundan, imar parsel sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düşeceği gerekçesiyle taşınmazın imar öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumunun ihyası ile 6292 sayılı Kanun uyarınca bedelsiz olarak iadesi, aksi takdirde bedeli ödenmek suretiyle tescili isteğiyle açılmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, Medeni Kanunun 1025 - 1027. (933 - 935.) maddeleri gereğince ilgililerin yazılı bildirimleri dışında, kural olarak mülkiyetin belirlenmesine ilişkin tescil, tapu iptali, tescil gibi tapu sicilinde değişiklik yapmayı gerektiren davalara bakma görevi adli yargı yerine aittir. Çünkü adli mahkemelerin kararı olmadan tapu sicilinde değişiklik yapılamaz. Bu nedenle, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenenler, tapu sicilinin düzeltilmesini özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargı yerinde dava edebilecekleri gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” karar vermiştir.

GEBZE 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.2.2016 gün ve E:2015/533 sayı ile, “Usul ve yasaya uygun bulunan 2015/3378 Esas - 2015/3285 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına, görev itirazının bu aşamada reddine,” demek suretiyle, görevli olduğunu kabul etmiştir.

Davalılardan Gebze Belediyesi Başkanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine;  dilekçe, dava dosyasının onaylı bir örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “(…) Uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13’üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi, Muallim Köyü Yolu Mevkii, 19 pafta, 113 ada, 17 parsel sayılı 28.246 m2 yüzölçümlü taşınmazın 06.06.1985 tarihinde satın alınması nedeniyle adına tescil edildiği, 19.11.1985 tarihinde bu parselin 1.154 m2'lik kısmının yola terkinin ve 8 m2lik kısmının 2 adet pilon yeri için kamulaştırma nedeniyle ifrazının yapılarak kalan 27.084 m2 yüzölçümlü taşınmazın aynı yer, 113 ada, 33 parsel numarası ile Kargir Kauçuk Fabrikası ve müştemilatı olan tarla vasfı ile 18.02.1991 tarihinde tapuda tescil gördüğü, 113 ada, 33 sayılı kadastral parselin 5.840 m2'lik kısmı üzerine 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca tapuya 09.06.1995 tarih ve 2922 yevmiye numarası ile şerh konulduğu, davacı taşınmazını da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemi nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesilerek 08.11.1996 tarih ve 5829 yevmiye numarasıyla 27.161 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 1 sayılı parselin 20165/27161 hissesinin davacıya, 6996/27161 hissesinin Gebze Belediye Başkanlığına tahsis edildiği, 2/B şerhinin 5.840 m2 olarak 4544 ada, 1 sayılı imar parseline de taşındığı, 27.161 m2 yüzölçümlü imar parselinin 2/B şerhi olan 5.840 m2'lik kısmının 12.10.2001 tarihinde re'sen ifraza konu edilerek 5.840 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 1 sayılı parsel ile üzerinde şerh olmayan 21.321 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 6 sayılı parselin oluşturulduğu, davacı ile Gebze Belediye Başkanlığının ifraz öncesi hissedarlıklarının yeni parsellerde de aynı oranda devam ettiği, davacının 4544 ada, 1 sayılı parselde 4.336 m2, 4544 ada, 6 sayılı parselde ise 15.829 m2 hissesinin (toplamda 20.165 m2) bulunduğu; davacı parselinin de bulunduğu alanda belediye encümeninin 17.09.1998 günlü, 3886 sayılı kararıyla onaylanan parselasyon işlemi ve dayanağı 05.08.1998 günlü, 1998/56 sayılı belediye meclis kararı ile kabul edilen imar planı değişikliğinin iptali istemiyle üçüncü kişi tarafından açılan ve Danıştay Altıncı Dairesinin 31.10.2003 günlü, E:2002/2226, K:2003/5292 sayılı kararı ile onanan Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 14.11.2001 günlü, E:2000/1748, K:2001/2612 sayılı iptal kararının gereği olarak 2003 yılında yapılan parselasyon işlemi sırasında, davacının her iki parseldeki hisselerine karşılık, daha önce alınan düzenleme ortaklık payına isabet eden bir kısım miktar da iade edilmek suretiyle (4544 ada, 1 sayılı parsel için 88 m2, 4544 ada, 6 sayılı parsel için 324 m2) oluşturulan 21.321 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 6 sayılı parselin 20.577 m2'sinin davacı adına, 744 m2 hissesi ile 5.840 m2 yüzölçümlü 2/B şerhi olan 4544 ada, 1 sayılı parsel de Gebze Belediye Başkanlığı adına tahsis edildiği, 2/B şerhi bulunan parseldeki belediye hissesinin bu parselasyon işlemiyle Hazine adına kayıtlı 5635 ada, 1 sayılı parsel ile takasının da yapıldığı, tapuda bu işlemlerin 20.11.2003 tarihinde tescil gördüğü, davacı tarafından 4544 ada, 6 sayılı parseldeki belediyeye ait 744 m2 hissenin 15.04.2004 tarihinde satın alındığı ve bu imar parselinin tümünün maliki haline geldiği, davacı tarafından gerek 2/B şerhi konulması ve sonrasında yapılan ifraz ile hissedar haline getirme, gerek ilk parselasyon işlemi ve daha sonra 2003 yılında tescil gören parselasyon işlemiyle hissesi 4544 ada, 6 sayılı parsele taşınmak suretiyle hukuki bağının kalmadığı, 4544 ada, 1 sayılı parselin takas yoluyla Hazine adına kayıt görmesine neden olan işlemlere karşı dava açıldığı yolunda davacıya ait dilekçelerde herhangi bir beyan olmadığı gibi davacı tarafından idari işlemler sonucunda oluşan yeni parsel numaraları üzerinden tapuda işlemler yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu bilgilerin değerlendirilmesinden; davanın, kök parselin bir kısmı üzerine 2/B şerhinin konulduğu, bu kısım aynen muhafaza edilerek parselasyon işlemi yapıldığı, davacının bu kısımdaki hissedarlığı korunarak ayrı parsel numarası ile 2/B şerhine konu olan bölüm için ifraz yoluyla parsel oluşturulduğu, sonradan yapılan parselasyon ile davacı hisselerinin 2/B şerhi bulunan parselden alınarak şerh bulunmayan imar parselinde toplandığı, davacı taşınmazından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması sonucu hissesinin azaldığı, kadastral parsel üzerinde yapılan fabrika binasının bir kısmının, sonradan 2/B şerhi konulan 4544 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığı, parselasyon işlemleri sonucu fabrika binasına nazaran azalan ve 2/B sınırı dışında oluşan imar parselinden tahsis yapılan davacı tarafından, Hazine adına takas yoluyla oluşturulan ve hakedişi kalmayan bu bölümün parselasyon ve ifraz işlemlerinin 6831 sayılı Orman Kanununa aykırı şekilde yolsuz tescil sonucu oluştuğu ileri sürülerek fabrika binasının üzerinde yer aldığı kısmın 6831 sayılı Yasa uyarınca konan şerh öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumun ihyası ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hâzineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca bedelsiz olarak iadesi, aksi takdirde bedeli ödenmek suretiyle tescili isteğiyle dava açıldığı görülmektedir.

Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, kadastral mülkiyeti kapsayan alanda tesis edilen parselasyon işlemi sonucu düzenleme ortaklık payına yapılan kesintiden sonra oluşturulan imar parselinden yapılan tahsis dışında, ayrıca kadastral taşınmaz üzerine inşa edilen fabrika yapısını müstakil parsel üzerinde korumaya ve hakediş miktarı üzerindeki kısmın adına tahsis edilmesi istenilmekte olup; davanın kökenini hukuki varlığını devam ettiren ve davacı tarafından da açıklanan parselasyon ve ifraz gibi idari işlemler oluşturmaktadır.

Bu itibarla, 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında tesis edilen idari işlemler ve bunların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargı yerlerine ait bulunmaktadır. Davacı tarafından, 6831 sayılı Yasa kapsamındaki 2/B alanının parselasyon işlemine konu olamayacağı, bu alanda tescil yapılamayacağı, tescilin yolsuz olduğu, bu nedenle 2/B tescili öncesi durumun ihya edilmesi, 6292 sayılı Yasa kapsamında davacı lehine uygulama yapılması gerektiğinin ileri sürülmesi davanın görüm yerini değiştirerek adli yargı yerinde bakılması sonucunu doğurmamaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenle, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı şirket adına tescili istemiyle açılan davada, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…” karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI;  “(…) Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Bilindiği gibi, uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"', herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem” olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Kanunun 13. maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Dosyada kapsamında yapılan incelemede; davacı tarafından, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi, Muallim Köyü Yolu Mevkii, 19 pafta, 113 ada, 17 parsel sayılı 28.246 m2'lik taşınmazın 06/06/1985 tarihinde satın alınması nedeniyle adına tescil edildiği, 19/11/1985 tarihinde bu parselin 1.154 m2'lik kısmının yola terkinine 8 m2'lik kısmının 2 adet pilon yeri için kamulaştırma nedeniyle ifrazının yapıldığı, kalan 27.084 m2'lik taşınmazın aynı yer, 113 ada, 33 parsel numarası ile kargir kauçuk fabrikası ve müştemilatı olan tarla vasfı ile 18/02/1991 tarihinde tapuda tescil gördüğü, daha sonra tapu kaydında bu parselin 5.840 m2'lik kısmına, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca 09/06/1995 tarih ve 2922 yevmiye numarası ile şerh konulduğu, bu işlemden sonra davacının taşınmazını da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemi nedeniyle düzenleme ortaklık payı (DOP) kesilerek 08/11/1996 tarih ve 5829 yevmiye numarasıyla 27.161 m2'lik 4544 ada, 1 sayılı parselin 20165/27161 hissesinin davacıya, 6996/27161 hissesinin Gebze Belediye Başkanlığına tahsis edildiği, 2/B şerhinin 5.840 m2 olarak bu parsele taşındığı, 27.161 m2'lik imar parselinin 2/B şerhi olan 5.840 m2'lik kısmının 12/10/2001 tarihinde re'sen ifraza konu edilerek 5.840 m2'lik 4544 ada, 1 sayılı parsel ile üzerinde şerh olmayan 21.321 m2'lik 4544 ada, 6 sayılı parselin oluşturulduğu, davacı ile Gebze Belediye Başkanlığının ifraz öncesi hissedarlıklarının yeni parsellerde de aynı oranda devam ettiği, davacının 4544 ada, 1 sayılı parselde 4.336 m2; 4544 ada, 6 sayılı parselde ise 15.829 m2 hissesinin (toplam 20.165 m2) bulunduğu, davacı parselinin de bulunduğu alanda belediye encümeninin 17/09/1998 tarih ve 3886 sayılı kararıyla onaylanan parselasyon işlemi ve dayanağı 05/08/1998 tarih ve 1998/56 sayılı belediye meclis kararı ile kabul edilen imar planı değişikliğinin iptali istemiyle üçüncü kişi tarafından açılan ve Danıştay Altıncı Dairesinin 31/10/2003 tarih, E.2002/2226 ve K.2003/5292 sayılı kararı ile onanan Sakarya 2. İdare Mahkemesi tarafından verilen 14/11/2001 tarih, E.2000/1748 ve K.2001/2612 sayılı iptal kararının gereği olarak 2003 yılında yapılan parselasyon işlemi sırasında, davacının her iki parseldeki hisselerine karşılık, daha önce alınan DOP'a isabet eden bir kısım miktar da iade edilmek suretiyle (4544 ada, 1 sayılı parsel için 88 m2, 4544 ada, 6 sayılı parsel için 324 m2) oluşturulan 21.321 m2'lik 4544 ada, 6 sayılı parselin 20.577 m2'sinin davacı adına, 744 m2 hissesi ile 5.840 m2'lik 2/B şerhi olan 4544 ada, 1 sayılı parselin de Gebze Belediye Başkanlığı adına tahsis edildiği, 2/B şerhi bulunan parseldeki belediye hissesinin bu parselasyon işlemiyle Hazine adına kayıtlı 5635 ada, 1 sayılı parsel ile takasının da yapıldığı, bu işlemlerin tapuda 20/11/2003 tarihinde tescil edildiği, davacının 4544 ada, 6 sayılı parseldeki belediyeye ait 744 m2 hisseyi 15/04/2004 tarihinde satın alarak bu parselin tümünün maliki haline geldiği, davacı tarafından gerek 2/B şerhi konulması ve sonrasında yapılan ifraz ile hissedar haline getirme, gerekse ilk parselasyon işlemi ve daha sonra 20/11/2003 tarihinde tescil gören parselasyon işlemiyle hissesinin 4544 ada, 6 sayılı parsele taşınması sebebiyle, hukuki bağının kalmadığı 4544 ada, 1 sayılı parselin, takas yoluyla Hazine adına kayıt görmesine neden olan işlemlere karşı dava açıldığı yolunda dava dilekçesinde bir beyan olmadığı gibi, idari işlemler sonucunda oluşan yeni parsel numaraları üzerinden davacı tarafından tapuda işlemler yapıldığı anlaşılmaktadır.

Öte yandan, 6292 sayılı Kanunun, ilgili 7/1-a maddesi "(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde; a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir." hükmünü içermektedir.

Açıklanan mevzuat hükümleri ve bilgilere göre, kök parselin bir kısmı üzerine 2/B şerhinin konulduğu, parselasyon işleminin 2/B şerhi muhafaza edilmek suretiyle yapıldığı, davacının bu kısımdaki hissedarlığı korunarak ayrı parsel numarası ile 2/B şerhine konu olan bölüm için ifraz yoluyla parsel oluşturulduğu, daha sonra yapılan parselasyon çalışması ile davacı hisselerinin 2/B şerhi bulunan parselden alınarak şerh bulunmayan imar parselinde toplandığı, davacının taşınmazından DOP kesintisi yapılması sonucu hissesinin azaldığı, kadastral parsel üzerinde yapılan fabrika binasının bir kısmının, sonradan 2/B şerhi konulan 4544 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığı, parselasyon işlemleri sonucu fabrika binasına nazaran azalan ve 2/B sınırı dışında oluşan imar parselinden tahsis yapılan davacı tarafından, Hazine adına takas yoluyla oluşturulan ve hakedişi kalmayan bu bölümün parselasyon ve ifraz işlemlerinin 6831 sayılı Orman Kanununa aykırı şekilde yolsuz tescil sonucu oluştuğu ileri sürülerek fabrika binasının üzerinde yer aldığı kısmın 6831 sayılı Kanun uyarınca konan şerh öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumun ihyası ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hâzineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca bedelsiz olarak iadesi, aksi takdirde bedeli ödenmek suretiyle tescili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu uyuşmazlıkta davacının talebi, kadastral mülkiyeti kapsayan alanda yapılan parselasyon çalışması sonucu DOP için yapılan kesintiden sonra oluşturulan imar parselinden yapılan tahsis dışında, ayrıca kadastral taşınmaz üzerine inşa edilen fabrika binasını müstakil parsel üzerinde korumak amacıyla hakediş miktarı üzerindeki kısmın adına tahsis edilmesini içermektedir. Bu bakımdan davanın kökenini hukuki varlığını devam ettiren parselasyon ve ifraz çalışmalarını içeren idari işlemler oluşturmaktadır.

Bu itibarla; 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında tesis edilen idari işlemler ve bunların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.

Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2016 tarih ve 2015/533 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi…” gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Davalılardan Gebze Belediyesi Başkanlığı vekilince anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak görev itirazında bulunulduğu, bunun üzerine adli yargı yerince, dava dilekçesinin görev-yargı yolu yönünden reddine karar verildiği, ancak bu kararın temyizen bozulmasından sonra, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Mahkemece, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulduğu belirtilerek davalı vekilinin görev itirazın reddedildiği,  bu aşamadan sonra, Davalılardan Gebze Belediyesi Başkanlığı vekilince 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunulması üzerine, Danıştay Başsavcısınca 10.maddede öngörülen biçimde,  anılan İdare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi 4544 ada 1 parsel nolu 2/B niteliğindeki taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile 6292 Sayılı Kanuna göre taraflarına bedelsiz olarak tesciline; bu mümkün olmadığı takdirde yine 6292 Sayılı Kanunda öngörülen usullere göre taşınmazın bedelinin ödenmesi suretiyle davacı Şirket adına satışı ve davacı Şirket adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8.maddesinde, planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında hangi esaslara uyulması gerektiği belirtilmiş; aynı Kanunun “İfraz ve tevhid” başlıklı 15.maddesinde; imar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına veya tevhidine izin verilmeyeceği, imar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olmasının gerektiği, imar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklüklerinin yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edileceği, imar planı dışında kalan alanlarda yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin verilmeyeceği ifade edilmiş; Kanunun  “Arazi ve arsa düzenlemesi” başlıklı 18.maddesinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkilerin valilikçe kullanılacağı hükmüne; maddenin devamında ise, uygulamaya yönelik hususlara yer verildiği görülmüştür.

Diğer taraftan, 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”un “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7.maddesinin 1.fıkrasının a bendinde; “ (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;

a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” denilmiştir.

Uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, 15.maddede düzenlenen ifraz ve tevhid hususları, 18.madde kapsamındaki arazi ve arsa düzenlemeleri ile 2981 sayılı Yasanın 13’üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Sultanorhan Mahallesi, Muallim Köyü Yolu Mevkii, 19 pafta, 113 ada, 17 parsel sayılı 28.246 m2 yüzölçümlü taşınmazın 06.06.1985 tarihinde satın alınması nedeniyle adına tescil edildiği, 19.11.1985 tarihinde bu parselin 1.154 m2'lik kısmının yola terkinin ve 8 m2lik kısmının 2 adet pilon yeri için kamulaştırma nedeniyle ifrazının yapılarak kalan 27.084 m2 yüzölçümlü taşınmazın aynı yer, 113 ada, 33 parsel numarası ile Kargir Kauçuk Fabrikası ve müştemilatı olan tarla vasfı ile 18.02.1991 tarihinde tapuda tescil gördüğü, 113 ada, 33 sayılı kadastral parselin 5.840 m2'lik kısmı üzerine 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca tapuya 09.06.1995 tarih ve 2922 yevmiye numarası ile şerh konulduğu, davacı taşınmazını da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemi nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesilerek 08.11.1996 tarih ve 5829 yevmiye numarasıyla 27.161 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 1 sayılı parselin 20165/27161 hissesinin davacıya, 6996/27161 hissesinin Gebze Belediye Başkanlığına tahsis edildiği, 2/B şerhinin 5.840 m2 olarak 4544 ada, 1 sayılı imar parseline de taşındığı, 27.161 m2 yüzölçümlü imar parselinin 2/B şerhi olan 5.840 m2'lik kısmının 12.10.2001 tarihinde re'sen ifraza konu edilerek 5.840 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 1 sayılı parsel ile üzerinde şerh olmayan 21.321 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 6 sayılı parselin oluşturulduğu, davacı ile Gebze Belediye Başkanlığının ifraz öncesi hissedarlıklarının yeni parsellerde de aynı oranda devam ettiği, davacının 4544 ada, 1 sayılı parselde 4.336 m2, 4544 ada, 6 sayılı parselde ise 15.829 m2 hissesinin (toplamda 20.165 m2) bulunduğu; davacı parselinin de bulunduğu alanda belediye encümeninin 17.09.1998 günlü, 3886 sayılı kararıyla onaylanan parselasyon işlemi ve dayanağı 05.08.1998 günlü, 1998/56 sayılı belediye meclis kararı ile kabul edilen imar planı değişikliğinin iptali istemiyle üçüncü kişi tarafından açılan ve Danıştay Altıncı Dairesinin 31.10.2003 günlü, E:2002/2226, K:2003/5292 sayılı kararı ile onanan Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 14.11.2001 günlü, E:2000/1748, K:2001/2612 sayılı iptal kararının gereği olarak 2003 yılında yapılan parselasyon işlemi sırasında, davacının her iki parseldeki hisselerine karşılık, daha önce alınan düzenleme ortaklık payına isabet eden bir kısım miktar da iade edilmek suretiyle (4544 ada, 1 sayılı parsel için 88 m2, 4544 ada, 6 sayılı parsel için 324 m2) oluşturulan 21.321 m2 yüzölçümlü 4544 ada, 6 sayılı parselin 20.577 m2'sinin davacı adına, 744 m2 hissesi ile 5.840 m2 yüzölçümlü 2/B şerhi olan 4544 ada, 1 sayılı parsel de Gebze Belediye Başkanlığı adına tahsis edildiği, 2/B şerhi bulunan parseldeki belediye hissesinin bu parselasyon işlemiyle Hazine adına kayıtlı 5635 ada, 1 sayılı parsel ile takasının da yapıldığı, tapuda bu işlemlerin 20.11.2003 tarihinde tescil gördüğü, davacı tarafından 4544 ada, 6 sayılı parseldeki belediyeye ait 744 m2 hissenin 15.04.2004 tarihinde satın alındığı ve bu imar parselinin tümünün maliki haline geldiği, davacı tarafından gerek 2/B şerhi konulması ve sonrasında yapılan ifraz ile hissedar haline getirme, gerek ilk parselasyon işlemi ve daha sonra 2003 yılında tescil gören parselasyon işlemiyle hissesi 4544 ada, 6 sayılı parsele taşınmak suretiyle hukuki bağının kalmadığı, 4544 ada, 1 sayılı parselin takas yoluyla Hazine adına kayıt görmesine neden olan işlemlere karşı dava açıldığı yolunda davacıya ait dilekçelerde herhangi bir beyan olmadığı gibi davacı tarafından idari işlemler sonucunda oluşan yeni parsel numaraları üzerinden tapuda işlemler yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu bilgilerin değerlendirilmesinden; davanın, kök parselin bir kısmı üzerine 2/B şerhinin konulduğu, bu kısım aynen muhafaza edilerek parselasyon işlemi yapıldığı, davacının bu kısımdaki hissedarlığı korunarak ayrı parsel numarası ile 2/B şerhine konu olan bölüm için ifraz yoluyla parsel oluşturulduğu, sonradan yapılan parselasyon ile davacı hisselerinin 2/B şerhi bulunan parselden alınarak şerh bulunmayan imar parselinde toplandığı, davacı taşınmazından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması sonucu hissesinin azaldığı, kadastral parsel üzerinde yapılan fabrika binasının bir kısmının, sonradan 2/B şerhi konulan 4544 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığı, parselasyon işlemleri sonucu fabrika binasına nazaran azalan ve 2/B sınırı dışında oluşan imar parselinden tahsis yapılan davacı tarafından, Hazine adına takas yoluyla oluşturulan ve hakedişi kalmayan bu bölümün parselasyon ve ifraz işlemlerinin 6831 sayılı Orman Kanununa aykırı şekilde yolsuz tescil sonucu oluştuğu ileri sürülerek fabrika binasının üzerinde yer aldığı kısmın 6831 sayılı Yasa uyarınca konan şerh öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumun ihyası ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hâzineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun uyarınca bedelsiz olarak iadesi, aksi takdirde bedeli ödenmek suretiyle tescili isteğiyle dava açıldığı görülmektedir.

Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, kadastral mülkiyeti kapsayan alanda tesis edilen parselasyon işlemi sonucu düzenleme ortaklık payına yapılan kesintiden sonra oluşturulan imar parselinden yapılan tahsis dışında, ayrıca kadastral taşınmaz üzerine inşa edilen fabrika yapısını müstakil parsel üzerinde korumaya ve hakediş miktarı üzerindeki kısmın adına tahsis edilmesi istenilmekte olup; davanın kökenini hukuki varlığını devam ettiren ve davacı tarafından da açıklanan parselasyon ve ifraz gibi idari işlemler oluşturmaktadır.

 

Bu itibarla, 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında tesis edilen idari işlemler ve bunların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargı yerlerine ait bulunmaktadır. Davacı tarafından, 6831 sayılı Yasa kapsamındaki 2/B alanının parselasyon işlemine konu olamayacağı, bu alanda tescil yapılamayacağı, tescilin yolsuz olduğu, bu nedenle 2/B tescili öncesi durumun ihya edilmesi, 6292 sayılı Yasa kapsamında davacı lehine uygulama yapılması gerektiğinin ileri sürülmesi davanın görüm yerini değiştirerek adli yargı yerinde bakılması sonucunu doğurmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile davalılardan Gebze Belediyesi Başkanlığı vekilinin görev itirazının Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin 16.2.2016 gün ve E:2015/533 sayılı kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile davalılardan Gebze Belediyesi Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin  Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.2.2016 gün ve E:2015/533 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI