T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 541

            KARAR NO : 2016 / 557

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET : Olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma başvurusu üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesinin idari yargıyı görevli kılan ve kesin olan kararı sonrasında, aynı görev uyuşmazlığının bu kez 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında, doğrudan başvuru yoluyla Uyuşmazlık Mahkemesi önüne yeniden getirilebilmesi imkanı bulunmadığından, BAŞVURUNUN REDDİ GEREKTİĞİ hk.

 

K  A  R  A  R

 

          Davacılar   : 1- H.K.                                 6- S.B.                     

                          2- M.K.                                7- A.K.

  3- S.K.                                 8- A.A.

  4- N.E.                                 9- T.K.

  5- R.K.                                10- A.T.

Vekili         : Av. A. E.

Davalı        : Bağcılar Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. H. S.T.

 

O L A Y    : 1-Davacılar vekili, müvekkillerinin İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, 15 pafta, 1183 parsel sayılı taşınmazın hisseli malikleri olduklarını, dava konusu arsanın Peyami Safa, Halkalı caddesi, Millet caddesinin kesiştiği ve üç caddeye de cephesi olan parsel olduğunu, merkezi iş alanında bulunduğunu belirterek, taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el atılması sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle, 5.6.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

2- Davalı vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde görev itirazında bulunması üzerine Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesi; 18.09.2012 gün ve E:2012/274 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

3- Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiş; Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

4- Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü; 04.02.2013 gün ve E:2013/171, K:2013/279 sayı ile; , imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiğinden bahisle; Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Bağcılar Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, oy birliği ile kesin olarak karar vermiştir.

5-BAKIRKÖY 9.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 28.3.2013 gün ve E:2012/274, K:2013/210 sayı ile, “(…)Uyuşmazlık Mahkemesinin 2013/171-279 E-K.sayılı ilamına göre mahkememizin vermiş olduğu görevlilik kararının kaldırıldığı, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna karar verildiği anlaşılmakla, dava şartlarından olan yargı yolu bakımından mahkememizin bu davaya bakmaya görevli olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;

1-HMK.l 15/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,(…)” karar vermiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

6-Davacılar vekili bu kez, Adli Yargıda tazminat davası açtıklarını,  ancak davalı tarafın görev uyuşmazlığı çıkarması üzerine Uyuşmazlık Mahkemesinin davaya bakmaya görevli yargı yerinin İdari Yargı olduğuna dair kararı üzerine, Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile  davanın görev yönünden reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi nedeni ile İYUK.9 maddesi uyarınca Mahkemelerinde aynı talebe dayalı dava açılması gerektiğini belirterek;  23.5.2014 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 2.İdare Mahkemesi, hasım düzeltme kararıyla, Bağcılar Belediye Başkanlığı yanında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını da hasım mevkiine almıştır.

7-İSTANBUL 2.İDARE MAHKEMESİ: 18.5.2016 gün ve E:2014/1082 sayı ile,”(…) Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacıların maliki olduğu İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Mahallesi, 15 pafta, 1183 parsel sayılı taşınmazın imar planlarında belirlenen fonksiyonu nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00-TL zararın tazmini istemiyle Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın anılan Mahkeme'nin 28/03/2013 tarih ve E:2012/274, K:2013/210 sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta; davacılar tarafından, taşınmazın fiili olarak el atılan kısımlarının bedelinin tazmini istemiyle Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/86 esasına kayden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açıldığı, anılan Mahkemece yapılan keşif sonrası dosyasına sunulan 25/06/2014 tarihli bilirkişi raporu ile dava dosyası içeriğinde mevcut ölçü krokisinin birlikte değerlendirilmesinden, davacılara ait İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Mahallesi, 15 pafta, 1183 parsel 4120.00-m2 yüzölçümlü taşınmazın toplam 221.75-m2 sinin yol ve kaldırım yapılmak suretiyle davalı idarece fiilen el atıldığı, dolayısıyla, taşınmazın bir bütün olarak düşünülmesi ve kısmen fiili el atmanın varlığı halinde de taşınmazın tamamına fiilen el atmanın varlığı kabul edilerek buna göre değerlendirilmesi gerektiğinden, uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan iş bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde açılan davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, Uyuşmazlık Mahkemesince bu konuda karar verilinceye kadar davanın incelenmesinin ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların sahibi olduğu İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Mahallesi, 15 pafta, 1183 parsel sayılı taşınmazın imar planlarında belirlenen fonksiyonu nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00-TL zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde; “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” şeklindeki düzeleme ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin farklı yargı kolları arasında ortaya çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin şekilde çözmeye yetkili yüksek bir yargı organı olduğu açıkça belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un 29. Maddesinde; “Bölümlerin ve Genel Kurulun kararları kesindir. İlke kararları ile Başkanın uygun göreceği Bölümlerin kararları Resmi Gazete'de yayımlanır.” denilmek sureti ile de kararların kesinliği bir kez daha vurgulanmıştır.

Söz konusu görev uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne yargılamanın her aşamasında gecikmeksizin gelebilmesi amacı ile aynı kanunun 10. Maddesinde Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarma usulü, 14. Maddesinde Olumsuz Görev Uyuşmazlığı usulü, 17. Maddesinde Olumlu Görev Uyuşmazlığı usulü, 19. Maddesinde Yargı Merciilerinin Görev Uyuşmazlığının Giderilmesi İstemi İle Başvurabilmesi usulü ve 20. Maddesinde de Temyiz İncelemesi Yapan Yargı Merciilerinin Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvuru usulü düzenlenmiş, bu şekilde göreve ilişkin uyuşmazlığın yargılamanın her safhasında ve gecikmeksizin kesin şekilde sona erdirilmesi amaçlanmıştır.

2247 sayılı Kanun’un 10. Maddesinde; “  Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanının sözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanının sözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez.” denilmek sureti ile, yetkili Başsavcılıklar tarafından çıkarılacak görev uyuşmazlığına ilişkin kurallar açıkça ortaya konulmuştur.

Dava konusu olayda da, davacılar vekili tarafından adli yargıda açılan ilk dava sırasında davalı tarafça ileri sürülen,  davada idari yargının görevli olduğu yönündeki itiraz, Asliye Hukuk Mahkemesince reddedilmiş ve bunun üzerine davalı vekili tarafından 2247 sayılı Kanun’un 10. maddesi uygulanmak sureti ile, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Danıştay Başsavcılığına gönderilmesi talep edilmiş, Danıştay Başsavcısı tarafından da söz konusu müracaat uygun bulunarak dava konusu olayda idari yargı mercileri yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılmıştır. Başvuruyu usule uygun bulan Uyuşmazlık Mahkemesince de dava konu olayda idari yargının görevli olduğuna kesin ve bağlayıcı şekilde karar verilmiş ve görev uyuşmazlığı bu şekilde nihai olarak sonuçlandırılmıştır.

Hal böyle iken, İstanbul 2.İdare Mahkemesinin, 18.5.2016 gün ve E:2014/1082 sayı ile,  2247 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca yaptığı başvuru kararı, 2247 sayılı Kanun’un 1,10 ve 29. Maddeleri gereğince kesin ve bağlayıcı olan Mahkememizin 04.02.2013 gün ve E:2013/171, K:2013/279 sayılı kararına aykırıdır. Aynı taraflar arasında aynı konuya ilişkin olarak verilmiş ve görev uyuşmazlığını nihai şekilde sonlandıran Mahkememizin belirtilen kararı mevcut iken, aynı davada ikinci kez inceleme yapılması ve tekrar karar verilmesi mümkün değildir.

Diğer bir deyişle, Uyuşmazlık Mahkemesinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma başvurusu üzerine idari yargıyı görevli kılan ve kesin olan kararı sonrasında, aynı görev uyuşmazlığının bu kez 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında, doğrudan başvuru yoluyla Uyuşmazlık Mahkemesi önüne yeniden getirilebilmesi imkanı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 27. Maddesi uyarınca İstanbul 2.İdare Mahkemesinin,  18.5.2016 gün ve E:2014/1082 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 27. Maddesi uyarınca İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 18.5.2016 gün ve E:2014/1082 sayılı BAŞVUSURUNUN REDDİNE, 28.11.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN