T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/589

          KARAR   NO : 2017/21

          KARAR   TR  : 20.02.2017

 

ÖZET: Davacılara ait taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmaksızın el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğranılan zararın yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar        : 1- F.(B) E.

                          2- Z. (B.) E.

                          3- Ha.(B.) T.

                          4- Y. K.

                          5- M. C.Ç.

                          6- A. Ç.

                          7- E.Ç.

            Vekili               : Av. Be.Ç.

Davalı             : Şahinbey Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. H.İ. K.

                                              

                                                          

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin Gaziantep İli, Şahinbey İlçesi, Güzelvadi Mahallesi, Anezedağı Mevkii 1206 ada, 30 parselde kayıtlı olan taşınmazda hisse sahibi olduklarını; dava konusu parselin şu anda tamamen yapılaşmış bir konumda olduğunu; davalı idare tarafından davaya konu parsele asfalt döküldüğünü ve halen yol olarak kullanıldığını ancak, belediyenin herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadığını; müvekkillerinin hissesinin şu anda yol olarak kullanıldığını; davalı idarece taşınmaza fiilen el atıldığı gibi taşınmazın kaydı üzerine şuyulandırma şerhi de konulduğunu ileri sürerek, davalı idarenin müvekkillerinin taşınmazlarına kamulaştırmasız el atılması sebebiyle 50.000,00 TL’yi fiilen el atma tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davacılara hisseleri oranında ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde hukuki değil, fiili bir el atma durumunda davaların adli yargı yerinde açılması gerektiğinin açık olduğunu savunarak davanın görev yönünden reddini talep etmiştir.

GAZİANTEP 2. İDARE MAHKEMESİ : 24.11.2015 gün ve E:2015/580 sayı ile, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla, iş bu davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı Şahinbey Belediye Başkanlığının görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. 

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Davaya konu olayda, davacıların hisseli maliki oldukları taşınmaza asfalt  dökülerek yol olarak kullanılmasına rağmen idare tarafından kamulaştırma işlemlerine başvurulmadığı, bu suretle davacının taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlandığı anlaşıldığı; Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kurulunun 11/2/1959 günlü, 1958/17 E, 1959/15 K sayılı kararında, kamulaştırmasız el atma kavramı “İdarenin kanunsuz bir hareketi” olarak tanımlanmış ve bu eylemden kaynaklanan davaların mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası mahiyetinde olduğu ve bu bakımdan adli yargının görevli olduğu kabul edildiği, bu nedenle, davalı idarenin imar mevzuatı hükümlerine tam uygun olmayan ve hareketsizlikle beraber kısmen ve fiilen araziye yönelik tecavüzünün kamulaştırmasız el atma temelinde haksız fiilden kaynaklanan ve adli yargının görev alanına giren bir dava olduğunun açık olduğu bu nedenle, 2247 sayılı Kanunun 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: İdarenin kamulaştırma yapmaksızın veya imar uygulama işlemlerini tamamlamadan uyuşmazlığa konu taşınmaza fiilen el atmasının İdare Hukukunun konusuna giren "idari eylem" veya "idari işlem" olarak kabulü mümkün olmadığından; idarenin, açık ve ağır biçimde hukukilikten yoksun olan ve bu haliyle "haksız fiil" olarak kabul edilebilecek uygulaması nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve çözümlenmesi gerekeceği sonucuna varıldığı, her ne kadar, taşınmazın bir kısmına fiilen el atılmış ve davacı tarafından davalı idarece konulan şuyulandırma şerhinin gereğinin yapılmaması nedeniyle taşınmazda tasarrufta bulunulamadığı belirtilmişse de, tek bir parsel niteliğindeki taşınmaza fiili el atma olduğu takdirde taşınmazın bütününe yönelik olarak fiili el atmadan söz edilmesi gerektiğinden, olayda uyuşmazlığa konu taşınmazın bir kısmına yol yapılması sonucu gerçekleşen fiili el atma durumunun taşınmazın bir bütün olarak ele alınmak suretiyle değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle, 2247 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca, yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı yönünde düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Şahinbey Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasa’nın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacılara ait taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmaksızın el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL zararın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacıların paydaşı olduğu, Gaziantep İli, Şahinbey İlçesi, Güzelvadi Mahallesi, Anezedağı Mevkii, 1206 ada, 30 parsel sayılı uyuşmazlığa konu taşınmazın imar planında kısmen yol, kısmen de B-2 konut alanında kaldığı, taşınmazın bir kısmına asfalt dökülerek yol yapıldığı ve halen yol olarak kullanıldığının davacı tarafından iddia edildiği, davalı idare tarafından verilen savunma dilekçesinde de, hisseli parsel üzerinden geçen yolların uzun süredir buradaki yapılaşmaya uygun olarak kullanıldığı belirtilmek suretiyle taşınmazda yol yapıldığının kabul edildiği, taşınmazın tapu kaydına belediyece 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca şuyulandırılacağına ilişkin 19.11.1993 tarihli şerhin konulduğu ve davalı idarece parselle ilgili olarak imar uygulaması çalışmalarına başlanıldığı belirtilmişse de çalışmaların sonuçlandırıldığına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi taşınmaza yönelik olarak kamulaştırma kararının da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, davalı Bakanlıkça, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaz üzerinde yol yapılması suretiyle taşınmaza el atılması karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Gaziantep 2. İdare Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve E:2015/580 sayılı Görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Gaziantep 2. İdare Mahkemesi’nce verilen 24.11.2015 gün ve E:2015/580 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.02.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN