T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

              ESAS   NO : 2018/695

              KARAR NO : 2018/595

              KARAR TR: 22.10.2018

ÖZET: Karayolları 9 uncu Bölge Müdürlüğü'nün yol ağında izinsiz kazı yapılarak tahliye borusu döşendiğinden bahisle, yola vakî müdahalenin men'ine karar verilmesi, yola verilen zarara karşılık ve eski hale getirme bedeli olarak maddi tazminat ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                K ARAR

                                                                        

Davacı   : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. M.A.

Davalı    : Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. T.G.

                                         

O L A Y : Davacıdava dilekçesinde özetle; Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün yol ağında bulunan (885-13) K.K, Nolu Kabahaydar - Akçakale İl yolunun 64+400-65+000 km.'leri arasında (Akçakale İlçesi geçişi sanayi bölge mevki) Akçakale merkeze doğru yola paralel olacak şekilde bir metre derinliğinde, bir metre genişliğinde ve altı metre uzunluğunda, Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından izinsiz kazı yapıldığının şube teknik elemanları tarafından tespit edildiği; söz konusu yolun eski durumuna getirilmesi hususunda yazışma yapıldığı, ancak Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yolun eski durumuna getirilmediği, izinsiz kazı yapılarak tahliye borusu döşendiğinin karayolları şube teknik elemanları tarafından tespit edildiği, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün görev alanında bulunan karayollarının sınırları dâhilinde her türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleşme hatları ve benzeri tesisat kurulması veya bu amaçlarla herhangi bir şekilde karayollarında faaliyette bulunulmasının Genel Müdürlüğün iznine tâbi olduğu, ancak söz konusu amir hükümler hilafına kurulan her türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleşme hatları ve benzeri tesisatın her türlü masrafın ilgili kurum veya kuruluşa ait olmak üzere kaldırılması hususunda Karayolları 9. Bölge Müdürlüğüne yetki ve görev verildiği; Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün yol ağında bulunan (885-13) K.K.Nolu Kabahaydar-Akçakale Devlet yolunun 64+400-65+000 km'leri arasında, (Akçakale ilçesi geçişi sanayi bölge mevki) Kabahaydar-Akçakale istikametine doğru taşıt yoluna paralel olacak şekilde bir metre derinliğinde, bir metre genişliğinde ve altı metre uzunluğunda Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon idaresi Genel Müdürlüğü tarafından yol kamulaştırmasının içinde kalan yolda yapılan çalışmaya son verilmesi, haksız el atmaya son verilerek döşenen su isale hattının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

AKÇAKALE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 17.5.2017 gün ve E:2016/361, K:2017/222 sayı ile, davalı idarenin karayolu üzerinde kazı çalışmasının idari eylem niteliğinde olduğu, bu eylemin davalı idarenin görevi kapsamında yapılıp yapılmadığı hususunun idari yargının denetimine tabi olduğu, görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğinde olduğundan idarenin işlemi ya da eyleminden doğan talepler için, İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ: 25.5.2018 gün ve E:2018/95 sayı ile,"İdarî eylem" kavramının farklı bir kavram, "idarenin eylemi" kavramının farklı bir kavram olması hususu ile idarenin "idari eylem" niteliğinde olmayan eylemlerinin "haksız fiil" ve "fiilî yol" nitelikleri birlikte ele alındığında; davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları dolayısıyla " 1) Yola vakî müdahalenin men'ine karar verilmesi ve 2) Yola verilen zarara karşılık ve eski hale getirme bedeli olarak şimdilik 100,00-TL tutarında maddi tazminat ödenmesi" talepli davanın görüm ve çözüm yerinin, adlî yargı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevli yargı merciinin belirlenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenilmesine karar vermiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Karayolları 9 uncu Bölge Müdürlüğü'nün yol ağında bulunan (885-13) K.K. Nolu Kabahaydar Akçakale İl yolunun 64+400 - 65+000 km’leri arasında (Akçakale Geçici Sanayi Bölge mevkiinde Akçakale merkeze doğru paralel olacak şekilde) Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından izinsiz kazı yapılarak tahliye borusu döşendiğinden bahisle, yola vakî müdahalenin men'ine karar verilmesi, yola verilen zarara karşılık ve eski hale getirme bedeli olarak şimdilik 100,00-TL tutarında maddi tazminat ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

13.07.2010 tarih 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Karayollarında Tesisat Kurulması ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 24. maddesinde; "(1) Genel Müdürlüğün görev alanında bulunan karayollarının sınırları dâhilinde her türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleşme hatları ve benzeri tesisat kurulması veya bu amaçlarla herhangi bir şekilde karayollarında faaliyette bulunulması, Genel Müdürlüğün iznine tâbidir. İhtiyaç hâlinde, söz konusu tesisatın yerlerinin değiştirilmesi, Genel Müdürlükçe ilgili kuruluşlardan talep edilebilir. İlgili kurum veya kuruluşlar, her türlü masrafı kendilerine ait olmak üzere, Genel Müdürlükçe belirtilen sürede bu değişikliği gerçekleştirmek zorundadır. Aksi hâlde Genel Müdürlük, yer değiştirme işlemlerini, giderleri ilgili kurum ve kuruluştan tahsil edilmek üzere bizzat yapar veya yaptırır.

(2) Her türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleşme hatları ve benzeri tesisat kurulması için ilgililere kanunen tanınmış olan haklar, erişme kontrolü uygulanan karayolları sınırları içinde geçerli değildir.

(3) Karayollarının yapımı aşamasında, onaylanmış karayolu projeleri uyarınca karayolu sınır çizgisi içinde kaldığı tespit edilen, kamu kurum ve kuruluşları veya mevzuatı uyarınca özel kişiler tarafından tesis edilmiş ya da işletilmekte olan su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik, haberleşme hatları ve ilgili tesisler, Genel Müdürlüğün talebi üzerine ilgilisi tarafından karayolu yapımını engellemeyecek şekilde yeniden düzenlenir. Gerekli hâllerde giderlerin nasıl karşılanacağı, Genel Müdürlük ile ilgili kişi, kurum ve kuruluş arasında yapılacak mutabakatla belirlenir. Hizmetin görülmesi açısından zorunluluk bulunması ve Genel Müdürlükçe belirtilen sürede yer değiştirme işlemlerinin yapılmaması hâlinde, üzerindeki hizmetlerin aksatılmamasına özen gösterilerek, teknik usul ve esaslarına uygun bir şekilde söz konusu tesisatın yer değiştirme işlemi bizzat Genel Müdürlükçe yapılır veya yaptırılır.

(4) İşletme hakkı verilen veya devredilen erişme kontrolü uygulanan karayollarında, bu madde kapsamında yer alan hususlar sözleşme ile düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde, “İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, bir şube şefi ve iki tane Bakım ve Trafik Teknik Görevlisi tarafından, 2.7.2015 tarihinde, 885-13 K.K. no'lu Kabahaydar İYA-Akçakale Suriye sınır kapısı yolunun kontrol edilmiş olduğu, yapılan kontrollerde bölünmüş devlet yolunun Akçakale istikametine doğru 64+400-65+000 km'leri arasında (Akçakale İlçesi geçişi sanayi bölge mevkii) Şuski tarafından taşıt yolu içerisinde ve paralel olacak şekilde bir metre derinliğinde, bir metre genişliğinde ve altı metre uzunluğuna sathi kaplamalı taşıt yolu kesiminin izinsiz kazıldığı; bahse konu izinsiz çalışmanın trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gibi sathi kaplamalı yolun yapısını bozduğu; kazı çalışmalarının durdurulması için gerekli uyarılarda bulunulduğu yolunda tutanak tutulduğu; İller Bankası Anonim Şirketi Gaziantep Bölge Müdürlüğünün 30.3.2017 gün ve E.1050 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hukuk Müşavirliğine gönderdiği yazısı ile, dava konusu (885-13) K.K. no'lu Kabahaydar İYA-Akçakale İl yolunun 64+400-65+000 km'leri arasında ve 64+000-64+150 km'leri arasında Bankaları kanalı ve ödeneği ile herhangi bir proje imalatının yapılmadığı, Bölge Müdürlüklerinde konu ile alakalı bir bilgi ve belge bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

Kanalizasyon tahliye borusu yapımı sırasında mülkiyeti davacıya ait yolda, davalı idare tarafından, plan ve proje kapsamı haricinde, kazı yapılmak suretiyle taşınmazların yapısının bozulduğu iddiasıyla; el atmanın önlenmesi ve taşınmazların eski hale getirilmesi suretiyle, meydana gelen zararın tazmini talebi söz konusu olduğundan, davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur.

Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, dolayısıyla, Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.5.2017 gün ve E:2016/361, K:2017/222 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.5.2017 gün ve E:2016/361, K:2017/222 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.10.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye     

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ