T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/496

KARAR NO  : 2022/500      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

                   

 

Davacı       : B. K vd.

Vekili          : Av. M.K

Davalılar   : Adli Yargıda

1-E. S. A. Ş

Vekili           : Av. E. A

2- Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av. M. N. K

Davalı          : İdari Yargıda

   Karayolları Genel Müdürlüğü

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1. Davacı vekili, davacıların miras bırakanı H. Kın 30/10/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ve bir hafta sonra vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün kusuru olduğunu belirterek, davacılar için ayrı ayrı 30.000 TL manevi tazminatın davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden, B. Kiçin 1.000 TL, Tacettin Kubat için 1000 TL maddi tazminatın davalılardan fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/05/2014 tarihli ve E.2013/235, K.2014/325 sayılı kararı ile, davanın yol yapım çalışmaları sırasında idarenin kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin hayatını kaybetmiş olması nedeniyle, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğunu, 2577 sayılı İYUK'nun 2. maddesi uyarınca kamu kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların giderilmesinde idari yargı yerinin görevli olduğunu, bu nedenle davacıların zararlarının giderilmesi için idari yargıda dava açılması gerektiğini belirterek, yargı yolu bakımından mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

 

3. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 08/07/2014 tarihli ve E.2014/13462, K.2014/10952 sayılı kararı ile, Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğunun bu kanun kapsamı dışında tutulmuş olmasına göre davacılar vekilinin bu konudaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, ancak; mahkemenin diğer kaza yapan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketi yönünden tefrik kararı vererek dosyayı yeni esasa kaydetmek suretiyle yargılamaya devam etmesi gerekirken bu davalı yönünden de görevsizlik kararı verilmesinin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davacıların temyiz taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir.

 

4. Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/09/2015 tarihli ve E.2014/802, K.2015/832 sayı ile, davacı tarafca, mahkemelerine sunulmuş olan dava dilekçesi ile işbu dava açılmış ise de, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun 23/07/2015 tarihli ve 1157 sayılı kararı ile 03/08/2015 tarihinde Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulduğunu, davanın mahiyeti itibariyle Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalan davalardan olması nedeniyle davaya bakmakla yetkili ve görevli Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine devri gerektiğini belirterek dosyanın devrine karar vermiştir.

 

5. Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 24/02/2017 tarihli ve E.2015/217, K.2017/105 sayılı kararı ile, bilirkişi raporlarını ve davalıların kusurlarını göz önünde bulundurarak, davacı B. Kiçin 25.000 TL, K. K için 15.000 TL, K. K için 15.000 TL, A. A için 15.000 TL, Y. K için 15.000 TL, H. K için 15.000 TL, T. Y için 15.000 TL, N. K için 15.000 TL, Ş. T için 15.000 TL, S. K için 15.000 TL, E. K için 15.000 TL, kardeşi T. K için ise kardeşinin ölümünden dolayı 10.000 TL, kendi yaralanmasından ötürü ise 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Karayolları Genel Müdürlüğünden tahsili ile davacı taraflara ayrı ayrı ödenmesine karar vermiş, bu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

 

6. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04/11/2019 tarihli ve E.2017/2518, K.2018/10083 sayılı kararı ile, davada, mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmadığı, davalı Karayolları                    Genel Müdürlüğü hakkındaki davada, yargı yolu nedeniyle verilen önceki görevsizlik kararı bozma ilamı ile kesinleştiğinden, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünü sorumlu tutacak şekilde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı c tarafından 01/03/2013 tarihinde, davacı Baran Kubatla yapılan 17.767 TL'lik ödemenin güncellenerek mahsubu yapılmadığından mahkemece bu miktarın hatalı şekilde güncellenerek tazminattan düşüldüğünü, o halde mahkemece,E. S tarafından yapılan ödemenin davacının zararından güncellenerek mahsubu için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

 

7. Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 23/10/2020 tarihli ve E.2020/193 sayılı kararı ile, davacı tarafın Karayolları Genel Müdürlüğüne yönelik davasının bu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydına karar vermiştir.

 

8. Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 23/10/2020 tarihli ve E.2020/380, K.2020/320 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, davacılar vekili tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada, daha önce verilen görevsizlik kararının kesinleştiğini belirterek yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı yönünde kesin olarakkarar vermiştir.

 

9. Davacılar vekili aynı istemlerle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

10. Erzurum 2. İdare Mahkemesi 30/06/2021 tarihli ve E.2021/848, K.2021/1244sayılı kararı ile, kazanın meydana geldiği yolda, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle açılan iş bu davanın görüm ve çözümünde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesi uyarınca adli yargı merciinin görevli olduğu sonucuna varıldığını belirterek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir.

 

11. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 17/03/2022 tarihli ve E.2021/3440 sayılı kararı ile, davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19 ve 20. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2020/193 sayılı dosyası temin edildikten sonra birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

             12. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun"Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir."

 

13. Kanun'un "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.

Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;

a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,

b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,

Bu Kanun hükümleri uygulanır."

 

14. Kanun'un "Belediye trafik birimleri, görev ve yetkileri" başlıklı 10. maddesi şöyledir:

"(Değişik: 18/1/1985 - KHK 245/3 md.; Aynen kabul: 28/3/1985 - 3176/3 md.)

Bu Kanunla belediyelere verilen görevler il ve ilçe trafik komisyonları ve mahalli trafik birimleri ile işbirliği yapılarak yürütülür.

a) Kuruluş

Her belediye başkanlığı bünyesinde, hizmet kapasitesi gözönünde tutularak İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek ölçülere ve genel hükümlere göre, belediye trafik şube müdürlüğü, şefliği veya memurluğu kurulur.

b) Görev ve yetkiler

1. Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak,

 

2. Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak,

3. Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,

4. Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak,

5. Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak,

6. Çocuklar için trafik eğitim tesisleri yapmak veya yapılmasını sağlamak,

7. Bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmak.

(Ek fıkra: 25/6/1988 - KHK 330/2 md.)"

 

15. Kanun'un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik birinci fıkra: 25/6/2010-6001/34 md.) Karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlüdür.

Çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlar, karayolu yapısında yapacakları ve esasları yönetmelikte belirtilen çalışmalarda;

a) Yolun yapım ve bakımı ile görevli kuruluştan izin almak,

b) Çalışmaları, gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmak,

c) Zorunlu nedenlerle meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırarak karayolunu kullananlara ve araçlara zarar vermeyecek duruma getirmek,

d) Şehiriçi karayolu kenarında çeşitli tesislerin yapımı süresince; kaldırımlarda, tünel, tünel aydınlatılması ve benzerlerini yaparak güvenli geçiş sağlamak ve yaya yollarını trafiğe açık bulundurmak,

Zorundadırlar.

Bu çalışmalar sırasında meydana getirilen tehlikeli durum ve engeller bütün sorumluluk, bunları yaratan kişilere ait olmak üzere zabıtaca kaldırılır, yapılan masraflar sorumlulara ödetilir.

(Dördüncü fıkra mülga: 18/1/1985 - KHK 245/16 md.)

(Değişik: 21/5/1997-4262/4 md.) Bu madde hükümlerine uymayanlar fiil başka bir suç oluştursa bile ayrıca 7 200 000 lira para cezası ile cezalandırırlar."

 

16. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”

 

17. 2918 sayılıKanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

B. Yargı Kararları

 

18. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

19. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya sureti ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

20. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

21. Dava, meydana gelen trafik kazası neticesindeki zararın, davalı idarenin kusuru nedeniyle oluştuğundan bahisle, tazmini istemiyle açılmıştır.

 

22. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

 

 

23. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı ve tazminat istemine ilişkin davanın maddenin yürürlük tarihinden sonra açıldığı hususu gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2014 tarihli ve E.2013/235, K.2014/325 sayılı kararı ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2020 tarihli ve E.2020/380, K.2020/320 sayılıgörevsizlik kararlarının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/05/2014 tarihli ve E.2013/235, K.2014/325 sayılı kararı ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 23/10/2020 tarihli ve E.2020/380, K.2020/320 sayılıGÖREVSİZLİK KARARLARININ KALDIRILMASINA,

 

31/10/2022 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

            TOPAL                   AĞIRMAN                SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN

   

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.

 

 

                                                                                                             Üye

                                                                                                               Ahmet ARSLAN