Hukuk Bölümü         2013/418 E.  ,  2013/541 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1-S.Ö., 2-A.A., 3-N.A.

Vekilleri  : Av. S.Y.,  Av. E.V.

Davalılar  : 1-Yenimahalle Belediye Başkanlığı

Vekili        : Av. Ö.A.

                    2-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili        : Av. A.K.                                               

O L A Y  : Davacılar vekili, müvekkillerinin hissedar olduğu Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, İvedik Mahallesi, 44675 ada, 38 parsel sayılı taşınmazın, yapılan imar düzenlemesinde/planında, ‘kentsel çalışma rekreasyon alanı’ olarak ayrıldığını, tapu kayıtlarına da kamulaştırılacak şerhi konulduğunu;  bu durumun,  maliklerin taşınmaza ilişkin tüm tasarrufi haklarını kısıtladığını, idare tarafından taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da malikin tasarruf haklarının tümü kısıtlanmış olduğundan, hukuken taşınmazdan yararlanma imkanının kalmadığını; bir taşınmaza malik bulunan kişinin, fiilen el atılması durumunda taşınmazını fiilen kullanması nasıl mümkün değilse; aynı taşınmaza hukuken/kayden el atılmış olması olgusunda da, malikin yine tasarruf haklarını kullanamayacağı; nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 15.12.2010 tarih, 2010/5-662 E, 2010/551 K sayılı ilamında bu hususa işaret ederek, fiilen el atılma eylemi gerçekleşmemiş olsa dahi, taşınmaz malikinin tasarruf haklarının kayden de olsa kısıtlanmış olması durumunda bedel tahsilinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiş olduğunu; davalı kurumun,  hukuki kısıtlamaya gitmesine karşın bugüne değin bu yönde bir kamulaştırma işlemi yapmadığı gibi tahsis amacı dışına çıkarma işlemi de yapmadığını ifade ederek; taşınmazın tespit edilecek değerinden, müvekkillerinin hissesine isabet eden tutardan, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için şimdilik 1.000 TL,  olmak üzere toplam 3.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine; dava konusu taşınmazın müvekkillerinin hissesi kadarının kamulaştırma yapmaya yetkili davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili, süresi içerisinde görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 15.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:22.11.2012 gün ve E:2011/485 sayı ile, davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan 2942 sayılı kamulaştırma yasası uyarınca görevli mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi olduğu, her ne kadar Danıştay C.başsavcılığında hukuki el atmalardan kaynaklanan davalarla ilgili yapılan görev itirazlarından yapılan imar düzenlenmesinden kaynaklanan idari işlem nedeniyle davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkartmakta olduğu bilinmekte ise, davanın idare yargıda görülmesinde dahi kamulaştırmasız el atması davalarında 2942 yasa hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, bu yasadaki özel yetki kuralının idari yargılama usulündeki genel yetki kuralından önce uygulanması gerektiği bu nedenlerle de bu yasa hükmü uyarınca taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinin özel yetkili olarak belirlenmiş olduğu, idare mahkemesince de bu yasa maddelerinin uygulanması gerekli olduğundan bahisle,  davalı vekilinin yargı yeri görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13'üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, imar planında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrılan taşınmazın bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacıların taşınmazının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın, taşınmazın bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınması istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 8.4.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, anılan davalı idare ve davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacıların hissedar olduğu taşınmazlarına, imar planında kentsel çalışma rekreasyon alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,  her bir müvekkili için şimdilik 1.000 TL,  olmak üzere toplam 3.000 TL’nin faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmü;

Aynı Kanun'un 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasında bulunan Yenimahalle Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 29.11.2011 gün ve M-06-6-YEN-0-13-310.01.03/28444/Pln.3009/2777 sayılı yazısında;  44675 ada, 38 nolu parselin,  Belediye imar planı içerisinde, 1/1000 ölçekli Yenimahalle Belediyesi Meclisinin 25.07.2001 gün ve 253 sayılı kararı ile onanan İvedik-Macun Kentsel Çalışma Alanı imar planı ve bunun uygulaması olan 84180/2 nolu parselasyon planı kapsamında E:0,05 ve Hmax:3,50 yapılaşma koşullarıyla “Kentsel Rekreasyon” alanı kullanımında kaldığı; 84180/1 Nolu Parselasyon Planının, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 2008/921 esas no ve 2009/1562 sayılı kararı ile iptal edildiği, mahkeme kararı doğrultusunda yapılan 84180/2 Nolu Parselasyon Planının Belediye Encümeninin 20.01.2011 gün ve 75/282 sayılı ve Ankara Büyükşehir Encümeninin 09.12.2010 gün ve 2118/5398 kararı ile onaylanan 84180/2 nolu parselasyon planının, 19.12.2010 gün ve 27790 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği, 01,06.2011 gün ve 24541 yevmiye nolu ile Tapu Sicil Müdürlüğünde tescil edildiği; ilgili parsel üzerinde Belediyece kamulaştırması el atmanın söz konusu olmadığı, bu alanın hissedarlarının bir araya gelerek imar planında belirtilen koşullarda bir yapılaşmaya gidebilecekleri, ayrıca bu planın plan notlarının 2. Maddesinde; “2. Kentsel Rekreasyon ve diğer kop alanlarında (Spor Alanı, Eğitim, Sağlık, Sosyo Kültürel Tesis Alanları, B.HA., İdari Tesis Alanı, Teknik Alt yapı vb.) şahıs mülklerinin bedelsiz terki halinde kentsel çalışma alanı parsellerindeki emsalleri %10 oranında arttırılabilir. ” denildiği,

84180/2 nolu planın plan notlarının 8 nolu plan notunda “8. Kentsel Rekreasyon alanlarında; piknik alanları, kır tesisleri, oyun alanları, spor tesisleri, lokanta, gazino, çayhane, kahvehane, dinlenme ve eğlence tesisleri ile günübirlik tesisler yer alabilecektir. Ayrıca Macun Deresinden ve trafik yolundan minimum 10m, yaya yolundan minimum 5m çekilmek koşulu ile yapı yapılabilir. Bu alanlarda; Emsal:0.05 Hmax:3.50 (1 kat olacaktır.). ” denildiği ve bu hususların maliklerince değerlendirilebileceği belirtilmiş; taşınmaz üzerinde plan doğrultusunda yapılmış tesis bulunmadığı anlaşılmıştır.

Olayda,  davacıların hissedar olduğu taşınmazın imar/parselasyon planıyla Kentsel Rekreasyon Alanı kullanımında kaldığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacılara ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.11.2012 gün ve E:2011/485 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 8.4.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.