Hukuk Bölümü         2013/1019 E.  ,  2013/1176 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1- S.N.S. , 2- N.M.T., 3- M.T.(L.), 4- N.E.B.(Ç.), 5- M.E., 6- D.E.(T.), 7- G.Y.(T.),

                   8-S.E.Y.(Ö.),9-Y.Y.,10-E.Y.(O.),11-G.Y.O.,12-M.Z.Y., 13-S.T., 14-K.Y.,15-M.Y.,

                   16-H.B.A.,17-F.A.,18-Y.F.A.(D.),19-K.A.A.(İ.),20-F.A.(E.),21-Ü.Ö.(G.),22-İ.S.(G.),

                   23-O.Ö.,24-A.A.U.,25-A.İ.U.(Ü.),26-A.N.U.(Ş.),27-O.N.U.,28-A.A., 29-N.N.U.(Y.),

                   30-N.E.(U.),31-N.B.,32-A.İ.B.(A.),33-M.Y.B.,34-A.V.Y.,35-M.N.Y., 36- F.L.B.(T.),

                   37-H.F.B.(N.), 38- M.L.B., 39-S.B.(R.), 40-Y.B.,41-N.B.,42-A.C.B., 43-S.(T.)T.(G.),

                  44-E.A.U.(G.).,45-Ş.O.U.,46-H.A.U.(A.),47-O.B.T.,48-S.S.T., (U.) 49-A.C.,50-S.C.,

                  51- Ü.H., 52- İ.H., 53-N.B.(T.), 54- E.B., 55-S.Ç.(B.), 56-S.Ç.(A.), 57-L.C., 58- T.C.,

                  59- A.M.Ç., 60- N.U.Ç., 61- M.F.Ç., 62- F.L.Ç.,

Vekili      : Av. A.T.

Davalılar : 1- Pendik Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. B.K.O.

                  2- İstanbul İl Özel İdaresi

Vekili      : Av. F.K.Ş.

O L A Y  : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların İstanbul İli, Pendik İlçesi, Güzelyalı Mahallesi, 29 pafta, 2062 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduklarını, taşınmazın imar planında “kısmen yol, kısmen konut alanı, kısmen de ilköğretim okul alanı’’ olarak ayrıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte, davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

Davalı Pendik Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde ve 04.12.2012 tarihli duruşma sırasında görev itirazında bulunmuştur.

Davalı İstanbul İl Özel İdaresi vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde ve 04.12.2012 tarihli duruşma sırasında görev itirazında bulunmuştur.

Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi; 04.12.2012 gün ve E:2012/301 sayı ile davalılar Pendik Belediye Başkanlığı ile İstanbul İl Özel İdaresi vekillerinin görev itirazlarının reddine karar vermiştir.

Davalılardan İstanbul İl Özel İdaresi vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13.maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem’’, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 01.07.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılar Pendik Belediye Başkanlığı ile İstanbul İl Özel İdaresi vekillerinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptıkları görev itirazlarının reddedilmesi ve davalılardan İstanbul İl Özel İdaresi vekilinin 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalılardan İstanbul İl Özel İdaresi açısından, 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile, Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hisseli taşınmazına, imar planında “kısmen yol, kısmen konut alanı, kısmen de ilköğretim okul alanı” olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte, davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede, davaya konu taşınmazda yapılan keşif sonrasında tanzim edilmiş olan bilirkişi raporunda; davaya konu taşınmazın369,50 m2yol ve kaldırım olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18.maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü,  adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun reddi gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 01.07.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.