T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

      ESAS   NO : 2020/77

      KARAR NO : 2020/130

      KARAR TR: 24.02.2020

         

ÖZET : Adli yargı yerinde verilmiş olan kararın kesinleşmediği nedeniyle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

                                            KARAR                                                              

Davacılar :  1-A.T.P.

2-A.P.

3-E.T.

4-H.G.

5-H.H.P.

6-S.Y.

7-S.G.

8-Z.A.P.

9-O.P.

10-B.M. (O.P.Vasisi)

Vekili     : Av. R.Ç.

11-F.K.

Vekili     : Av. M.K.

Davalı    : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili     : Av. G.Ç.Ü.

                                      

O L A Y : Davacılarvekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Hasan Patlı'nın 03/03/1994 tarihinde vefat ettiğini, Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesi, Aydınlar Mahallesi, 1201 ada, 121 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi Hasan Patlı adına kayıt olduğunu, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından fiili olarak el atıldığını ve yola dahil edildiğini, taşınmazın yol olarak kullanılmasından dolayı müvekkillerinin bu taşınmazı kullanamadığını, ilk olarak 14/12/2016 tarihinde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'ne taşınmazın kamulaştırılması ve bedelin ödenmesi için başvuruda bulunulduğunu, belediyeden gelen 26/12/2016 tarihli cevapta taşınmazın D-400 Karayolu Kamulaştırma Sınır Hattı kapsamında kaldığının tespit edildiğinin bildirildiği, bunun üzerine 10/01/2017 tarihinde Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü'ne uzlaşma talebinde bulunulduğunu, davalı tarafından 24/02/2017 tarihli cevabında kamulaştırma tarihinde muris Hasan Patlı'ya tebligatın yapıldığı ve iade edildiğini, kamulaştırma işleminin tebliğe çıkması nedeniyle yeni bedel tespitinin yapılamayacağının bildirildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesini, kamulaştırma bedeli olarak şimdilik 3,400,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu taşınmazın davalı tarafından haksız olarak kullanılmasından dolayı dava tarihinden itibaren geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedelinin tespitine, ecrimisil bedeli olarak şimdilik 100,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP6 . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 9.5.2018 gün ve E:2017/112, K:2018/257 sayı ile, "... yapılan yargılamaya, toplanan delillere, maddi ve hukuki olgulara, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların dava konusu taşınmazda paylı mülkiyet halinde malik olduğu, davalı idarenin kesinleşmiş bir kamulaştırma veya acele el koyma kararı olmadan ve bedelini ödemeden dava konusu taşınmaza 12.07.1976 yılında el attığı ve taşınmazın fiiliyatta halen otoyol olarak kullanıldığı anlaşılmış olup, kamulaştırmasız el atma tarihi olan 12.07.1976 tarihi itibariyle davacının davalı kuruma uzlaşma başvurusunda bulunması gerekmekte olup, davacı tarafça sunulan davalı kurum tarafından kendisine verilmiş olan 24/02/2017 tarihli yazı cevabından davacının davalı kuruma uzlaşma başvurusunda bulunduğu ve dolayısıyla dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış, her ne kadar davacı kurum dava konusu taşınmazda kamulaştırma işleminin tamamlandığını iddia etmiş ise de; davacı kurumdan getirtilen yazı cevabı ve kamulaştırma işlemine ilişkin evraklardan taşınmazın maliki olan kişiye çıkartılan davetiyenin iade edilmiş olması nedeniyle usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılmadığından davalı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiş, dosyamızda yapılan ikinci keşif sonrasında alınan 18/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun gerekçeli, ayrıntılı dosya kapsamına uygun ve emsal taşınmaz değerlendirilmesinin usulüne uygun olarak yapılmış olması (satış tarihi ve satış yapılan yüz ölçümlerinin benzer mahiyette olması) nedeniyle bilirkişi raporuna itibar edilerek Gaziantep 2. Noterliği'nin 2017 tarih 18182 yevmiye nolu veraset ilamında geçen miras payları oranında olacak şekilde taşınmazın toplam 523.112,75-TL kamulaştırmasız el atma bedeli oluştuğu kanaatine varılmış, davanın kabulüne ve taşınmazın davacıların murisi adına olan hissesinin tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar vermek gerekmiş, Kamulaştırma Kanunu geçici 6. Maddesinde düzenlenen tarihler arasında olacak şekilde 1976 yılında taşınmaza davalı tarafından el atıldığı tüm dosya kapsamından sabit olmakla yargılama gideri ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmiş, ancak davacılar vekilinin 09/05/2018 tarihli celsedeki beyanıyla ecrimisile ilişkin talepleri yönünden feragat ettiği anlaşılmakla, feragat tek taraflı olarak beyanat halinden itibaren hüküm ifade edeceğinden feragat beyanı doğrultusunda ecrimisil yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Her ne kadar davacı vekili dava konusu Gaziantep ili Şehitkamil ilçesi Aydınlar mahallesi 1201 ada 121 parsel sayılı taşınmaz yönünden fen bilirkişisi Osman Kurt'un 08/11/2017 havale tarihli raporunda B harfi ile gösterilen 1164 m2 lik kısmı yönünden de davasını ıslah ederek talepte bulunmuş ise de; zeminde fiili olarak bu kısma herhangi bir el atmanın söz konusu olmadığı, yalnızca tapu kaydında taşınmazın cinsi yol olarak değiştirilmek suretiyle el atıldığı, bu durumda ıslah edilen bu kısım yönünden fiili el atma söz konusu olmayıp hukuki el atma söz konusu olduğundan idari yargının görevli olması nedeniyle bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine ..." karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi: 12.9.2019 gün ve E:2018/1346, K:2019/1121sayı ile, dosya içindeki bilgi, belgelere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve kamulaştırma bedelinin hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile HMK’nun 353/1-b-l maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine kararının tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar vermiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekilibu kez 101.000,00-TL maddi zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 2 .İDARE MAHKEMESİ: 25.9.2019 gün ve E: 2018/1252 sayı ile, dava konusu taşınmazda kısmen fiili el atma olduğu anlaşılmakta olup, dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 24.02.2020 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesinde, “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” denilmiş; Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan düzenlemelere göre, 19.madde kapsamında kendisine gelen bir davayı inceleyen yargı yerinin Uyuşmazlık Mahkemesine başvurabilmesi için, önceki görevsizlik kararının kesin veya kesinleşmiş olduğunu gözetmesi ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelemesi gerekmektedir

Dosyanın incelenmesinden, Gaziantep 6.Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olan 9.5.2018 gün ve E:2017/112, K:2018/257 sayılı karara karşı, davalı idare vekilince, istinaf isteminde bulunulduğu; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 12.9.2019 gün ve E:2018/1346, K:2019/1121 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği ve bu kararın da davalı idare vekilince temyiz edildiği, dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin E:2019/12163 esas sayısına kayıtlı olduğu ve inceleme sırasında olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar Gaziantep 2. İdare Mahkemesince, Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen 9.5.2018 gün ve E:2017/112, K:2018/257 sayılı kararın, yargı yolu nedeniyle usulden (görev yönünden) reddine ilişkin kısmının istinaf edilmediğinden kesinleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de, görev konusunun kamu düzeninden olduğu ve kamu düzeninden doğan hususların re'sen inceleneceği ve bozma sebebi olacağı gözetildiğinde, adli yargı dosyasının Yargıtayda ve inceleme aşamasında olduğu, dolayısıyla kararın, henüz, kesinleşmesinden söz edilemeyeceği açıktır.

Bu durumda, adli yargı kararı kesinleşmeden İdare Mahkemesinde dava açıldığı ve İdare Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu dolayısıyla, ortada adli yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunduğundan sözedilemeyeceği nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen kararın kesin veya kesinleşmiş olması koşulunun gerçekleşmediği görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve Gaziantep 2 .İdare Mahkemesince 25.9.2019 gün ve E: 2018/1252 sayı ile yapılan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddigerekmiştir.

 

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve Gaziantep 2 .İdare Mahkemesince 25.9.2019 gün ve E: 2018/1252 sayı ile yapılan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 24.02.2020 gününde Üye Nurdane TOPUZ'un KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                   

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                    BOZER                       AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                  

                                          Aydemir                       Nurdane                         Ahmet

                            TUNÇ                          TOPUZ                       ARSLAN

                                   

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dosyanın incelenmesinden, Gaziantep 2. İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi, Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 9.5.2018 gün ve E: 2017/112, K: 2018/257 sayılı kararının, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine ilişkin kısmının, istinaf başvurusuna konu edilmemek suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

                                                          

 

Üye

Nurdane TOPUZ