Hukuk Bölümü         2011/258 E.  ,  2012/46 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacı            : Döşemealtı Belediye Başkanlığı

           Vekili              : Av. H.Ö.

            Davalı             : Antalya İl Özel İdaresi Müdürlüğü

            Vekili              : Av. T.C.C

           O L A Y          : Antalya İli, Merkez İlçe, Kırkgöz-Yeniköy, Döşemealtı Beldesi Çubukboğazı Ortaova Mevkiindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ormanlık sahada bulunan10.000 m² alanlı saha için 13.3.2003 gün ve 39 sayılı İl Daimi Encümeni kararı ile Döşemealtı Belediye Başkanlığı adına 5 yıl süreyle taşocağı işletme ruhsatı verilmiştir.

            3213 sayılı Yasada değişiklik yapan 5177 sayılı Yasanın 5.6.2004 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte , Taşocakları Nizamnamesi mülga olmuş ve yapılan değişiklikle taşocakları maden olarak kabul edilmiştir.

Mevcut taşocağı ruhsatlarının Maden Kanununa intibak işlemlerinin yapılması için yasada süreler verilmiş ve davacı belediyece bu süreler içerisinde intibak müracaatları yapılacak intibak işlemleri de tamamlanmış, Maden İşleri Genel Müdürlüğünden de İşletme Ruhsatı ve İşletme izni alınmıştır.

            Davacı Belediye vekili 5177 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte 13.3.2003 tarihli sözleşmenin yasal dayanağı olan Taşocakları Nizamnamesinin mülga olması sonucu, bu sözleşme hükümlerinin de mülga olması gerektiğini ancak davalı idare tarafından bu sözleşme hükümlerinin Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iptal edilmesi gerekirken iptal edilmediğini ve sadece rüsum bedellerinin tahsili yönünden devam ettirildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu önesürerek; davalı idareye borcunun olmadığının tespitinin yapılmasına; borcun varlığı nedeniyle borcun icra kanalıyla takibinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı konulmasına; dava konusu rüsum bedeli borcunun doğmadığına, daha önceki yıllarda yapılmış olan sözleşmenin geçerli olmadığına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. 

Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi: 14.11.2006 gün ve E:2006/243, K:2006/510 sayı ile, taraflar arasında 13.3.2003 başlangıç tarihli 12.3.2008 bitiş tarihli sözleşme ile davacının davalıdan 5 yıllığına taş ocağı kiraladığını, kiralama bedelinin ne şekilde ödeneceğinin belirtildiği, her ne kadar davacı taraf yeni çıkan 5177 sayılı Maden Kanununa istinaden davacıya kira borcunun olmadığının tespiti ve sözleşmenin geçerli olmadığı, kira borcunun olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmişse de, taraflar aralarında yaptıkları 13.3.2003 başlangıç tarihli sözleşme ile sözleşmenin koşullarını belirledikleri ve bu sözleşmeye göre tarafların yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerektiğinden ve tarafların yapmış olduğu sözleşmeye müdahale edilemeyeceğinden davacının davasını reddetmek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı belediye başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 19.10.2009 gün ve E:2009/7958, K:2009/11756 sayı ile, 3533 sayılı Yasanın 4.maddesinde “Katma Bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan ve sermayesinin tamamı devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire veya müesseselerden biriyle genel bütçeye dahil dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, o yerdeki yüksek dereceli hukuk mahkemesi hakimi tarafından mecburi hakem sıfatıyla çözümlenir” denildiği, açıklanan bu Yasa maddesi hükmü karşısında davacı Belediye ile davalı İl Özel İdaresi arasındaki uyuşmazlığın mecburi hakemde çözümlenmesinin zorunlu olduğu, hal böyle olunca davaya bakan mahkeme Hakimi kıdemli Hakimin ise bir ara kararı ile davaya hakem sıfatıyla baktığını belirtmek suretiyle işin esasını incelemesi gerektiği, aksi halde görevsizlik kararı vermek suretiyle yüksek dereceli hukuk mahkemesine dava dosyasını göndermesi gerektiği Mahkemenin bu yönü göz ardı etmek suretiyle karar vermiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiş;

Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi: 23.2.2010 gün ve E:2010/9 sayı ile, mahkemelerinin görevsizliğine Hakem sıfatıyla yetkili ve görevli Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi (Hakem Sıfatıyla): 20.9.2010 gün ve E:2010/2, K:2010/3 sayı ile, taraflar arasında düzenlenmiş ve taş ocakları nizamnamesine uygun bulunan 13.3.2003 tarihli sözleşme hükümlerinin söz konusu rüsum bedeli ile ilgili bölümünün maden yasasında yapılan değişiklikler nedeniyle taş ocakları nizamnamesinin yürürlükten kaldırılmış olması ve mülga hale gelmesi sebebiyle 5.6.2004 Maden Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bu sözleşme hükümlerinin de yürürlükten kalkmış olduğunun tespitine ve bu tarihten itibaren sözleşmeden kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının da tespitine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne,  Maden Kanunun yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihinden itibaren taraflar arasında taş ocakları nizamnamesi hükümlerine göre yapılan 13.3.2003 tarihli sözleşme hükümlerinin yürürlükten kalkmış olması nedeniyle 5.6.2004 tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükten kalkmış olduğunun ve bu tarihten itibaren sözleşmeden kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.

Davalı Antalya İl Özel İdaresi tarafından karara itiraz edilmiş;

ANTALYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (HAKEM SIFATIYLA): 26.4.2011 gün ve E:2010/2, K:2010/3 sayı ile, Mahkemelerince her ne kadar Maden Yasasının yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihinden itibaren taraflar arasında taş ocakları nizamnamesi hükümlerine göre yapılan 13.3.2003 tarihli sözleşme hükümlerinin yürürlükten kalkmış olması nedeniyle bu tarihten sonra sözleşmeden kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmişse de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın rüsum bedelinin ödenmesinden kaynaklandığı ve davacı idarenin rüsum bedelini yasal dayanağı olmadan ödemek zorunda kaldıklarını borçlu olmadıklarının tespitini mahkemelerinden istediği, yerleşmiş Yargıtay inançları dikkate alınarak rüsum bedeline ilişkin alacaklarla ilgili menfi tespit davlarının idari yargı yerinde görülüp, sonuçlandırılması gerekirken zuhulen hakimliklerince karar verildiği, bu nedenle davalı idarenin itirazının haklı olduğu anlaşıldığından itirazın kabulüne ve dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle itirazın kabulüne ve davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı Döşemealtı Belediye Başkanlığı vekili tarafından bu kez, Taşocakları Nizamnamesi hükümlerine göre yapılan 13.3.2003 günlü sözleşme hükümlerinin 5177 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 5.6.2004 tarihinden itibaren yürürlükten kalkmış olduğu nedeniyle bu tarihten itibaren sözleşmenin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

 ANTALYA 2. İDARE MAHKEMESİ: 10.8.2011 gün ve E:2011/1193, K:2011/860 sayı ile,  davacı Belediye ile davalı Antalya İl Özel İdaresi arasında, 13.3.2003 tarihinden geçerli olmak üzere, Antalya İli, Merkez, Kırkgöz Yeniköy, Döşemealtı Beldesi, Çubukboğazı, Ortaova Mevkiinde bulunan, il daimi encümeninin 13.3.2003 günlü, 39 sayılı kararına istinaden 5 yıl süreli olarak davacı belediyeye taş ocağı işletme ruhsatı verilen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ormanlık sahada yer alan10.000 m²'lik alana ilişkin olarak, sözleşme yapıldığı, sözleşmenin bu alanının işletilmesi şartlarını ve rüsum bedellerinin vadelerini belirlemeye yönelik olduğu, davacı tarafından (davalı idareye sözleşmenin iptaline ilişkin olarak bir istemde bulunulmaksızın) söz konusu sözleşme hükümlerinin 5177 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihine kadar geçerli olduğu ve bu tarihten itibaren yürürlükten kalkmış olduğu ve bu tarih itibariyle iptaline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, idari sözleşme niteliği bulunmayan, davacı ile davalı arasında Taşocakları Nizamnamesine göre verilen taşocağı işletme ruhsatına göre işletilecek sahanın işletme koşullarını ve rüsum bedellerinin vadelerini belirlemeye, yönelik olarak düzenlenen özel hukuk sözleşmesinin, 5.6.2004 tarihi itibariyle yürürlükten kalkmış olduğunun tespiti ve yine bu tarih itibariyle iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 5.3.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME :    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği, Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği, başkaca usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile  Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı Döşemealtı Belediye Başkanlığının, davalı Antalya İl Özel İdaresi ile 2003 yılında Taşocakları Nizamnamesi hükümleri uyarınca yaptığı sözleşmenin, 5177 sayılı Kanun uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girdiği 5.6.2004 tarihinden itibaren fesh edilmesi istemiyle açılmıştır.

5177 sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 8. maddesi ile değişen Maden Kanununun 14. maddesi ile, üretilen madenlerden grubuna göre devlet hakkı ve özel idare payı alınmasının öngörüldüğü, 38/a maddesinde 06/06/1901 tarihli Taşocakları Nizamnamesinin yürürlükten kaldırıldığı, geçici 2. maddesinin 1. fıkrası ile bu Kanun ile Maden Kanunu kapsamına alınan madenler için Taşocakları Nizamnamesine göre verilmiş yürüyen ruhsatların intibakının yapılacağı; 4. fıkrası ile ruhsat sahiplerinin bu Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde harç ve teminatlarını yatırarak 1. grup (a) bendi madenler için faaliyet alanlarının koordinatları ile il özel idarelerine diğer grup madenler için isletme projesi ile Maden İşleri Genel Müdürlüğüne müracaat ederek maden kanununa intibak yaptırmak zorunda oldukları, son fıkrasında da süresinde intibakı yaptırılmayan ruhsatların iptal edileceği düzenlenmiştir.

 Dosyanın incelenmesinden, davacının Taşocakları Nizamnamesi Hükümlerine uygun olarak davalı ile yaptığı sözleşmenin,5177 sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun yürürlüğe girmesi ile hükümsüz hale geldiğini ileri sürerek; sözleşme hükümlerinin yürürlükten kalktığının tespiti ile Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sözleşmeden kaynaklı borcu olmadığının tespitini ve söz konusu sözleşmenin iptalini istediği; Antalya Valiliği İl Daimi Encümeninin 13.3.2003 tarih 39 sayılı kararı ile Döşemealtı Beldesi, Çubuk Boğazı, Ortaova mevkiinde bulunan taşocağı sahasının Taşocakları Nizamnamesi uyarınca beş yıl süre ile Döşemealtı Belediye Başkanlığı adına, taşocağı işletmesi olarak ve yıllık rüsum bedelleri belirtilmek suretiyle ruhsatlandırıldığı; 2004 yılı içinde 5177 sayılı Kanun ile Maden Kanununun değişmesi üzerine ruhsatın intibakının da yapıldığı; 2005-2006 yıllarına ait rüsum bedellerinin Belediye Başkanlığınca ödenmemesi üzerine İl Özel İdare Müdürlüğünce 7.7.2006 tarih ve 1137 sayılı ödeme emrinin düzenlenmesi nedeniyle davacı tarafından 2003 ve 2004 yıllarına ait maktu rüsum bedellerinin ödendiği; ancak Taşocakları Nizamnamesinin yürürlükten kaldırılmasından dolayı 2005 ve 2006 yıllarına ait rüsum bedellerinin dayanağının kalmadığı nedeniyle ödeme yapılmadığı, bu sebeple düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle Antalya Vergi Mahkemesinde dava açıldığı; Vergi Mahkemesinin Danıştay incelemesinden geçip kesinleşen 30.1.2007 tarihli E:2006/1145, K:2007/152 sayılı kararıyla, taşocaklarının Maden Kanununu kapsamına alındığı; ruhsat verilen madenlerden devlet hakkı adı altında bir payın her yıl madeni işletenlerden alınacağı ve bu yasa ile Taşocakları Nizamnamesinin yürürlükten kaldırıldığı; nizamnameye göre verilmiş ve yürüyen ruhsatların intibakının yaptırılmasının da zorunlu olduğu gerekçeleri ile ve davacının da ruhsatının yeni Kanuna göre intibakını da yaptırdığı dikkate alınarak mülga hale gelmiş bulunan nizamnameye göre düzenlenen sözleşmeye istinaden 2005 ve 2006 yılları için rüsum bedeli istenemeyeceği gerekçesi ile mükerrer tahsilata sebep olunmaması için bu konuda düzenlenmiş ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda sözü edilen Antalya İl Daimi Encümeninin 13.3.2003 gün ve 39 sayılı kararına dayanılarak beş yıl süre ile Döşemealtı Belediye Başkanlığı adına Taşocağı İşletme Ruhsatı verildiğine ilişkin “sözleşme” incelendiğinde;

Sözleşmede; sözleşmenin süresinin, ödenmesi gereken her türlü harç ve diğer giderlerin karşılanmasının, aksi halde 6183 sayılı Yasa uyarınca işlem yapılacağının, İdarenin izni olmadan ocağın devredilemeyeceğinin, ortak alınamayacağının, kiraya verilemeyeceğinin ve idarenin verilen ruhsatı tek taraflı olarak iptal ederek sözleşmeyi feshedebileceğinin, çeşitli  kurumlardan alınan görüşlere uyulması gerektiğinin, ruhsat verilen alanla ilgili Kamu Kuruluşlarından alınan görüşlerde belirtilen şartların tamamına uyulacağının, resmi kurumların malzeme ihtiyaçları halinde, talep edilen malzemenin ücretsiz verileceğinin, ruhsat süresi sonunda stok malzeme bulundurulması halinde işletmecinin hak iddia edemeyeceğinin, işletmecinin sözleşme ve şartname hükümlerine aykırı hareketinin Özel İdare Müdürlüğü Taşocakları Kontrol Mühendislerince tespit edilmesi ve bu durumun işletmeci veya vekiline bildirilmesinden sonra 15 günlük süre içerisinde, tespit edilen sözleşmeye aykırı hususların giderilmemesi halinde Ocak faaliyetinin durdurulacağının, İdarenin zararı varsa tazmin edilip, İl Daimi Encümeni kararı ile ocağın tek taraflı kapatıla cağının ve ruhsatın iptal edileceğinin, sözleşmedeki şartlara uyumunun tespitinin İdare elemanlarınca yapılacağının, ihtilaf vukuunda yetkili Mahkemenin Antalya Mahkemeleri olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.           

            Olayda, taraflar arasında sözleşme serbestisi esası çerçevesinde ilişki doğuran ve nitelik itibariyle özel hukuk alanını ilgilendiren bir sözleşme ilişkisi kurulduğu kuşkusuzdur. Bu durum karşısında, protokolün tarafların serbest iradeleri ile oluştuğu gözetildiğinde, sözleşmeden kaynaklanan rüsum bedelinin ödenmemesi gerektiği öne sürülerek, sözleşmenin feshi talebinde bulunulan davanın görüm ve çözümünde, adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Hakem Sıfatıyla) verilen 26.4.2011 gün ve E:2010/2, K:2010/3 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.3.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.